Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

06.04.2005 22:38

:-)))) O.Güler cok komiksin
 
Simdi MÜSLÜMAN olmanin ölcüsü bumu oldu :-) Sen ENIS´e tasch cikartirsin...

06.04.2005 22:42

Erich Fromm sagt:
 
"Die Fähigkeit zu lieben erfordert einen Zustand intensiver Wachheit und gesteigerter geistiger Vitalität. Wenn Liebe so viel heisst, wie gegenüber einem jeden eine Haltung einnehmen, wenn Liebe ein Charakterzug ist, dann muss sie notwendigerweise nicht nur in unseren Beziehungen zu unserer Familie und zu unseren Freunden, sondern auch in den Beziehungen zu all denen zu finden sein, mit denen wir durch unsere Arbeit, unser Geschäft oder unseren Beruf in Kontakt kommen. Es gibt keine Arbeitsteilung zwischen der Liebe zu den eigenen Angehörigen und der Liebe zu Fremden. Ganz im Gegenteil ist letztere die Vorbedingung für erstere. Würde man diese Einsicht ernst nehmen, so würde das in der Tat eine recht drastische Veränderung in unseren gewohnten sozialen Beziehungen bedeuten."

originalgueler 06.04.2005 22:59

kavgalar kelepce oldu boynumuza
 
darilip gücenme, kar saydigim ömrümü takvimlerden caldi yillar ve kavgalar, aldirmiyorum alistim artik

06.04.2005 23:02

Sen miydin o yalnızlığın mıydı yoksa
 
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim, günün birinde insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi.

Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde; altınbaş, altın zincir fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler hızır paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
Çöpçülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

Baktım gökte bir kırmızı, bir uçak
Bol çelik, bol yıldız, bol insan
Bir gece sevgi duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
Başucumda bir sen varsın bir de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.
Sevgi Duvarı - Kendine İyi Bak

Yan yana geçen geceler unutulup gider mi
Acılar birden biter mi
Bir bebek özleminde seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi.

Suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi
Dikenleri göğü deler mi
Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi.

Kendine iyi bak beni düşünme
Su akar yatağını bulur,
Kendine iyi bak beni düşünme
Su akar yatağını bulur,

İçimdeki fırtına, kör kurşunla diner mi
Kavgalar kansız biter mi
Bir mavzer çığlığında seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi

Şu kahpe dünya seni bana düşman eder mi
Dostluklar birden biter mi
Bir kardeş selamında seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi

Kendine iyi bak beni düşünme
Su akar yatağını bulur,
Kendine iyi bak beni düşünme
Su akar yatağını bulur,
Sevgi Duvarı - Karar Vermek Zor

Malatya’ dan çıktım yola, yollar yanıyor
Düşman sarmış dört yanımı, kurşun saçıyor
Düşmüşüm bir çukura, canım yanıyor
Yaşasam mi ölsem mi
Karar vermek zor.

Beyler deresinde kardaş pusu kurdular
Dağda çadır çadır aştılar tüfek çaktılar
İki er kardeşi canımdan, canımdan vurdular
Yaşasak mi ölsek mi
Karar vermek zor.
Sevgi Duvarı - Şiddet

Ya dinle, ya dinle, ya dinle ya dinle yada git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz,
Ya dinle ya git
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Ya dinle ya git
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle yada git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz

Kokun burda rengin burda yüzümde saçlarımda
Kanım kanımda akıyor ey Bağdat biz hep sizleyiz

Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya da git
Bu şiddet olmazsa hiç olmazsa
Ya dinle ya git

Bağdatlım, emekçim,
Kardeşim ha, kardeşim ha
Tuttuğum zafer olsun hep böyle
Güzel kardeşim güzel Bağdatlım
Tuttuğum zafer olsun hep böyle

Ya şimdi, ya şimdi, ya şimdi ya hiç
Ya şimdi, ya şimdi, ya şimdi ya hiç

Gözüm kardeşim canım kardeşim
Benim kardeşim, benim kardeşim
Yarın geç olur, yarın geç olur,
tuttuğun zafer olsun hep böyle
Yarın geç olur, yarın geç olur,
tuttuğun zafer olsun hep böyle

Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya da git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Ya dinle ya git
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Ya dinle ya git
Sevgi Duvarı - Hep Sonradan

Ne sen Leyla’ sın ne de ben Mecnun
Ne sen yorgun ne de ben yorgun
Kederli bir akşam içmişiz sarhoşuz hepsi bu.

Hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan sonradan
Hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan
Hep sonradan gelir aklıma hep sonradan, sonradan
Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan.

Ne sen bulutsun ne de ben yağmur
Ne sen mağrur ne de ben mağrur
Hüzünlü bir akşam susmuşuz durgunuz hepsi bu.

Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan, sonradan
Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan
Hep sonradan gelir aklıma, hep sonradan, sonradan
Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan
Sevgi Duvarı - Şiire Gazele

Senin eşkin meni düşürdü dile
Ne çe aşığh olur bülbüller güle
Hasret çektim, könül verdim, seni sevdim men,
Hasret çektim, könül verdim, seni sevdim.

Böyle bir güzele, eşkimir gazele,
Şiire gazele könül verdim şiire gazele

Eger menden ayrıl, gezip dolansın
Menim bu eşkime yigane kalsın
Alışaram, ot tutaram, hem yanaram men
Alışaram, ot tutaram, hem yanaram.

Bunuda bilmerem, sensiz men gülmerem
Könlümü vermerem, heç kesemem könlümü vermerem
Sevgi Duvarı - Doruklara Sevdalandım

Filiz filiz harelendim dağlara uymak için
Kan gölünde kurulandım hayatı duymak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için.

"Kekik kokusu duydum
Kekik kokusu koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire
Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden
Bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden
Yorgunum;
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar..."

Katarlar gelir geçer bir geceden bir geceye
Yüreğim yare yare iz bırakır bin acıya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya.

Denizlerde dalgalandım taşları oymak için
Doruklara sevdalandım ışığa doymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için.

"Bir kuş çiz yavrum yüzüme gözyaşınla
Bir kuş tel tel kirpiklerim kanat olsun
Bir kuş çırpınan kalbi dudağımda
Bir kuş yavrum sıcaklığın beni bulsun.
Bahar gelmiş balam benim
Bahar gelmiş dayanmış
Dalda yaprak bebeciğim
Suda köpük uyanmış
Kuzulara özenmiş kızım benim
Körpe sesler dinlenmiş
Ay ışığında yanmış yavrucuğum
Onun için beyazmış."

Şarkılar gelir geçer bir heceden bir heceye
Yüreğim yare yare yankılanır bin acıya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
Tedirgin - Munzurlu
Munzurdan bir kus indi
Karali karali
Gittim baktim kanatlari
Yarali yarali
Kirvem belli dersim daglari
Marali marali marali
Kirvem kirvem kirvem kirvem
Hey avci vurmus gor kac gundur yarali

Munzurdan bir tas su verim de olem diyor
Hem agliyor hem bir turlu soyluyor
Biz de soyleyelim birlikte olelim
Munzur benim kirvem olur kime vereyim
Kirvem yine bela kirvem yine bela
Duman olmus daglar yolum karanlik
Kirvem yine bela kirvem yine bela
Kor olmus daglar yolum karanlik

Aaahh diz cokup illede
Anam anam anam diyor
Burna haber salinda daye daye daye
Ahhhh donup gitsem su daglara diyor
Kirvem daglarda nerde oldugunu bilem
Ahhhhh daglara git ates yak orda oldugunu bilem
Ahhhh kirvem uzat uzat ayaginin altini opem

Munzurdan bir tas su verim de olem diyor
Hem agliyor hem bir turlu soyluyor
Biz de soyleyelim birlikte olelim
Munzur benim kirvem olur kime vereyim
Kirvem yine bela kirvem yine bela
Duman olmus daglar yolum karanlik
Kirvem yine bela kirvem yine bela
Kor olmus daglar yolum karanlik
Tedirgin - Tedirgin
Sarı sıcak yazılar uzak
Dost uzanan eller uzak
Karanlıklar kurmuş tuzak
Benim sonum dünden belli
Haramiler sarmış yolumu
Güvercinler muhbir ucar
Telden tele fermanım gider
Benim sonum dünden belli
Gözlerim dolar kan sanırım
Betonlar boğar nefessiz kalırım
Şahidim yoktur
Perdeler örtük
İnanamassın ağlarsın

Geceler mi sen, benmi yorgunum
Mermiler mi sen, benmi yangınım
Düşlerim tutsak
Yüreğim sürgün
İçimde bir çocuk tedirgin

Suskunum vurgunum
tedirginim benim
haylanmaz uslanmaz
tedirgin...

Dağlarda kar yollar uzar
Yar belinden kollar uzar
Hasımlarım kurmuş tuzak
Benim sonum dünden belli
Müfrezeler sarmış yolumu
Menekşeler solgun açar
Dilden dile fermanım gider
Benim sonum dünden belli
Gözlerim dolar kan sanırım
Betonlar boğar nefessiz kalırım
Şahidim yoktur
Perdeler örtük
İnanamassın ağlarsın
Tedirgin - Mahur
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan"la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan"la ben ağlaşırız

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı

Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
Tedirgin - Layla
Saclarin savrulur turkulerime
Deli ruzgar eser gecelerime
Huzunler dolar bos kadehime
Yuregim tutusur geceler boyu
Aman be leyla can leyla
Bosver bu aska ha leyla can leyla
Son ver bu aska

Cikmaz sokaklarda
Kapina dustum
Golgem pesi sira ayak sesleri
Yagmur altinda
Atese dustum
Basimda savrulur sevda kulleri

Aman be leyla can leyla
Bosver bu aska ha leyla can leyla
Son ver bu askki
Tedirgin - Grev (Dilekçe)
Oy bilesen ki ben haa
Tas doven demir doven
Oy bilesen ki ben haa
Toz toprak icinde sanli
Sufakatim vakti coktur
ellerim magrur yavru
oy bilesen ki ben haa
yerden cevahir soken
zincirini yitirmis dev
feryadim
grev hakkimi isterim
grev hakkimi isterim
GREV !
Tedirgin - Derin Bir Ah Çektim
Derin bir ah cektin icim yandi
Kiyamaz gozum gozlerine
Ruyalarimdan gelip gecersin
Varamaz elim ellerine
Tren yolunda raylar uzar
Uzarda nereye gider
Ay"a gider, suya gider ,yola gider, yar gider
Benimde basima gelenler adami kanser eder
Benimde basima gelenler insani kanser eder

Derin ah cektin icim yandi
Dayanmaz gonlum hasretine
Arzularimdan gelip gecersin
Yaslanmaz basim dizlerine
Gurbet olunca yollar uzar
Uzarda nere gider
Daga gider ,tasa gider, askka gider ,yar gider
Benimde basima gelenler adami kanser eder
Benimde basima gelenler insani kanser eder

Derin bir ah cektin icim yandi
Yetismez omrum gencligine
Son nefesimden gelip gecersin
Yagmaz gozum ellerine
Daragacinda ipler uzar
Uzarda nere gider
Cana gider, kana gider, sona gider, yar gider
Benimde basima gelenler adami kanser eder
Benimde basima gelenler insani kanser eder
Tedirgin - Yazamadım
Uzak gecen baharlari
Huzun satan hazanlari
Gence kalem kiranlari
Yazamadim yazamadim
Kirik dokuk umutlari
Sakincali tutkulari
O cocuksu korkulari
Yazamadim yazamadim

Solgun suskun resimleri
Goge yoldas denizleri
Omrume goz dikenleri
Yazamadim yazamadim
Ses vermeyen geceleri
Tanimi zor acilari
Tek kisilik sancilari
Yazamadim yazamadim
Gun oksuzu odalari
Uygun adim voltalari
Ah zamansiz sorgulari
Yazamadim yazamadim
Yitip giden anilari
Katledilmis duygulari
Yarim kalmis sevdalari
Yazamadim yazamadim
Tedirgin - Sevemezsin
Deli dolu bir aksam
Vakit ayrilik
Saatler yanlizliga donuyor magrur
Yabanci dusler kalmis dunden geriye
Yurekler pismanliga carpiyor magrur
Adimi anamazsin ,yoluma cikamazsin
Gonulden sevemezsin sen
Gecmisi silemezsin, ruyama giremezsin
Gercekten sevemezsin sen
Beklenen olumlerin kacisi olmaz
Bir yildiz bilinmeze kayiyor magrur
Ben surgunum sen durgun
Kacak bu sevda
Dilim hep elvedaya donuyor magrur
Haykirsam duyamassin
Cagirsam gelemezssin
Yurekten sevemezsin sen
Zor gunde aramassin
Hic yanliz kalamazsin
Korkusuz sevemezsin sen

"Oyle bir kusup gidisin vardi ki
Seni vicdansiz ,insafsiz,kitapsiz"
Tedirgin - Ah!..
Yüzünün yarısı göz kadife yansımalı
bulutlu siyah ah bulutları eflatun
o boy aynasından çıktı fransızın malı
vişne asidi vardı tadında rujunun
ah sinema yıldızı filan olmalı
ağızlığı kristal son derece uzun

bir kibrit çakıldı mı ah yağmurluklu kız
alevinden anlamlı dumanlar üfürüyor
ah çocuk yüzünde gül goncası ağız
saçlarından incecik su tozu dökülüyor
sığınak gibi derin ağaçlar gibi yalnız
karartma başlamış ışıklar örtülüyor

ellerinde ruh gibi ah portakal kokusu
kırkmaları morsalkım göz kapakları saydam
çok vapurun battığı bir liman orospusu
bir hırsla öptüm ki ah ölürüm unutamam
ay ışığında deniz akordeon solosu
pırıl pırıl yaşadım üç dakika tastamam

görkemli çadırında italyan lunaparkın
sanki zeytin düşürür yerlere gözlerini
ah tahtına kurulmuş bol sakallı bir kadın
sutyenler tutmuyor çılğın göğüslerini
kaşları ip incesi kumral kirpikleri kalın
kim görse şaşırır sakalının süslerini

tavana asılmış sosyalist saçlarından
ah sabah sabah omuzları kan içinde
işkence sonrası genç bir kadın militan
yığınlar uğulduyor hummalı gençliğinde
adı bile çıkmamış dudaklarından
doğru yaşadığının sımsıkı bilincinde ...
Tedirgin - Elektro Şok
Cocuksu korkulari senle bastirdim
Yaninda sofra kurdum kasik salladim
Kana kana ictim seni agustosta
Rakimda buz oldun sisemde bugu
Karanlik sokaklari sahipsiz mezarlari
Seninle gectim sensiz bir hictim
Usudum sobamda senle kavruldum
Aciktim asimi senle pisirdim
Elektrik elektrik bir acayip soktayim yuregim bitik
Elektrik elektrik yay gibi gerinmisim sigortam atik
Gecip vermez daglari seninle astim
Uzaktaki dostlara senle ulastim
Tak fisi bitir isi dedikleri bu
Hep rahat yasamaya senle alistim
Simdi los odalarda tutsagin oldum
Yasal koridorlarda damgali puldum
El kelepce kol kirik gonul caresiz
Her bir dokunusunda titredim durdum
Elektrik elektrik bir acayip soktayim yuregim bitik
Elektrik elektrik yay gibi gerinmisim sigortam atik
Elektrik elektrik bir acayip soktayim yuregim bitik
Elektrik elektrik yay gibi gerinmisim sigortam atik
Başkaldırıyorum - Beni Tarihle Yargıla

Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is,
Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz
Beni bilimle anla iki gözüm, felsefeyle anla,
Ve tarihle yargıla...

Bal değildir ölüm bana,
İdam gül değildir bana,
Geceler çok karanlık,
Gel düşümdeki sevgilim,
Ay ışığı yedir bana...

”Ahh... Ben hasrete tutsağım,
Hasretler tutsak bana
Bıyığımdan gül sarkmaz,
Bıyık bırakmak yasak bana,
Mahpus bana, sus bana.
Yağlık ilmek boynuma...
Sevgili yerine
Koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım,
Ve sonra sabırla beklerim,
Bulutları çekersiniz üstümden,
Suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız,
Ve o güzel geleceği getirirsiniz bana...
Ölüm tanımaz işte o zaman sevgim,
Tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum,
Gözlerimde güneş koşar,
Ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma...”

Duygu bana, öykü bana,
Roman gibi her an bana
Hücremde yalnızım gel,
Gel düşümdeki sevgilim,
Soyunup hazırlan bana.

“Biraz sonra asmaya götürecekler beni,
Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni,
Hoşçakalın sevdiklerim;
Dört mevsim, yedi kıta, mavi gök...
Bütün doğa hoşçakalın...
Hoşçakalın sevdalılar,
Çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar,
Sonsuz uzay, gezegenler ve yıldızlar,
Hoşçakalın...
Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları,
Sevda türküleri ve şiirler.
Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler.
Dağlarında yürüdüğümüz toprak,
Yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın...
Hoşçakalın ağız tatlarım;
Sıcak çorbam, çayım, sigaram...
Havalandırma sıram, banyo sıram, kelepçe sıram...
Parkamı, kazağımı, eldivenlerimi, ayakkabılarımı,
Ve kalemimi, ve saatimi,
Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
Hoşçakalın, hoşçakalın...”

Dostum bana, sevdam bana,
Soluğunu geçir bana,
Uyku tutmuyor gözüm,
Anılar sıraya girdi.
Gel anne süt içir bana.

”Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,
Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,
Yedi bölge, dört deniz,
Yedi iklim, altmış yedi şehir,
Okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...
Deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,
Asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,
Ve işçiler ve köylüler...
Hoşçakal ülkem
Hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,
Hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,
Hoşçakalın dünyanın bütün halkları,
Sınırlı olmayan mekâna,
Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;
En sevda halimle, en yaşayan halimle,
Gidiyorum dostlarım,
Hoşçakalın, hoşçakalın...
Beni yaşamımla sorgula iki gözüm,
Beni yüreğimle, beni özümle,
Bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,
Tarihle anla beni,
Ve öyle yargıla.

originalgueler 06.04.2005 23:05

:)) güzel sözler söyledin
 
... müsaadenle sunu eklemek istiyorum:

sevgi ve merhamet yasandigi takdirde var olur, tek hissedildiginde yolun yarisidir...

insanlar icindeki huzuru ve dengelerini kaybetmemesi icin sevgi kaynagi yüce Allaha ibadet etmeleri gerek, merhamet ve sevgi dilemeleri ki, merhamete ihtiyaci olan insanlar onlarin dengelerini bozmamalari icin, öyle insanlara karsi yeterince sabirli ve nefsi güclü olabilmeleri icin ...

originalgueler 06.04.2005 23:08

tesekkür ederim bunu bana laik gördügün
 
icin.

Canimin yapraklari gözlerin, canimi yakiyor sözlerin.

hacikischkisch 06.04.2005 23:13

Erich fromu karistirma..o ne allaha
 
inanirdi ne de kelimei sahadet bilirdi
ama sevginin gücüne inanirdi

06.04.2005 23:16

Hiristiyanlarin ISLAM´a bakislari...!
 
Der Islam ist letztlich eine satanische Religion.

Allah ist nicht der Gott der Bibel, sondern ein grausamer, blutrünstiger Götze, letztlich ein Dämonenfürst.

Mohammed ist nicht der Prophet, sondern schlicht und einfach ein falscher Prophet (Mt 24,11+24). Mohammed ist ein verführter Verführer!

Der Koran ist eine Inspiration aus teuflischer Quelle.

Moslems sind von Gott geliebte, erlösungsbedürftige Menschen, für die Jesus Christus sein Blut und Leben gegeben hat. Sie brauchen das allein rettende Evangelium (Apg 4,12).



<a href="redirect.jsp?url=http://www.sermon-online.de/search.pl?lang=de&id=4820&title=&biblevers=&search string=&author=0&language=0&category=0&play=0" target="_blank">http://www.sermon-online.de/search.pl?lang=de&id=4820&title=&biblevers=&search string=&author=0&language=0&category=0&play=0</a>

06.04.2005 23:17

Senin yatacak yerin yok HACI :-) o.T.
 
ohne Text

06.04.2005 23:18

rica ederim o.T.
 
ohne Text

originalgueler 06.04.2005 23:18

:)) sende mi vardin buralarda
 
Alte Liebe rostet nicht derler :))

bu dogruymus, acaba 2010 yilinda halen buralara takilacakmisin kim bilir hangi nicklerle :))) ama ben seni hep yeniden taniyacagim

originalgueler 06.04.2005 23:21

*lol* o.T.
 
ohne Text

hacikischkisch 06.04.2005 23:23

Neden komik olsun sakamutra :o))
 
onlar insan olmanin sarti,müslümanligin degil
müslüman olmadan önce insan olun
müslümanligin sarti 5 dir
insanligin sartlari öyle sayi ile rakamla olmaz
insanligin sartinda nitelik var,nicelik degil
insanligin sartinda öyle mekke medine hac, tac sart degildir kocum
daha 40 firin ekmek yemen lazim anca o zaman haci amcanin bilgece felsefesine birazcik yaklasirsin

06.04.2005 23:24

Sende devletin hazirladigi
 
linklere baksan, hic yalnis olmaz.

Kimilerimiz zaten bunlari okuyup kin duymak isterler.

Hosgeldiniz CAHILBEE´YE

06.04.2005 23:25

sende Sadrazamain sag daschagimisin yoks
 
ohne Text

originalgueler 06.04.2005 23:27

:) iste ben seni böyle taniyorum
 
cünkü sen ~ bir tanesin ~

:)))))

hacikischkisch 06.04.2005 23:27

dükkan actim online yollarinda sekerim
 
ne yapim :o)
2010 da dami burda olyuruz diyosun?
daha sürünürüz yani bu rezil alemde hehe

06.04.2005 23:33

kendiniz calin kendiniz oynayin :-) BYE
 
ohne Text

originalgueler 06.04.2005 23:34

hani hamam acacaktin? :))))
 
evet, sanirim biz burada eksiyecegiz canim :)

originalgueler 06.04.2005 23:36

Wie denkt ihr über Sterbehilfe? o.T.
 
ohne Text

berlinfatih 06.04.2005 23:54

Kapitalizm, Komunizm yada ISLAM
 
1. Eğer fikir, akıl ile yerleşik kılmazsan
Fıtrata uygun olan fikre sahip olmazsan
Akli akideden doğan nizamı almazsan
İnsan icadı demokraside kalırsın
Bu halde iken ömrün olur da yaşarsan
Ya bir kapitalist, ya bir komünist olursun.

2. Asıl olan gayede karar kılar olmazsan
Fehmü idrakinle hedefi bulur olmazsan
Tek düstur, Kitap ve Sünnet’ i alır olmazsan
Hayat düsturunu şarktan, garptan alırsan
Bu halde iken ömrün olur da yaşarsan
Ya bir kapitalist, ya bir komünist olursun.

3. Hak’tan gelen şeri hükmü kaldırıp atarsan
İnsan icadı kanunları alıp tutarsan
Hak Nizama batıldan bir şeyler katarsan
Ya kraliyet ya cumhuriyet kurarsın
Böylece kapitalist, ya da komünist olursun.

4. Demkaratik hayatı düstur kılar isen
Bu düstura dayalı partiler kurar isen
Düstur yapan o mecliste karar kılar isen
İslam Devleti Hilafet’ten uzak kalırsın
Bu halde iken ecel gerlir de gidersen
Hak huzuruna hüccetsiz, delilsiz gelirsin

5. Eğer olmazsan Halife nasb etme yolunda
Bey’at farizası düşmezde kalır boynunda
Şayet halifesiz olursan, ömrün sonunda
Eğer boynunda bey’at olmadan ölür isen
Cahiliyye ölümüyle ölür gidersin.

6. Olmazsa olmaz olan davanı bilmezsen
Hükmetme nizamı Hilafet’i kurmazsan
Kitap, Sünnet’i hayata hakim kılmazsan
İslami hayatı yaşamaktan mahrum kalırsın
Ve demokrat olmaya da mecbur olursun.

7. Tanımaz , korumaz isen İslam Akidesini
Aleme duyurmazsan İslam Daveti’nin sesini
Bulmaz isen İslami hayatı yaşama çaresini
Tutunacak kulpun olmaz dayanaksız kalırsın,
Ehli küfre boyun eğmeye mecbur olursun


8. Mana ve cevher değişmez, değişmekle zaman
Değişen vesile ve şekildir, bilmelisin müslüman
Metod şeri hükümdendir, fehmetmelisin ehli iman
Tanımazsan metodu, usluptan kılarsın
Mana cevher yerine, şekilleri alırsın.

9. ‘Hüküm yalnız Allah’ındır ‘ kavline uymaz isen
Hevadan kanun koyan, müşrik olur, bilmez isen
Hak hükmü inkar eden kafir olur, duymaz isen
‘Hakimiyeti’ ya millete ya da cumhura verirsin
Böylece demokrat ya da cumhuriyetçi olur kalırsın.

10. Hilafet’in kurulmasını ol Resul buyurdu
Ona çalışmanın farz olduğunu duyurdu
Onu, ashabı ile bizzat kendisi kurdu
Kurmak için çalışmazsan, Devletsiz kalırsın
Aynı ashab gibi çalışmadığın sürece de
Ya krallığı ya da cumhuriyeti seçer alırsın

11. Fatih ‘ Haktan gelen rahmettir’ ey müslüman
Ümmetin izzeti çiğnenmekte, gafletten uyan
Dinin hayattan kovulmasından sensin sorumlu olan
Hilafet’i kurar isen Dini hayata hakim kılarsın
Hilafet’i kurup, halife nasb etmedikçe de
Küfür sömürgeci ayağı altında çiğnenir kalırsın.

frankenstein 06.04.2005 23:58

bir soru................................
 
aslinda cogunlukla müslümanlarda hiristiyanlik, hiristiyanlar ve onlarin kutsal saydigi seylere ayni seyleri düsünüyorlar ve söylüyorlar.

simdi ben hiristiyanlarin bize bakisini yanlis
buluyor ve reddediyorum. onlarin, öyle yanlis düsünmelerinin sebebi, hiristiyan dincilerin ögrettiklerinde aranmasi gerektigi kanaatindeyim.

acaba, bizim müslüman hocalarimizda, hiristiyanlar hakkinda bize kasitli olarak,
yanlis bilgiler veriyorlarmi?

originalgueler 07.04.2005 00:07

Islam dini toleranz bazinda temelleri
 
bulundugu icin sanmiyorum öyle durumlar mevcut oldugunu, fakat insanlar hatasiz degil ve mutlaka bizim hocalarimizda kusurlu davranislari vardir ama bildigim kadariyla stratetjik bicimde öyle kilisedeki gibi diger dinlere karsi lobbilesme yok.

kamaschullah 07.04.2005 00:12

Amma sacmaladin sende
 
senin yaptigin rsmen dinler arasi,kine ve nefrete tesviktir..hangi hristiyan böyle düsünyüormus??
ben müslümanlarin daha önyargili oldugunu düsünüyorum..hristiyani kafir gören cehennemlik yapan sizlersiniz

07.04.2005 01:20

kattiyen haramdir
 
ama söyle bir olayda var tabi....

Mesela Lebensverlängernde Massnahmenleri yapmayabilirsin....... bence bu ötenazi icerisine girmese gerek.....

Ama akli suuru herseyi basinda bir insani öldürmek tabiki caiz olamaz... ama zaten makinesiz yasayamayan ve bitkisel hayata düsmüs olan insanda bu olay farkli anlam kazanir...

Der eine ist schon tot der andere aber wir getötet

07.04.2005 01:21

Hacca gitmekle Müslüman olunmuyor
 
kaldiki agzini topla.... burasi evin degil ve bizlerd esenin akraban degiliz o yüzden adam gibi davran herkese

07.04.2005 01:22

Neden olmasin... dince mahsuru yok o.T.
 
ohne Text

07.04.2005 01:22

Ama dogru söylüyor o.T.
 
ohne Text

07.04.2005 01:24

So ist es... ve dediginin sirrida
 
Bakara 62, MAide 69 ve Ali.Imran 113-114 gibi iyi yürekli ve SDalih Mael pesinde kosan mümin insanlari kast ediyor....

Dünyada amac hayir icin yarismaktir.... yani Salih Amel islemektir.... oda insanlari sevmek ve mutlaka yardim etmekten geciyor...

Yoksa Müslümanlik bir kelimedir, o kelimeyei agizda sakiz etmekle Müslümanlik olmuyor

07.04.2005 01:26

Hayir yok öyle 5 veya 32 sart usw...
 
Bence ilk ve son sarti Kurani bastan dibe kadar arastirmak ve ruhunu anlamak....

Gerisi kendiliginden gelir.. ve 500 sarti bile gecer... öyle saaadece 5 sartla Müslümanlik olmaz

07.04.2005 01:32

Er sagt auch
 
"Wer denkt das die Trauben mit den Erberen reifen, der hat die Liebe nicht verstanden"

Wer nicht lieben kann, kann auch kein wahrer Moslem werden... so denke ich...

Nobody ist perfekt.. gegenseitiges verständniss kann das problem lösen

07.04.2005 01:35

Yani buna sende inaniyormusun
 
yada bir Barnabas Bibele inaniyormusun...

Olacak sey degil... eli olan Internette iste yazilar yaziyor.. sende gercek zannediyorsun...

Her denilene inanirsak HZ. Muhammed hem sübyanci hemde 9 karili Coban olmasi lagzim...

Alles fasa fiso

07.04.2005 01:38

Nasil nasil ???
 
dostumKuranin dilindeki Arapcayi anlamadan bilemden sen nasil anlayacaksin Kurani....

Haaa dolapta duruyor Kuran söyle yaziyor böyle yaziyor.. ama keine Ahnung wo lanmi hayat süreceksin....

Beni yasaklayacaklarmis.... sen dfaha iyi biliyorsan benim Cehaletimi giderde bizde adam olalim bar...

Saaadece faydali ve sachlich gegen bilgi üretemediginizden bir cogulariniz Forumda karsi cikiyorsunuz.. bumu sizin Forum sohbet anlayisiniz ????

07.04.2005 01:39

Hani kaynagi... kim yazdi bunlari o.T.
 
ohne Text

cobanim 07.04.2005 07:25

SORU CEVAP
 
Enis neden cevap yazmadin kocum noldu? Yazilarim mantiklimi geldi yoksa.. Bak en son ne yazmistim...!

Hani sen sormustun ya bana!!!

Arada kaynayip gitti, cünkü biraz arka sayfalarda kaldi.

Eniskaya ya cevap
_________________________________
Senin benim felegimi sasirtman..

imkansiz kocum.. Cünkü cahil degilim Allah a sükür, arastirmadan okumadan birseye burnumu sokmam..Aslinda sen acayip sekilde baglantisiz yaziyorsun, esas konular arada kayniyor gidiyor, yinede ..

Simdi sorularina cevaplar..
yani ne is bu... Allahin fazlka funksiyonu yokmu bu iste.... ???

Cevap:Allah herseyi yaratmisdir ve dönüs onadir. O herseyi bilen görendir. Malda onundur mülkde, onun esi benzeri yoktur. DÖNÜS ONADIR... Sefaat yalniz ona aittir..

Soru:Kaldiki HZ. Muhammedde sonrada Allahi tanidi..... eeeeee o zamana kadar kafirmiydi... yani Resül olana kadar imansizmiydi.... ?????

Cevap:Ne demek imansizmiydi??? O arayis icindeydi.Icinde bulundugu toplum gibi yasamiyor, bunlarin cahil oldugunu biliyordu. Tabi o sirada din olarak ortalik karisik idi. Öyle olmasaydi zaten Kuran gelmezdi degilmi?? Peygamber gelmezdi degilmi?? Iste son kitap daha gelmemisti ve o hep tefekkür ediyordu. Hira ya cikiyordu, Allah´in büyüklügünü düsünüyordu. Biliyorduki, O birdir, tekdir, esi benzeri yoktur... Bu kadarini biliyordu. Simdiki gibi durum degil yani, simdi Allah acikca son kitabini ve peygamberini indirmistir, bunda süphe yok degilmi?? Iste Hz. Muhammed in zamaninda böyle bir bosluk vardi. Ama o tefekkür ederek sirk durumuna düsmedi. Bütün bunlar gözönüne alinacak olursa o peygamberlikden öncede Allah i taniyordu, onun esi benzeri olmadigini biliyordu.. ok.? Simdi gelipde bana teslis inancinin Papasini bana savunma..
_______________________________

Yani insan bir cevap yazar degilmi kocum, yanlis veya dogru diye..

cobanim 07.04.2005 07:26

IMAN
 
Arkadaslar birakin namazi, zekati, orucu, hacci.. Ne ugrasiyorsunuz yahu.. Bakin Enis ne diyor..

Sadece ahirete inanmak ve salih amel islemek yeterlidir diyor.. Eeeeee?? Biz niye bu kadar ibadet ediyoruz arkadaslar?? Neden zekat neden namaz.

Bakin Eniskaya ne diyor:

Zitat "Hayir Kuran öyle demiyor
Allaha inanmak Ahiret gününe inanmak ve Salih AMel islemek..... Resüllerin ismi bile gecmiyor... "

Yani Resuller önemli degilmis, iman icin.. Allah Allah... bu nasil mantik???

Bide ona iman etmenin, Allah a, peygamberlere, meleklere, kitaplara, ahiret gününe imandan gectigini söyledigimde bana ne diyor biliyormusunuz???

Zitat: "Sen bana su an kara Hocalarin lafini saydin.... ich musste ehrlich lachen darüber... cünkü dahlen onlarin etkisi sende sürüyor..... yapacak bir sey yok.. belki ölünceye kadar onlarin etkisinde kalacaksin...... "

Yani Bakara Suresinin 285. ayetine ragmen bu kara hocalarin lafidir diyor gülüyor geciyor.

Bakara 285: Peygamber, Rabbi"nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah"a, meleklerine, kitaplarina ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz Allah"in peygamberleri arasinda ayirim yapmayiz, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bagislamani dileriz, dönüs ancak sanadir." dediler.

Eniskaya kardes kisisel olarak seni tanimiyorum ve sana karsi hicbir garezim olamaz:) Davamiz Islam ise herseyi tartisabilmeliyiz. Ama iman esaslarini asla. Imani gerektiren sartlar bellidir. Ve bunu kabul edelim.

Bak ben ne kara hocalara nede medya hocalarina tabiyim. Okurum, arastiririm ve dogruyu alirim, uygularim...
___________________
Allah birdir, tekdir, onun esi benzeri yoktur, malda O nundur mülkde, O hic kimseye muhtac degildir, herkes ve hersey O na muhtacdir. Dönüs O nadir.

07.04.2005 07:40

ASIL TEHLİKE ORGANİZE OLMAYAN DİNSİZLİK
 
Din ahlakının yaşanmaması bir toplum için olabilecek en önemli tehlikelerden biridir. Zira, din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda,
hızla ahlaki çöküntü yaşanır, toplum huzuru ve düzeni bozulur. Üstelik bundan toplumun hemen hemen tüm bireyleri zarar görür.
Yakın geçmişte dünyanın çeşitli ülkelerinde bu durumun ibret verici örneklerine rastlanmıştır.


Böyle bir tehlikeyle karşı karşıya gelmemek için dinsizliğe karşı fikri mücadele içinde olmak son derece önemlidir. Ancak, bu fikri mücadeleyi yürütürken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunların en önemlilerinden biri ise, dinsizlik tehlikesinin her zaman organize bir hareket olarak ortaya çıkmayabileceğidir.

.... inkar edenler ise tağut (şeytan)
yolunda mücadele ederler. Hiç şüphesiz şeytanın
hileli-düzeni pek zayıftır.
(Nisa Suresi, 76)


Organize Olmayan Dinsizlik

Allah’ın varlığı ve birliğinin binlerce apaçık delili olmasına rağmen bazı insanlar inkarlarında direnirler ve Allah’ın tüm insanlara emri olan din ahlakını yaşamaktan sürekli olarak kaçınırlar. Şüphesiz, bu çok cahilce bir tutumdur. Çünkü insanın hayatı boyunca arayışında olup istediği gerçek huzuru, mutluluğu ve güveni bulabilmesinin tek yolu yaratılışına, diğer bir deyişle Allah’ın emrettiği din ahlakına göre yaşamasıdır. Din ahlakını yaşamayan bir insanın, imkanları ne kadar geniş olursa olsun, gerçek mutluluğu yaşamasına imkan yoktur. Gün içinde yaşanan ve mutluluk gibi görünen anlar ise hem çok kısa ve geçicidir hem de çoğunlukla bu insanlar, gerçekte mutlu değildirler, sadece mutluluk taklidi yapmaktadırlar.

Din ahlakı insanların sabırlı, merhametli, hoşgörülü, itidalli, vicdanlı kısaca güzel huylu bir hayat yaşamalarını sağlar. Herkesin din ahlakına uygun olarak yaşadığı bir toplumda ise, huzur ve itidal toplumun geneline hakim olur. Bireyler her zaman sevgiyle, merhametle ve anlayışla karşılık görürler.
Buna rağmen bu açık gerçeği inkar eden insanlar, din ahlakının yaşanmaması için büyük bir mücadele yürütürler. Çünkü çoğunlukla menfaatleri, din ahlakına uygun olmayan kötülükler üzerine kuruludur. Ancak bu mücadeleyi çoğu zaman organize olmadan gerçekleştirirler. Din ahlakına karşı bir durum geliştiğinde, birbirini hiç tanımayan, daha önce hiç aynı ortamda bulunmamış kişiler aynı amaçla biraraya gelebilirler. Sokakta daha önce birbirini hiç görmemiş kişilere sorular sorulduğunda benzer cevaplar verirler, farklı mekanlarda birbirine benzer mantıklarla neredeyse aynı konuşmaları yaparlar, farklı yerlerde hemen hemen aynı sloganları atarlar. Ve genellikle bunlar tek bir merkezden organize edilmezler, ama şeytani bir etkiyle aynı mantığa sahiptirler. Bu mantık, dinsizliğin mantığıdır.

Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar...
(Enam Suresi, 121)


Dinsizliğin mantığını belirleyen ve yönlendiren ise şeytandır. Şeytanın telkinleri ve yönlendirmesiyle bu insanlar inkar eder, din ahlakına karşı mücadele yürütür. Bu mücadelede dünyanın hemen her köşesinde aynı çarpık mantıkları öne sürer, aynı konuşmaları yapar, aynı hilelere başvurur, aynı tepkileri verir, aynı şekilde davranırlar. Bir ayette Allah, inkar edenlerin şeytanın yolunda mücadele ettiklerini şu şekilde bildirmiştir:
.... inkar edenler ise tağut (şeytan) yolunda mücadele ederler. Hiç şüphesiz şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır. (Nisa Suresi, 76)
Bir başka ayette ise, şeytanın din ahlakıyla ve samimi olarak iman edenlerle mücadelesi şu şekilde haber verilmiştir:
... Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar... (Enam Suresi, 121)
Ayette de bildirildiği gibi, inkar edenlerin dinsizliğin propagandasını yapmaları ve din ahlakına karşı mücadele etmeleri için onları asıl yönlendiren güç şeytandır. Yani, şeytanın çağırmasıyla organize olmasalar da ortak hareket edebilirler. Şeytan, farklı dillerden ve farklı ırklardan insanlara din ahlakına karşı olmaları için aynı telkinleri verir. Onlar da şeytani yönlendirmeyle aynı şekilde hareket ederler. Gerekli bir durum oluştuğunda, şeytanın ilhamıyla, taraftarları ne yapmaları gerektiğini hemen anlarlar, hangi cümleleri söyleyeceklerini, hangi mantıkları kuracaklarını, hangi yolları izleyeceklerini bilirler. Bunun neticesinde de organize olmamış bir dinsizlik hareketi ortaya çıkar.


İman Edenlerin Sorumluluğu

Allah’ın iman edenlere bildirdiği en büyük sorumluluklardan biri, iyiliği emretmek ve kötülüğü menetmektir. Bir Kuran ayetinde şu şekilde buyrulmuştur:
Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü’minleri müjdele. (Tevbe Suresi, 112)
Müminlerin bu sorumluluğu yeryüzünde kötülüğü yaygınlaştırmak için çaba yürütenlere karşı da ciddi bir fikri mücadele içinde olmalarını gerektirir. Bu önemli sorumluluğu yerine getirirken, hedefin doğru belirlenmesi -Allah’ın izniyle- sonuca çok daha çabuk ulaşılmasına vesile olacaktır. Bunun için müminlerin karşılarındaki asıl tehlikenin organize olmamış dinsizlik yani şeytanın telkiniyle büyüyüp gelişen dinsizlik olduğunun bilincinde olmaları gerekir. Allah Kuran’da şeytanın insanlara çok farklı yönlerden yaklaşıp, onları şaşırtacağını haber vermiştir:
Dedi ki: ’Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.’ (Araf Suresi, 16-17)
Bu nedenle şeytanın telkinleri ve hileleri farklılıklar gösterebilir, ama özünde mantığı aynıdır. Bu tehlikeyi etkisiz hale getirmenin yolu ise açıktır: Din ahlakının yaygınlaşması için sürekli çaba içinde olmak. Bunun için de, Allah’ın varlığının ve birliğinin apaçık delillerinin sürekli anlatılması, insanları din ahlakından uzaklaştıran felsefe ve akımların çarpıklıklarının ortaya çıkarılması, din ahlakının insanlara kazandıracağı güzelliklerin gündemde tutulması son derece önemlidir. Geniş çapta yürütülecek bu fikri mücadele, şeytanın kimi insanlar üzerindeki etkisini kıracak ve insanların din ahlakına ısınmalarına vesile olacak hayati bir yoldur. Ve, Allah’ın izniyle, Allah bu yolda mücadele edecek kullarına başarı ve zafer müjdelemiştir:
Andolsun, (peygamber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. (Saffat Suresi, 171-172)


<a href="redirect.jsp?url=http://mercek.org/MOC/index.php?secim=makale&m_id=1494" target="_blank">http://mercek.org/MOC/index.php?secim=makale&m_id=1494</a>

07.04.2005 09:05

NASREDDIN HOCA
 
Hoca vaaz vermek istedigi salona girmis. Salon, on sirada oturan
seyis
disinda bosmus. Konusup konusmama konusunda dusunen hoca sonunda seyise
sormus:

"Buradaki tek kisi sensin. Sana gore konusmali mi, yoksa
konusmamalimiyim?"

Seyis cevap vermis:
"Hoca ben basit bir insanim, bu konulardan anlamam. Fakat ahira gelseydim
ve butun atlarin kacip bir tanesinin kaldigini gorseydim, yine de onu
beslerdim."

Bu sozlere hak veren hoca duaya baslamis iki saatin uzerinde konusmus
durmus, duadan sonra kendini mutlu hissetmis, dinleyicisinin de vaazin
cok
iyi oldugunu onaylanmasini isteyerek sormus:

"Vaazimi nasil buldun?"

Seyis cevap vermis:
"Sana daha once basit bir adam oldugumu ve bu konulardan pek
anlamadigimi
soylemistim. Gene de eger ahira gelip biri disinda tum atlarin kactigini
gorseydim, onu beslerdim dedim ama elimdeki tum yemi ona verip hayvani
catlatmazdim."

cobanim 07.04.2005 09:26

SÜPER:)) o.T.
 
ohne Text

frankenstein 07.04.2005 10:10

O kadar basit degil!....................
 
TEROR, ÇETE, SUİKAST
Abdi İpekçi
Adnan Hoca
Beyaz Enerji Operasyonu
Gaffar Okkan Suikastı
Gazi Mahallesi
Mavi Çarşı
Öcalan ve PKK
Satanist Gençler
Titan
Sabancı Suikastı
Susurluk Davası
Telekulak








ADNAN HOCA
Yakışıklı erkekler güzel kadınlar cemaati
Bilim Araştırma Vakfı (BAV) adı altında tarikat hayatı yaşayan zengin ailelerin çocukları, 1980"li yılların ortalarında boy göstermeye başladı.

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi"nde okuyan bir genç olarak 1985 yılında basın tarafından keşfedilen Adnan Oktar, kısa sürede "Adnan Hoca" adını alarak etrafında genç ve güzel insanları topladı.

Müritlerini yalnızca zengin aile çocuklarından seçen Oktar, onların "gayri İslami" bulduğu isimlerini Abdullah, Zeynep, Talip, Emine diye değiştirdi. Bazı velilerin şikayetiyle tutuklanan Oktar, "akıl hastası, kokainman, Atatürk düşmanı, şeriatçı" olmakla suçlandı.

Cezaevinden çıkınca İslamcılarla bağını koparıp Atatürkçü olduğunu ilan etti. Müritlerine kurdurduğu Bilim Araştırma Vakfı, lüks otellerde Atatürkçülük üzerine konferanslar düzenleyip ünlü profesörleri, sanatçıları ve emekli subayları konuşturdu.

Şantaj mekanizması
Adnan Hoca 1990 başlarında ortalıktan kayboldu. Ancak grup üyeleri sık sık eğlence yerlerinde görülür oldu. Gruba katılmayı kabul etmeyen eğlence dünyasının bazı isimleriyle grup aleyhine konuşan, yazan birçok gazeteci hakkında şantaj faksları çekildi.

1992 yılında Adnan Hoca"nın müritlerinden olan Serhan Çevik, aynı yıl tarikattan ayrılıp "Kızıl İmam" adını aldı ve kendi grubunu kurdu. Çevik, cemaatten ayrıldıktan sonra Adnan Oktar ve müritleri hakkında yaptığı açıklamalarla gündeme geldi.

Vakıf yöneticileri bu faksların kendileriyle ilgili olmadığını söylediler. Zamanla grup içinde ayrılıklar çıktı. Taraflar birbirlerini polise ihbar etti. Bu arada vakıf yöneticilerinden Serkan Ciminli öldürüldü.

Adnan Hoca bir ara parti kuracağını açıkladı. Ardından 1994 yerel seçimlerinde grup üyeleri Refah Partisi"ni " Necmettin Erbakan" destekledi. Mankenliği bırakıp gruba giren Gülay Pınarbaşı törenle RP"ye katıldı.

Refah"a destek
Recep Tayyip Erdoğan"ın seçildikten sonraki ilk basın toplantısında grup üyeleri hemen arkasında poz verdi. Yine grup 1995 Aralık seçimlerinde RP için çalıştı. Grup, 1999 yılı sonlarında ise DYP kongresi için Tansu Çiller"in yanında mücadeleye başladı.

Doktor Oktar Babuna için düzenlenen kampanyayı perde arkasından yürüttüğü iddia edilen grup asıl çalışma alanı olarak yayıncılığı seçti. Grup üyeleri evrim teorisi, Masonluk ve Yahudiliğe karşı bir dizi araştırma yürüttü ve bunlar "Harun Yahya" imzasıyla kitaplaştı. Bu yazılar sağ basın organlarında da yayımlandı.

Otelde kavga
11 Eylül 1999"da DYP İstanbul Milletvekili Celal Adan ve adamlarıyla Adnan Hoca"nın müritleri arasında Ceylan Otel"de kavga çıktı. Karakolda biten olayda, BAV üyesi Bahadır Güven ile arkadaşları Fırat Devlioğlu, Erol Şimşem, Ersin Alacadağ ve Ersel Alacadağ otele giderek lobide Adan ve adamları olduğu öne sürülen 20 kişilik bir grupla kavga etmeye başladı.

Gözaltına alınan BAV üyelerinden Güven, "Adan, bir süre önce hakkında bir takım yerlere çekilen fakslarla ilgili bizi konuşmak için çağırdı. Otele gittik. Adan, silahını çekip üzerimize doğrulttu. Adamları da silah çekip saldırdı. Ruhsatlı tabancalarımızı, cep telefonlarımızı aldılar. Adan, otelden Mehmet Ağar"ın otomobiliyle ayrıldı" iddiasında bulundu.

Gece yarısı Adnan Hoca avı
12 Kasım 1999"da sabaha karşı Üsküdar Kuleli Askeri Lisesi arkasındaki evine baskın düzenlenen Oktar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı.

Polis, aynı saatlerde, Etiler başta olmak üzere, değişik semtlerdeki vakıf üyelerinin evleriyle vakfın Fatih"teki merkezine de baskınlar düzenledi. Operasyonlarda aralarında kadınların da bulunduğu 70 kişi gözaltına alındı.

DYP kongresi öncesinde Tansu Çiller"in rakiplerine savaş açan Oktar"ın da gözaltına alındığı operasyonda ikisi ruhsatsız yedi tabanca, çok sayıda bilgisayar disketi, dosya ve kasete el konuldu.

İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir"in "çete" olarak adlandırdığı Bilim Araştırma Vakfı (BAV) fahri başkanı da olan Adnan Oktar ve vakıf üyelerine yönelik gerçekleştirilen ve yaklaşık 2 bin polisin katıldığı operasyonlarda Adnan Hoca"nın evlerinin ihtişamları dikkat çekti.

Tantan"ın açıklaması
Operasyonların gece yarısı aniden yapıldığı gerekçesiyle eleştirilen İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, "Adnan Hoca olayı Apo"nun yakalanması kadar ciddi bir olay. Siyasi boyutu var. Riskli bir durum vardı. Operasyon gerekliydi. Tehlike arz ediyordu" açıklamasını yaptı.

11 Ocak 2000"de Oktar ve beyin takımında bulunan 35 adamı hakkında, çıkar amaçlı örgüt kurmak, tehditle menfaat sağlamak, çıkar amaçlı örgüte yardım ve yataklık etmek suçlarından 16 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İddianamede, Oktar"ın kayıt ve verilerinin incelendiği, bu nedenle malvarlığının mercek altına alındığı açıklanırken, mali finansörünün Fırat Devlioğlu olduğu ve en önemli adamları arasında yer aldığı belirtildi. Oktar"ın en güvenilir adamlarının Emre Nil, Mustafa Kemal Gül, Halil Hilmi Müftüoğlu, Hasan Basri Güner olduğu ve mali işlerini yürüttüğü iddia edildi.

Çarpık ilişkiler yumağı
Bu süreçten sonra Adnan Hoca"nın eski müritlerinin anlattıkları Türkiye"nin gündemine bomba gibi düştü. Bazı müritleri, Adnan Hoca"nın, 3 yıl önce kendilerine bir fetva vererek normal seksi yasakladığını ve "Oral ve anal seks yapın" talimatı verdiğini, sapık ilişki sırasında, bir kişinin de gözcülük yaptığını ileri sürdü.

Cemaatinin çarpık ilişkilerini emniyette verdiği ifadeyle doğrulayan Oktar"ın anlatımına göre örgütlenme şemasında "baş imam" olarak kendisi yer alıyor. Oktar"ın imamları ise Bahadır Güven, Halil Hilmi Müftüoğlu ve Emre Nil.

Cemaatin halkla ilişkiler kolunu oluşturan erkek müritler ise kitapların basılması, şantaj kasetlerinin, karalama metinlerinin hazırlanması, dağıtılması, toplantıların düzenlenmesi göreviyle uğraşıyor.

Bacılar, cariyeler
Kadın müritlerden oluşan "bacılar" kolunda cemaat içinde kıdem alan, eğitimini tamamlayan, Adnan Hoca tarafından imana ulaştıkları kabul edilen kadınlar bulunuyor. Eski mankenlerden Gülay Pınarbaşı"nın da yer aldığı bu kolda Bacılar, partnerlerini seçme haklarına sahip oluyorlar.

Örgütlenmede yer alan "cariyeler" kolunda Adnan Hoca tarafından sınanıp, hiçbir zaman bacı olamayacaklarına karar verilen kadınlar yer alıyor. Cemaat içinde yatak odası partnerlerini seçme şansları bulunmayan cariyeler, kardeşlerin ve bacıların verdiği görevleri yerine getiriyor.

Cemaat içinde en alt kademede "motorlar" yer alıyor. Kıdemsiz kadınlardan oluşan bu kolda, imamlar ve kardeşler, istedikleri zaman onlarla ilişkiye girebiliyor. Motorların reddetme hakkı yok, cariyeliğe ya da bacılığa yükselebiliyorlar.

Oktar"dan itiraf
Oktar, birçok kişi hakkında şantaj kasetleri hazırladıklarını itiraf ettiği ifadesinde, 1997 yılında avukatlarının uyarısıyla bu işten vazgeçtiklerini söyledi. Oktar, "Avukatımız, bunun cezasının çok ağır olduğunu söyledi. Tüm eski kasetleri imha ettik. Porno kaset ve dergilerden aldığımız görüntüler üzerine, köşeye sıkıştırmak istediğimiz kişilerin yüzlerini monte ediyorduk. İşimiz bittikten sonra elimizdeki görüntüleri yok ediyorduk" dedi.

Adnan Hoca ve müritlerinin lösemili olduğu gerekçesiyle kendisine uygun ilik bulmak amacıyla kampanya başlatan Dr. Oktar Babuna"yı da destekle- dikleri ortaya çıktı. Adnan Oktar"a hayranlığını her fırsatta dile getiren ve iki kızkardeşi de hocanın müritleri arasında yer alan Babuna, cemaatle ilişkisini reddetti.

İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede de Oktar ve müritlerinin ağlarına düşürdükleri zengin gençlerin malvarlıklarının yanı sıra müritlerinin kurdukları şirketler üzerinden trilyonluk servet yaptıkları belirtildi.

İddianamede, yedi kardeş imama bağlı 200"e yakın erkek müritle üç bacı imama bağlı, 100"e yakın kadın müridin 40 ev ve villada ayrı ayrı oturdukları ve birbirleriyle görüşmedikleri belirtildi. Tüm yaşamlarının "Ecir Felsefesi" tarafından belirlendiğine işaret edilen iddianamede, bu felsefe "Dünyada kardeşine iyilik yaparsan, karşılığında iyilik bulursun" olarak tanımlandı.

"Ben Hoca değilim"
Oktar, 8 Nisan 2000"de İstanbul 1 No"lu DGM"de ilk kez hakim karşısına çıktı. Kimlik tespiti sırasında mesleğini "yazar" olarak belirten Oktar, kendi el yazısıyla yazdığı emniyet ifadelerini kabul etmedi.

Açıklamasında, "Ben hoca değilim, mürşit değilim. Dinine bağlı sade bir vatandaşım. Örgüt ve gizli çekim iddialarını kabul etmiyorum. Hiçbir şey için talimat vermedim ve hiç kimseyi tehdit etmedim" dedi.

Oktar, devlet için her türlü fedakarlığı yapacağını söyleyerek, "Dünyanın her tarafında benim gibi ilmi ve fikri mücadele veren herkese bu tür oyunlar yapılır. Şerefli Türk adliyesinin bunların oyununa gelmeyeceğine inanıyorum" dedi.

Mankenler kurtardı
Adnan Oktar ile elebaşısı olduğu öne sürülen grubun üyelerinden Fırat Develioğlu, 8.5 aydır tutuklu bulundukları "Tehditle menfaat sağlamak", "Çıkar amaçlı örgüt kurmak ve örgüte üye olmak" suçundan yargılandıkları davada 3 Ağustos 2000"de tahliye edildiler.

Duruşmada, hocanın müritleri arasında oldukları ileri sürülen manken Seçkin Piriler ve Tuğçe Doras, emniyette Oktar aleyhine verdikleri ifadeleri reddederek, "şikayetçi olmadıklarını" söylediler. İki manken, duruşmaya beyaz kıyafetler içinde elele gelerek gövde gösterisi yaptı.


<a href="redirect.jsp?url=http://www.netbul.com/superstar/ozeldosyalar/sicakhaber/teror/adnan.asp" target="_blank">http://www.netbul.com/superstar/ozeldosyalar/sicakhaber/teror/adnan.asp</a>


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 23:18 Uhr.