Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

xstudentxnrw 16.05.2005 16:08

1400 sene boyunca gelen alimler hep
 
yanlismi yapmislar?

xstudentxnrw 16.05.2005 16:31

Hadis Tahammülü ve Edâsı (Hadis Almak ve
 
Hadis Tahammülü ve Edâsı (Hadis Almak ve Rivayet Etmek)


Hadis tahammülü: Hadisi, kendisinden rivayet ettiği şahıstan alması demektir.

Üç şartı vardır:

1- Temyiz: Hitabı anlamak, ona doğru cevap vermek demektir. Çoğunlukla yedi yaşı tamamlanınca gerçekleşir.

Dolayısıyla yaşının küçüklüğünden ötürü temyizi olmayan birisinin hadis alması (tahammülü) sahih değildir. Aynı şekilde yaşlılığı dolayısıyla ya da bir başka sebepten ötürü temyiz gücünü kaybedenin de hadis alması sahih değildir.

2- Akıl: Deli ve bunağın hadis alması sahih değildir.

3- Mâni (tahammüle engel) hususlardan uzak olmak: Aşırı derecede uyuklamak yahut fazla gürültü ya da çokça meşgul eden bir durum sözkonusu iken hadis tahammülü (hadis almak) sahih olmaz.

Türleri pek çoktur. Bazıları şunlardır:

1- Şeyhin telaffuzu yoluyla hadis dinlemek. Bunun en yüksek mertebesi imlâ (şeyhin talebeye yazdırması) yoluyla gerçekleşendir.

2- Şeyhe (ravi tarafından) okumak. Buna "arz" adı verilir.

3- İcâze: Şeyhin kendisinden rivayet yapılmasına izin vermesidir. Bunun lafzî veya yazılı olarak yapılması arasında fark yoktur.

İlim adamlarının cumhûruna göre icazet yoluyla rivayet sahihtir. Çünkü buna ihtiyaç vardır. Fakat sahih olması için üç şart aranır:

a- Kendisinden rivayet etmesi için icazet verilenlerin ya tayin yoluyla ya da umumi bir ifade ile bilinir olması. Mesela, sana benden Sahih-i Buhârî"yi rivayet etmen için icazet verdim (tayin ile icazet); ya da sana benim bütün rivayetlerimi rivayet etmen için izin verdim gibi. Buna göre rivayet eden için hocasının rivayetlerinden olduğunu tesbit ettiği herbir şeyi, bu genel icazete binâen, ondan diye nakletmesi sahihtir.

Eğer rivayeti için icazet verilenler müphem (belirsiz) ise onları rivayet etmek sahih değildir. Mesela, ben sana Sahih-i Buhârî"nin bir kısmını benden rivayet etmene icazet verdim yahutta benim rivayetlerimin bir bölümünü rivayet etmene icazet verdim, demek gibi. Çünkü burada neyin rivayetine icazet verildiği bilinmemektedir.

b- Kendisine icazet verilen şahsın var olması gerekir. Dolayısıyla ister başkasına tabi olmak, isterse de bağımsız olarak var olmayan birisine icazet sahih olmaz. Mesela, sana ve senden doğacak çocuklara icazet verdim; yahutta filanın doğacak çocuğuna icazet verdim; derse icazet sahih değildir.

c- Kendisine icazet verilen şahsın kişi olarak yahutta niteliği itibariyle tayin edilmesi gerekir. Mesela: Sana ve filan kişiye benim naklettiğim rivayetleri benden rivayet etmeniz için icazet verdim; yahutta hadis ilmi öğrencilerine benim rivayetlerimi benden rivayet etmeleri için icazet verdim gibi.

Şayet icazet genel ise sahih olmaz. Bütün müslümanlara benden rivayet etmeleri için icazet verdim, demek gibi.

Mevcut olmayana ve tayin edilmeyene icazet vermenin sahih olduğu da söylenmiştir. Doğrusunu en iyi bilen Allah"tır.

xstudentxnrw 16.05.2005 16:34

sen hangi araplari diyorsun? sen mekkede
 
5vakit kilindigini bilmiyorsun galiba? onlar arap degilmi?

xstudentxnrw 16.05.2005 16:35

onun gibi namaz kil, onun insanlara kars
 
i davranislarini örnek al. onun yap dedigini yapma, yapma dedigini yapma. yani hadisleri uygula! ;O)

xstudentxnrw 16.05.2005 16:41

kuranda yasak etleri saydik, ve peygambe
 
rin yasakladiklarinida yeme diyor? eeee simdi?

xstudentxnrw 16.05.2005 16:42

kuran bes diyor, arapcayi bilmiyorsan
 
sana aciklamasini yapmistim..

xstudentxnrw 16.05.2005 16:44

1400 sene boyunca gelen alimler hep
 
arapca okumus ve oku demis.. eeeeee

16.05.2005 17:50

Ruh taşıyan her canlı bu âlemden
 
o âleme intikal eder....

UND DAS IST KEIN HADIS... sondern FAKT

16.05.2005 17:57

Meleklerden Sefaat beklenmez
 
ve Kuranin tabiriylede ölülerden medet dilenmez......

Sen o halde tastan Medet dilen

16.05.2005 17:58

Namazi 5 vakit kiliyorum
 
cünkü Resül uygulamasidir....
Ama yinede Kuranda vakitler 3 dür....

Bunda anlasilmayacak ne var ???

16.05.2005 17:59

Musst du nicht
 
du musst nur den Resultat ertragen, wenn du es nicht Zalhst....

Eine Aktion erwirkt immer eine gegenreaktion

16.05.2005 17:59

Du weisst es selber nicht... o.T.
 
ohne Text

16.05.2005 18:00

Kim söylüyor o dediklerini ?? o.T.
 
ohne Text

16.05.2005 18:01

Yahudilerdeki benzeri olay nedir ??? o.T
 
ohne Text

16.05.2005 18:02

Nerde soruyoruz cevap yok bu nebicim is
 
ohne Text

16.05.2005 18:03

2000 yildan beri gelen Hirsitiyan
 
Alimler yanlismi yapmis.... yada en cok Resüllerin geldigi Yahudiler yanlismi yapmis ????

Hehehehehe.... vool der Vogel

16.05.2005 18:04

Kuranda 3 Vakit Islam dininde 58 vakit
 
beides sind nicht gleich... der eine ist die Deutung des anderen....

Hadi güle güle... herkes 5 Vakit kiliyor... ama aslini bilmek gerek

16.05.2005 18:05

Nasil davranman gerektigini Kuran
 
vermis... oda Kuranda okuyarak alarak uyguladi...

Uzaydan ikinci Kuran inmediki...

Hadi yoluna sen

16.05.2005 18:06

Popoyu acamak neden yasakmis bakiim
 
senin Hocan sana bunu nasil anlatti ???

16.05.2005 18:07

Sen uzman degilsin bana aciklama
 
yapmana gerek yok...

Sen sadece uzmanlarin dediklerinden anlat yeter....

Senin hic bir uzmanin yokmu... yani kitabini okudugun... yada deger verdigin hic adam cikmadimi ???

Kimdir senin Hocan
??

16.05.2005 18:08

Weil die Araber waren
 
keine Türken verstehst du....

Sana Türkce oku diyen yok.... anacak Arapcasi olmayan mecbur anlayabildigi dilde okuyacak... cünkü DIJNSIZ kalamyacak... ama orijinalini arastiamaya calisacak.... kapische....

16.05.2005 18:28

Cihat la
 
bence, en dogru ve saglikli görevlerimizden birisi bence.

16.05.2005 18:57

Kabul... ama Cihadin hangi boyutuyla?? o
 
ohne Text

xstudentxnrw 16.05.2005 20:01

Yunus
 
27- Kötülük kazanmış olanlara gelince, kötülüğün cezası, misli kadardır. Ve onları bir aşağılık ve eziklik kaplar. Onlar için Allah"dan başka hiçbir kurtarıcı yoktur. Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir. İşte onlar cehennem ehlidir. Orada ebedî kalacaklardır.

xstudentxnrw 16.05.2005 20:07

şefaat konusu hakkinda
 
Rum:13
Allah"a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah"a koştukları ortakları inkâr ederler.

Enbiya:26
Böyle iken dediler ki: "Rahmân çocuk edindi." Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah"ın çocukları değil.) ikram olunmuş kullardır.

27- Onlar Allah"ın sözünün önüne geçmezler, hep O"nun emriyle hareket ederler.

28- Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah"ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O"nun korkusundan titrerler.

....
Onlar, yani melekler :O)
haydi bakayim tipisch tipisch

xstudentxnrw 16.05.2005 20:33

Mescid-i Aksâ"dan yükselis
 
“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm"dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ"ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.”(İsra Suresi ayet: 1)



“O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) Gördüğünü kalbi yalanlamadı. Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız? Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüştü,* Sidretü"l-Müntehâ"nın yanında. Cennetü"l-Me"vâ da onun yanındadır. Sidre"yi kaplayan kaplamıştı. Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.” (Necm Suresi ayet: 9-18)

garakedi 16.05.2005 20:36

Wer glaubt
 
wird seelig

xstudentxnrw 16.05.2005 20:43

Allah (c.c.) ibadetlerimize muhtac degil
 
ancak!!!

“Hayır.. Yalnız Allah"a ibadet et. Ve şükr edenlerden ol”.( Zümer Suresi.ayet :66)

“De ki: Benim namazım, ibâdetlerim ve diriliğim ve ölümüm âlemlerin Rabb’i olan Allah Teâlâ içindir.” ( Enam suresi ayet: 162)

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” ( Zariyat sûresi âyet: 56)

“(Rabbimiz!) Ancak sana ibadet ederiz ve yalnız senden medet umarız.” ( Fatiha sûresi âyet: 5)

xstudentxnrw 16.05.2005 20:44

oku ve anla
 
“Allah"a ibadet edin ve O"na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlar (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.” ( Nisâ sûresi âyet: 36)

16.05.2005 20:47

und..... ??? was soll das jetzt werden ?
 
ohne Text

16.05.2005 20:50

Mirac olayini anlatiyoran
 
O vayhyiide degil.... Safsatacinin bir HIKAYE KITABINDA mavcuttur.....


Ayni Hiristiyanlar gibi bir Safsatadir....

olsa olsa Bendensel Alemden ancak Rüyasal olarak bir seyler görmüs olabilir... kiiiii buda cok cok ceslikilidir...

Cünkü Bedensel Alemden Manyetik ALeme gecemezsiniz.. ölmeniz gerek... HZ. Muhammedde ölmedigine göre yok öyle bir sey

xstudentxnrw 16.05.2005 21:20

Garip insanlar:AH, YNÖ ve sözde mehdiler
 
A. Hulusi Diyor Ki;

AHMET KADIYANİ=KADIYANİLİK
“Dünya üzerinde, anlattıklarımıza en büyük örnek durumunda olan ve cinlerden birisine bağlı olarak yaşamış bulunun Ahmet KADYANİ, bizzat kaleme aldığı hayat hikayesine göre, Hindistan’ın Kadyan kasabasında doğmuştur...

Kendi anlattığına göre, keşif (!) yoluyla ailesinin aslen Semerkand’ lı olduğunu öğrenmiştir... yaradılış olarak kendi kendine kalmaya yönelik ve hassas bir yapıya sahip bir kişidir.

Sık sık yalnız bir köşeye çekilip benliğini tanıma çalışmaları yapmaktadır...

İşte bu günlerden birinde aniden gizliden bir ses işitir... bu sesi sadece o duyabilmektedir... kendisinden başkası o sırada yanında olsa bile, bu sesi duymamaktadır...

İşte bu ses, babasının o gün akşam ezanından sonra öleceğini, bildirir...

Ahmet Kadyani bunu işitince çok korkar ve çok üzülür...

Bu üzüntü ve korku sırasında ses tekrar gelir:

ALLAH kuluna yetmez mi?...

Ve gerçekten o gün akşam üstü babası vefat eder...

Ahmet Kadyani hikayesini anlatmaya şöyle devam etmektedir:

“ O sesi, ondan sonra çok duydum... o ses, bana pek çok şey öğretti!... o ses beni dünyaya tanıttı, meşhur yaptı!...fakir ve ihtiyaç sahibiyken, beni hayra harcamak üzere servete boğdu!...”

Ahmet Kadyani’ nin bazı özelliklerinden bahsettikten sonra, cinlerden birisinin onu kendisine nasıl bağladığını; bazı yanlış inançlara yönelttiğini de, bunlar sanki hakikatmış çasına bizzat kendi ağzından nakletmeye çalışacağız.

Kadyani’nin kulağına gelen ses hakkındaki görüşleri şöyle idi:

“ Kulağıma değen sözlerin rahmani olduğundan asla şüphe etmiyorum...çünkü, şeytan benimle alay etse, içindeki fenalıklar dile gelse, mutlaka farkederdim...” bazen o sözleri uzaktan işitiyordum, bazen de o sözler bizzat benim ağzımdan çıkıyor; fakat söyleyen ben olmuyorum...

O kadar ki, bazen hiç bilmediğim lisanlarda bile konuşuyorum...

Alelade bir ruhun veya ruhların bana hulul ettiğine “ içime girdiğine”inanmıyorum...

Bu iş pek başka bir iş!... fakat ne suretle başka?... başkalığını seziyorum ya!... bu kadarı bana ve bana bağlı olanlara yeterli!...

Evet şimdi de CİNİN sonunda iğfal ederek saptırdığı Ahmet Kadıyaninin yapığı işi görelim...

Sonunda bir gün ortaya çıkıyor ve şöyle diyor:

“ La ilahe illallah, muhammedün resulullah!... ben peygamberlerin en sonu ve en büyüğü olan muhammedin kalbini dolduran şevki ile mesih ibn-i meryem’im...

Muhammed’den başka peygamber gelmeyecek yalnız bir kişi onun hilafeti fahiresine ( onun iftihar edilecek mertebesine) bürünecektir... işte ben, oyum!... Kadyanlı Ahmet, efendisi muhammedin hatemün nebiliğine ( son nebi) halel gelmeden nebi olmuş, Tanrısından mukaddes bir görev almıştır!...”

Birinci dünya savaşından sonra ölen asıl ismiyle Kadyanlı Mirza Gülam Ahmet’ den “ keramet” diye nitelendirilen bir çok haller de ortaya çıkmıştır...

Binlerce kişinin, gördükleri rüyalarla kendisine bağlanmaları; yanında kırk gün kalan kimselerin semavi (!) işaret alarak bütün inkarlarından sıyrılmaları; kötürümleri birkaç el temasıyla, hastaları birkaç sözle iyi etmesi onun en çok görülen ve “ keramet”diye nitelendirilen hallerinden bazıları olmaktadır. Hatta kendisiyle tartışmaya giren birkaç kişinin sonunda ölmesi, kendisinin şöhretinin büsbütün yayılmasına sebep olmuştur...

Kendisinin mehdi olduğunu iddia eden; ve mehdi ile ahir zamanda yer yüzüne inecek olan İsa’nın aynı şahıs olduğunu söyleyen; ve sonuç olarak, işte kendisinin “ bu” kimse olduğunu sanan Mirza Gülam Ahmet Kadyani, kaba görüşle her ne kadar islamiyeti yaymış ve genişletmeye çalışmış ve bunda bir ölçüde de başarılı olmuşsa da; mesele inceden inceye araştırıldığı zaman görülür ki, ortada, cinlerin önce bir kişiyi,sonra onun aracılığıyla binlerce kişiyi kendilerine bağımlı kılmaları; ve bu iş içinde islamiyeti koz olarak kullanmaları durumu mevcuttur..”. ( Ahmet Hulusi , Ruh- insan -cin .S:119-122)



“İkinci aşamada ise, esas şeytanlığını ortaya koymaya başlar... işte bu aşamada, ancak dini çok iyi bilen kimselerin tesbit edebileceği inanç bozukluklarını onlara empoze etmeye başlar... ki esas oyunda işte burada başlar...

Bazılarını “vahdet-i vücud” görüşüne sokar!... ancak bu isim altında anlatılan gerçekte “ vahdet-i vücud” anlayışı olmayıp, “ panteist” görüştür; “ vahdet-i vücud” asla değildir!... ki böylelikle onları, kendilerinin “ Allah” olduğuna inandırmaya çalışır.. ( Ahmet Hulusi, Ruh- insan- cin. S:137)



Sayın Hulusi! Siz de bir öz eleştiri yapınız, Ahmet Kadıyani gibi, cinlerin size yaptırdığı bir oyun olmasın? Zira siz de, kitabınızın birçok yerinde: “Bu benim keşfim, bin dört yüz senedir kimsenin anlayamadıkları sırları size açıyorum. gibi iddialarda bulunurken aynı tuzağa düşürüldüğünüzün farkında mısınız?.”

“Ben en son Resulüm , bana inanmaları ve yardım etmeleri için Allah (c.c) bütün Resullerden söz aldığını Kuran-ı Kerim de bildirmektedir” diyen ve 1991 yılında öldürülen ,Reşat Halife; aynı şekilde iddiada bulunarak “Ben en son gelen mehdi resulüm bana inanılması ve yardım edilmesi için Allah tarafından bütün resullerden söz alındı; ben arş-ı alada bütün peygamberlerin ruhlarına namaz kıldırıyorum” iddiasında bulunan: Kuran’ı yüzünden okuyamadığı için ümmi olduğunu iddia eden, eski müsteşar yardımcısı ve D.Planlama Uzmanı İskender Evrenesoğlu veya Meryem oğlu İsa olduğunu söyleyen, eski müftü ve millet vekili Hasan Mezarcı ve de (Ben çıplak uyarıcıyım. Millet bugünkü dini terk etmezse İslâm gelmez. Ben çok sayıda cami yıktım. Dinlerini şov yaparak binlerce cami yaptıran dindarların yüzünden Marma*rada 7.4’ lük deprem oldu) diyen ve tepki toplayacağını bildiği için de “Mehdiyim” kelimesi yerine; Nezir-i üryan olan, Peygamberimiz Efendimizin sıfatınının Türkçesini, kendisine yakıştırarak: “çıplak uyarıcı” olduğunu ilân eden, İlahiyat Dekanı Sayın Yaşar Nuri Öztürk gibi, aynı tuzağa düşerek; yukarıda cinlerin bazılarını “vahdet-i vücut görüşüne sokar” Dediğiniz halde; kitaplarınızın bir çok bölümünde tam bir “Vahdet-i Vücut”çu olarak şöyle söylemiyor musunuz?

“Allah, ötede bir Tanrı değil, evren ve içindeki her şeyi kendi varlığıyla, ilmiyle, ilminde, “ yok” iken “ var” kılan, yüce varlığın adıdır. Holografik esasa göre, her zerrede tümüyle, -tasavvufa göre, zatıyla, sıfatıyla, isimleriyle –mevcuttur. ( Ahmet Hulusi, Dini Yanlış Algılama s.41) diyorsunuz.

Ayrıca kendilerini: Resul, Mehdi, Nezir-i üryan (Çıplak uyarıcı) görenler gibi ; bakın siz de neler söylüyorsunuz:

“Ancak ne var ki, Allah’ın takdiri ve kolaylaştırmasıyla elimizden geldiğince izaha çalışacağız... Çünkü bizim varoluş görevimiz de, bu güne kadar dinde izah edilememiş hususları olabildiğince anlaşılır hale getirmektir...” ( Ahmet Hulusi .Hz .Muhammed Neyi Okudu .S:78)

xstudentxnrw 16.05.2005 21:21

Garip insanlar:AH, YNÖ ve sözde mehdiler
 
A. Hulusi Diyor Ki;

AHMET KADIYANİ=KADIYANİLİK
“Dünya üzerinde, anlattıklarımıza en büyük örnek durumunda olan ve cinlerden birisine bağlı olarak yaşamış bulunun Ahmet KADYANİ, bizzat kaleme aldığı hayat hikayesine göre, Hindistan’ın Kadyan kasabasında doğmuştur...

Kendi anlattığına göre, keşif (!) yoluyla ailesinin aslen Semerkand’ lı olduğunu öğrenmiştir... yaradılış olarak kendi kendine kalmaya yönelik ve hassas bir yapıya sahip bir kişidir.

Sık sık yalnız bir köşeye çekilip benliğini tanıma çalışmaları yapmaktadır...

İşte bu günlerden birinde aniden gizliden bir ses işitir... bu sesi sadece o duyabilmektedir... kendisinden başkası o sırada yanında olsa bile, bu sesi duymamaktadır...

İşte bu ses, babasının o gün akşam ezanından sonra öleceğini, bildirir...

Ahmet Kadyani bunu işitince çok korkar ve çok üzülür...

Bu üzüntü ve korku sırasında ses tekrar gelir:

ALLAH kuluna yetmez mi?...

Ve gerçekten o gün akşam üstü babası vefat eder...

Ahmet Kadyani hikayesini anlatmaya şöyle devam etmektedir:

“ O sesi, ondan sonra çok duydum... o ses, bana pek çok şey öğretti!... o ses beni dünyaya tanıttı, meşhur yaptı!...fakir ve ihtiyaç sahibiyken, beni hayra harcamak üzere servete boğdu!...”

Ahmet Kadyani’ nin bazı özelliklerinden bahsettikten sonra, cinlerden birisinin onu kendisine nasıl bağladığını; bazı yanlış inançlara yönelttiğini de, bunlar sanki hakikatmış çasına bizzat kendi ağzından nakletmeye çalışacağız.

Kadyani’nin kulağına gelen ses hakkındaki görüşleri şöyle idi:

“ Kulağıma değen sözlerin rahmani olduğundan asla şüphe etmiyorum...çünkü, şeytan benimle alay etse, içindeki fenalıklar dile gelse, mutlaka farkederdim...” bazen o sözleri uzaktan işitiyordum, bazen de o sözler bizzat benim ağzımdan çıkıyor; fakat söyleyen ben olmuyorum...

O kadar ki, bazen hiç bilmediğim lisanlarda bile konuşuyorum...

Alelade bir ruhun veya ruhların bana hulul ettiğine “ içime girdiğine”inanmıyorum...

Bu iş pek başka bir iş!... fakat ne suretle başka?... başkalığını seziyorum ya!... bu kadarı bana ve bana bağlı olanlara yeterli!...

Evet şimdi de CİNİN sonunda iğfal ederek saptırdığı Ahmet Kadıyaninin yapığı işi görelim...

Sonunda bir gün ortaya çıkıyor ve şöyle diyor:

“ La ilahe illallah, muhammedün resulullah!... ben peygamberlerin en sonu ve en büyüğü olan muhammedin kalbini dolduran şevki ile mesih ibn-i meryem’im...

Muhammed’den başka peygamber gelmeyecek yalnız bir kişi onun hilafeti fahiresine ( onun iftihar edilecek mertebesine) bürünecektir... işte ben, oyum!... Kadyanlı Ahmet, efendisi muhammedin hatemün nebiliğine ( son nebi) halel gelmeden nebi olmuş, Tanrısından mukaddes bir görev almıştır!...”

Birinci dünya savaşından sonra ölen asıl ismiyle Kadyanlı Mirza Gülam Ahmet’ den “ keramet” diye nitelendirilen bir çok haller de ortaya çıkmıştır...

Binlerce kişinin, gördükleri rüyalarla kendisine bağlanmaları; yanında kırk gün kalan kimselerin semavi (!) işaret alarak bütün inkarlarından sıyrılmaları; kötürümleri birkaç el temasıyla, hastaları birkaç sözle iyi etmesi onun en çok görülen ve “ keramet”diye nitelendirilen hallerinden bazıları olmaktadır. Hatta kendisiyle tartışmaya giren birkaç kişinin sonunda ölmesi, kendisinin şöhretinin büsbütün yayılmasına sebep olmuştur...

Kendisinin mehdi olduğunu iddia eden; ve mehdi ile ahir zamanda yer yüzüne inecek olan İsa’nın aynı şahıs olduğunu söyleyen; ve sonuç olarak, işte kendisinin “ bu” kimse olduğunu sanan Mirza Gülam Ahmet Kadyani, kaba görüşle her ne kadar islamiyeti yaymış ve genişletmeye çalışmış ve bunda bir ölçüde de başarılı olmuşsa da; mesele inceden inceye araştırıldığı zaman görülür ki, ortada, cinlerin önce bir kişiyi,sonra onun aracılığıyla binlerce kişiyi kendilerine bağımlı kılmaları; ve bu iş içinde islamiyeti koz olarak kullanmaları durumu mevcuttur..”. ( Ahmet Hulusi , Ruh- insan -cin .S:119-122)



“İkinci aşamada ise, esas şeytanlığını ortaya koymaya başlar... işte bu aşamada, ancak dini çok iyi bilen kimselerin tesbit edebileceği inanç bozukluklarını onlara empoze etmeye başlar... ki esas oyunda işte burada başlar...

Bazılarını “vahdet-i vücud” görüşüne sokar!... ancak bu isim altında anlatılan gerçekte “ vahdet-i vücud” anlayışı olmayıp, “ panteist” görüştür; “ vahdet-i vücud” asla değildir!... ki böylelikle onları, kendilerinin “ Allah” olduğuna inandırmaya çalışır.. ( Ahmet Hulusi, Ruh- insan- cin. S:137)



Sayın Hulusi! Siz de bir öz eleştiri yapınız, Ahmet Kadıyani gibi, cinlerin size yaptırdığı bir oyun olmasın? Zira siz de, kitabınızın birçok yerinde: “Bu benim keşfim, bin dört yüz senedir kimsenin anlayamadıkları sırları size açıyorum. gibi iddialarda bulunurken aynı tuzağa düşürüldüğünüzün farkında mısınız?.”

“Ben en son Resulüm , bana inanmaları ve yardım etmeleri için Allah (c.c) bütün Resullerden söz aldığını Kuran-ı Kerim de bildirmektedir” diyen ve 1991 yılında öldürülen ,Reşat Halife; aynı şekilde iddiada bulunarak “Ben en son gelen mehdi resulüm bana inanılması ve yardım edilmesi için Allah tarafından bütün resullerden söz alındı; ben arş-ı alada bütün peygamberlerin ruhlarına namaz kıldırıyorum” iddiasında bulunan: Kuran’ı yüzünden okuyamadığı için ümmi olduğunu iddia eden, eski müsteşar yardımcısı ve D.Planlama Uzmanı İskender Evrenesoğlu veya Meryem oğlu İsa olduğunu söyleyen, eski müftü ve millet vekili Hasan Mezarcı ve de (Ben çıplak uyarıcıyım. Millet bugünkü dini terk etmezse İslâm gelmez. Ben çok sayıda cami yıktım. Dinlerini şov yaparak binlerce cami yaptıran dindarların yüzünden Marma*rada 7.4’ lük deprem oldu) diyen ve tepki toplayacağını bildiği için de “Mehdiyim” kelimesi yerine; Nezir-i üryan olan, Peygamberimiz Efendimizin sıfatınının Türkçesini, kendisine yakıştırarak: “çıplak uyarıcı” olduğunu ilân eden, İlahiyat Dekanı Sayın Yaşar Nuri Öztürk gibi, aynı tuzağa düşerek; yukarıda cinlerin bazılarını “vahdet-i vücut görüşüne sokar” Dediğiniz halde; kitaplarınızın bir çok bölümünde tam bir “Vahdet-i Vücut”çu olarak şöyle söylemiyor musunuz?

“Allah, ötede bir Tanrı değil, evren ve içindeki her şeyi kendi varlığıyla, ilmiyle, ilminde, “ yok” iken “ var” kılan, yüce varlığın adıdır. Holografik esasa göre, her zerrede tümüyle, -tasavvufa göre, zatıyla, sıfatıyla, isimleriyle –mevcuttur. ( Ahmet Hulusi, Dini Yanlış Algılama s.41) diyorsunuz.

Ayrıca kendilerini: Resul, Mehdi, Nezir-i üryan (Çıplak uyarıcı) görenler gibi ; bakın siz de neler söylüyorsunuz:

“Ancak ne var ki, Allah’ın takdiri ve kolaylaştırmasıyla elimizden geldiğince izaha çalışacağız... Çünkü bizim varoluş görevimiz de, bu güne kadar dinde izah edilememiş hususları olabildiğince anlaşılır hale getirmektir...” ( Ahmet Hulusi .Hz .Muhammed Neyi Okudu .S:78)

xstudentxnrw 16.05.2005 21:44

kuran ayetlerini inkar ediyormusun?
 
Allah diledigini yapabilirmi? yoksa sence yapamazmi? hasa Allahin gücü kisitlimi demek istiyorsun? yahudilerin ve hiristiyanlarin yaptigi hatayi yapma..

xstudentxnrw 16.05.2005 21:45

Allah kendini beğenen ve daima böbürleni
 
p duran kimseyi sevmez.

xstudentxnrw 16.05.2005 21:46

kurandan okuyabilirsin.. eee? o.T.
 
ohne Text

adnanhoca 17.05.2005 01:11

Katilmamak NAMÜMKÜN o.T.
 
ohne Text

cimbomyilmaz 17.05.2005 02:44

Milliyetci olmak suc mu?
 
Selam,

benim bu forumda zoruma giden Türk milliyetcisiyim dediginiz an herkes size fasist vs. suclamasini yapiyor.

Biz diyoruz ki:"aslin ne olurs ol, bu vatani seviyorsan, türk kültürüne, örf ve adetlerine sagdik isen sen bizdensin". ama bazi ger kafalilar bize irkci suclamasi yapiyor.

eyyy cahiller, mesela ülkücüler fasist olsaydi o zaman niye eski ülkü ocaklari baskani alisan satilmis kürttü.

size demokrasi ve insan haklari hikayelerini anlatan batililar aslinda dünyadaki en büyük milliyetcilerdir, ve irkci milliyyetciler.

Hic kimse ortaya cikip da almanlarin, ingilizlerin, helehele fransizlarin milliyetci olmadigini diyemez. onlar sirf ulusal cikarlar pesinde ve bizi hikayeler ile uyutup sonrada bizi tarihten silmek istiyorlar.

herkes diyor ki "sinirlar kalkiyor artik". E sinirlar kalkiyor ise niye bir kürdistan siniri cizmek istiyor AB?

tarihi bilmeyen su anki Türkiyenin durumunu anlayamaz. Bakin bir Müslümanlari nasil yok ettiler endulüs adasinda. oradaki oyunlarini taaa aynisi simdi de oynanyior. O zaman ispanyada haclilari destekleyen müslümanlari öbür müslümanlar gibi yok ettiler, kizlarini cahire ve köle olarak sattilar.

Kendinize dönün artik. Bizim dilimiz dünyanin en büyük 5 inci dili ve 30000 bir tarihimiz var. ulan, medeniyeti getiren biziz kültürü getiren bizi. Ne insan haklari ulan? bize mi ögreteceksiniz bunu?

isinsu 17.05.2005 07:45

tayyib erdogan da Karadenizli
 
adnan hoca nolcak simdi??

kerio 17.05.2005 08:45

seninkisi suc o.T.
 
ohne Text


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 10:41 Uhr.