Enis ben aydan gelmis dönmüsüm! :-))
 

Sana hak veriyorum, bana hic yakismadi...dass ich mich auf ihr Ebene herab gelassen habe, weil Niveau ist ein Fremdwort für Sie!

Du widersprichst dir übrigens, ich dachte für dich wäre das Thema beendet? Warum hechelst Du jetzt mir hinterher? ;-))

Du brauchst die Show, lieber Henry-))
 

dafür bist du zuständig, ich bleibe bei Charles Bukowski, wenigsten war er ein ehrlicher Hurenbock und nicht so psydo-egalitär wie Sir Henry, poetisch betrachtet..
Dann lieber die Hard-Core Variante als die Soft-Nummer, von deinem Schwuchtel Vorbild,
...bravo, zufrieden...,mit meiner Entgleisung-)))

Henry senin Wortschatzin degismeye
 

basladi..... ne is bu yani.... asil yüzünümü görmeye basliyoruz... wenn ja dann setze wieder deine Maske auf....

Dedigim gibi istersen sen bir dene bak... damit meinte ich nicht das du es bei mir versuchen solltest...

Und jetzt Langweile mich nicht mehr

Auf Wiedersehen Henry o.T.
 

ohne Text

EORO Islam = Papst in Rom
 

von Ihm kommt dieser Begriff... den der ist ein EURO Islamist...

Kurani Kerimin dogru oldugunu biliyor... ama Hiristiyan Alemine anltamaz ya... o halde ne yapmali....

Islami Euro Islam ile deforme edip Islam Alemini cökertmeli....

Hep Politika, baska bir sey degil... Gemäßigter Islam diyenler simdi Euro Islam diyor.....

Bende diyorumki.... hepsinin cani cehenneme, eger ben haksizsam benimkisi Cehenneme....

Biliyorum kasinimasini cok seviyorsun...
 

...sen ama en iyisi bir baska Baustelle uyuzlan. Oldu mu sekerim?!

Arkadas senin bahsettigin hem dinsizlikl
 

hemde yobazlikla ilgili, ama Islamla degil...

Yani Islami anlamak icin aydin insan olmak sarttir... ve zannetmeki öyle bizim evlerimizde Islam dini gezip duruyor... Islam dini yerine Diktatörlük Hurafecilik sahtekarlik dayak mayak usw. dönüyor

Bunlari sende cogulari gibi Kurandaki DIN ile karistiyorsun.....

Kaldiki her seyin asirisi zararlidir...

Genc kizlarimiz süslensin ama herseyi adabiyla ve toplumsal cerceveyi tahrik etmeden yapsinlar... ben bile her elimde altin yüzük tasiyorum..... asiri gitmedikce hatta güzel bir görünümde oluyor

Sen halen anlamadin...
 

...kazanmakla hic bir alaksi yok. Insanklik ve anlayislik...und ganz wichtig Humor! Und das haben die wenigsten hier! Sie geben vor, aber sie haben keinen Humor. Sieh" dich doch an! Du hast nichts begriffen, das hinter all dieses Humors nix steht - ausser ein befreites Schmunzel oder Lachen! Kapierst Du es immer noch nicht? Aber was will man auch von Fanatikern und Fundis erwarten? Alle so verbiestert! ;-))

yahu kardes o NICK benim degil :-)
 

SEN GALIBA ANLAMADIN :-)

Henriycigim simdi
 

senden insanlik dersi almak icin buraya gelmedim, sadece amacim sohbet etmek, görüs alis verisinde bulunmak.... nicht mehr nicht weniger...

All das drum herum ist bei solchen Themen eigentlich nebensächlich.... kaldiki yazdiklarin benimle ilgili degil... ben ne fanatigin nede neumodern Islamistim... fühle mich also nicht angesprochen....

Farkindaysan stilim degismiyor... her zaman ve her yerde ayni seyleri tekrarlayabiliyorum... cünkü ich sage was ich denke und meine was ich sage....

Neden bu konuyu bu kadar uzattin anlayamadim....

:-)
 

O bahsetmis oldugun kisilerin yazdiklari beni demek fazla baglamadigi icin onlara o denli tepki vermedim...

1. Senin yazdiklarindan senin SEVIYENIN onlardan yüksek oldugu icin, sana bu denli tepki verdim...

2. Sen bu hatunu sahsen tanidigin ve özel durumlarini bildigin icin tepki verdim.. Fikir savasi yap ve DILEDIGIN kadar kiz bagir cagir inan zerre kadar karismam :-)

Bana sakin KUCAK KÖPEGI deme :-) ENiS payini almis... Ben birinin savunucusu degilim Henrry ve seninle daha önemli bir MISSIONUMUZ var :-) *YehovaSahideleriniDumanlamak* UNUTMA :-)

Bir asriliktan diger asiriliga
 

Türk protestanlar, daha önce Süleymancı tarikatı üyesiyken Hıristiyan olan rahip Ramazan Arkan yönetiminde "ayin" yaptılar

Antalya"da din değiştirip Hıristiyan olan Türkler, Hz. İsa"nın yeniden dirilişini, düzenlenen ayinle kutladı. Protestan İncil Kilisesi"ndeki ayine sonradan Hıristiyan olan yüzden fazla kişi katıldı.

Akşam gazetesi Antalya muhabiri MUSTAFA KOZAK"ın haberine göre Antalya"da yaşayan yabancı uyruklu Hıristiyanlar ise paskalya için Belek"teki Dinler Bahçesi"nde bulunan kilisede toplandı.

Aralarında bebekli ailelerle başörtülü kadınların da bulunduğu cemaat, Kaleiçi"ndeki Protestan İncil Kilisesi"ndeki ayinde ilahiler söyleyip dua etti. Cemaate yeni katılan başörtülü bir kadın, ilahi söylenirken kendinden geçerek, "Senden başka sığınacak kimsem kalmadı Allahım" diye ağladı. Kadını, rahip Ramazan Arkan teselli etti. Daha önce Süleymancı tarikatı üyesiyken Hıristiyan olan Türk Protestan Kilisesi"nin rahibi Ramazan Arkan, Hz. İsa"nın, çarmıha gerildikten 3 gün sonra 27 Mart"ta yeniden dirildiği için paskalya bayramı olarak kutlandığını belirtti. Misyonerlikle ilgili haberlerin Hıristiyanları tedirgin ettiğini belirten Arkan, "Biz, kimseyi zorla Hıristiyan yapmıyoruz. Bu haberler, Hıristiyanlığı seçenleri zor durumda bırakıyor. Kilisemize tehdit telefonları geliyor. Din değiştirenler, işten atılıyor. Saldırılar, din ve vicdan özgürlüğünü zedeliyor" dedi.

Antalya"daki yabancı uyruklu Hıristiyanlar ise paskalyayı Belek"te Dinler Bahçesi"ndeki kilisede kutladı. Ayini, ABD"li rahip James Bultema yönetti.

-----------------------------------------

Ben her zaman derim... her asirilik diger asiriligi kendiliginden getirir... ayni bu arkadasimiz gibi.... zamaninin tam asiri Ideolojisti olan bu zat, simdi diger asiriliga gecti... yani asiri namaz niyaz olayindan namazssizlik veya dinsizlik yada Hurafe dinine dönme.....
Cünkü gercek din seref hasiyet gerektirdigi icin herkese kolay gelmiyor

Link
<a href="redirect.jsp?url=http://www.nethaber.com/?h=9981" target="_blank">http://www.nethaber.com/?h=9981</a>

öyleyse arka cikma o nick"e. bir sikinti
 

yaziyoruz.

o.T.
 

senin mega-seyhin sülo(man) baska birsey sagen yapiyor. erkek, frau egal sagen diyor. hatta frau imam cuma namazi bile kildirabilirmis. senin sagen yaptigin richtigse o bir cia-agenti olmasi mi gerekiyor vielleicht, oder ist er ein islam düsmani?.. also, entweder hocan bu fetvayi geben yaptigi icin melunluk yapiyor, oder sen namaz kilarken kiclara baktigin icin. in jedem fall senin önünde beten yapmak istemem :)))

Monster´cim yahuuu :-)
 

vallahi kimseye ARKA cikmadim ben hayatimda :-)

Keep Cool Canavarim :-)))

Müslümanlarin Görevi Nedir ?
 

Müslümanların bugünkü vakıası, her Müslümanın hissettiği gibi, hiçbir beyan ve izaha muhtaç değildir. Memleketleri küfür nizamları ile yönetilmektedir. Onun için bu yerler kesinlikle ve tartışmasız “Dar-ül Küfür”dür. Şöyle ki, İslâm memleketleri bu günkü durumda; kırktan fazla devlete, emirliğe, şeyhliğe ve sultanlığa ayrılmış olduğundan, kafirlere karşı duracak bir vaziyette değildirler. Binaenaleyh, Müslüman memleketlerinden her birinin davası, varlığını “Dar-ül İslâm”a çevirerek diğer İslâm memleketleriyle birleşmeye çalışmaktır. Bu dava hayatî bir davadır. Hatta bütün hayatî davaları içine alan ana hayatî davadır. Bu mesele ile ilgili icraatlar ölüm-kalım icraatı olarak algılanmalıdır. Yalnız bu hayatî dava, yani İslâm memleketlerini “Dar-ül İslâm”a çevirmek ve diğer İslâm memleketleriyle birleştirmek meselesi, gerçekleşmesi için çalışılan bir hedeftir. Bunun gerçekleşmesi için takip edilecek yol, Hilâfet"i tekrar kurmaktır. Bugün Müslümanların üzerine borç olan en mühim mesele, İslâm memleketlerini Dar-ül İslâm"a çevirebilmek için Hilâfet"i yönetim sistemi olarak iş başına getirmektir. Sonra bu memleketleri Dar-ül İslâm’a çevirerek diğer İslâm memleketleriyle birleştirmektir

Cumhuriyetin yıkılışı ve yerine Hilafetin kurulması bazıları için ütopya, rüya, bir kabus olarak görülebilir. Gerçekte ise; bu başlıkta geçen Hilafeti milyonlarca ve hatta yüz milyonlarca Müslüman’ın yegane kurtuluş olarak gördüğü, acılarla dolu hayatlarına çare, ekonomik sosyal ve psikolojik krizlerle dolu yaşamdan kurtuluşun umudu olarak hasretle beklemektedirler. Bu gibi başlıklar çok yakın zamanda Türkiye dahil tüm dünya basın-yayın kuruluşlarında büyük manşetlerle verilecek İnşallah… Zira zafer çok yakın… Karanlığın en koyu anının aydınlığa en yakın olan anı olduğu gibi…
Zulüm ve küfür ebedi olmayıp sadece geçici bulaşıcı hastalıklar gibidir. İşte Cumhuriyet de böyle bir bulaşıcı hastalık ve küfür sistemi olup yıkılmaya, yok olmaya mahkumdur. Zira cumhuriyet doğarken sakat doğmuştur, büyürken yamuk büyümüştür, ölümü de çok çabuk ve şiddetli olacaktır. Saddam’ın bir aylık küfür rejiminin dirençsiz kısa ömrü buna en güzel örnektir

Süleyman Hoca dogruyu söylüyor
 

kadinda erkekler önünde namaz kildirabilir.... buna karsi Enis bir sey demediki.... saaaadece es schickt sich nicht dedim... yani yakisik kalmaz, en azindan bizim toplumuzda....
Yoksa Aileler arasi elbet kadinlarda namaz kildirabilirler... gen haniminin yada bir akrabanin arkasinda safa ve namazini eda et....

Ben sadece Camiilerde erkeklerin önünde kadinlarin namaz kildirmasina karsiyim... din acisindan degil, kültür ve edep anlayisindan.... anlatabildimmi....

Evet anlatabildim... o yüzden bu tartismayi burada noktaliyorum

Tek bir görevleri var
 

Oda Kuranin cercevesinde evrensel bir insan ve evrensel bir Müslüman olmak.....

Alles andere ist kula kulluk yapmaktir...

Rab insanlari insanlara kulluk yapmaktan korusun....

Was für eine Aussage dimi arkadaslar... ???

Selamlar
Enis

was ist los?
 

oldugundan cok dümmer stellen yapma kendini. ücümüzde st. john katedrali hadisesiyle alakali yaziyoruz, evde beten yapmayla hat das nichts zu tun, sondern moscheede frau un namaz kildirmasiyla ilgili. yani mega-mehdi sülo(man)in ve aus seiner bakis acisi islamische glaubenin kültür ve edep anlayisi yokda kilinabilir sagen diyor, senin varda buna o acidan karsi geliyorsun. meinst du yoksa, islam religionu ve seyhin sülo ahlaksiz ve kültürsüz oder was?.. boah, und das sagt gerade birisi, der beten yapmak icin moscheeye gidip milletin kicini izliyor. hele senin önünde beten yapilmaz, bunu anladim :)

ausserdem birsey daha anladim, so cok daha gut anlasmak yapiyoruz :)))

ABD,İsrail,AB ve başka dı
 

Fitne Dolapları Döndürülüyor

Birileri yine düğmeye bastı, ülkede fitne ve fesat çıkartmak istiyorlar. Mersin?de bayrağımıza yapılan saygısızlık kesinlikle planlı bir provokasyondur. Peki, sorumsuz çocukların arkasında kimler vardır?

? Derin güçler vardır.

? Ülkemizi bölmek isteyen dış güçler vardır.

? Türkiye?yi bir sömürge gibi soymak isteyen hainler vardır.

Zaten yıllardan beri aynı planı uyguluyorlar. Nedir bu plan?

? Türklerle Kürtleri birbirine düşman etmek.

? Diğer etnik kökenleri azınlık gibi göstermek, onlar arasında menfi-olumsuz kavmiyetçilik rüzgârları estirmek.

? Sünnîlerle Alevîleri karşı karşıya getirmek.

Böylece bölünmüş, birbiriyle çekişen ve tepişen bir Türkiye?yi daha fazla sömürmek, güzelce soymak.

Mersin?deki üzücü hadise dolayısıyla halk yığınlarının harekete geçmesi, uyanması, bayrağına sahip çıkması elbette iyi bir gelişmedir ama ülkede bir Türk-Kürt çekişmesi ve gerginliği meydana getirilmemelidir. Böyle bir şey iç dış düşmanlarımızın ve içteki yardakçılarının ekmeğine yağ sürmek olur.

Tam aksine, bu hadiseden sonra Türkler ve Kürtler birbirlerine yaklaşmalıdır.

Keşke imkanım olsa da, önce Doğudan ve Güneydoğu?dan başlayarak Kürt kökenli önemli şahsiyetleri ziyaret edebilsem.

? Ulema ve meşâyih (Din alimleri ve şeyhler).

? Fikir adamları.

? Kürt eşrafı ve âyanı (Kürtlerin şereflileri ve ileri gelenleri.)

? Diğer muteber kimseler.

Her kavmin, her toplumun içinden şerir ve habis kişiler ve grupla çıkabilir. Kürtten de çıkar, Türkten de, Lazdan veya Rumeliliden de. Bunlara bakıp bir kavmi, bir topluluğu bütünüyle karalamak, kötülemek çok yanlıştır.

Türk mafyası olduğu gibi Kürt mafyası da vardır.

Bundan birkaç ay önce yazmıştım. İstanbul?daki mafya yapısında köklü bir değişiklik olmaktadır. Birtakım çok önemli kişilerin İstanbul?un Kürt kökenli mafyanın eline geçmesi için dolaylı ve sinsi şekilde çalıştıklarına dair istihbaratım vardır.

Kürt mafyası, milyonlarca temiz, şerefli, namuslu, vatansever Kürt asıllı vatandaşımızı temsil etmez. Türk mafyasının Türkleri temsil etmemesi gibi.

Vatanımızın bütünlüğünü, selâmetini, huzurunu, geleceğini kurtarmak ve sağlama bağlamak için Sünnîlerle Alevîler de kardeşçe bir araya gelmelidir.

Son otuz yıl içinde Alevî kardeşlerimizi dinsizleştirmek, ateist veya putperest yapmak için birtakım güçler, şahıslar, mihraklar çok çalıştılar. Neler söylediler, neler yaptılar?

? Alisiz bir Alevilik çıkartmak istediler.

? Aleviliğin İslâmî bir fırka ve şube olduğunu inkar ettiler.

? Aleviliği Şamanizme, eski putperest din ve kültürlere bağlamak istediler.

? Alevileri imandan, Kur?ân?dan, Hazret-i Muhammed?den, Ehl-i Beyt?ten koparmak istediler.

? Alevîlerle Sünnîleri birbirine düşman etmek istediler.

? Daha da ileri giderek Alevileri bir azınlık statüsüne sokmak istediler.

Kürtler azınlık, Alevîler azınlık; Lazlar, şunlar, bunlar azınlık. Bu herifler Türkiye?yi bir ?Azınlıklar Cumhuriyeti? mi yapmak istiyor?

Sevgili Türk, Kürt, Laz, Sünnî, Alevî ve diğer farklı alt-kimliklere mensup vatandaşlarım!.. Bu milletin, bu toplumun bu şekilde parçalanması, mozayikleştirilmesi doğru mudur?

?Parçala, böl ve hükm et? siyasetini takip edenler Türkiyemizi dünyanın en büyük iç-sömürgesi (auto colonie) haline getirmişlerdir.

Bu ülke, bu halk, bu devlet yılda 40 milyar dolar faiz ödemektedir. Bu muazzam para kimlerin cebine gitmektedir?

Birtakım adamlar Türkiye?nin ziraatini, hayvancılığını, sanayiini çökertmişlerdir.

Buğdayımızın, pirincimizin, yemeklik yağımızın büyük kısmını dışarıdan getirtiyoruz. Niçin niçin?

Kesin olarak biliniz ki, Türkiye KASITLI ve PLANLI bir şekilde çökertilmeye, sömürgeleştirilmeye çalışılmaktadır.

Patır patır düşen uçaklarımızın bakımı ve tamiri için milyarlarca dolar ödedik. Niçin niçin niçin?

Milyonlarca halk kara sefalet içinde ezilir ve sürünürken birtakım tuzukurular tatillerini, çuvalla dolar harcayarak en uzak, en egzotik, en fantezi, en binbir gece ülkelerde yapıyor. Nasıl oluyor bu iş?

Bu memleketi batırmak, bu halkı bîzar etmek için şimdi de kapkaççılık belasını teşvik etmektedirler. Kapkaççılık, yaşları cezaî sorumluluğun altında olan birkaç sokak çocuğunun, tinercinin işi değildir. Suyun üzerinde görünen kısmın altında büyük bir gövde vardır.

ABD, İsrail, AB ve başka dış güçler birtakım işler çevirmektedir.

?Biz yirminci asırda iki devlet kurduk...? diyen zihniyet gece gündüz çalışarak Türkiye?yi bölmeye, birbirine düşmüş halk gruplarına ayırmaya uğraşıyor.

Yakın tarihimizdeki o acı, kanlı, o feci PKK terörünü dolaylı şekilde kimler desteklemiş, teşvik etmiş, uzatmıştır?

PKK savaşı birtakım adamlara ve gruplara 100 milyarlarca dolar rant temin etmiştir.

Bu savaşın toz dumanı içinde uyuşturucuyu helikopterlerle taşımışlardır.

Bu savaşın dumanları ve alevleri içinde büyük miktarda silah, cephane kaçakçılığı ve bezirgânlığı yapılmıştır.

Dönen dolapları milletin öğrenmesini istemiyorlar. Gazeteci Uğur Mumcu?yu bu yüzden paramparça ettiler.

Türkiye bir esrarlar, entrikalar ülkesi haline gelmiştir.

Yahudi süper-zengin Üzeyir Garih Eyüp Sultan mezarlığında Tevrat?taki ritüel öldürülmeye uygun şekilde, gözleri oyularak niçin öldürülmüştür?

Şer güçleri bazı İslâmî grupların ve cemaatlerin içine nasıl sızmıştır?

Birtakım adamlara ve gruplara niçin yüz milyarlarca dolar yardım yapılmaktadır?

Türkiyemiz ve Türkiyeliler ateşten bir çember içindedir. Kurtulmak için ne yapmalıyız?

? Millî kimliğimize sarılmalıyız.

? Alt-kimliklerimizi millî-üst kimliğimizin üstüne çıkartmamalıyız.

? Tarihimize, ecdadımıza sarılmalıyız.

? Bizi zayıf düşüren, fosilleşmiş ideolojileri dışlamalıyız.

? Çeşitlilikleri, farklılıkları, alt-kimlikleri bir zenginlik olarak kabul etmeli ve kaynaşmalıyız.

? Müslümanlara ve Türklere ?Acı Soğan? diyenlerin oyunlarına gelmemeliyiz.

? Her türlü soyguna, rantçılığa, mafyaya karşı olmalıyız.

? Bilhassa din sömürücülüğüne cephe almalıyız.

? Tahriklere kapılmamalıyız. Türklerle Kürtler, Sünnîlerle Alevîler kardeş, iyi vatandaş, iyi komşu olarak yaşamalıdır

Mehmet Şevket Eygi

demokrasi ihraç edebilir mi?
 

Bir diktatörlük, demokrasi ihraç edebilir mi?

Yahudi lobisi, petrol lobisi, silah lobisi?

Amerika Birleşik Devletleri?nde iktidar, bu oligarşik zümrelerin elindedir.

Temsilciler Meclisi?nde, Senato?da, Beyaz Saray?da kim oturursa otursun, ülke, oligarşinin istekleri doğrultusunda yönetilir.

Oligarşiye karşı çıkmaya cüret edenler ya şantaj yoluyla susturulur veya John F. Kennedy örneğinde görüldüğü gibi katledilir.

?Büyük Ortadoğu Projesi?nin bir demokrasi projesi olduğunu, Amerika Birleşik Devletleri?nin İslam dünyasını demokratikleştirmeye çalıştığını iddia edenlerin şu soruya cevap vermelerini rica ediyoruz:

?Diktatörlükle idare edilen bir ülke, başka ülkelere nasıl demokrasi ihraç edebilir??

1992 yılındaki başkanlık seçimlerine bağımsız aday olarak katılan Teksaslı ?petrol şeyhi? Ross Perot, şöyle diyordu:

?Amerikan halkı milletvekillerini seçer, senatörleri seçer, hatta başkanı seçer, fakat devlet yönetiminde söz sahibi olamaz. Çünkü devleti seçilmişler değil, Yahudi lobisi yönetir.?

Lobi sisteminin demokrasiyle telif edilemeyeceğini Bill Clinton da kabul ediyordu. Diyordu ki:

?Bu sistemin demokratik olduğu söylenemez, ne var ki yasaldır.?

Yasal?

Amerikan hükümetinin, istediği kimseyi, ?Bu şahıs ulusal güvenliği tehdit ediyor? diyerek hapse tıkması da yasal.

?Gizli Delil Yasası?, ilgili şahıs aleyhindeki delillerin, yine ulusal güvenlik gereği, kamuoyundan gizlenmesine imkân tanıyor; keyfi zulümlere yeşil ışık yakıyor.

Bir uygulamanın makul karşılanması için o uygulamanın yasal olması yetiyorsa, İslam ülkelerindeki diktatörlüklerin yasalarla desteklenen baskılarını da makul karşılamak gerekmez mi?

ABD?nin meselesi gerçekten demokrasi olsaydı, önce kendini demokratikleştirirdi.

Diktatörlükle idare edilen bir ülke, başka ülkelere demokrasi filan değil ancak diktatörlük ihraç edebilir.

Nitekim ABD de öyle yapıyor.

?Büyük Ortadoğu Projesi? kapsamındaki ülkelerin hükümetlerine ?basını kontrol altına alın? diyor.

ABD ve İsrail aleyhindeki yayınların durdurulmasını talep ediyor.

Müslüman gazeteciler olarak, Guantanamo yokmuş gibi, Ebu Gureyb yokmuş gibi, Felluce yokmuş gibi davranmamızı istiyor.

Öyle davranırsak ülkelerimize demokrasi gelecekmiş, kapalı toplumlarımız açılacakmış!

Demokrasi ve açık toplum ideallerini bütün dünyaya yayma iddiasındaki ABD?nin gerçekte neyin peşinde olduğunu Noam Chomsky çok güzel anlatıyor:

?ABD?nin dış politikası, içinde Amerikan şirketlerinin gelişip büyüyebilecekleri milletlerarası bir düzen kurmak ve devam ettirmek için tasarlanmıştır. Bu, bir ?açık toplumlar? dünyası olacaktır. Açık toplumlar demek, verimli yatırımlara açık, ihracat pazarının yayılmasına ve sermaye transferlerine, ayrıca insani ve maddi kaynakların Amerikan şirketleri ve onların yerel şubeleri tarafından sömürülmesine elverişli olan toplumlar demektir. Terimin gerçek anlamıyla ?açık toplumlar?, ABD?nin ekonomik nüfuzuna ve siyasi kontrolüne açık toplumlardır.? (Roger Garaudy, Amerikan Efsanesi, çev: Cemal Aydın, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul 2002 / s. 23, 24)

?Büyük Ortadoğu Projesi? elbette tekelci kapitalizme hizmet ediyor; fakat ?Siyon?un Hıristiyan Askerleri? diye anılan George W. Bush ve arkadaşlarının sadece para peşinde olmadıkları, aynı zamanda ?Arz-ı Mev?ud? davasına da hizmet ettikleri açıktır.

Gerçekte Büyük İsrail Projesi olan ?Büyük Ortadoğu Projesi?, İslam ülkelerinin ABD?ye ?ve dolayısıyla İsrail?e- kayıtsız şartsız teslim olmalarını öngörüyor.

Bush, Suriye ve İran?ı tehdit ederken ?bizimle işbirliğine yanaşmayan ülkeler? ifadesini kullanmadı mı?

Demek ki hürriyet, demokrasi, açık toplum, hepsi palavra.

Tek ölçü: Amerikan-İsrail eksenine girmeyi kabul etmek veya etmemek?

200 milyon Hıristiyan Amerikalıyı üç-beş milyon Yahudi?nin enstrümanı haline getiren Washington rejimi, şimdi bu azınlık diktatörlüğünü bütün dünyaya yaymaya çalışıyor.

Mesele budur.


Hakan Albayrak.

milligazete

Kadinlan El SIkismak. :O=))
 

Arasira atistigim bir komsum var malatya li.......
Komsum bana dediki bir kadinin elini SIkarmisin bende normalde yapmamam lazim ama bu devirde kadinlar önüne gelen erkeye el uzatiyorlar.

Hem bunun kadinlara bir faydasi oldugunuda sanmiyorum dedim.

Adam bagiribb cagirdiii hangi devirde yasiyoruz yahuu hoppp dedim.

Bati herseyi yaptimi sende taklidinimi yapmak zorundasin medeniyetin bulusunda teknolojinin ilerleyisinde onun bununlan El SIkisan kadinlarin ne gibi rölü olmustur.


Bence dört dörtlük bir Müsliman bir kadinlan tokalasamaz belki o anda kadinligin verdigi bir duyguylan olay ilerliye bilir.

Haaa sadece is kokalasmaylan kalmiyor elini sIktiginiz kisinin gözlerinede o anda bakiyorsunuz ister istemez gözlerde cok dikkatli etmek lazim......

asrımızdaki sapık yazarla
 

Dinimiz bir düşünce, görüş değildir


Sual: Özellikle Mısırlı, Suriyeli bazı yazarlar ile onların etkisinde kalan kimseler, İslam dini yerine, "İslam nazariyesi" "İslam düşüncesi", "İlahi şuur", ?İlahi görüş birliği? tabirlerini çekinmeden kullanıyorlar. Acaba bunlar müsteşrikler gibi, İslamiyetin semavi din olduğuna inanmıyorlar mı? Küfre düşürücü ifade kullananın imanının gideceğini bilmiyorlar mı? Yoksa, Ehl-i sünnet itikadına uygun inanmaya önem vermiyorlar mı?

CEVAP

Piyasada Allah?ı tanımakla ilgili ve Allah?ın varlığını ispat etmeye kalkışan kimisi tercüme birçok kitap vardır. Genelde bu kitaplar, akli ve felsefi görüşlerle doludur. Kaynakça olarak gösterilen kitapların çoğu da asrımızdaki sapık yazarların eserleridir.



İmam-ı Rabbani, imam-ı Gazali, Seyyid Abdülkadir-i Geylani gibi büyük İslam âlimlerinin kitaplarından nakil yoktur. Milyonlarca hadis-i şerif, âlimlerin ictihadları ve hikmetli sözleri varken, bunlardan nakil yapılmayıp, şahsi görüşe, şahsi yoruma yer verilmiş.



Anlaşılan bu tip yazarlar, küfre düşürücü sözleri bilmiyorlar. Zaten Allah?ın varlığını ispat ile uğraşanlar, genelde küfre düşürücü ifadeler kullanıyorlar.



İslam âlimleri, (Allah?ın yaratmak, var olmak gibi sıfatlarını insana vermek veya insanın, akıl, şuur, hafıza ve düşünce gibi yaratılmış olan sıfatlarını Allah?a vermek küfürdür) buyuruyorlar.



Mesela bir kimse, (Allah akılsızdır) dese, bu bir hakaret olacağı için küfre düşer. (Allah akıllıdır) dese, bu sefer de, onu yaratık kabul ettiği için küfre düşer. (Allah iyi düşünür) dese yine kâfir olur. Çünkü akıl, şuur, hafıza, düşünme işi, görüş mahluktur, yani yaratıktır. Allah?ın böyle sıfatları yoktur. Bu Yazarlar ise bunun gibi büyük hatalara düşmüştür. (Yaratılmış olanın özelliklerine bakarak, yaratanın özelliklerini bulmaya çalışacağız) diyorlar. İslam âlimleri, (Bilinenle bilinmeyen mukayese edilmez) buyuruyor. Yani yaratıcı ile onun yarattıkları mukayese edilemez.



Bu Yazarlar işe yanlış başladığından yanlış sonuçlar çıkarıyorlar. İnsan vasfı sayar gibi, Allah?ın vasfını sayıyorlar. (Allah çok akıllıdır, hafızası çok geniştir, çok hızlı düşünür, çok çalışkandır) diyorlar. Senâüllah Pâni-püti hazretleri (Allahü teâlânın varlığı, sıfatları, razı olduğu şeyler, ancak Peygamberlerin bildirmesi ile anlaşılır. Akıl ile anlaşılamaz) buyuruyor.



(Allah özenerek yaratır) da diyorlar. Bu da Allah?ı aciz sanmaktan ileri gelir. Bir âyet-i kerime meali:

(Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona sadece ol deriz, o da, hemen oluverir.) [Nahl 40]



Bu yazarlar kaderi de iyi bilmiyorlar, (İnsan, kendi kaderine tesir eder) diyor. Kader, değişmeyen son şekildir. Kaderi Allah da değiştirmez. Allah?ın vasıflarını bildirirken, âlimlerin kitaplarından alarak, sıfat-ı zatiyye ile sıfat-ı sübütiyyeyi yazsalar, büyük hizmet etmiş olurlar. Kendi görüşleri, kendi akıllarını din gibi ortaya atıyorlar. Hadis-i şerifte, (Dini aklı ile ölçen kadar zararlı kimse yoktur) buyuruldu. (Taberani)



Düşünce, bir iş için düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir. Görüş de düşünce demektir.

Nazariye de, akli, zihni esaslara dayanan görüş, teori demektir.



Allahü teâlânın bildirdiği hükümlere ilahi düşünce, ilahi görüş, ilahi nazariye, ilahi şuur denmez.

Kur"an-ı kerimdeki hükümlere bile "Kur"ani görüş" diyorlar. Yeni ifadeler kullanmayı marifet sanıyorlar. Bunları kullanmak küfürdür. Böyle küfür dolu yazılara itibar etmemelidir.



İman ne kadar kıymetli ise, zıddı olan küfür de o kadar kötüdür. İmanı kurtarmak için haramlardan kaçarak ibadetleri yapmak ve özellikle küfre düşürücü söz ve hareketlerden sakınmak gerekir. Sakınmayanın imanı gider de haberi olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Öyle bir zaman gelir ki, kişinin imanı gider de haberi olmaz. Ondan, gömleğin çıktığı gibi, iman çıkmış olur.) [Deylemi]

<a href="redirect.jsp?url=http://www.dinibilgiler.org/BirBileneSoralim/ImanItikad_fr.htm" target="_blank">http://www.dinibilgiler.org/BirBileneSoralim/ImanItikad_fr.htm</a>

evet gözlderde
 

cok dikkat etmelisin, sonra ister istemez biryerlerin kalkabilir.

Hayir edilemez
 

Demokrasi din gibi sadece cerceveyi cizer... her devlette kendi örf ve adetlerine göre Demokrasiyi kendisi yorumlar ve halkina adil bir sekilde uygular

Kadinla el sikismanin zerre kadar
 

ne din acisindan, ne ahlak, nede medeniyet hele hele hic bir acidan zarai yada yasagi yoktur....

Tam tersine bir toplumda el sikismak hatta tam tersine bir medeniyet davranisidir....

Arkadasimiz hakli.... yil 2005 iken bazilarimiz daha 0005 yilini bile gecememisler.... kususra bakma ama sende o istikamette ilerlemektesin.....

Kosnustugun insanin elbette gözlerine yani yüzüne bakacaksin.... ne yani, seninle bir kadin konusurken oyana buyanami bakiniyorsun....

Dostum o senin kisisel medeniyet anlayisin, cogunlugun degil.... cogunluk ise bublari asmis durumda.....

Eger sen onu din anlayisina gelmek istersen... o zaman dinin ruhunu yani Kurandaki dini degil, senin kisisel din anlayisini bizlere anlatmis olursun, cünkü Kuran böyle bir engel koymuyor... koysa koysa toplumsal ahlak buna engel kor.... o da koymuyor...

Biraz degismekte zaman uymakta ve cagi medeniyeti, bilimi feni ve ayni zamanda Kurandaki dini kavramakta cok fayda var

Selamlar
Enis

Batida`da hanim isterse ellini vermez-)
 

bir tanidigim Micheal Dell (hani o bilgisayar sahibi) haniminla tanisinca, o hanim ellini benim tanidigima uzakmamis...
Yani batida da isterse ellini uzatir, isterse uzatmaz, laut Knigge völlig O.K., ama bunlar Alman toplumu`da nereden bilsin...
Jeder, der kein Schaf sein möchte und seinen Hirn gebraucht..kommt selbst dahinter...
Die Hand ist der Spiegel der Seele, wenn wir uns nahe sind, können wie uns SELBT im Auge des anderen betrachten...
Der Mensch ist frei in seiner Handlung...wenn der gegenüber das emotional schlecht sieht, ist das sein Problem und hat sich gleichzeitig nicht als ebenbürtig demaskiert..
Im Geiste und im Herzen..

Zamanimizin din yazarlari belkide
 

simdiye kadar gelen en büyük yazarlardir....

Ahmed Hulusi
Yasar Nuri Öztürk
Süleyman Ates
Salih Akdemir
Osman Ates
Hüseyin Atay
Hasan Elik.... usw. usw....

Bunlarin her biri birbirinden daha üstün Islam uzamanlari....

Kaldiki bir Imami Zam bunlarin hic biri kadar din uzmani degildi... nedeni ise, dünya capinda hic bir arastirmasi bunlarinki gibi yoktu....

Üstelik tüm gelmis gecmis Alimlerin eserlerinden yararlanan ve ayni zamandada Sami diller sayesinde Orijinal Kuran Arapcasina bayagi yaklasanda yine bu Hoclardi.... bir Imami Azam Kurani kendi zamanindaki Arapcayla yorumlamisti... oysa onun zamanindaki Arapca Orijinal Kuran Arapcasi degildi... degismisti...

Yoksa sen ittihat ve tarakki"nin ne analam gelsigini biliyormusun ???? tam yüzyil bile gecmedi bu kelimenin üzerinden... bak simdi kimse ne anlama geldigini bilmiyorki.....

Ancak bu zamanki zamanda Kurani daha iyi anlayabiliyoruz ve eski Müfessirlerin Usagi o9lmadan Allah yerine onlara kulluk yapmadan, su anki haliyle kurani daha iyi anlamaktayiz.....

Dinde Mezhep yoktur.... Mezhepler Ideolojidir.... insanlari baglayan din acisindan beyinleri ni tikayan birer Ideolojidirler....

Aydin Insan sadece Müslüman olur... varsin digerleri Kula kulluk etsinler

Danke Dir :))
 

Das ist lieb von Dir, dass Du mich in diesem Fall beschützt, aber keine Sorge, das ist alles nur Schwachsinn was er da schreibt :)

Ich bin Gott sei Dank nicht arbeitslos etc.

Da sieht man mal wie weit die Leute gehen können, das ist einer der Gründe, warum ich hier niemanden persönlich kennen lernen möchte.

Solche Leute machen Internet zum Klatschball und nutzen bei erster Gelegenheit die Chance, anderen Menschen ihre privaten Details preiszugeben.

In meinem Fall war das nur dummes Geschwätz, nicht der Wahrheit entsprechend, schade aber, dass jemand zu solchen Mitteln greift.. armselige Kreatur.

Ich würde niemals jemanden angreifen, der von der Stütze lebt, wie niveaulos dieser Mensch ist, erst ist er frauenfeindlich, dann kann er nichts einstecken und wird persönlich *Kopfschüttel*

Wenn Du Eier hättest, dann würde ich
 

Dir zeigen, gercek hayatta kim oldugumu, aber ich spucke Dir lieber hier virtuell auf Deinen Kopf Du Schlumpf!

TÖBEEE TÖBEEEEEEEEE o.T.
 

ohne Text

Dr.Kama SUTRA yi unuttun Enis abi o.T.
 

ohne Text

ISLAM Devletini kimler Yikti ???
 

1. İlk önce devleti yıkma görevi alanlar
Tahsil bahanesiyle Avrupaya varanlar.

2. Bunlar yüzelli kadar müslüman genc türkler
Bir çok cemiyetler kurdular, adi jön türkler.

3. Kafirler kurdurdu onlara o, dernekleri
Garplılardandı kurma, çalışma örnekleri.

4. Devleti yıkmaktı bunların tüm amaçları
Mescitlere, mekberlere dikmekti haç’ları.

5. Çok adam soktular Devlet dairelerine
Yıkmak için idareyi aldılar ellerine.

6. İslamın Devleti (Hilafetin) düşmanları
Şöyle hazırladılar, çizdiler planları.

7. Yıkma içten, yıkanda müslümandan olmalı
Herkes inancında, dininde serbest olmalı.

8. Devleti zayıflatmakla yıkıma başladılar
Her fırsat şer’i hükmü, Hilafeti taşladılar.

9. Yıkmak için, kasıtlı girdiler o, savaşa
Şehit düştü binlerce nefer, kumandan, paşa.

10. Hilafeti yıkmak için bir tuzak tüm bunlar
Nice müslüman vurduttu, öldürdü mel’unlar.

11. Çanakkale, birinci dünya savaşı hepsi
devleti yıkmak için pilandı hususi.

12. İşgaller, Yurdun taksimi, hep pilan içinde
Milisler, kurtuluşlar hepsi aynı biçimde.

13. Maksat orduyu yok etmek kasıtlı savaşlar
Hazırlanmış bir pilan, danışıklı döğüşler.

14. Görüşüp anlaştı o, ingiliz uşakları
Yurdu paylaştırdı o, garplının yavşakları.

15. Terhisi silah etti bin üç yüz yıllık ordu
Hilafet düşmanları işgal ettiler yurdu.

16. Devlet ordusuz, ümmet sahipsiz kaldı
Bu facıattan bütün düşmanlar yararlandı.

17. Hilafet düşmanları tam ortamı buldular
Hilafete isyanla yeni meclis kurdular.

18. İşte ne olduysa bütün bu mecliste oldu
Bundan sonra dünya zülmetle, vahşetle doldu.

19. Bütün bunlar Hilafete karşı bir isyandı
Bu isyanları yapanlar sözde müslümandı.

20. Mescidi bayamda kıldılar Cuma namazı
O, şeytan tağuta ettiler dua niyazı.


21. Hilafet İslam Devleti yıkanda müslüman
Hayır, Hayır, Ya Hilafet İslam değil yada yıkan?

22. Hilafet Resülün kurduğu İslam Devleti
Onu kabüllendi eshap ve İslam Ümmeti.

23. Hilafet meclisinde Resül ve eshap vardı
Yıkım meclisinde yahudi, ermeni hep vardı.

24. Bir düşünün onu kimler getirmiş ve kurmuş
Birde düşünün onu kimler yıkmış, kimler vurmuş.

25. Kurma emri haktan, Kuran Resül ve Eshaptı
Yıkma emri garptan, yıkan melunlar bedbahtı.

26. Yeni bir meclis kurdu Hilafet düşmanları
Hilafeti yıkmaya çağırdı tüm insanlari.

Kusura kalma elbet sende versin hehehe o
 

ohne Text

Ben yiktim... istersen Mahkemeye ver o.T
 

ohne Text

muhahahahahahahahhahahahahaa
 

hele hele zühtüüü bensana yandim zühtüüüü zühtüüüü zühtüüüüü

hoppa... o.T.
 

ohne Text

sen dünden donunu batiya satmissin o.T.
 

ohne Text

Insan Haklarimi Ha Ha Ha?
 

Irak ve Afganistan"da onbinlerce çocuk ve sivili acımasızca katleden ABD, dünyaya "insan hakları dersi" vermeye devam ediyor. ABD"nin kanlı Irak işgalini örgütleyen "şahin" ekibin önde gelen ismi Dışişleri Bakanı Rice, bakanlığın "İnsan Hakları ve Demokrasiye Destek" başlıklı raporunda, Türkiye"de azınlıkların dini özgürlüklerinin bulunmadığını iddia etti. Rice, Müslüman çoğunluğun "başörtüsü" sorununu ise yok saydı. Tüm dini gruplara ifade özgürlüğü tanınmasının hükümetten istendiği belirtilen raporda; Heybeliada Ruhban Okulu"nun açılması, Patrikhane"nin ekümenik statüsünün tanınması ve vatandaş olmayanların da din adamı olabilmesi için Türk hükümetine, Patrikhane"yle uzlaşma çağrısı yapılıyor.
Rice, "Kongrenin emriyle hazırlanan bu rapor, Amerika"nın tüm dünyada özgürlüklerin artması için yaptığı çalışmaları ayrıntılı şekilde anlatmaktadır. Rapor, insan haklarının ve demokrasinin gereklerinin tam olarak yerleşmediği ülkelerde bu prensiplerin yerleşmesi için yorulmadan çalıştığımızı göstermektedir" dedi.
"2004 İnsan Hakları Raporu"nun devamı niteliğini taşıyan "İnsan Hakları ve Demokrasiye Destek 2004-05" başlıklı raporunda Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, insan haklarına saygıyı, her ülkenin Amerika"yla ilişkisinin esası haline getireceğini iddia etti.
Rice, bakanlığın "tüm dünyada insan hakları ihlallerini önlemeyi öngören" yıllık insan hakları raporunu açıklarken; her ülkenin kendi insanına davranışının, Amerika"nın o ülkeye uygulayacağı politikaya rehberlik edeceğini açıkladı. 300 sayfalık bu rapor, yine insan hakları alanında 28 Şubat"ta yayınlanan bir başka raporun devamı niteliği taşıyor.
AZINLIKLARIN DİNİ HAKLARINA
SAYGI EKSİKLİĞİ
Dışişleri Bakanlığı"nın yıllık insan hakları raporunun Türkiye bölümünde, hükümetin genel olarak insan haklarına saygı gösterdiği, birçok alanda önemli düzelme kaydettiği, ancak hâlâ ciddi sorunlar bulunduğu belirtiliyor. Rapor; Türk hükümetinin insan haklarının birçok alanında önemli gelişme gösterdiğini belirttikten sonra, devam eden ciddi sorunlar arasında, basın ve kişilerin ifade özgürlüklerinin sınırlanması ile azınlıkların dini haklarına saygı eksikliği olduğunu savunuyor.
Rapor; zaman zaman kişilerin toplantı ve derneklere üye olma hakkının engellendiğini, bazı siyasi partilerle liderlerinin faaliyetlerinin sınırlandığını belirtiyor. Raporda devamla şöyle deniyor: "İnsan hakları örgütleri polisin işkence ve kötü muamelesini gösteren birçok olay bildiriyor. Avrupa Birliği"ne üyelik için gereken Kopenhag kriterlerine uymak üzere, hükümet işkenceyi, namus cinayetlerini önlemek, dernek kurma ve üye olma özgürlüğünü genişletmek üzere kapsamlı yasal reformlar benimsedi. Ancak bu reformların hükümetin gerçek uygulamaları üzerindeki etkisini görmek için henüz erken. Anayasa yargının bağımsızlığını öngörmekle birlikte, yargı bazen dış etkilere hedef oluyor."
HEYBELİADA AÇILSIN, PATRİKHANE"NİN
EKÜMENİKLİĞİ TANINSIN
Raporda; "Amerika"nın insan haklarının çeşitli alanlarında ilerleme kaydedilebilmesi için hükümet ve hükümet dışı kuruluşlarla yaptığı çalışmalara" da geniş yer veriliyor. Polis ve yargı uygulamaları, dini özgürlükler, ifade özgürlüğü, yönetim ahlâkı, insan kaçakçılığı gibi alanlarla, zorunlu göçle ilgili olarak bakanlar, kamu görevlileri ve hükümet dışı kuruluşlarla sık sık temasta bulunulduğu da raporda anlatılıyor. Tüm dini gruplara ifade özgürlüğü tanınmasının hükümetten istendiği belirtilen raporda, Heybeliada Ruhban Okulu"nun açılması, Patrikhane"nin ekümenik statüsünün tanınması ve vatandaş olmayanların din adamı olabilmesi için Türk hükümetine, Patrikhane"yle uzlaşma çağrısı yapılıyor.
"TÜRKİYE" BÖLÜMÜNÜN DİĞER AYRINTILARI
"Türkiye, çok partili bir sisteme ve Meclis tarafından seçilen, sınırlı yetkileri olan bir cumhurbaşkanına sahip anayasal bir cumhuriyettir" sözleriyle başlayan Türkiye bölümünde, Amerika Birleşik Devletleri"nin, elçiliği ve diğer görevlileriyle, hükümet, sivil toplum kuruluşları ve bürokrasinin diğer unsurlarıyla yürüttüğü çalışmalar anlatılıyor.
Raporun ait olduğu dönemle ilgili olarak, Türkiye konusunda öne çıkan ana başlıklar özetle şöyle:
"Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye"de, başta "polisin uygulamaları, yargı süreci, ifade özgürlüğü, siyasî etik, insan kaçakçılığı ve yaşadıkları yerlerden uzaklaştırılan kişilerin geri dönüşü" olmak üzere geniş bir alanda insan hakları konularına odaklanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri, işkence uygulayan polislerin yargılanması ve uygun şekilde cezalandırılmasının önemine dikkat çekmiştir. Bunun ardından Mart ve Eylül aylarında iki dava sonuçlanmıştır. Bunlardan birinde, 1991 yılından bu yana devam eden davada, Ankara"da bir mahkeme beş polis memurunu Birtan Altınbaş"ın gözaltında ölümü sebebiyle dörder yıl beşer ay hapis cezasına çarptırmıştır. Ancak bu karar, cezalar çok düşük bulunarak Yargıtay tarafından bozulmuştur. Birleşik Devletler, aynı şekilde, tüm dinî inançlar için özgürlüğün

Sen Cehalet Arap ve Iranlilara satmissin
 

onlarin hali belli benim halim belli.......

Olay asalet meselesidir