![]() |
NERESI NESI ILE IYI IDI ? o.T.
ohne Text
|
Din-i ISLAM MAIDE SURESI 3
Bismillahirrahmanirrahim
Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir. Kim de ona bir mümin olarak salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler vardır. (Taha Süresi 74-75) -------------------------------------------------------------------------------- Bugün kafirler dininizi ortadan kaldırmaktan umut kesmişlerdir. O halde onlardan korkmayınız, benden korkunuz. Bugün sizin hesabınıza dininizi bütünledim. Size yönelik nimetimi tamama erdirdim ve sizin için din olarak İslâm"ı beğendim. Maide Süresi 3 |
Hiristiyanlarin Halifesi Öldü
Yani teknolojiyi bulan uzaya ayak basan sabkasini giydiginiz avrupanin hiristiyan aleminin halifesi öldü.
Bizdeyse Halifeligi kaldiran onun bunun sabkasini giyerek bir beceri sananlar acaba hiristiyan aleminden bir ibret alamamislarmi..... Alman tv lerini izliyorum rauno italyan tv sini izliyorum yahuu adamlar nede cok onu seviyorlarmis....... Bosnada insanlar katledilirken papazlar hiristiyanlara alkis caliyorlardi.... Hitler basa geldiginde italyadaki papa lar sesini bile cikartmadilar kilisileriylen dünyada misyonerlik yapmalari icin Roma dan para yagiyor. Acaba o inandiklari din ne kadar dogrudur acaba HZ Isaya Incile inaniyorum bugünkü hiristiyanlara inanmiyorum..... PUTLARA TAPMAK PUTPERESTLÝK ÝSE KÝLÝSELERDEKÝ HEYKELLERE TAPANLARA NE AD VERMELÝ? YA HAÇLI SEFERLERÝNÝN PUTPERESTLERÝ ( MÜSLÜMANLARI ...!) ORTADAN KALDIRMAK AMACI ÝLE KÝLÝSE ÖNDERLÝÐÝNDE YAPILMASINI HANGÝ VÝCDAN KABUL EDEBÝLÝR ? |
Eskiden gemileriylen
dünyaya acilir ülkeleri isgal eder ve papaz lariylan hiristiyanliklarini yayarlardi....
10 milyondan fazala kizil deriliyi katleden otom lan ülkeleri zehirliyen ve sonrada kendilerine medeni diyen Putperestler asla ve asla medeni olamazlar.. bazi kofti aydin gecinenlerin hosgörüden bahsedib avrupanin propagandalarina destek cikib onlari demokrasi adi altinda katliyam yapmalarina ses cikarmayip bir iki bina yikildiginda Islama agzina alinmiyacak hakaretler yapmalarina ancak bizler güleriz............ |
O yılların palavraları bile hoştu :O=)
Mehmet Emin Kazcı
O yılların palavraları bile hoştu Gerçi Anadolu"nun birçok yöresinde hâlâ öyle, ama özellikle 1960"lı ve 70"li yıllarda "Alamancı" diye bir kavram çok popülerdi Türkiye"de. Malum, Türkçemizde "ci, cu, cı, cü" gibi takılar bir meslek ifade etmekte kullanılır. Fırıncı, inşaatçı, şarkıcı, tatlıcı gibi. Halkımız, Almanya"da çalışmanın kendisini başlı başına bir meslek olarak görüyor olmalı ki, böyleleri için ayrıca bir meslek nitelemesine gerek duymaz, "Alamancı" der çıkardı: -Ali Dayının oğlu nerelerde? -Alamancı. -Öyle mi? Peki mesleği ne? -Alamancı dedik ya! Alamancı, kısaca "para babası" demekti. Alamancı, Türkiye"ye sıradan ahalinin şaşıracağı vantilatör, elektrikli tıraş makinesi, değişik kasetçalarlar getirdi. Alamancı, bol bol "adamlar yapmış kardeşim"li öyküler anlatırdı: "Ne yalan söyliim, Şututgardda adamlar öyle temiz asfalt yollar yapmış ki, bal dök yala. Sizse burada çamur içindesiniz!" Hele kahvelerde bir yandan Alaman karılarının bizim ahlâkımıza uymadığından yakınırmış gibi yapılarak, bir yandan da etraftakilerin imrenen bakışlarından havalara girerek anlatılan abartılı ve uyduruk öyküler pek meşhurdu. Alamancının olmadığı yerde "İstanbul görmüşlerin" havaları devreye girerdi. Hasbelkader İstanbul"a yerleşip de arada bir memleketine tatil için dönenlere bir nevi "Alamancı" muamelesi yapılırdı. Onlar da, "Bir gün boğazda yürüyorum, bir de baktım karşıdan Cüneyt Arkın geliyor!" türünden öyküleri zevkle anlatırlardı. Bizim Gaziantep"te de, İstanbul"da bir süre kalmış böyle bir tanıdık vardı. İstanbul anılarını anlatırken kullandığı bir giriş cümlesini asla unutmam. Şöyle başlardı: "Bir gün Beyoğlu"nda bir yerde oturuyoruz, dur bir düşüneyim bakayım kimler vardı?" Böyle dedikten sonra dudaklarını ısırır gibi yapıp kendisine sanki hatırlamaya çalışıyormuş edaları verir, birkaç saniyelik sessizlikten sonra da sayardı: "Necdet Abi?.. bizim Edip?. Ben? bir de Filiz." Biz sorardık tabii: -Necdet abi, kim abi? -Aa, Necdet Tosun"u bilmiyor musunuz? Hani var ya filmlerde oynar, şişman adam? -Ha evet. Peki, "bizim Edip" kim abi? Kunduracı Rüstem ağabeyin oğlu mu? -Yok be kardeşim. Onunla ne işim olur benim. Edip Akbayram canım, malum Antepli hemşehrimiz. -Anladım, peki Filiz? - O mu? Filiz Akın işte yaaa. Ben ona Filiz derim. Tabii, o bu kişilerle samimi arkadaş olduğu için sadece isimlerini sayar, soyisimlerini bizim gibi İstanbul görmemiş sıradan fanilerin sormasını beklerdi. Ona göre Ayhan Işık, "Ayhan", Yılmaz Güney, "Yılmaz", Orhan Gencebay sadece "Orhan"dı. Biz şaşırdıkça keyfi iyice yerine gelir, daha sonra bizim sinemadan tanıdığımız birçok ünlüye nasıl da yüz vermediğini, esasen ünlü de olsa "sırnaşık" insanlardan hazzetmediğini ballandıra ballandıra anlatırdı. Televizyon sayesinde birçok şeyin büyüsü eskisi kadar kalmadı tabii. Ama yine de köy ve kasabalarda İstanbul görmenin ya da oralardan gelmenin yol açtığı değişik durumlar yaşanıyor tabii. Televizyoncu Tayfun Talipoğlu"nun bir programında izlemiştim. Gezici ekibiyle doğuda karlı bir köye uğrayan Talipoğlu"na bir köylü vatandaşımız, elinden tuttuğu 7-8 yaşlarında bir çocuğu getirerek soruyordu: -Evladım, şunun dişleri çok ağrıyor, sen anlarsın, bir baksana! O köylü vatandaşımıza göre İstanbul"dan gelmek, televizyoncu olmak, bir nevi doktorluk gibi bir şeydi belli ki! Azıcık bakıp gerekirse dişi çekse ya da acıyı dindirici birkaç ilaç söylese diline yapışmazdı ya! Evet, o yıllardan bu yıllara çok şey değişmiş gibi görünüyor, ama işin özüne indiğimizde pek de fazla bir şey değişmediğini görüyoruz. Olumlu açıdan yani. Yoksa olumsuz anlamda değişim epey fazla. Eskisi gibi Alamancı hikâyeleri anlatılmıyor belki, ama Avrupa ülkeleri bugün de işçi alıyoruz deseler milyonlarca işsizimiz yollara düşmeye çoktan hazır. İstanbul hâlâ hızla göç alıyor. İnsanlar üç kuruş ekmek parası uğruna hâlâ büyük kentlerdeki varoşların tavuk kümesini andıran evlerinde veya gurbetçilere özel bakımsız otellerde telef olup gidiyor. Şöhret olmak uğruna evden kaçan genç kızların, televole izleyip hayal kuran genç erkeklerin haddi hesabı yok. Bizim zamanımızda hava atmaya veya egoları tatmine dönük olarak anlatılan çoğu palavralar, şimdilerde anlatılıp gösterilenlerin yanında çok masum ve zararsız kalıyor bence. Öyle ya; "Adamlar yapmış kardeşim" ya da "Bir gün boğazda oturuyoruz?" hikâyeleri nerde, "Gelinim ol köşeyi dön, gel biri seni gözetlesin de kasetin çıksın" yutturmacaları nerde? Her şey çok yozlaştı, çok!... MÜNAŞAKA CHP lideri Baykal, "İktidarlar ebedi değildir, biri gider, öteki gelir" demiş. Doğru ama ne kadar seçim olursa olsun bir türlü iktidar yüzü göremeyen CHP"ye bakınca, insanın?. "İktidar geçidir ama muhalefet ebedidir" diyesi geliyor!.. SÖZÜN ÖZÜ Gelmez o günler / Dönmez o günler / Mazide kaldı hep? (Yıldırım Gürses bestesi) <a href="redirect.jsp?url=http://www.vakit.com.tr/detail.asp?id=6110" target="_blank">http://www.vakit.com.tr/detail.asp?id=6110</a> |
ONLARINKI CAN
BIZIMKISI BATLICAN
DEMOKRASILERDE AYRIMCILIK YOKTUR BILIRSIN HIRISTIYANLIKTADA YOKTUR ONUDA BILIRSIN MESELA YANI |
SAVASA KARSIYDISA
GECEN SENE VATIKANDA JORSCHH BUSCHU VATIKANDA NEDEN AGIRLADIKI
BELKIDE KAMERALAR ARKASINDA ONA MADALYA BILE TAKMISTIR |
Papa nin heykelni dikecezmi.....
Bence modernizmi temsil eden Taksim meydanina Sabkasini giydiginiz papa nin büyük bir sabkali heykelini dikelim.
Nede olsa önce savastigimiz sonrada sabkasini giydigimiz bir ülkenin Halifesi ölmüs..... |
Kafirlerde Halife yoktur
Halife yalniz ISLAM da vardir ve ISLAM Devleti Hilafet in Baskanidir.Görevi ALLAHin Kitabiyla ve Muhammed sav Sünnetiyle hükmetmesidir.
|
yani oda bir dini liderdi
o manada söylemek istemistim dostum?
elin adami teknolojiyi bulmus ama dini liderini tahttan indirmemis. |
der eine geht der andere komt
kein angst
|
:=) ..... evet iyi olur ... o.T.
ohne Text
|
Onlara kafir diyorsunuz ama onlar
bile sizden daha imanli. Insanlar sirf insan oldugu icin deger veriyorlar. Senin neandertal hortlaklarin mi imanli? O zaman bu imansizlarin topraklarinda ne isin var? Senin gibileri iste böyle pismis kelle gibi ikiyüzlülükle serefsizligin ispatidir. Gavurlarin ekmegini yiyorsun bir de yedigin kaba tükürüyorsun. Takkiye yaptigini saniyorsan cok yaniliyorsun. Artik bu "hicra taktikigini" kimse yutmaz. Bu kadar imanli idiniz ve Allah yolundaydiniz da Allah sizleri niye mükafatlandirmiyor da sicanlar gibi pisliklerden pisliklere daldiriveriyor? Ama bunu anlayacak kapaste zaten yok sende.
|
Ustam sen duvara karsi konustun ..
bu adam bunlari ne anladi nede anlamak ister.
Onun okudugu iki kitab sanki bütün kitablara bedel. "Kart Kurt " Felsefesini bulsa din diye burada insanlara yutturmaya kalkicak. Bu adamin maksadi kiskitmak, bence bu kadar basit. O ilk önce kendisini sevsin ve sonra Halk Milleti agzina alsin. Hak Hak biraz da briseyleri görev bilsin. Cok bilmis ozaman Trye gitsin ve kendi insanin yardim etsin ve o cehaletten onlari cikarsin. |
O dini Allah kim vermis
Isami Muhammedmi ????
Sen Allahi tanimiyorsunki ne oldugundanda herin yok... kalmis Allahin dini varmis falan filan... O halde Allahtan dah üst bir güc varki Allaha din vermis olsun..... Vielleicht Muhammed..... Arkadas ich lach mich über Menschen wie dich schrott |
DIN ELDEN GIDIYOR!!!!!!!!!
Korkma kama,din elden gitmez..ya "vatan elden gidiyor" ya da "din elden gidiyor" diye diye milleti disa kapali,süpheli,korkak ve komploteorilerine inanan egzantrik yaratiklar yaptiniz!!
Bu ne korku, süphe ve nefrettir icinizi saran..yahu kimse kilisye gidelim,hristiyanligi ögrenelim demedi.. Damia sadece bir bassagligi diledi, enis ise kendi yorumunca cennetlik olup olamayacagi üzerine spekülasyon yapti!! kaldi ki bu bile bana göre yanlis...adamin cennete gidip gitmeyecegi üzerine spekulasyon yapmak kimin haddine?? ne var simdi bunda?? yahu dindari bosver,insanlikta mi kalmadi sizde..önce bir haddinizi bilin! sabah aksam burda yüce Allahin merhameti ve sevgisi üzerine nutuk cekersiniz! Düsüncenizi acik acik söyleyin yahu: "Islam son ve mükemmel dindir, ve hristiyani,yahudisi,budisti usw. islama gecmedikleri sürece günah isliyorlar" Peki bu nasil bir Allahtir? nasil bir Allaha inanirsiniz siz? onca din ve inanc göndermis,sonra onlara o dini bozdurmus, ve en son hepsinin hak dini Islama gecmesini istiyor öylemi? Nasil bir Allah bu? kimini Mekkede doguruyor ve ezan sesleri arasinda büyütüp otomatikman müslüman yapiyor, digerini ise kilise can sesleri dibinde avrupada dogurtuyor, ve ona hak dini islama gecmesini sart kosuyor.. bu nasil Allah, Adaletin sembolü Allah bu mu? kilse dibinde dogan cocuga ne gicikligi var bu Allahin? Persler zerdüstlügü gönüllü mü birakip islama gecti saniyorsun? türkler Schamanizmi gönüllü mü birakip islama gecti saniyorsunuz? Dinin ileri gericisi,iyisi kötüsü olmaz..en ilkel dinin üyeleri bile kendi dinlerinin en iyisi olduguna inanirlar..ama hic biri baska dindekilerin kafir olmamak icin kendi dinlerine gecmeleri gerektigine inanmaz..Bu sadece sivri zeka müslümanlarimiza aittir!! sizin derdiniz müslümanla,yahudi ile budist ile esit olmayi hazmedemiyorsunuz..hosgörü icin ama esit olduklarini kabul edip hazmetmeniz lazim.. Sizler gibi insanlari görünce Bushun uydurdugu "Islami terör" kavraminin pk de hayal ürünü olmadigini düsünüyorum..Müslümanlarin maalesef büyük cogunlugu dünyaya ayak uyduramayan bir nevi 21. yüzyil dünyasinin "Fremdkörper" si diyebiliriz Korkarim bu gisisatla ben de dahil bütün dünyayi Bushcu ve Putinci yapacaksiniz |
Yazalim
62- Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim Allah"a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.
62- İslâmiyet"e zahirde iman etmiş olanlar, yani, Muhammed dinini dilleriyle ikrar ettiklerinden dolayı insanlar arasında müslüman sayılanlar, Musa dinine mensup olan yahudiler, İsa dinine mensup hıristiyanlar, bu üç dinin dışındaki dinlerden olanlar yani onlardan her kim, Allah"a ve ahiret gününe, bu sûrenin b aşında beyan buyurulduğu üzere, gerçekten dış görünüşleriyle ve içyüzleriyle iman eder ve bu imana yaraşır şekilde iyi bir iş yaparsa şüphesiz bunların Rableri katında ecir ve mükafatları vardır. bunlara korku yoktur ve bunlar mahzun da olacak değille r dir, yani, yapılan inzarlar, uyarı ve tehditler bunlar hakkında değildir. İnsanlar Âdem"in sülbünden yeryüzüne indikleri zaman Cenab-ı Allah kendilerine "Eğer Ben"den size bir hidayet gelir de kim benim hidayetime uyarsa, işte onlara herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü de çekmeyecekler." (Bakara, 2/38) diye herhangi bir zamanda gelen hidayetine uymaları şartıyla bunu vaad etmemiş miydi? İşte Âdem"in tevbesinin semeresi olan o ilahî va"d, ebediyete kadar sürüp gidecek bir genel kanundur. Ve bu â yet ilahî kanunun bir inkişafıdır. Şu halde yahudiler gibi zillet ve meskenete düşenler ve Allah"ın gazabına uğramış olanlar bile her ne zaman tevbe eder, Allah"a ve ahiret gününe cidden iman ederek, Allah"ın son zamanda gönderdiği hidayete uyar ve ona gö r e salih amel işlerlerse o gazaptan kurtulurlar. Ve Allah katında ecir ve mükafat bulurlar. Sonuçta sırrına mazhar olarak, korku ve hüzünden kurtulurlar. Lakin bundan yararlanmak için görünüşte, yani insanlar arasında mü"min ve müslüman sayılmak yetmez, h atta belli bir süre salih kişi olarak yaşamış olmak da kâfi gelmez. O imanda sebat edip, güzel bir sonla gitmek, yani son nefeste iman ve güzel amel ile Allah"a kavuşmak lazımdır. Bu sûrenin baş tarafında "İşte onlar Rabblerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve gerçekten kurtuluşa erenler de ancak onlardır." (Bakara, 2/5) müjdesinin kimlere mahsus olduğu bilinmektedir ve bunda "Sana indirilene ve senden önce indirilene inananlar." (Bakara, 2/4) şartı da bulunmaktadır. Bunun için ahirete iman v e gerçek anlamda yakîn de bütün peygamberlerle birlikte Hz. Muhammed"e (s.a.v.) ve ona indirilen kitaba iman etmiş olanlara mahsus bulunduğu tebliğ edilmişti. Şu halde cümlesiyle beyan buyurulan gerçek imanın Hz. Muhammed"in peygamber olarak gönderilmesi n den sonrakiler diye tefsir edilmesi lazım geldiğinde hiç şüphe yoktur. Zaten bu âyetin bilhassa bu noktadan İsrailoğulları"na hitap şeklinde bir icmal olup, bütün bu açıklamaların İslâm dinine davet sadedinde ve "Sizin yanınızda bulunan kitabı doğrulayan bu kitaba (Kur"ân"a) iman edin ve onu ilk inkâr eden olmayın!" (Bakara, 2/41) ilâhî emrini desteklemek için gelmiş olduğunda şüpheye yer yoktur. Hz. Muhammed"in peygamberliğinden önce Allah"a ve ahiret gününe iman eden ve iyi amel işleyenler bile Tevrat v e İncil hükmünce geleceğin büyük peygamberine iman ile mükellef idiler, buna işaret olmak üzere "Ahdimi yerine getirin." (Bakara, 2/40) buyurulmuştu. Böyle iken Hz. Muhammed"in peygamberliğinden sonra onu inkâr edenler arasında gerçek iman ehli bulunduğ u varsayımına imkan kalır mı? Allah"a ve hesap gününe imanı bulunan ve bu iman ile mütenasip salih amel işleyecek olan kimselerin Hz. Muhammed"in peygamberliğini inkâr etmelerine imkan tasavvur olunabilir mi? Tarih sayfalarının şahitliğinde Hz. Muhammed"in peygamberliğinden daha açık, daha belirgin hangi peygamberlik vardır? Şu halde gökyüzündeki yıldızlardan bazılarını kabul edip de güneşi inkâr edenlerin Allah"a karşı imanlarında ciddiyet ve samimiyet tasavvur etmek gerçekle bağdaşmayan bir çelişki teşkil eder. Dikkat çekici olan şey şu ki, bu âyette iman, biri insanlara nazaran zahirî, diğeri Allah katında geçerli, hakikî iman olmak üzere iki defa zikredilmiş ve her şeyden önce "iman edenler" sözü, yahudilere, hıristiyanlara ve sâbiilere mukabil tutulmuştur. Demek ki, bu üçü, Kur"ân"ın sözkonusu ettiği imanın mutlak olarak dışındadırlar. Bununla beraber zahirî iman sahipleri bunlarla eşit tutulmuş ve hepsinin kurtuluşu kâmil iman ve salih amel şartına bağlı gösterilmiştir. Demek ki, gerek zahirî mü"min o l an müslümanlar, gerek müslümanların dışında kalan yahudi, hıristiyan, sâbiî vs. Kur"ân"da yer aldığı şekilde Allah"a ve ahiret gününe dış görünüşte ve içyüzüyle cidden iman eder ve salih ameller yaparlar ve bunda sebat gösterirlerse o zaman "Onlara kork u yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklar." ifadesinin sırrına mazhar olacaklardır ki, bunda da İslâm dininin davetiyle ve hidayetiyle bütün insanlara açık ve cihanşümûl bir din olduğu aşikar olur. Bu âyetten nihayet şu sonuca geliriz ki, İslâm dininin haki m olduğu müslüman toplumun teşekkülü için İman-ı Hakikî (gerçek iman) şart değildir. Onun zahirî bir ikrar ile dahi gerçekleşmesi sözkonusu olduğu gibi, bunun içinde dünyaya ait nokta-i nazarlarla bir siyasî anlaşma ile öbür dinlere mensup insanlar dahi di n hürriyeti ile hayat haklarına mazhar olurlar. Fakat bütün bunlar arasında ferdî veya ictimaî (sosyal) anlamda gerçek selamet (kurtuluş) ancak kâmil iman ve salih amel sahiplerine vaad olunmuştur. Çünkü toplumun temel direği ve nizamın esas dayanağı bunla r dır. İşte İslâmiyet"in gerek dünya, gerek ahiret için vaad ettiği selamet ve saadetin sırrı da bu gerçeğin içinde gizlidir. Şu halde kâmil iman ve salih amel erbabının bilgi ve amel feyizlerinden mahrum olan, sadece dış görünüşüyle müslüman bulunan bir İs l âm toplumunun "Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar." ilâhî va"dine mazhar olması sözkonusu değildir. Allah"a imanı olmayanlar, hakkı yerine getiremezler, ahirete imanı olmayanlar da ebediyete hizmet edemezler. Herkesin yalnızca kendi nefsi için çalıştığı bir toplumun manzarası "Kimsenin kimseye faydası dokunmayacağı günden korkun!"(Bakara, 2/48) âyeti ile tasvir edilen kıyamet gününün bir benzeridir. Yahudi: Arapça"da (hâde-yahûdü-hevden) esasen tevbe etmek mânâsına olduğu gibi, Yahudi olmak mânâsına da gelir. Deniliyor ki, Araplar arasında bunlara Yahudi denilmesi, ya daha önce geçtiği gibi, buzağıya tapmaktan vazgeçip tevbe etmeleri dolayısıyladır, yahut da "Yahûza" isminin Arapça söylenişi sebebi iledir. Yahûza ise Hz. Ya"kub"un on iki evladının en büyüğünün ismidir. Buna göre; Yahudî, İsrailoğulları"nın on iki boyundan birincisinin adı olması gerekirken, öneminden dolayı zamanla bütününe birden isim olmuştur. Bu demektir ki, "Yahûd" cins ismi olarak kavmin veya boyun adıdır. Tekil o larak kullanıldığında "Yahudî" denilir ki, o kavme mensup olan kişi demektir. Nasârâ: "Nasrânî" kelimesinin cem"îdir (çoğuludur). Keşşâf"ın beyanına göre; tekil (müfred)i "nasran"dır ve sonuna mensubiyet "ya"sı geldiği zaman Ahmedî gibi mübalağa anlamı ifade eder. Hıristiyanlar kendilerine bu ismi vermişlerdir ki, bu da üç ayrı sebebe bağlı olarak beyan ediliyor: 1- Hz. İsa"nın nâzil olduğu (indiği), "Nasıra" köyüne nisbettir. İbnü Abbas, Katade, İbnü Cüreyc bu görüştedirler. 2- Aralarında tenâsur (yardımlaşma) bulunması, yani birbirlerine yardımcı olmaları yüzünden bu adı almışlardır. 3- Hz. İsa, havarîlerine "Allah"a giden yolda bana yardım edecek kimdir?" (Âl-i İmrân, 3/52) buyurmuş, onlar da "Allah"ın yardımcıları biziz." (Âl-i İmrân, 3/52) diye cevap verdikleri için bu isimle anılmışlardır. "Nasrânî" Grekçe"ye "hıristiyan" diye tercüme edilmiştir ki, "Hristos"a nisbettir. Frenkler "Kırist" diye telaffuz ediyorlar. Hıristos, halaskâr, fidye-i necat (can kurtarma akçesi) ödeyerek kurtaran "müncî" diye açıklandığına göre "Nasrânî" bunun Arapça"sıdır. Şu halde "nasranî" hıristiyan, "nasârâ" da hıristiyanlar demek olur. Sâbiîn: Yahut "sâbîe" hakkında da çeşitli görüşler vardır. Evvelâ lügat bakımından denilir ki, "filan adam dininden çıktı, filan dine girdi." demektir. Bu anlamdan dolayı Mekke müşrikleri Hz. Peygamber"e diyorlardı. Çünkü eski dinlerine aykırı yeni bir din ortaya koyuyordu. Ayrıca yıldızlar doğuş yerlerinden çıkıp yükseldikleri zaman denilir. Binaenaleyh g erçek lügat anlamı itibariyle ve karşılık karinesiyle "Sâbiîn" izafî bir anlam taşıdığından, İslâm, Yahudi ve Hıristiyanların dışında kalan diğer dinlerin mensuplarına şâmil olur. Bununla beraber geleneksel bir deyim olarak daha özel ve dar anlamlarda da k ullanılmıştır. 1- Katade"nin açıkladığı şekilde bunlar, meleklere tapan bir taifedir. 2- Yıldızlara tapan bir taife oldukları da tefsirlere geçmiştir. Fahruddîn Râzî, akla yakın olan budur, der. Ve bunların başlıca iki görüşleri vardır: Birincisi; derler ki, "Âlemin yaratıcısı Allah Teâlâ"dır. Lakin Allah, yıldızlara saygıyı ve bunların ibadet için kıble yapılmasını emretmiştir." İkinci iddiaları ise şudur: "Allah Teâlâ, burçları ve yıldızları yaratmıştır. Fakat bu âlemdeki hayır ve şerri, sağlığı ve hastalığı meydana getiren, canlıları yöneten ve yönlendiren yıldızlardır. Şu halde bu dünyanın, bir anlamda Rabbi onlardır ve insanların onlara saygı ve ta"zim göstermeleri vaciptir. Çünkü onlar da Allah Teâlâ"ya ibadet ederler ve insanlara aracı olur l ar." derler. Bu mezhep, Gildânîlere mensup olanların görüşüdür ki, Hz. İbrahim bunları red ve iptal için peygamber olarak gönderilmiştir . Bunların Hz. Nuh"a ve bazı rivayetlerde Hz. İdris"e nisbet iddiasında bulundukları da söylenir. Günümüzde yıldız falına inanma ve yıldızların gücüne sığınma bunlardan kalmadır. Maide sûresinde bununla ilgili açıklama gelecektir. (Bkz: Maide, 5/69). |
IMANSIZLARA IMAN DERSI
Iman Nedir?
Iman, lügatte, bir sey"e tereddütsüz inanmak ve kesin olarak, içten ve yürekten baglanmak demektir. Dinî mânâsi ise, Allah"in varligina, birligine, tereddütsüz inanmak ve Hz. Muhammed"in (asm) peygamber oldugunu ve bize bildirdigi seylerin hepsinin hak ve dogru bulundugunu, hiçbir sübhe duymadan kabûl ve tasdik etmektir. (YANI PAPA BUNA GÖRE IMANSIZ KAFIRIN TEKIYDI) Iman iki kisma ayrilir: 1. Icmalî îman, 2. Tafsilî îman. Icmalî Iman Ne Demektir? Peygamberimizin Allah"tan alip haber verdigi seylerin hepsine birden, topluca inanmak demektir. Bir kimse, mânâsini bilerek ve kabûl ederek: "Lâ ilâhe illâllah Muhammedün resûlüllah" dese icmalî olarak îman etmis olur. Bu cümleye Kelime-i Tevhid denir. Mânâsi sudur: Lâ ilâhe illâllah: Allah"dan baska hiçbir ilâh ve hakikî ma"bud yoktur. Muhammedün resûlüllah: Muhammed (asm), Allah"in Resûlü ve Peygamberidir. Tafsilî Iman Neye Denir? Peygamberimizin Allah"tan haber verdigi seylerin herbirini delilleriyle bilip inanmaktir. Diger bir ifadeyle, dinin zaruriyatini bütün tafsilât ve teferruâtiyla ögrenip tasdik etmek demektir. Dînin Zaruriyâti Nedir? Dînin zaruriyâti, Âmentü"de yer alan 6 îman esasi ile dînin namaz, oruç, hac, zekât gibi farz kildigi ibâdetler ve adam öldürmek, içki içmek, zinâ yapmak gibi haram saydigi fiillerdir. Bunlari, her Müslümanin teferruâti ile bilmesi ve inanmasi sarttir. Âmentü Nedir, Âmentü"de Yer Alan Iman Esaslari Nelerdir? Âmentü, her Müslümanin inanmasi, kabûl edip tasdik etmesi farz olan îman esaslarindan ibarettir. Âmentü"de yer alan îman esaslari 6"dir ve sunlardir: 1. Allah"a inanmak, 2. Meleklerine inanmak, 3. Kitablarina inanmak, 4. Peygamberlerine inanmak, 5. Âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye inanmak, 6. Kadere, hayir ve serrin Allah"dan olduguna inanmak. Imani Dil Ile Söylemek de Lâzim midir? Dil ile söylemek imanin sarti degildir. Insan dil ile imanini itiraf etmese bile, kalben inandiktan sonra mü"min sayilir. Ancak îmanini dili ile söylemeyen bir kimsenin kalbindeki îmanini biz nasil bilecegiz? Bu sebeble, dil ile söylemek, kisinin îmani hakkinda hüküm verebilmek ve öldügünde kendisine Müslüman muamelesi yapabilmek için gereklidir. Bunun içindir ki îmanin rüknü, "kalb ile tasdik, dil ile ikrardir" denilmistir. Burada îmanini dili ile söylemek aslî rükün degil, kisinin îmani hakkinda hüküm verebilmek için gereken sarttir. Cemaatle namaz kilmak, dinî bir vecibeyi yerine getirmek de, îmanini dil ile ikrar gibidir, hattâ ondan daha kuvvetli bir alâmettir. Bu konuda Peygamber Efendimiz söyle buyurmuslardir: "Sik sik camiye gittigini gördügünüz kimsenin îmanina sehadet ediniz. Çünkü Allah Teâlâ, "Allah"in mescidlerini ancak Allah"a ve âhiret gününe îman edip namaz kilan ve zekât veren kimseler îmâr eder" (et-Tevbe, 18) buyurmaktadir." Dil ile ikrâr, îmanin temel sarti olmadigi için, bir zorlama durumunda veya buna benzer bir mâzeret karsisinda kalben degil, sadece dil ile inancini inkâr etmek, îmana aykiri söz söylemek dînen câiz olur. Böyle bir duruma mecbur kalan kimse îmandan çikmaz, kalben tasdikini korudugu için de mü"min sayilir. Nitekim Asr-i Saâdette Ashabdan Ammâr bin Yâsir, mâruz kaldigi agir baski ve iskencelere tahammül edemiyerek imanini diliyle inkâr etmis, böylece ugratildigi iskencelerden kurtulmustur. Resûlüllah Efendimiz, onun bu hareketini tasvib etmis; kalb îman ile dolu iken, zor karsisinda inkârin, bu îmana zarar vermiyecegini belirtmistir. |
:-)))) kafirin en kötüsüne bile kurban
olsuun bunlar..
Neandarthalbile olamaz bunlar..Bu tirp adamlari tarif etmek icin Homosapiensin evriminde daha da geriye gitmek lazim..Neandarthal modern insanin ilk sablonudur..bunlarda ise insan olmanin minimal emaresini göremiyorsun.. |
Cok güzel!
Allah bize Islam dinini secmis. Burada ama alimler denen zindiklarin adlarini okuyamiyorum. Nerede bizim buhari kardas, yada o yagiz delikanli Tirmizi, ya da Halife Ömer"in hadis yazma diye ikaaz ettigi ve dinlemedigi icin sirtinda sopaya kirdigi Ebu Hürreye, nerede bizim Ebu Davutlar. Icmaalar nerede, ulemalar, sarimsakiler? Hani nerede? Iste bir insan kendi kendini ancak BU KADAR REZIL EDER
|
Eger sen yapmak istiyorsan ilk önce
kenid odana as.Bizi hic kimse sapka giyimeye zorlamiyor, yanlizca yapmak isteyen ve özenenler yapabilirsin.
Sen hala bu zamanda salvarlan Taksim meydaninda gezmek istiyorsan buyur gez, eger Kültürü böyle koraya bilirim diyorsan. Kardesim birak su cagdas disi felsefeyi ve biraz özünü tani.Biz hic kimselen düsman olmak istemiyoruz yanliz diger asirlarda bir Millet olarak var olalim ve nerden geldigimizi bilelim o yeter. Batinin sapkasini giyimek yada papanin heykelini biryere koymak batili olamassin. |
Iman ve Imansizlik üzerine belagat
cekmek ne nasihat vermek kimseinin haddi degildir! bu tür tanimlamalar agirdir ve kimse altindan kalkamaz..
en önce haddini bilmek! imana illah bir sart arayacaksak, ben haddini bilmek derim.. |
KamaSutra Sen Islami
galiba hintlilerin tikis pratikleri ile karistiriyorsun hep. Islam"in sarti ona bakarsan 6666"dir.
Ser basinda imis hayir sonunda Bilenler gezermis cennet baginda Su atom devrinde fevza caginda Camiiden namazdan kacini söyler PS: Namazida dogru dürüst becerseler bir sey demiyecegim ama namazin bile cilkini cikarmislar. |
İSLÂM’IN ANLAMI VE İLÂHÎ DİNLERİN
BİRLİĞİ
Bakara: 92/62, Mâide: 110/69) Şüphesiz inananlar; Yahûdîler, Hıristiyanlar ve Sabiîler(den) Allah’a ve âhiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rab’leri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” Allah"ın gönderdiği dinlerin özü birdir. Tevrât, İncîl ve Kur"ân. Bunların üçü de birbirini destekleyen vahiylerdir. Yahûdîlik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık, özde bir oldukları için Kur"an, kendinden önceki Kitaptan saygı ile söz eder ve Kitap sahiplerini, Kitaplarının hükümlerini gereğince uygulamağa çağırır. Kitaplarını gereğince uygulamayıp sadece işlerine gelen bazı kısımlarını uygulayan, işlerine gelmeyen kısımlarını unutan, terk eden Kitap ehlini, kâfir, zâlim ve fâsık olarak nitelerken; müslümanlarla birlikte Kitaplarını güzelce uygulayan Yahûdîlerin, Sabiîlerin ve Hıristiyanların da korku ve üzüntü çekmeyeceklerini, cennete gireceklerini vurgular (Mâide: 110/65-69, Bakara: 92/62) Arabistan"da çıkan bu üç dinin özde birliğini vurgulamak üzere Kitap ehlinin kesip pişirdiklerinin müslümanlara, müslümanların yiyeceklerinin de Kitap ehline helâl olduğu; müslümanların, Kitap ehli kadınlarıyla evlenebilecekleri bildirilmiştir (Mâide: 110/55). Hiçbir milletin veya kişinin, kendisini Allah"ın seçkin kulu, başkalarından üstün görmeğe hakkı yoktur. Allah âlemlerin Rabbidir. İnsanların hepsi Allah"ın kuludur. Her toplumda iyiler de vardır, kötüler de. Yahûdîlerin de kötüleri yanında iyileri de vardır: "Onların içinde de ılımlı, orta yolda giden bir toplum vardır ama çokları ne kötü işler yapıyorlar!" (Mâide: 110/66) Inanmayan bir Linke baksin Link <a href="redirect.jsp?url=http://www.suleyman-ates.com/Din/Di1.htm " target="_blank">http://www.suleyman-ates.com/Din/Di1.htm </a> |
ZENGININ PAPASI ZÜÜRTÜN DILINI...
dilini yorarmis. sizin bir halifeniz bile yok,
su tartistiginiz seylere bakin. siz papaya rahmet dilediginiz zaman o rahmetli olurmu hic. papa sadece din adami degil, ayni zamanda politikaci degilmi? hiristiyan ingilizlerin kacirdidi son padisahiniz, son halifeniz degilmiydi? Onun, öldügü zaman taputuna haciz koyanlar hristiyan italyanlar degilmiydi? |
ISLAMda Siyasi Lider var
Sözde Dini Lider yine Kafirlerde vardir. ISLAMda Din ile Devlet birdir. Kafirlere Din Lideri Ruhanidir onlarda Devlet yoktur.
|
o.T.
<a href="redirect.jsp?url=http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=vahdettin" target="_blank">http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=vahdettin</a>
|
Kitap verilenlerin yiyecekleri HELALDIR
Maide 5 (Üstad Elmalili Hamdi Bey Meali)
Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve o, ahirette zarara uğrayanlardandır. ---------------------------- Yani tüm Semavi dinler cercevesinde her kime kitap inmisse onlarin kestikleri bizim icin Helaldir ve bizim kestigimizde onlar icin helaldir.... Ayni sekildede ehli kitap kadinlariylada evlenilebilecegi belirtilmistir..... Isteyen inkar etsin...... Ayet acik sekilde söylüyor Diger bir Mealdede aynis ekilde Maide 5 (Üstad Yasar-Nuri Öztürk, yorumsuz Meali) Bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara helaldir......... |
Ama Cooler analiz yaptim dimi o.T.
ohne Text
|
Kitapsizlarin ki haram mi?????
budisti falan haram mi yiyiyor hergün?
yani cinlisi,hintlisi kesin cehennemlik mi? Yani cin dünyadan cok uzak(yani bütün dinlerin dogum yeri oilan ortadogudan) ve tektanrili kitapli dinler oraya ulasamamis diye benim cinli kardesim yong-hong cheng in sucu ney enis kardes??? hangi müslüman tanriya ve ilahi gerceklige dalai lama dan daha yakin oldugunu iddia edebilir?? uzakdogu arabin sert fanatik islami motifi mi,uzakdogunun dogayla icoce ve uyum icindeki budizm-taoizmi mi?? ne zaman bütün dinlere saygi göstermeyi ögreneceksiniz ve kimin haram kimin helal olduguna,kimin cennetlik kimin cehennemlik oldugunu konusmayi keseceksiniz sizler?? burda biraz olsun evrensel düsünebilen ve diger dinlere karsi en saygili ve hosgörülü olan müslüman sensin ama sen de kitapli kitapsiz ayrimi yapiyorsun... Allah akil fikir versin mülümanlarimiza..güya allahin kendilerine bir exrtawurst muamelesi verdigini düsünüyorlar ama baska hic bir dinin yapmadigi cehaleti ve hosgörüsüzlügü gösteriyorlar.. |
Tabi :=) Adam ötemedi baksana... o.T.
ohne Text
|
HAYVAN`LARDA RÜYA GÖRÜYORLAR-))) o.T.
ohne Text
|
DAMIA`DAN ÖZUR DILERIM...HATTA BENDE..
..DAMLA`LAN karistirdim..-(((
|
sizin icin On Emir Nedir?
Batı kültürünün temellerini oluşturan bilginin analizinin sonucunda bir Helenizm (Yunani)-Hebraizm (Yahudi) kutupsallaşmasından bahsedilir. Helenizm, insan doğasının entelektüel yanına değer verir ve doğru düşünceyi, hakikati vurgularken Hebraizm ise, moral tarafa değer verir ve doğru davranışı vurgular. Aslında her ikisi de insanlığı mükemmele ulaştırmayı amaçlıyor ama izledikleri yol, çok farklı.
Peki tüm dünyanın batılılaşarak tek bir kültüre doğru yol aldığı günümüzde bu Helenizm-Hebraizm kutuplaşması ne durumda? Yaşadığımız ilginç çağda Helenik olan yanın Hebraik olana karşı ağırlık ve zafer kazandığını söyleyebiliriz. Tüm bilimsel ve akademik bilgi birikimi, esasen Helenik. Helenik bilgide yol almak insanlık için iyi olmasına iyi de, büyük anlatıların yıkılmasıyla birlikte artık "doğru düşünce" nosyonu da anlamını yitirmiş durumda. "Doğru düşünce" artık hemen hemen yalnızca teknolojiye aktarılabilen bilgi anlamına geliyor. Kendi sorumluluk alanı olan "hakikat" konusunda tam bir skandal yaşayan Helenizm, beklenileceği üzere, "doğru davranış" konusunun yanına bile yaklaşamıyor. "İyi hayat nedir?" sorusuyla kimse ilgilenmediği gibi, tek tek bireylerin "Ben kimim?", "Ne yapmalıyım?", "Nasıl bir yaşama yolu seçmeliyim?" sorularına verilecek cevapları zorunlu kılan varoluşsal seçimleri liberal piyasanın isterlerine terk edilmiş halde. Medya ve reklam sektörü, bizim yerimize bu sorulara bize göre cevaplar üretiyor. Tıpkı ithal demokrasiler gibi her şey paket halinde önümüze konuluyor. Bu kadar iyi ürünleri, bu kadar iyi servisten sonra, kullanmamak, çok ayıp! Bu tabloya bazı düşünürler "modernliğin maneviyat krizi" adını veriyor. Anlatmaya çalıştığımız bilgi türlerine göre ise "modernliğin maneviyat krizi" dediğimiz şey, aslında Hebraik alandaki bilgi boşluğundan başka bir şey değil. Didinen birkaç düşünürü saymazsak, manevi boşluğun giderilmesi görevi, psikoloji profesyonellerine, spiritüel cemaat ve new age inanış gurularına, ruh sağlıkları kendilerinden menkul falcılara, büyücülere bırakılmış durumda. Onların çoğu da bu dünyada nasıl davranacağımıza değil de "öbür dünya"yı nasıl kazanacağımıza odaklamışlar dikkatlerini. Sanki içten içe hepimiz, nasılsa bu dünyanın iyi bir dünya olamayacağını, olabildiğince günümüzü gün ederek, tam bir önüne konanı tüketen hayat oburu olmamız gerektiğini kabul etmişiz gibi. Bazılarımız ise, hepimizi kuşatan bu temel yaşama ilkesine göre hayat sürerken bir fırsatını bulup "öbür dünya"yı da kazanmanın peşinde. Uyanıklıklarını seçilmişlik haline getiriverdiler mi tüm sorun çözülüyor. Yalnızca biz sıradan faniler için değil, dünyamızın yönetiminde birinci dereceden söz sahibi olan karar alıcılar için de bu maneviyat krizi geçerli. Çoğu karar alıcı, "Ehh işte, her şeyi bulabileceğiniz pazar koşullarını sizin için yaratmaya çalışıyoruz. Bizden daha fazlasını beklemeyin. Eşitlik, adalet, dayanışma gibi eski dünyanın kavramları bizi ilgilendirmez" deyip kenara çekiliyor. Neo-con"lar gibi daha uyanık karar alıcılar ise, eylemlerine bir de "öbür dünya" için de bir şeyler yapma süsü veriyorlar. Onların eylemlerini desteklerseniz, hiç "iyi hayat" üstüne kafa yormadan cennetin anahtarını kazanabilirsiniz. Neyse, sadede gelelim. Doğru davranışın ne olduğu konusunda kafamız ne çok karışık! Bu karışıklığı yalnızca zamanın ruhuna bağlayarak "N"apalım zaman kötü!" deyip geçebiliriz. Toplumsal bir felaketle, kamuoyunda infial yaratan bir olayla, alışılması güç bir yenilikle karşılaşınca, kolayca kullanabileceğimiz ruhsal hastalıkla soslanmış kalıp-yargılarımız da zulada kullanılmayı bekliyor zaten: "Ne günlere kaldık, oysa eskiden....", "Toplum olarak çıldırıyoruz", "Bu bizimkisine toplumsal şizofreniden başka ne denir!", "Yaşadığımız psikozun temelinde kötü yönetimler var" vs., vs... Doğru davranış konusunda bu kadar kafamız karışıkken aşağıda anlatacağım doğrudan doğruya Hebraik bilginin kalbine yönelik bir ilginç olgu karşısında ne düşüneceğimizi ise gerçekten bilemiyorum. Hazreti Musa"nın "On Emir"i yalnızca Musevilerce değil, doğru davranışa ilahi bir gerekçe bulunduğunu öne süren tüm Tek Tanrılı din inananlarınca sembolik bir öneme sahiptir. Yeryüzünde başıboş değilsinizdir; Yaratıcı"nızın sizden beklediği davranış ilkeleri vardır. İnananlar, tutum ve davranışlarını bu ilahi beklentiye göre biçimlendirmeye özen gösterirler. Musevilik, Kitaplı Tek Tanrılı dinlerin başında yer aldığından, "On Emir", üç aşağı beş yukarı, tüm inananların üzerinde kolayca ittifak edebilecekleri kutsallığa sahiptir. Asıl söyleyeceklerimize geçmeden önce, "On Emir"i tekrar etmemiz gerekiyor: 1) Benden başka Tanrı edinmeyin. 2) Putlara tapmayın. 3) Kafirlere inanmayın. 4) Dini günleri unutmayın. 5) Anne ve babanıza saygılı olun. 6) Öldürmeyin. 7) Zina yapmayın. 8) Çalmayın. 9) Komşularınıza karşı kötü niyet beslemeyin. 10) Tamahkar olmayın... Evet, işte böyle. Geçenlerde bir İngiliz televizyonunun aklına bir şeytanlık gelmiş. İzleyicilerine "Sizin On Emir"iniz nedir acaba?" diye sorarak geniş bir anket yapmaya karar vermişler. Sonuçlar çok ilginç. Önem sırasına göre izleyicilerin on emiri şöyle sıralanmış: 1) Size nasıl davranılmasını istiyorsanız siz de başkalarına öyle davranın. 2) Yaptıklarınızın sorumluluğunu alın. 3) Öldürmeyin (ötenazi ve düşük hariç). 4) Dürüst olun. 5) Çalmayın (Kimseyi aç bırakmayın). 6) Çocuklarınıza bakın ve koruyun. 7) Çevreyi koruyun. 8) Güçsüzleri koruyun. 9) Şiddete başvurmayın. 10) Ailenizi koruyun. Ankette olup da sıraya girememiş bazı maddeler de var. Örneğin "Elinizden geleni yapın", "Keyifli bir hayat sürün", "Sahip olduklarınızın kıymetini bilin", "Kendinize karşı dürüst olun", "Ebeveyninize saygılı olun"... Kimilerinize Tevrat"ın "On Emir"ine göre, anket sonucu çıkan "on emir" daha makul gelebilir; kiminiz için sıralamaya girememiş olan "emir"ler daha sempatik görünebilir, hatta bunların hiçbirine kulak asmayıp kendinize göre yeni bir "on emir" listesi yapabilirsiniz. Daha entelektüel olanlarınız bu olgudan yola çıkarak, ahlâkın zamana ve topluma göreceli oluşuyla ilgili müthiş (!) çıkarımlar üretmeye koyulabilir. "Ne olsa gider"in geçerli olduğu liberal-postmodern dünyada hepsine cevaz var. Fakat iki on emirin karşılaştırılması sonucunda görülmesini istediğim asıl şey, artık Kutsal On Emir"in en azından yedisinin yerinde yeller estiği ve Batılı insanın ciddi bir "Tanrı yoksunluğu" içinde olduğu... Dünyamız bu halde. Sakın bana iyi mi kötü mü diye sormayın. Sizden saklıyor değilim, gerçekten bilmiyorum. Bir kere konuşabilmek için daha fazla bilgiye gereksinmemiz var. İngiliz televizyonunun biraz eğlence olsun diye yaptığı anketi, sosyal bilimcilerin önlerine koyup düşünmeleri, herkesin her şeyden konuştuğu bu dünyada, insanların aslında neye inanıp neye değer verdikleriyle ilgili kafa yorup bize anlatmaları gerekli. Erol GÖKA |
seni ADAM yerine koymadim... yazilarimi
yanitlama..:! Tükürdügünü yalama !!!
|
yahu HALIL bize akil ve ders verme...
Sen SIYASI olaylara yor o güzel beyincigini...
|
ben senin kitabina baslayim :-) Enis o.T
ohne Text
|
Akil ve Ders?? yine de sükrediyorum
ben kalkip beni "Yahudi propagandasi" yapmakla suclarsiniz diye düsündüm.. muahaha....ama dur belki onu diyen de cikar..
kimseye akil fikir verdigim yok! sadece bir tespit-yorum yazisi |
Onu bunu bosverin de Papst aceba
sex yapti mi,yoksa yapmadan ma göcüp gitti? benim merak ettigim budur..
bizim haci-hoca din adamlarinin salvarinin dügmesi mübarek hep acik ve sexi cok seviyorlar, ama bu katolik din adamlari ne yapiyor? mastürbation la mi idare ediyorlar yoksa |
ne olursan ol HALIL seni yine SEVIYORUM!
ohne Text
|
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 23:58 Uhr. |