Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Aktuelles (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=390)
-   -   Präsidentenwahl 2007 (http://localhost/forum/showthread.php?t=4483)

01.08.2007 22:18

onlar öyle arkadas
 
islerine gelirse demokrat olurlar

agizlarini actilarmi insan haklari demokrasi derler ama kendileri gibi düsünmeyen herkes ya fasist ya da gerici/yobaz olur

asil fasistligi kendilerinin yaptigini bilmiyorlar..

melih gökcek ne demisti..ben böyle sanatin icine............

bende bunlarin demokrasi anlayisinin icine s....

roman 01.08.2007 22:42

Bu sayfaların en abes ve pis meziyeti,
 
düşünceden öte kişileşme ve bunu çok büyük bir payda gibi sürekli alışkanlık hale getirmedir.

Senin okuma zorluğun yada okuduğunu kavrayamama denilen bir sorunun bulunmakta anlaşılan ÇAĞDAŞ yada ÇAĞDAŞLAŞMAYA çalışan bay, bayan vs.

Demokrasinin tüm değerlerine, çağdaş ve evrensel var olan bütün değerlerine ben daha yeni sahip çıkmıyorum bunun için büyük bir bölümünü yaşamımın feda etmişimdir.

Ama İslamcı olmadan yaptım bunu.

Salt bir insan olarak, geçelim bunu.

Senin yazı dilimin demokrat ve çağdaş olamadığı gibi, demokrat bir yazıyı, muhtevayı veonun içeriğini, onun ruhunu kavrayamama denilen yetenekselliğiniz olduğu gibi genel bir kültür ve bilgi birikiminizde yok.

Ben insanlar ile yazışırken ağzına sıçabilmek için değil onun ile bilgi alış verişinde bulunabilmek için yazışırım.

Bir kaç rumuzlu sahışın ne olduğu, cibilyeti, cismi vs ne olursa olsun, ben senin ile yazışmaktayım ve senden eğerki bir demokrat isen demokrata yakışır bir ruh halini beklerim, eğer ki bu fazla bir lüks ise o zaman eğreti demokratlığın arabeks oryantalliğinde raks etmeyin.

Demokrasi ve demokratlığın içinde ne Asker, Ne totaliter Devlet, ne DİN, ne ultra LİDERCİLİK tapınması bulunmaz.

Evrensel Demokrasinin mayası, özü, ne devlettir, ne ordudur, ne liderdir, ne din yada bir başka sembolik yada kutsal değerdir, yalnızca bireyin tüm özlük haklarıdır.

Çağdaş olmak çağdışı önyargılar ile, dengesiz bilgileri tek doğru diye savunmak ile, ve benim adımı bir yerlerde karıştırabilmek ile olmuyor.

Ölçüsüz, çapsız ve cahiliye ile uğraşmakta hem üzücü, hem sıkıcı, hem de bıkkınlık vermekten başka bir işe yaramıyor.

Kafana göre takıl Çağdaş kardeşim.

rebellerisch20 01.08.2007 22:58

öylemi
 
en azindan bazilarinin basörtülü hanimlarin eteklerinin altinda gezen ve senin gibi o uzun pardösülülerin kuyrugundan yalayan tiplerden degil anliyormusun.

rebellerisch20 01.08.2007 23:09

CAGDASTURK VE INADINAERDOGAN
 
nikleriniz de partiniz gibi saibeli görünüyor .icimden den bir his ikinizin ayni kisi olabilecegini söylüyor hani su sirf kalabalik olsun diye yazanlardan .ya da ikiz kardes filan da olabilirsiniz.birbirin den habersiz akrabalik durumuda olabilir. yorumlara verdiginiz agresif tepkiler birbirine cok benziyor ya da su öbür ikiz kardeslerden de olabailirsiniz hani isimleri neydi erdogan=gül..ya bu partide herkezin ikizimi var allah isine bak hepsini ikiz yaratmis iste ilahi demokrasi....

cagdasturk 01.08.2007 23:15

ISTE SENIN SORUNUNDA BU,DINSIZ BIR DÜNYA
 
Su kadar küsür yasina geldin, hala dinazor neslinin tükendiginin farkina varamadin.

O taptigin sosyalizim dünya halklarina zulümden baska bir sey getirmedi. Insanlar illede senin gibi ateist olmak zorunda degil, anla artik bunu.

Iste yukarida bahsettigim o carpik zihniyet
aynen bu. Ben diyorum herkes icin daha cok demokrasi, sen diyorsun kahrolsun inananlar, ben diyorum senin gibi ateistlerinde düsünce hürriyeti güvence altina alinsin, sen diyorsun
müslümanlar demokrasiyi hakketmiyorlar.

Iste aramizdaki kalite farki bu..

düşünceden öte kişileşme ve bunu çok büyük bir payda gibi sürekli alışkanlık hale getirmedir.

Senin okuma zorluğun yada okuduğunu kavrayamama denilen bir sorunun bulunmakta anlaşılan ÇAĞDAŞ yada ÇAĞDAŞLAŞMAYA çalışan bay, bayan vs.

Demokrasinin tüm değerlerine, çağdaş ve evrensel var olan bütün değerlerine ben daha yeni sahip çıkmıyorum bunun için büyük bir bölümünü yaşamımın feda etmişimdir.

Ama İslamcı olmadan yaptım bunu.

Salt bir insan olarak, geçelim bunu.

Senin yazı dilimin demokrat ve çağdaş olamadığı gibi, demokrat bir yazıyı, muhtevayı veonun içeriğini, onun ruhunu kavrayamama denilen yetenekselliğiniz olduğu gibi genel bir kültür ve bilgi birikiminizde yok.

Ben insanlar ile yazışırken ağzına sıçabilmek için değil onun ile bilgi alış verişinde bulunabilmek için yazışırım.

Bir kaç rumuzlu sahışın ne olduğu, cibilyeti, cismi vs ne olursa olsun, ben senin ile yazışmaktayım ve senden eğerki bir demokrat isen demokrata yakışır bir ruh halini beklerim, eğer ki bu fazla bir lüks ise o zaman eğreti demokratlığın arabeks oryantalliğinde raks etmeyin.

Demokrasi ve demokratlığın içinde ne Asker, Ne totaliter Devlet, ne DİN, ne ultra LİDERCİLİK tapınması bulunmaz.

Evrensel Demokrasinin mayası, özü, ne devlettir, ne ordudur, ne liderdir, ne din yada bir başka sembolik yada kutsal değerdir, yalnızca bireyin tüm özlük haklarıdır.

Çağdaş olmak çağdışı önyargılar ile, dengesiz bilgileri tek doğru diye savunmak ile, ve benim adımı bir yerlerde karıştırabilmek ile olmuyor.

Ölçüsüz, çapsız ve cahiliye ile uğraşmakta hem üzücü, hem sıkıcı, hem de bıkkınlık vermekten başka bir işe yaramıyor.

Kafana göre takıl Çağdaş kardeşim.

cagdasturk 01.08.2007 23:23

ISTE SENIN SORUNUNDA BU,DINSIZ BIR DÜNYA
 
Su kadar küsür yasina geldin, hala dinazor neslinin tükendiginin farkina varamadin.

O taptigin sosyalizim dünya halklarina zulümden baska bir sey getirmedi. Insanlar illede senin gibi ateist olmak zorunda degil, anla artik bunu.

Iste yukarida bahsettigim o carpik zihniyet
aynen bu. Ben diyorum herkes icin daha cok demokrasi, sen diyorsun kahrolsun inananlar, ben diyorum senin gibi ateistlerinde düsünce hürriyeti güvence altina alinsin, sen diyorsun
müslümanlar demokrasiyi hakketmiyorlar.

Iste aramizdaki kalite farki bu..

cagdasturk 01.08.2007 23:41

NE O, KAPASITENIMI ZORLUYORUZ REBELL..
 
Seni hayal kirikligina ugrattigim icin üzgünüm ama ayni kisi degiliz. Bizim sadece demokrasi anlayisimiz ayni. Amacimiz senin gibi demokrasiden nasibini almamis dingillere meydani birakmamak.

Sen anladin onu..

01.08.2007 23:48

herzaman ki gibi
 
paranoya ayaklari

herkesi kendin gibi bilme ayas

baska nikle girip dine küfredenler düsünsün!!

01.08.2007 23:50

Musanin Gülümü yoksa masonun sezerimi
 
burada bazi kendini bilmezlet abdullah gül hakkinda musanin cocugu diyip, güya yahudi oldugunu ima ediyorlar..savunduklari sezer hakkinda yazdigim af olayina cevap veremeyen denyolar..su tarihten yapraga bi bakin bakalim..bakinda görün sezer kimmis..sezer laik türkiye cumhuriyetinin bekcileri kimler diyormus..

--------------------
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1935 yılında “Cehennem olun gidin. Defolun karşımdan! Yahudi uşakları” diyerek Çankaya Köşkü’nden kovduğu Türkiye masonları, 70 yıl sonra Sezer döneminde Köşk’e geri döndü. Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (diğer adıyla Nur-u Ziya Locası) Üstadı Kaya Paşakay, Büyük Üstad yardımcıları Harun Kuzgun ve Murat Çim’in Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile 45 dakika süren bir özel görüşme yaptıkları ortaya çıktı. Masonların sadece üyelere gönderdikleri Tesviye dergisinin Nisan 2005 tarihli sayısında yeralan habere göre; Çankaya Köşkü’ndeki görüşme 11 Ocak 2005 tarihinde gerçekleşti.SEZER: MASONLUK LAİKLİĞİN KORUYUCUSU
Haberde şu ifadelere yer verildi:
“Sayın Cumhurbaşkanımız mesleğimize çok olumlu baktıklarını ve masonik prensiplerimiz nedeniyle özel bir konuma sahip olduğumuz mesajını vererek, bizleri ülkemizde Atatürkçülüğün, laikliğin koruyucusu ve teminatı bir topluluk olarak gördüklerini, bundan da büyük mutluluk duyduklarını ifade ettiler.”
Ziyarette nelerin konuşulduğu konusunda detaylı bilgi vermeyen dergi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in ise, Büyük Üstat Kaya Paşakay’a ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirttiği ve tekrar görüşme konusundaki samimi isteklerini dile getirdiği dile getirildi. Tesviye dergisindeki haberde ayrıca, Sezer’in, misafirleri olan masonları samimi bir şekilde karşıladığı ve 45 dakika gibi uzun bir zaman ayırarak ziyareti önemsediği ifade edildi. Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası başkanı ve üyelerinin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret tarih de ilginç bulundu. 11 Ocak(1935) tarihi, Atatürk’ün mason localarını kapattığı günü gösteriyor.

01.08.2007 23:51

adama giren 46.6 beynine vurmus baksana
 
..beyin arsa tabii

01.08.2007 23:53

dogru
 
sen demokratim diyip askerin postalini yalayan birisin..nasil demokratliksa..

unutmada..12 eylül 1980de senin zihniyetteki kenan evren darbe yaptiginda pentagonda "bizimkiler olaya el koydu" denildi..

yani darbe nicin yapilir bi anla isterse..masonik sistemin pacavrasi seni

01.08.2007 23:58

evrensel demokrasinin mayasi
 
senin gibilerine göre KAYPAKkaya gibilerini yüceltmek degilmi

roman 02.08.2007 00:39

Sen gerçek bir ukalasın!
 
Ben Kominist değilim, devrimcide değilim, yalnızca evrensel bir Hümanist ve demokratım.

Benim ile yazışacak isen çaplı ol.

Bilgili ol ve dürüstçe saygınca yazış, emin olki AKP içinde var olan demokrat zümreyi ben senden çok daha iyi taşır ve savunurum, sen savunamazsın çünkü bir isim altında ezilen, büzülen ve yağcılık yapan bir karaktere sahipsin.

Ateist de değilim, kemalistte, sosyalistte değilim, şimdi ne olacak sayın kölge Erdoğan???

roman 02.08.2007 00:43

Ben dindaşına yazdım ne olduğumu!
 
Şimdi konuya dön bırak hakkımda iftiralarda bulunmaya.

Senin için DEMOKRASİ nedir, sen DEMOKRASİYİ savunuyor musun???

Demokrasinin temelini ne oluşturur???

Buyur bekliyorum çağdaş fikirlerini ve bilgilerini!!!

roman 02.08.2007 00:51

Bu konuda yalnız değilsin, aynı düşünce,
 
bende de var, Halit Paşada ima etmişti, hatta ben bu muğlak kişilikleri İnadına Erdoğan, engel, rebel yel, çağdaş türk vs aynı konuma ait gibi düşünmekteyim.

Bu sayfalarda çok kişinin uzun bir dönemdir yazı yazmamasının nedenidir burada dönen karanlık ve agrasif ilişkiler.

Yazık bir deli geldi bir taş attı bu sayfalara halen bu sayfalarda insani bir ortam oluşamadı.

Benim tekrar sadece bu günlük bu sayfalarda bir şeyler yazmam buradaki hakaretlerin ölçüsünün kaçmasındandır.

Aslında buralarda bu konumuyla hiç bir şey yazmamak en doğrusudur.

Makaleler asmaktan öte başkada bir şeye yaramaz şu an için bu sayfalar.

kargamell 02.08.2007 16:42

birinize yazdım ama kim oldugunu unuttum
 
bush un secildigi secimde secime katılma oranı yanılmıyorsam yuzde 46 falandı.yani secime katılanların gorece cogunlugunu aldı.avrupadaki tum diger ulkelerdede benzer katılım oranları var.demokrasilerde bireysel secme hakkı aynı zamanda bunların dısında kalma hakkı olarak da algılanıyor.yani tam bir bireycilik.

tr de bu konuda tam bir laf canbazlıgı yapılıp olur olmaz akla hayale gelmeyecek sarlatanca sozler uretiliyor ve milletin gozunun içine bakıla bakıla milllete" verdigin oy sana seni adam zannetirmesin" denilmeye calısılıyor.kemikleşmiş bir burokratik hakimiyet var ve buna baglı bir yasam tarzının korunma durtusu.halkın tepesine yerlesmiş 5 ila 20 milyar maas ve devletin tum diger imkanlarıyla beleş yasayan kemikleşniş bir burokratik zumre var.bunlar ve bunlardan beslenen zumre devletin yonetim erklerinin basındaki kişilerin dindarlasması sonucu yerlerini kaybedecekler cunku bunnar aynı zamanda cok tembel rusvetci işbirlikci kirli insanlar.yerlerini kaybettiklerinde girdikleri tum kirli ilişkilerde desifre edilecek.ve herseyden onemlisi aylık 20 milyarlık yasam kaliteleri gerileyecek.laiklik cumhuriyet fasa fiso.bunların umurunda degil.gerginlik cıkararak kurumları silah haline getirip kendi koltukları altında bulunan 20 milyarlık yasam tarzlarını yitirmemek için devletin ve milletin devamlılıgını hice sayıyorlar.cumhurbaskanlıgı secimlerinde faiz dengesizlesmesi yuzunden 10 milayr dolar kaybedildi.kimin cebinden cıktı?bunların umurunda mı?zaten beles yasıyorlar.aldıkları para ceplerinde oldugu gibi kalıyor.

oligarsik burokraisinin laiklik cumhuriyet vb uydurukları sadece ve sadece yasam tarzını koruma durtusunden ibarettir.ewet yasam tarzları değisecek cunku makamlarını kaybettiklerinde halkla karısmak ve ceplerinden yemek daha az kazanıp daha cok ÖDEMEK zorunda kalacaklar.bunca tantana sadece bu yuzden.bası ortulu birinin kocası basbakan oluor ve tr yi o bicim yerlere tasıyor da cumhurbaskanı niye olamıyor?niye?ust duzey burokratların tamamına cumhurbaskanı onay verior.atamalarını cumhurbaskanı yapıyor.olay bundan ibaret.

bir ara basbakanlık danısmanı omer dincere ne sovduler.adam kendisi gibi seriatci?? uc bes burokratla irandan toprak aldı da 100 tane dogalgaz kuyusu işletme hakkını tr ye kazandırdı.bunun gibi basarıları hangi chpli burokrat yapmıs bugune kadar?

ayrıca hukumete gelen hukumet kendi burokratıyla calısma hakkına sahiptir.devlet kutsal bir totem ya da birilerinin babasının ciftligi degil bir organizasyonun adıdır.hukumete oy verenler onun calısma sistematigine ve burokrat takımına da oy verir.bunlar iş yapar der.

su da var.halk meclise vekilini gonderir.vekil millet i temsil eder.adı milletvekilidir.anayasa ve yasalar vardır.meclis cogunlugunu elde eden parti hukumeti kurar ulkeyi yonetir.digerleri aynı yasalar ve anayasa cercevesinde muhalefet eder.bunu ilkokul cocukları da bilir.cumhurbaskanı secilcekse oncelik halkın cogunlugunu temsil eden partiye aittir cunku digeri zaten secilemez.dolayısıyla uzlasma araması gereken taraf muhalefettir.razı olmak zorundadır cunku halkın gonderdigi vekil sayısı bellidir.halk destegi yoktur.bu her yerde boyledir.muhalefetin yetersizligi kurumlar tarafından doldurulmustur.meclis feshedilmiş hakları kurumlara devredilmek istenmiştir.halk da cevabını vermiştir.

akp 46,6 almıs da havaya girmiş.ona oy vermeyen 53 varmıs:)bunu bir ingilize ya da almana tr ismini vermeden herhangi bir ulke için soyleyin size manyak diyip sizi defeder.muhalefet durumuna dusenler cesitli acılardan halkın bakısında zaafiyet gosterenlerdir.tanıtım propoganda halkı orgutleme vb alanlarında.tr de akp bu konuda super calısmıstır.digerleri aynı basarıyı gosterememiştir.madem oyle akp dısında yuzde 53 varsa hepsi birleşip secime oyle girseydiler.yuzde 53 alsaydılar.bu dagınıklıgın sucu akp ye mi ait?akp nin dısında kalanlar toplumun diger katmanLARI.ne yane mhp lilerle chp liler aynı mı dusunuo?:)))yani galvaniyle alpi aynı takımda oyle mi?hehe.


kimse camura yatmasın. mhp ye sp ye dp ye genc partiye ve tum sag paritlere giden oyları da zahmet olmazsa akp ye ekleyiverin.tr de sag sol die bir sey olmasa da bu kesimlere giden oyların buyuk kıs mıda asıl itibariyle dini duyguları yogun muhafazakar insanların oylarıdır.tr de dindarlık oranı yuzde yetmişler dedir.geri kalan yuzde 30 un yuzde 20 side dine karsı saygısı olsa da dindarlardan korkan insanlardır.geri kalan yuzde onluk bir despot anlayıslı din dusmanı kesim ve bunun uzantısı etkisi altında kalan koyu bir tabaka vardır.bunların da yuz de besi dusunmeyi zor olsada becerebildiklerinde bundan vazgecmeye meyyal insanlardır.geriye yuzde bes kalıyor.ne yane yuzde doksanbese hade diyelim yuzde yetmişbese hadi hadi diyelim yuzde altmısbese karsı yuzde bes in dediğimi olacak??pardon yuzde 35 in?

toplumsal kesimlerin kaçda kacı bası ortulu birinin kocası cumhurbaskanı olamaz diyor?lutfen bu acıdan dusunelim de bos yere laf kalabalıgı uretmeyelim.gerisi bos beles laf salatası.laikcilerin laiklik umurlarında mı sanıyırsunuz?yok tr nin kendine ozgu durumları da yok ordu da yok anayasa da mahkeme de:))MESELE SADECE VE SADECE YASAM TARZI MESELESİDİR.TR DE KEMİKLEŞMİŞ BUROKRASİ TOPLUMSAL MERKEZİN DEVLETİN MERKEZİNE YERLESMEYE BASLAMASIYLA KOLTUKLARINDAN OLMA KORKUSUNU TAA CİGERLERİNDE HİSSETMİŞ VE YAYGARAYI BASMISTIR.OLAY BUNDAN İBARETTİR.

TR DE BU DURUMUN YASANMASI KACINILMAZDIR.ENİNDE SONUNDA YASANACAK BİR SEYDİR.BUNDAN KAÇILAMAZ.YUZDE 99 U MUSLUMAN YUZDE 80 İ OYLE YADA BOYLE DİNDAR OLAN BİR TOPLUMDA SİZ TOPLUMA HER FIRSATTA SOVEN VE ONU ASAGILAYAN BİR DEVLET BUROKRASİSİNİ DAİM KILAMAZSINIZ.YA TOPLUM DEVLETİNİN YONETİMİNİ EİNİNDE SONUNDA DEVRALIR YA DA O DEVLET YURUTTUGU BASKISALCILIK VE ASAGILAMADAN DOLAYI COKER.DEVLET MİLLETSİZ HALKSIZ YASAYAMAZ.

VESSELAM.

halitpasa75 02.08.2007 16:56

Dogrular bunlar
 
hosuna gitmeyebilir. Ancak bir soru önergesi üzerine bunu Adalet Bakani dogrulamak zorunda kaldi.

02.08.2007 17:34

Bana bulasmak isteyen CAKALLARA...
 
Ben DINCI YOBAZ, KAFIR, PARA KÖLELERI, ONURdan HAYSIYETden YOKSUN SEREFSIZ KAHPE HAIN, DOMUZLARDAN FARKI OLMAYAN, akp yandaslar gibi CAMURDA DÖGÜSMEM !


Onun icin kimi muatab alacagima ancak ben karar veririm ! :-))
Onlar benim tarafima DOMUZLAR gibi homurdamis, ürmüs, anirmis hic umrumda degil ! :-))

Ne morardigimdan nede cevap veremedigimden,
bu DOMUZLARDAN FARKI OLMAYAN akp yandaslarina hak etmediklerimi ilgiyi ve zamani harcamak istemiyorum !

Kendi kendilerine hüsün guruntu yapan DINCI YOBAZ, KAFIR, PARA KÖLELERI, ONURdan HAYSIYETden YOKSUN SEREFSIZ KAHPE HAIN, DOMUZLARDAN FARKI OLMAYAN, akp yandaslarina duyulur !

Vesselam :-))

kargamell 02.08.2007 17:56

hehe:)
 
yasadıgı toplumda HER İKİ KİŞİDEN BİRİSİNE yukarda saydıklarını soyleyen birine ne denir?:)

hic bir sey denmez.yetkililere haber verilir:p
artık belediye mi olur tımrhane mi olur neresi olur ona da muhatap alan karar versin.ben host demekle yetiniyorum:p yanlıs anlasılmasın.gari ihtiyari,refleks:P

02.08.2007 19:09

hasiktir
 
bu nikinle gidersin baska nikinle gelirsin

ayni cyber nikinle dine imana küfrettigin gibi

iki yüzlüsün..gercek nikinle gelip yazamiyorsun öyle ikinci ücüncü niklerle gelirsin

sokak kadinlari gibi kanciksin iste

ama 46.6 orani sana santim olarak girmiski iyicen zivanadan cikmissin

normalde senin gibi bi fahisenin 46.6 santime alismis olmasi lazim degilmi

02.08.2007 19:10

benim capim senin gibilerini yeter
 
merak etme

1 mayisi kutlayacagiz diyip iscinin emeklinin bindigi otobüsleri yakmaya devam edin siz

02.08.2007 19:11

bende sana
 
sezer ve baskalari hakkinda 100lerce sayfa ortaya cikartayim

gör bakalim kim neymis

masonlari laik cumhuriyetin bekcisi olarak gören zihniyet kimmis bi bak baklaim

cagdasturk 02.08.2007 19:24

IT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR !!!
 
Bu yüce milletin artik vatan, millet, sakarya edebiyatina karni tok. Bu vatana gercek hizmet edenleri cok iyi biliyor, o yüzdende AK Partiyi
%47 ye yakin bir oyla tekrar iktidara getirdi. Bu durumdan sen ve senin siyonist patronlarin hosnut olmayacak ama, ne demisler it ürür kervan yürür !!!
Ulan serefsizin evladi, sen TÜRKÜN, MÜSLÜMANIN, ATATÜRKÜN ve TÜRKIYE nin adini o pis agzina almadan önce, git tuz ruhu ile bir yika. Faydasi olmaz ama sembolik bir anlam tasir en azindan. Atatürk senin gibi vatan hainlerinin, rum, ermeni tohumlarinin dedeleriyle savasti denize döktü. Demek senin gibi bir kac tane enik gözden kacmis. Bu vatan sahipsiz degil siyonist pici, meydani bos buldum sanma sakin, hangi maskeyle dolasirsan dolas, ister Roman ol, ister Cyberangel, ister RebellYell, senin gibi satanistleri her zaman ve her yerde tanir bu millet.

cagdasturk 02.08.2007 19:42

CAGDAS FIKIRLER CAGDAS INSANLARLA TARTIS
 
Cagdas fikirler cagdas insanlarla tartisilir. Senin gibi ön yargili, ben merkeziyetci, karsisindakini aklinca sorguya ceken, kendini begenmis tiplerle degil.

Benim sana yazdiklarim gayet acik ve netti. Sen hep ne idügü belirsiz, basi ve sonu birbiriyle celisen cümleler kurdugun icin, anlayamamissin.

Biz bu milletin bagrindan geldigimiz icin milletin diliyle konusuruz. Anlamsiz cümleler kurup icine saklanmayiz. Bu duygularla, "anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az".

cagdasturk 02.08.2007 21:32

ABDULLAH GÜL KÖSK ADAYI OLMAYA MECBURDUR
 
Abdullah Gül bir ara şöyle düşünebilirdi.

“Seçimlerden büyük zaferle çıktık. Millet söyleyeceğini söyledi. Partim arkamda. MHP, Meclis"e gireceğini açıkladı, 367 problemi kalmadı, en az üçüncü turda Cumhurbaşkanı olmam kesin. Bu durumda hiçbir dayatma netice alamaz.

Ama acaba hükümette mi kalsam...

Başbakan"la yola beraber çıktık. İstişarelerimiz her zaman hayati değer taşıyor. Hükümetin, bu ikinci döneminde ahenk içinde çok daha önemli hizmetlere imza atabiliriz.

Benim Cumhurbaşkanı adayı olmam seçimlerde önemli rol oynadı. Seçimler bir tür demokrasi mücadelesine döndü. Ayrıca, Cumhurbaşkan olduğum takdirde, farklı bir performans sergileyeceğime de inanıyorum. Ama, her şeye rağmen sistem parlamenter bir sistem ve cumhurbaşkanının yetkileri sınırlı. Hele yeni Anayasada bu yetkiler daha da kısılırsa, Cumhurbaşkanlığı bir “geri hizmet” haline gelebilir.

Bu durumda acaba, Cumhurbaşkanlığına, milletin hassasiyetlerini yansıtan bir başka arkadaşımız gelse ben de, hükümette, Başbakan"ın yanında onun yükünü paylaşsam...”

Dediğim gibi böyle düşünebilirdi sayın Gül.

Ben de bir ara, “Şövalye -2” başlıklı bir yazı yazmayı düşündüm. “Şövalye” başlıklı yazım Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başlamadan önce Aksiyon"da yayınlanmıştı. Orada Başbakan Erdoğan"ın bu işi yapmaya son derece layık olduğu halde, bir “Şövalyelik” yaparak aday olmayacağını, bu işi Abdullah Gül"e bırakacağını yazmıştım. Nitekim öyle de olmuştu. Şimdi yazacağım “Şövalye -2”de de, yukardaki değerlendirmeleri yaparak, Abdullah Gül"ün “Şövalyelik” yapmasını önerecektim.

Ama artık ne Abdullah Gül, yukarda anlattığım gibi düşünebilir ne de ben, “Şövalye -2”yi yazabilirim. İlave edeyim, ne de Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül"den vazgeçebilir.

Çünkü Genelkurmay Başkanı"nın o sözleri, her şeyi Türkiye"nin ana gerilim noktasına sürükledi: Demokrasi sınavına...

Ne oldu denklem?

Abdullah Gül"ün Cumhurbaşkanı olması için, yani “milletin seçimlerde gösterdiği istikamet” için her şey hazır, ama Genelkurmay Başkanı o dayatma ile meydana çıkınca kimya bozuldu!

Millet olayı böyle anlamaz mı?

MHP, çok net bir tavır koymuş.

“MHP, Başbakan"ın dar alanda sıkıştığını gördü, böyle davrandı” vs, denebilir, ama bu davranışı milletin istediği istikamette tam demokratik bir tavır diye okumak da mümkün. Sonuçta “Meclis"e geleceğiz” dediler. DYP ve ANAP"ın yapmadığını yaptılar. Onların yediği silleden kurtulma iradesi diye de yorumlanabilir bu politika.

Bu denklem net iken, Genelkurmay Başkanı çıkıyor Cumhurbaşkanlığı kriterini açıklıyor: “Sözde değil özde anayasaya bağlı!..” Herkes bu sözle Abdullah Gül"ün hedef alındığını düşünüyor, ve askeri rahatsız etmemek için Gül"ün fedakarlık yapması gerektiği yazılmaya başlanıyor. Başbakan"ın “Uzlaşma arayacağız” sözleri de Gül"ün boynuna geçirilmiş bir ilmek gibi gösterilmek isteniyor.

Buna Abdullah Gül razı olamaz. Razı olsa bundan böyle siyaset yapamaz. Çünkü boynunda sürekli “Sözde değil özde anayasaya bağlı” yaftasını taşıyor olacak. “Anayasal özrü” sebebiyle Cumhurbaşkanı olamayan bir insanın Başbakan Yardımcısı olması, MGK"ya katılması, Dışişleri Bakanı olması sakat olmaz mı? Sayın Gül, böyle bir şeyi içine nasıl sindirebilir? Ya da Gül"den bu nasıl beklenebilir? Ya da Askeri tatmin etmek için Türkiye"nin Gül"e kıyması anlamına gelmez mi?

Buna Başbakan da razı olamaz. O zaman en yakın yol arkadaşını feda etmiş olması gerekir. Bunu, hiç kimse Tayyip Erdoğan"dan bekleyemez. Tayyip Erdoğan"ın karizmasının asıl çizileceği nokta budur. Seçimde kazanıp, ilk sınavda kaybetmek tam da budur.

Ve buna, Ak Parti"ye yüzde 46.6 oy vermiş olan seçmen razı olmaz. Çünkü bu oylar önemli ölçüde anlamsız hale gelir. Seçim anlamsız hale gelir. Seçimde kaybedenlerin kazandığı bir sürece dönüşür Cumhurbaşkanlığı seçimi...

Genelkurmay Başkanı bu sürece dahil olmayacaktı. Oyunu sandığa attıktan sonra sade vatandaş rolünü benimseyecekti. Gazeteci o tuzak soruyu sorsa bile, vereceği cevabın süreci nasıl dinamitleyeceğini görecekti. Tabii, dünyaya “Seçimler yapılır, birileri başarı kazanır vs. ama biz ne söylersek o olur” türü bir mesaj verilmek istenmiyorsa... Ne yazık ki, “Uzlaşma” kelimesinin bile dinamitlendiği bir süreçteyiz şu anda.

Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı adayı olmaya mecburdur.

Tayyip Erdoğan, onu Cumhurbaşkanı adayı göstermeye mecburdur.

Bir üçüncü şık: Genelkurmay Başkanının çıkıp, “Askere bağlı spekülasyonlardan rahatsızız. Cumhurbaşkanlığı sürecinde hiçbir dahlimiz olamaz, Millet Meclisi"nin iradesine sonuna kadar saygılıyız” açıklamasını yapmasıdır. Aslında bu nezaketi beklemek sayın Gül"ün de hakkıdır diye düşünüyorum. Belki o zaman kartların yeniden karılması söz konusu olabilir.

Ahmet TAŞGETİREN

cagdasturk 02.08.2007 23:14

MUSANIN COCUKLARI VE ERGÜN POYRAZ..
 
SEÇİM öncesi "Musa’nın Çocukları: Tayyip ile Emine" adlı bir kitap satış rekorları kırdı.

Bu rekorda milletimizin "alengirli mevzular"a duyduğu marazi merakın yanı sıra Başbakan Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında kitabı konu ederek yaptığı muazzam reklamın da payı büyüktü.

Kitabın yazarı Ergün Poyraz, "Tayyip ile Emine" masalı tutup para kazanmaya başlayınca...

Bu kez diğer önde gelen AKP’lilere sardırdı.

Ancak Ergün Poyraz arkadaşımızın mizacı fazla "yaratıcı" olmadığından...

Her bir AKP’li için ayrı bir peygamber adı bulmak yerine, yine "Musa’nın Çocuğu" esprisinden devam etti:

"Musa’nın Gül’ü Abdullah", "Musa’nın Mücahiti Bülent", "Musa’nın AKP’si"...

Bu kitaplar seçim öncesi bir hışımla derlenip toparlanıp piyasaya sürüldü.

Çok görmeyelim: Ne de olsa kapitalizm hükmünü icra ediyordu: Talep vardı ve doğal olarak arz da olacaktı.

Peki bu "çok ama çok satan" kitaplarda ne vardı?

Ne olacak? Sallama metoduyla ortaya atılmış bir sürü saçma tezvirat ve "Abi bunların alayı aslında Yahudi" şeklinde elektrik yaratan Yalçın Küçük saptamaları ya da saçmalıkları.

Tutarlılık mı? Hak getireydi... Yahudi düşmanlığı mı? Bolcaydı...

Düşünün: Kitapta Tayyip Erdoğan hem "azılı mı azılı bir şeriatçı" olarak tanımlanıyor, hem de "aslında Yahudi asıllı" olduğuna dair gizli bilgiler veriliyordu.

* * *

Seçim bitip AKP, hálá şokunu üzerimizden tam olarak atamadığımız bir oy oranı yakalayınca...

Birden bizim Ergün Poyraz gözaltına alınmasın mı?

Daha "Ne oluyor?" demeye kalmadan...

Çıkarıldığı ilk mahkemede tutuklanmasın mı?

İçimden, "Ulan ilk icraat bu mu? Mağduriyetten beslenenler başımıza yeni mağdurlar mı çıkaracak" diye geçirdim.

Serde "herkesin hakkını gözeten hakkaniyetli adam" olma çabası da var ya...

Bu yüzden "Ergün’ün saçmalama hakkı"nı savunmak da yine bana düşüyordu.

Tabii arada gelen "Ey demokrat geçinen yazar! Bak bir yazar sırf yazdıkları için mahpusa düştü. Daha ne duruyorsun" tarzı mesajlar da beni etkiliyordu.

Yani tam da "Ergün’ün saçmalama hakkı" diye bir yazı patlatacaktım ki...

İşin aslıyla ilgili ayrıntılı bilgiler gelmeye başlamasın mı?

Meğer bizim Ergün Poyraz’ın tutuklanması ile yazdığı "Musa’nın Çocukları" başlıklı seri kitapların hiçbir bağlantısı yokmuş.

Meğer iddiaya göre bizim Ergün Poyraz, bir yandan "Musa’nın Çocukları" kitaplarını yazarken, bir yandan da türlü yaramazlıklar yapıyormuş.

Meğer bu vatansever yazarın, Ümraniye’deki el bombalarıyla yakalanan diğer vatansever yurttaşlarımızla bir ilintisi varmış.

Meğer "yasadışı terör örgütüne üye olmak" ve "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri ele geçirmek" gibi suçlamalara maruz kalmış.

Yani... Arkadaşımızı "Bunların alayı Yahudi" dediği için değil...

Başka tür icraatından dolayı alıp götürmüşler.

Bu durumda "Ergün’ün saçmalama hakkı" diye bir durum söz konusu olamıyor.

* * *

Ergün’ün el bombalarıyla bir ilgisi var mı? Bilmiyorum.

Ergün yasadışı örgüt üyesi mi? Bunu da bilmiyorum.

Devletin güvenliğine ait belgeleri aşırdı mı? Vallahi bu konudan da haberim yok.

O halde: Bekleyelim, adamımız yargılansın, "Yüce Türk Adaleti" bir şey desin.

Ancak ondan sonra ben de bir şey diyeceğim.

Ahmet HAKAN

rebellerisch20 02.08.2007 23:28

SENIN KAFANA AKP SANDIGI DÜSMÜS
 
YOK SIZE GIRDI DÜSTÜ YOK ASKERIN POSTALI GIBI CEVAPLAR YAZMA BANA BOZUK PLAK GIBI bizimkafayada arsa demissin helal olsun gelene salla gidene salla . o ama akpnin parselleyemeyecegi bir arsa .sizofrensin .nedesen hava civa .allah yardimcin olsun .belki sana akp bi kiyak ceker de o yavas yavas sosyetelesen zümrelecen lafta dinci imanli ,dizsizlerin o güzel 5 yildizli hastenelerin de tedavi imkani bulursun .allah sifa versin kocum 5 yil borun öter ondan sonra cikar senin partinin de kirli sepetleri.

rebellerisch20 02.08.2007 23:44

TÜRKLERIN AHLAKI DEGISTIMI ?????
 
Seçim sonuçlarından şaşkın olanlar, sekiz gündür ayrıştırıyor, birleştiriyor, topluyor, çıkarıyor, ama % 70 ’in tavrına bir türlü anlam veremiyor. Çünkü dünya değişirken, değerler de değişti. Birkaç örnek:
Siz diyorsunuz ki, ABD-AB destekli PKK saldırıyor; sınırlarımızın güvenliği için dağların hemen ötesindeki kamplar, karargâhlar basılsın, çünkü ulusal bağımsızlık bunu gerektirir.
% 70 diyor ki, sınırı geçerlerse ABD ile çatışma çıkar, borsa allak bullak olur, dükkân çöker, traktörün, Japon arabasının, evin taksidini ödeyemeyiz.
Bu kişiler nasıl Cumhurbaşkanı olur; görmüyor musunuz, Bush ne derse onu yapıyor, ulusal gururumuzu, onurumuzu…
% 70 diyor ki, Bush’un yakını olmaları çok güzel, çok yararlı; böylece IMF ümüğümüze basmıyor, gül gibi geçinip gidiyoruz; hem bizimkilere kalsa yüzlerine gözlerine bulaştırırlar.
Oğullarına gemi, villa, Amerika’da ev almışlar; yabancı bankanın milyar dolarlık cezasını bir kalemde silip atmışlar, evrakta sahtecilik yapmışlar, kendilerine af çıkarmışlar…
% 70 diyor ki, soymayan mı vardı, böyle gelmiş böyle gidiyor; hem bu adamlar ötekiler gibi gizliden değil açıktan yapıyorlar; ticaret başka nasıl olur ki!
Siz diyorsunuz ki, tarlaları, bahçeleri, ormanları apartmanlarla, villalarla doldurdular.
% 70 diyor ki, bizim tarlalar buğday vermiyordu, elmalar Avrupa yuvarlaklığına uymuyor; hem iyisini dışardan daha ucuza alıyoruz; ormanlar da boş boş duruyor, üstelik arada bir yangın da çıkıyor; villacılar hiç olmazsa oraları korur…
Kıyılarımızı, limanlarımızı, bankalarımızı Yunana, şeyhlere, gâvurlara satıyorlar, kendi yurdumuzda çırılçıplak kalacağız.
% 70 diyor ki, sermaye dünyada dolanıp duruyor, bize de geliyor; fena da olmuyor, piyasa canlanıyor, çocuklarımıza iş çıkıyor, kavgaya gürültüye ne gerek var, din ayırımı yapmadan kardeş oluyoruz,…
Siz diyorsunuz ki, Kıbrıs gidiyor, İskenderun körfezimizin çıkışını denetim altına alıyorlar; Akdeniz kıyılarımızı tehdit edecekler…
% 70 diyor ki, Kıbrıs mı?.. Kardeşim ne kadar kötüsünüz, maraza çıkarmanın sırası mı? Ambargo uygularlar, ticaret centerleri çöker, para piyasasında hisselerimiz sıfırlanır, yabancı sermaye çekip gider ve işsiz kalırız…
Siz diyorsunuz, bak dinin, kültürün, misyonerler, azınlıklar…
% 70 diyor ki, dünya değişti, Washington’un dediği gibi, dinler çağına girildi; üç din kardeştir…
Amerikan askerlerini topraklarımızdan geçireceklerdi, Irak’a girmeyelim (aslı PKK’yı Irak’ta vurmayalım, Kerkük’ü dert etmeyelim) diye 8,5 milyar dolarlık anlaşma imzaladılar.
% 70 diyor ki, fena mı ettiler, Amerikan askerleri İskenderun’dan Hakkâri’ye dek yerleşseydi, ticaret artardı; daha sonra Suriye’ye girerlerdi kolayca, onlar da kazanırdı, biz de kazanırdık…
Örnekleri çoğaltmak olası; gerisini getirmek kolay, ama işin özü; küreselleşme diyerek işgal liberalizmi, ‘gemisini alan kaptan’ ahlakı yerleşti. Hem de yavaş yavaş… Siz, tüm uyarılara karşın, bu değişimi görmezden geldiniz. Sınırınızın hemen ötesindeki işgalci acımasızca öldürürken, bir-iki barış gösterisi dışında sus pus oldunuz.
Oysa Türklerin ahlakı değişiyordu…
Muhalefetin en milliyetçi kanadı bile, on beş gün evveline dek, “Devleti yıkıyorlar” diye bağırırken, sanki devlet hemen kurtulmuşçasına, mecliste maraza yok, diyerek; değişime ne denli hızlı uyduğunu ilan ediyor! Yeni yıldızları eskinin hariciyecisi daha bir ay önce “Bir Mart tezkeresini Barzani geçirtmedi” diyerek ne denli ABD dostu olduğunu gösterdiğinde uyanmayanlar şimdi uyanırlar mı?
% 70 kim mi? % 46 küsurun üstüne en milliyetçi partinin içinde kalanların oylarını, T.C devletinin ezeli muhaliflerinin ve PKK’nın yarı-legal partisinin oylarını eklerseniz, % 70 ’ten de çok çıkar!.. Aylar önce ne demiştik? T.Cumhuriyeti’ne karşı koalisyon! Bazıları gizli, çoğu açık!

cagdasturk 02.08.2007 23:52

ZÜGÜRT TESELLISI, KENDINIZI BÖYLE AVUTUN
 
Herkesin akillisi zannediyorsunuz kendinizi dimi. Millet aptal, siz akilli, yok yaa, nerde bu bolluk.
Cin olmadan adam carpmaya kalkarsaniz böyle yamulursunuz iste.
Millet böyle kodumu oturtur, sizde böyle artik aylarca, yillarca agit yakar yas tutarsiniz..

rebellerisch20 02.08.2007 23:52

TÜRBAN VE CANKAYA (VON EMRE KONGAR)
 
Yazan: Emre KONGAR on Aralık 24,2006




12 Eylül 1980 askeri darbesini izleyen yıllarda dinci yazar ve düşünür kardeşlerimiz, açık oturumlarda, panellerde, köşe yazılarında hep bir gerçeği dile getiriyorlardı:

"Biz iktidara gelince kadınların başlarını örtmesi için yasa çıkartmayacağız, halkın baskısı kadınların başlarını örttürecek."

***

"Halk" dedikleri, tabii erkekler, babalar, ağabeyler, kocalar.

Tam bir erkek egemenliği.

Tam bir feodal baskı.

***

Sorun sadece feodalite olsa, pazar ekonomisinin gelişmesiyle aşılır .

Sorun sadece köylülük olsa, tarımın makineleşmesiyle çözülür .

Sorun sadece gecekondu kültürü olsa, kentlileşmeyle o da halledilir .

Hatta sorun sadece din ve mezhep olsa, çağdaşlaşmayla onun bile üstesinden gelinir .

Ama sorun siyasal !

Yukarıdaki bütün öğeler, gelenek, görenek, inanç ve din adıyla, siyaset şemsiyesi altında bütünleştiriliyor .

Bu nedenle de aşılamıyor.

Annelerimizin, anneanne ve babaannelerimizin başörtüsü, türbana, sıkmabaşa, tesettüre dönüştürülüp siyaset sofrasında meze yapılınca sorun çözülemiyor.

***

"Türban, sıkmabaş, tesettür inancımdır" diyenlere sormak gerek:

"Dünyada milyonlarca başı açık Müslüman kadın yaşıyor, onlar dinsiz mi, inançsız mı?"

Türbanı, sıkmabaşı, tesettürü, din adına, inanç uğruna savunanlar bu sorunun yanıtını veremiyorlar .

Çünkü bu bir inanç sorunu değil, bir siyasal simge sorunu .

***

Sıkmabaşı, özgürlük uğruna savunanlara sormak gerek:

"Kendisini inançlı bir Müslüman olarak tanımlayan kadınların başları açık gezme özgürlüğü yok mu?"

Buna da yanıt veremiyorlar, çünkü temelde biliyorlar ki, sorun bir özgürlük ya da inanç sorunu değil, siyasal bir sorun .

***

Sıkmabaşı, türbanı siyasal bir simge olarak kullanan, inançları siyaseten istismar eden görüş, laikliğin korunması için sıkmabaşın kamu alanında yasaklanması gündeme gelince, dışarıda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi "ne, içeride Danıştay "a, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "ın ağzından "Efendi bu senin işin değil, konuyu ulemaya (din bilginlerine) sor" diye eleştiri yöneltiyor.

***

Türbanı, sıkmabaşı bir siyasal simge olarak kullanan, inançları siyasal alanda istismar eden bu siyasal görüşün lideri olan Recep Tayyip Erdoğan "ın veya işaret edeceği bir kişinin Çankaya"ya çıkması, Türkiye Cumhuriyeti"nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini zedeleyecektir.

***

Çankaya"ya böyle bir kişinin çıkması, anayasa açısından bir sivil darbe değil de nedir?

cagdasturk 02.08.2007 23:55

LAN OGLUM ESKIYI BIRAK, MILAT 22 TEMMUZ
 
Sizin yazarlar 22 Temmuzdan sonra felc gecirip yamuldugu icin, eski safsatalari isitip isitip getirin bakalim önümüze, bizde yedik..
Millet konustu sandikta, gerisi laga luga, hadi bakim..

02.08.2007 23:59

bir numarali halk düsmani
 
bu emre kongar


buarada rebeller cogaldi burda hahahahah

03.08.2007 00:00

yazi kopyalarken kaynak ver
 
baska isin yok zaten

kendi fikri olmayan anca yazi kopyalar

03.08.2007 00:01

benim kafama saksi düsmüs
 
sanada 46.6 girmis anlasilan

03.08.2007 00:31

Atatürk, Latife Hanim ve Türban
 
No comment

<a href="redirect.jsp?url=http://img120.imageshack.us/img120/9296/00209524dp7.jpg" target="_blank">http://img120.imageshack.us/img120/9296/00209524dp7.jpg</a>

03.08.2007 01:00

Kim Bu Yüzde 47
 
Kimisi AB-D diyor
Kimisi Israil
Kimisi Masonlar
Kimisi Misyonerler

demek ki Türkiyemize kadar gidip oy kullanan misyonerler de varmis..hahahahah

ama isin asli degisik

kimmis gercekten bü yüzde 47 lik kesim

- yillardir bos vaatlere kananlar
- gözü acilmislar
- bilincli secmenler
- gelecege umutla bakmak isteyenler
- gecmisinden ders cikartanlar
- bos vaatlere tokat patlatanlar
- cumhuriyet mitingi altinda AKP nefreti asilamayi kendilerine ilke edinmislere tokati patlatanlar
- atilan camurlara güvenoyu vermis olanlar
- siyasete girmemesi icin kendi ordusunu uyaranlar
- atatürkün kurdugu cumhuriyeti yillardir sahte atatürkcülük maskesi altinda sömürenleri iki seksen uzatanlar
- atatürkcülügü siyasete alet edip kendi cikarlari dogrultusunda atatürkcü düsünceyi bile degistirmislere YETER diyeneler
- yillarca sömürülmüsler
- müslüman bir ülkede neredeyse ezan sesini bile kesmek isteyenlere samasi gecirenler


halen secim sonuclarini hazmedemeyenler var

demokratlar ya!!

03.08.2007 01:21

Cumhurbaskani adayi olacak SEREFSIZ !
 
Eşine siyasal islamın simgesi olan türbanı ile üniversite kapılarında şov yaptırıp da bundan siyasal prim yapmaya çalışan, ardından da Türkiye"de demokrasi yoktur diyerek AB Mahkemelerine başvuran bir başka siyasal islamcı ile de henüz tanışmadık! Türkiye"de demokrasi yok diye AB Mahkemelerine başvuranlara bakın! Biri Dış İşleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı adayı! Diğeri türbanı ile "first lady" adayı! Sormak gerekir: Türk halkı "demokrasinin" nimetlerinden böylesine yararlandı mı? Bu demokrasi oyunu kimin için? Kime ve neye hizmet ediyor?

Bir dönem, Milli Türk Talebe Birliği İstanbul İcra Konseyi Başkanlığı da yapmış olan, meşhur Birlik Vakfı"nın müdavimleri arasında yer alan Abdullah Gül"ün bilinmeyen yönleri de var. Sessiz ve derinden gitmesini sevmesi, küresel sermayenin temsilcilerinden olması gibi. Kökü dışarıda Büyük Ortadoğu Projesinin uygulayıcıları, Irak"a Mehmetçik ihracatı karşılığında ABD"den kredi alınması görüşmecileri arasında Abdullah Gül"ün olması, 1 Mart tezkeresinde imzasının olması tesadüf değil. İslam Kalkınma Bankası"nda, Korkut Özal ağabeyinin yerini alarak iyi yetişmiş önemli siyasal islamcılardan birisi olması gibi. İGDAŞ, Türkiye"de en çok yolsuzluk iddialarına konu olan kamu kurumlarından birisi. Ama, Abdullah Gül"ün kardeşinin İGDAŞ"ın ayrıcalıklı boru ve boru vanası müteahhitlerinden olduğunu, İGDAŞ"tan epey sermaye biriktirdiğini hiç duydunuz mu?

Abdullah Gül"ün oğlu, Londra"da Merill Lynch"te çalışıyor. Merill Lynch, Zapsu-El Kadı ortaklığı olan BİM Magazalar Zincirine ortak olup, hisselerini halka arz eden yatırım danışmanlığı firması.

AKP"nin Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül"ün "kayıp trilyon davasının sanıklarından olduğu kamuoyu tarafından pek bilinmez: Kapatılan Refah Partisi"nin 1997 ve 1998 yıllarında, Siyasi Partiler Kanunu uyarınca, Hazine"den almış olduğu 11 trilyon TL"lik yardımı; sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler kullanılarak harcanmış, il teşkilatlarına ödenmediği halde ödenmiş gibi gösteren Refah Partisi kurucuları, yöneticilerinin de aralarında olduğu 69 sanık; evrakta sahtecilik, yolsuzluk, zimmete para geçirmek suçlarından Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi"nde ve Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi"nde yargılandılar. Mahkeme, 6 Mart 2002"de mahkumiyet kararı verdi, ancak temyiz, infaz erteleme vb sebeplerden infaz yapılamadı. Necmettin Erbakan; kayıp trilyon davasından 2 yıl 4 ay hüküm giydi. AKP"nin hazırladığı kişiye özel bir af kanunu ile cezasını evinde çekmesi ve yolsuzluk konusu paraları iade etmemesi amaçlandı. Ancak, hesap tam tutmadı.
Kayıp trilyon davasının sanıklarından; Abdullah Gül, milletvekli dokunulmazlığı sebebiyle yargılanamadı, AKP Hükümeti"nde Dış İşleri Bakanı oldu. Diğer bir sanık; Abdulkadir AKSU ise, AKP Hükümeti"nin İçişleri Bakanı. Mahkeme, Aksu ve Gül"ün mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir koymuştu. Aday gösterilmesinin arefesinde, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi tedbiri kaldırdı. Ancak, Erbakan Hoca"yı mahkum eden Ankara 9. Ağır Ceza"daki dava Abdullah Gül"ün dokunulmazlığının kalkmasını bekliyor!

Görüldüğü gibi durum oldukça hoş bir vaziyet arz etmektedir.

03.08.2007 01:24

HIRSIZ SAHTEKAR DINCI YOBAZ DÜRZÜ !
 
“EN PAHALI AYDINLATMA DİREKLERİ KULLANILDI”

Ankara Esenboğa Havaalanı, Eskişehir Yolu ve Kuğulu Kavşağı’nın aydınlatılmasında en pahalı aydınlatma direğinin kullanıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, bir direğin fiyatının ise 2 bin 900 YTL olduğunu bildirdi.

GÖKÇEK’E YİNE SORDU

Daha önce Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sorularının yanıtını alamadığını ve hala Gökçek’ten, aydınlatma direkleri işini alan firmanın adını öğrenmek istediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Gökçek’e, “Sayın Gökçek’e tekrar soruyorum. Esenboğa havaalanı yolu, Eskişehir yolu ve Kuğulu Kavşağındaki aydınlatma direkleri işini hangi firma almıştır, bu direkler ne kadara mal olmuştur. Bu firmanın adını neden açıklamaktan kaçınıyorsunuz, buralarda neden en pahalı aydınlatma direkleri kullanılmıştır?” sorularını yöneltti. Kılıçdaroğlu, Gökçek’in, ilgili firmanın ismini, “Abdullah Gül’ün kardeşlerine yakınlığı olduğu” ortaya çıkacak gerekçesiyle açıklamaktan kaçındığını belirterek

“Firmanın adını söylese Gül’ün kardeşlerine sağlanan ayrıcalık ortaya çıkacak, bu nedenle gizliyor” dedi.

03.08.2007 01:25

kocum be
 
46.6 senin bir yerini iyi delmis anasini satayim

büyükmü geldi?

03.08.2007 01:26

yobazlar koysun sana :) o.T.
 
ohne Text


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 21:54 Uhr.