![]() |
armut
armut, daha webspace bile alamiyorsun kendine gelmis antiakp lik tasliyorsun.
Man sieht wie billig du bist.. |
LOL!!!!!!
Die Verschwörungstheoretiker wider...hahahahaha
über euch kann man nur lachen Leute! |
INADINA KÖRÜ KÖRÜNE AKP
sagol övgülerin icin.karsi durusum her zaman olacak sen myspace giremesen de (önce az bi zahmet etde üye ol)benim yetenegimin hic bir önemi yok.armut elmayi birak bunlar demogoji.karsit olanlar cok mu zengin sanki.kendim de zengin bir insan degilim ama bilincli bir vatandasim neyin benim icin iyi olacagini yalniz bugun icin degil yarini da düsenerek yapmak isterim.akp bugun beni doyurabilir ama yarin basima neler gelcegi hic net degil.dört yilda anlamadin mi diye sorarsan ban anladim anladigim icin karsiyim zaten bastan bu kadar karsit degildim.akp acligi kullanmistir nasilmi . alin size öörnekler en basit reformlar saglik reformu halk hastanede adam yerine konmustur dogrudur. egitim reformu bedava kitap halk azda olsa tatmin edilmis fakir azda olsa sevinmitir öncekiler daha azini yapmistir .güzel peki bu reformlar ne kadar ayakta durabilir mesala herkese bedava saglik, kacak vergisi bu kadar büyük bir ülkede yani isci saglik kasasina ne ödüyorki .zaten diz boyu issizlik. tasima suyuyla ne kadar döner bu reformlar (bunlari almanya saglik sistemiyle karsilastirarak da düsünebilirsin bizden alinan saglik kesintilerini düsün sistemin isleyesi bakimindan önemlli)bu acidan reformlar hos güzel ama genel de secim düsünülerek yapilmis halki aldatici reformlar .neyse cok dagitmadan halkin eger bir parca refah seviyesi yükseltilmistir diyorsan bu tamamen tasima suyula yani devletin elini koluna böbregini satarak gerceklestirilmistir ve abd corbada tuzu oldugu ap acik ortadadir .secim de fakir fukaraya dagitilan müslüman kardaslerimizin yardim cuvallari noel babanin ki ne cok benzemektedir.umarim fakir fukara dedigin garibanlar yarin girtlagini ,kemerini sikarak tayyibin borclari ödemek zorunda kalmaz bana tersi görünüyor bu yüzden karsiyim kusuruma bakma .istedikleri kadar cogunluk olsunlar .cogunluk demokrasinin geregidir ama demek degildir ki dogru olan cocunlugun verdigi karardir.sadece biraz daha arastirin ve kafa yorun gercekler saklinilmaya calisilsada görünmez yapilsada öyle degiller... körü körüne baglanmayin
|
miting düzenleyin
belki kendi kendinizi daha cok kandirirsiniz
tasima mitinglerle öyle olur iste yürüde simdi ense trasini görelim hadi |
kendi fikrin yokmu da
bunak ilhanin yazilarini kopylaiyorsun burda
|
hakimiyet kayitsiz sartsiz
kiminmis?
atatürkcü gecinenler söyleyin bakalim milletinmis degilmi? hadi tekrarlayin bakalim M I L L E T hani su size 22 temmuzda okkali sekilde geciren millet var ya..iste o.. ama isinize gelmeyince siz millet düsmanida olursunuz..tek dogru düsünce sizin düsünceniz..gerisi yobaz ve gerici..ama kendi pisliginiz icinde battiginizi fark edemiyorsunuz..bok agziniza tikanmis..o yüzden bu yukaridaki gibi ici bok dolu konu basliklari aciliyor |
ja und deine meinung??
oder kannst du nur copy+paste
tipik bir chp lisin ya hahahaha rodosa yüzeceksen denizin gibi..pembe mayolar gelmis..püsküllü..istermisin |
dogru demis
yüzde 53 halen salak var degilmi?
|
DEMEKKI NEYMIS:CAGLAYAN+TANDOGAN=ERDOGAN
Demek ki neymiş?
Halk gerginlik istemiyormuş. Halk muhtıra istemiyormuş. Halk artık “vatan, millet, Sakarya” söylemlerinden bıkmış. Komplolardan ve siyaseti vesayet altına alma çabalarından bıkmış. Ne istiyormus halk peki halk, kendisine saygi gösterilmesini, istikrar, is, as, huzur, mutlu bir gelecek. Biraz “şiştiniz mi?” yapalım da rahatlayalım: Ben sayamadım, kaç kişiydiniz Tandoğan’da, Çağlayan’da? Hubble teleskopuyla bakıp metrekareye kaç kişi düştüğünüzü mü hesaplıyordunuz ne? Oysa uzaydan bakacak bir şey yoktu, ayaklarınız yerde olsa görürdünüz? Demek 47.9 tahminine “Oha!” diyordunuz; “sahtekârlığın bu kadar kalını, yalanın böyle hamı, soytarılığın bunca kabası, densiz ve yontulmamış kurnazlık karşısında” kalıyordunuz öyle mi? E, “Oha!” yani, ben de size “Odun gibi, ağız dolusu, gırtlağımın tüm baslarını gerektiren bir "oha"” diyebilir miyim? Halkı bu kadar tanımamak ancak Türkiyede mümkün galiba… |
yüzme brifingi
Baykal"ın Rodos"a yüzmesi için önünde 2 seçeneği var...
(Lütfen dikkat bu bilgiler gerçektir) Bunlardan birincisi Bozburun yarım adası, buranın Rodos Adası"na mesafesi yaklaşık 11 deniz mili yani 18 kilometre yapıyor, bu da Mecidiyeköy"den Olimpiyat Stadına kadar olan bir mesafe... Ortalama bir yüzücü, 1 kilometreyi yaklaşık 20 dakikada sırt üstü yüzebiliyor. Eğer içine yüzücünün yavaşlığını da katarsak, 40 dakikada 1 kilometreyi yüzebilir. Yani Baykal bu durumda 18 kilometrelik yolu, 12 saatte yüzer... Baykal"ın ikinci seçeneği ise... Antalya"daki yalısının önünden, Rodos Ada"sına gitmek isterse... Bu mesefa ise yaklaşık 200 deniz mili yani 327 km yapıyor. Baykal"ın bu mesafeyi yine 1 kilometreyi 40 dakikada yüzdüğünü varsayarsak yaklaşık 210 saat yapıyor. Bu da 9,5 gün yapıyor. Baykal 9,5 günde gitmek istiyorsa, gece-gündüz yüzmesi gerekiyor... HANGİ TEKNİKLERİ KULLANMALI? *Kurbağalama ve kelebek yüzmemeli *Sırt üstü ya da serbest teknikle yüzmeli *Kollarına kolluk takmalı *Palet giymeli *Can yeleği takmalı *Balık adam elbisesi giymeli *Yanına pusula almalı *Katil köpek balıklarına karşı kafes bulundurmalı |
TOPLUMUN KESTIGI RACON: GÜL CANKAYA`YA..
Toplumun kestiği racon: Gül Çankaya"ya…
“Seçmen askere "kışlana dön" demiştir. Kanal Türk zihniyeti ve türevlerini marjinallikle bezemiştir. Seçmen Abdullah Gül"ün cumhurbaşkanlığına onay vermiştir, seçmen en azından cumhurbaşkanlığı konusunda zorunlu uzlaşma, yani dayatma fikrini reddetmiştir…” Dünkü yazımızdan kalan bu cümleler bugüne girizgâh olsun… 22 Temmuz neticeleri sonrası AK Parti, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak zorunlu uzlaşma fikrine kapıyı önemli ölçüde kapamış görünüyor. Abdullah Gül"ün dün yaptığı basın toplantısı bu eğilimi açık bir şekilde ortaya koydu. Gül, cumhurbaşkanlığına adaylığı konusunda “Kararım meydanların işaretini görmezden gelmemek yönünde” diyordu. Ve ekliyordu: “Aday olmayacağım diyemem. Hepimizin ibresi, pusulası demokrasi olmalıdır. Kim içeride ve dışarıda Türk halkını temsil edebilir, bunlar konuşulmalıdır. Cumhurbaşkanlığı konusu meydanlarda nasıl konuşuldu biliniyor. Niçin bu Temmuz sıcağında herkes sandık başına geldi? Niçin herkes tarlasını, tatilini bırakarak geldi? Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci kilitlendiği için. Daha açık da konuşabilirim. Ama bu süreci olgunluk ve uzlaşmayla götürmek için böyle konuşuyorum…” Artık şu açık: Gül 11. Cumhurbaşkanlığı"nın en güçlü adayıdır. Biliyoruz ki, Abdullah Gül cumhurbaşkanlığına çok içinden gelerek aday olmamıştı, arzu ettiği bu değildi. Ama koşullar ve dengeler adaylığı Gül için kaçınılmaz bir hale getirmişti Ancak bugün durum değişmiştir. Gerek seçim meydanları gerek seçim sonuçları Abdullah Gül"e cumhurbaşkanlığı fikrini iyice benimsetmiştir. Çıktığı her meydanda “Cumhurbaşkanı Gül” sloganlarıyla karşılanan, Başbakan Erdoğan"la el ele adeta cumhurbaşkanı gücüyle halkı selamlayan, uğradığı haksızlıkla partisinin oyunu en az yüzde 10 civarında arttıran Gül için Çankaya"dan başka çıkış kalmamıştır. AK Parti"nin aldığı yüzde 47"lik oy, toplumun aslında Abdullah Gül"ün önünü açması, daha da öte AK Parti"ye, Gül"e yapması gerekeni işaret etmesidir. Bu durumda AK Parti"nin Gül adaylığı dışında bir adım atması ya da Gül"ün adaylıktan çekilmesi düşük bir ihtimaldir. Başka bir deyişle “aranan uzlaşma, sandıkta ve seçim sonuçlarıyla gerçekleştirilmiştir”. AK Parti “demokratik olgunluk göstersin azınlığın adayını seçsin”, “Çankaya"ya bir rejim temsilcisi göndersin” diyenlere, daha şimdiden toplumsal uzlaşmanın kurumsal uzlaşmadan önce geldiğini ve belirleyici olduğunu hatırlatmaya başlamıştır… Evet, seçimlerin ve seçmenin bir anlamda “racon keserek” krizi çözdüğü açıktır… Ancak “kesilen racon” sadece cumhurbaşkanın kim olacağına ilişkin değildir. Aynı zamanda “iflas etmiş bir sistemin, askeri vesayet sisteminin, devlet alanı, siyaset alanı ayrımının garantörü olan iki başlı yürütme modelinin kadük olduğunu da ilan etmiştir seçmen”. Asıl önemli olan da budur. Seçim sonuçları toplumun sadece askerin müdahalesine itirazı değildir, aynı zamanda siyasi iktidara “askeri vesayet modelini en etkili biçimde aş, aşmalısın” mesajıdır. Bu konuda etkili adım elbet iki başlı yürütmenin tek başlı hale getirilmesi, rejim temsilciliği sisteminin devreden çıkarılmasıdır. Peki bu durumda asker ne yapar? Ne yaparsa yapsın! Aslında hiçbir şey yapamaz… Türkiye"nin toplumsal ve siyasal gelişim dirençleri ve köhne kurumsal yapıları yenileyecektir ve yeniliyor. Ali Bayramoğlu |
bende fikir cokda anlayacak zihniyet yok
forumlari iyi takip ederen kendi fikirlerimi de bulabilirsin
|
gramatik perfekt sen mi düsündün bunlar
ohne Text
|
yanlis söyledin
halki bu kadar kandirmak türkiye de mümkün sadece . gerci halkin neyse liderin de odur . oy verenlerin egitim seviyesine (DIKKAN EDIN ZENGINLIGINE YA DA FAKIRLIGINE DEMIYORUM FAKIR AMA bilincli bir vatandas olabilir)TAYYIPcidirler .ve malesef türkiye de bu insanlar cogunluktadir.aziz nesin bu yüzden haklidir .
|
zihinsel özürlü kardesim
önce küfürü birak .loto mu kazandin bu kadar seviniyon . zamanin da nice partiler nice oylar aldi.simdi hepsi mazi .. akp ye oy verenler akp fedaisi filan degiller . sadece 4 seneligine oy verdiler .oylarla memleketin idaresine 4 yilligina kiraladilar . ee o zaman anla artik eger demokrasi sevdalisiysan dört yil sonra akp gider bkp gelri anlarsin . ecevitte zamaninda yüzde elli oy aldi ne oldu en son secimde yuzde iki. oy la memleketi satin almiyorsun.solcu da akpye ver di sagci da . akp ye oy veren herkessi yobaz olsaydi . secimin ertesi günü seriat gelirdi memlekete . ama insanlar akp nin baska yüzlerinide görünce hatalarini umarim anlayacaklar
|
gitsin kayseriye cumhurbaskani olsun
uzlasi dedikleri bu olsa gerek ya da su cok inandiklarini iddia ettikleri demokrasi. isleri bitince otamatikmen baska rejim .köprüyü gecene kadar demokrasi. bu arada memlekette ne kadar da demokrat varmis bunu da ögrendik. demokrasiye bakin arkadaslar hükümet senin elinde ,cumhurbaskanligi senin elin de yakinda orduya da sizcaklar. hersey tek parti tek adamin elinde ve siz buna demokrasi deyin .ayda mi yasiyorsunuz buna demokrasi degil tek lider cuntaciligi . saddam tarzi yonetim diktatörlük denir. düsünüyorum da atatürk bilseydi baykal chp nin basina gelcek chp yi kurmnazdi dogru bu . fakat bilseydi imamhatipli recebin , kayserili abdullahla, sinsi planlarini bunlara bu inadina tayyipcilere bu ülkeyi emanet edermiydi. mazlum ezilmis rolünü oynamaya devam edin süreniz basladi 4 sene ::: acelede edin zaman aleyhinize.......
|
kendini adam yerine koymuyormusun o.T.
ohne Text
|
ISTE MILLET BÖYLE KODUMU OTURTUR !!!
Halk sizin gibi postal yalayicilarina, darbeci, militarist ve bazi satilmis general saksakcilarina kodumu iste böyle oturtur. Demekki neymis, bu milleti cahil görüp kücümsüyorsan, bu ülkeden siktir olup gidecekmissin, hadi bakim..
|
ERDOGAN VE GÜLLE GERCEK DEMOKRASIYE !!!
Cok üzülüyorsunuz dimi, kurdugunuz bu sömürü düzeni yavas yavas elinizden cikiyor diye kuduruyorsunuz dimi.
Siz catlasanizda, patlasanizda Türkiyeye gercek demokrasi hakim olacak. Sizde artik Kuzey Kore ye yerlesirsiniz, tam agziniza layik bir rejim var orada sizler icin.. |
Bekir coskun yazisi...
DEMEK ki karşıdan gelen her iki kişiden birisi AKP’li.
Oysa ben bugüne kadar "AKP’ye oy verdim" ya da "Vereceğim" diyen bir tek kişiye olsun rastlamış değildim. Herkesin AKP’ye karşı olduğu bölgelerden AKP çıktı. "İflas ettik" diyen esnaf, AKP’ye oy verdi anlaşılan. "Bittik" diyen köylü de... Seçim gecesi televizyon televizyon koşuşturan bizim ekran kuşlarının bir teki "AKP’ye oy verdiğini" söylemez. Ama mutlu yüzlerine bakın, tümünün AKP’ye oy verdiklerini kolayca anlarsınız. Muhabirlerimiz "AKP’li seçmen" bulmak için varoşlara gittiler. Oysa sandıklar açıldı ki lüks sosyete semtlerinin alayı AKP seçmeni... Sermaye kesiminin de AKP’ye oy verdiğini artık biliyoruz. Nitekim Abdullah Gül, seçim öncesi (Kayseri konuşması) açıkça ve net biçimde "Bizim birçok gizli oyumuz var" demişti. Bu doğru çıktı. Peki... İnsan oy vereceği partiyi niye saklar?.. Neden insanlar AKP’ye oy vereceklerini-verdiklerini gizlerler?.. Bunda utanılacak ne var?.. Saklamak niçin?.. Kişi bir kabahat işlediği zaman bilinsin istemez. AKP’li olmak suç değil. Utanılacak bir şey yok... O zaman neden?.. Çünkü: Bu seçimlerle millet, laik cumhuriyetin bir "ılımlı İslam’a" dönüştürülmesini onaylamıştır. Bu yüksek orandaki oy; AKP’nin kafasındaki Türkiye’yi gerçekleştirmesine destek anlamındadır. Kim ne derse desin... Türkiye’nin değişen yüzünün daha da değişmesine onaydır. İşte burada, dünyanın en güzel ülkesini "çağı yakalayın" diye ulusuna emanet etmiş Mustafa Kemal’e karşı bir mahcubiyet söz konusu olmalı. Bu nedenledir utangaçlık. Yoksa utanılacak bir şey yok... |
Bekir coskun yazisi...2
SEÇİM sonuçları belli olduğunda, bir televizyon ekranında gördüm onu.
Belli ki güvenli bir ülke özlemi çeken, bu ortaçağ görünümlü Türkiye’den mutlu olmayan ve gerektiğinde bayrağını alıp meydanlara koşan çağdaş Türk kadınlarından birisiydi. Ağlıyordu... Bir kadının çocukları için ısrarla isteyebileceği; güven-huzur-gelecek gibi masum ve haklı talebinde yalnız kalmıştı. Gözyaşlarını elinin tersi ile sildi... Hiç konuşmadan çekip gitti. Oysa ben bu günleri bilirim. Sahte balonlar kaplar gökyüzünü, ikiyüzlülüğün havai fişekleri peş peşe patlar başımızın üzerinde. Elinde fırıldaklar vardır dönekliğin. Ağlama gülüm, ben meslek hayatım boyunca kaç kez yaşadım bu yalancı bayramları. Hep böyle oldu bu. Bir teki doğru olsaydı bu bayramların, bir teki gerçek, bir teki haklı olsaydı, bu ülke zaten böyle olmayacaktı. Kaç kez kaçıp saklanacak delik aradık. Kaç kez bize "Hainler... Siz gerçeği göremediniz... Siz gökten yağan nurun farkına varamadınız..." dediler. Zaten eğer biz bir kez yanılmış olsaydık, bugün "Türkiye istikrara kavuştu" diye böyle bayram yapmayacaklardı. Geçmişteki bayramlar yalandı çünkü. Ben bu günleri bilirim. "Ben size demiştim, aldınız mı ağzınızın payını..." diye sallanan parmakların önünde ezile ezile öğrendim ben. 1950’den bu yana iktidarını sürdüren tek partinin ve onun yarattığı mutlu azınlığın düzenlediği bayramlardır bunlar. Kör-sağır-dilsiz bir halk, bunca kurtuluş bayramı yapıldığı halde neden hálá kurtulamadığını düşünmeden el çırpar. Neyse... Ben senin ağladığını unutmayacağım, sen de benim bu yazımı unutma. Biz; haklıların er geç haklarının verildiğini, yalan bayramların ise er geç bittiğini de öğrendik. Ve tek başımıza kalsak da inandığımız yolda yürümeyi... Ağlama gülüm... |
Bekir coskun yazisi...tayyibin saati
BAŞBAKAN saatinin 50 bin dolar olduğunu söyleyenlere kızdı. Ona göre daha ucuz.
Ucuzluğunu kanıtlamak için (miting meydanında söyledi) isteyen olursa 10 bin dolara veriyor. Yani eski parayla 12.7 milyar lira... Normalde zaman tespiti olarak Tayyip Erdoğan’ın "Üç vakte kadar" demesi lazım. Ama saatine bakıyor. Bu iyi bir şey. Diyelim ki o pahalı saatine iyice bakıp bakıp, cumhurbaşkanı ile "görüşmeme" yaptı demek. Ya da AB ile görüşememeler, cumhurbaşkanının seçilememesi, terör konusunda MGK’nın toplanamaması, muhalefet ile görüşmemeler... Genelkurmay ile görüşmeme... Yargı, üniversiteler, TÜSİAD gibi önemli özel sektör kuruluşları ile buluşamama... Tümü o saate bakarak oldu. Başbakan’ın saati sizin-benim saatlerimiz gibi olacak değil. Biliyorsunuz çorapları da çok özeldi, çorabın gözükür yerinde kocaman "Tayyip Erdoğan" yazıyordu. Çorapta telefon numarası olmasa da (ki olabilirdi) biz onlara "kartvizit çoraplar" diyoruz. Yani diyelim ki AB toplantılarına gittiğinde, İngiliz delegesine çorabını çıkartıp verse olurdu. Dönüyorum saate: İsveç gözlükleri, Fransız kravatı, İtalyan ayakkabıları kaç dolardır, elbette bilemeyiz, ancak saati en az 10 bin dolar... Dünkü Milliyet’te ilginç bir "yardım haberi" yayınlandı. Belediyelerden yiyecek ve kömür yardımı yapılan aile sayısı 2 milyondan fazla. Sadece yiyecek yardımı alan, yani AKP’li belediyelerin verdiği yiyeceğe muhtaç olan aile sayısı 1.1 milyon... AKP’nin bu kesimlerden yoğun oy aldığını tahmin edersiniz. Bunun saatle ilintisi şu: Tayyip Erdoğan, belediyelerin verdiği yiyeceğe muhtaç o ailelerin oyları ile 10 bin dolarlık saat takabildi. Ve şimdi dakikaları sayıyordur. Aç-muhtaç ve zavallı insanların oyları ile koluna geçirdiği 10 bin dolarlık saate baka baka... |
sizde iranla birlesirsiniz artik o.T.
ohne Text
|
sisenlerden biride bu hödük iste
ne oldu bekir
halk sanadami gecirdi yoksa hahahaha |
hahahah
ezberlemisler bi iran
anasini satayim ne iransa halkin yarisi seciyor ama masonik sistemin pacavrasini yüzde 20si seciyor oturp bi düsünsen bence nasil olur |
beyinsiz kardesim
bana yazmadan önce su islam ve müslüman komplekslerini üzerinden bi atsan
|
senin fikrin
anca yüzde 20 eder
o salaklara inandirirsiniz |
bakiyorumda
bazi kisiler halen akillanmamis
halkciyiz diyip halkin tevveccühüne saygi göstermeyenler, demokrasiyi kendi fikirlerinden ibaret zannedenler baygi bi sismiler ki 22 temmuzdan beri halen agizlarindan köpükler sacarak bu halkin hür iradesine saygisizliik yapiyorlar ama catlasanizda patlasinizda halk sizi iki seksen uzatip üzerinize yatti..simdilik sadece yattilar..böyle havlamaya devam ederseniz geriside gelir bak.. rodosa bir iki.. |
sistinizmi düdük makarnalari
Sözüm politikacılara değil, bazı gazetecilere... Politikacıya seçmen vurmuş, bir de biz vurmayalım.
Fakat aziz ve değerli meslekdaşlarımıza iki çift sözümüz olacak artık. Aylardır burada davul çalıyoruz, davul... Perşembenin gelişi çarşambadan kabak gibi ortadaydı... Ama, birilerine şirin görünmek için beş yüz bin kişilik mitingi şişire şişire bir buçuk milyon kişiye çıkaranlar utanmadılar. Hiç öyle “demedim mi nazlı yarim ben sana” gibi çıtkırıldım başlıklara gerek yok. “Türk basını bu sınavda geçer not alamamıştır, sınıfta kalmıştır” falan gibi laf dolambaçlarına da gerek yok. Türk basınının bir kesimi, bu seçim kampanyasında son derece rezil, aşağılık, utanç verici bir tutum sergilemiştir! Ama her zaman yaptığı gibi işi pişkinliğe ve yüzsüzlüğe vuracak, örneğin çok kişinin Tarhan Erdem’den özür dilemek aklına bile gelmeyecektir. “İstifa müessesesini” kendileri için hiç akıllarına getirmeden Deniz Baykal’i istifaya davet edenler de olacaktır. (Pazartesi sabahı gazetelere baktım, olmuş vallahi.) Kimisi de lafı kıvırtacak, “aslında ben CHP-MHP koalisyonu istemedim ki, ‘farzeyleyelim’ dedim” dümenine yatacaktır. Kimileri bönlükten düştüler bu duruma, kimileri düpedüz amigoluk gayretinden. Arada, oyunu bir gün ona bir gün buna vererek herkese mavi boncuk dağıtan, üç erkeği idare eden oynak kadın gibi hem iktidarı, hem muhalefeti, hem de patronu idare edenler de görüldü. Bönler, kendini solcu sayan ama “cahil halk kime oy vereceğini bilemez” kafasında gidenlerdi. Bunlar “AKP yüzde yirmiyi geçemez” diyerek önce kendi kendileriyle çelişkiye düşüyorlardı, çünkü “kalkınmadan pay alamayan halk artık uyanmıştı!” Kıytırık kırk okuyucusuyla kamuoyu oluşturduğunu sanan, oturduğu yerden memleket yönetenler vardı... Zırvalarıyla seçmen etkilediğini sananlar vardı... Akıl almaz, inanılmaz zavallılık örnekleri sergilendi. “23 Temmuz sabahı Deniz Baykal başbakan, isterseniz bu yazımı kesip saklayın” diyen bile gördük. Bir arkadaş, “moraran, sararan, sarsılan olabilir” diyordu. Okuyucuya ayıp olmasın diye ben topladım, bu kelimelerin herbirini tek satır yapmıştı. (Fikri Akyüz’ün böyle yazanlar için çok sevimli bir önerisi var. Diyor ki, “madem bu arkadaşlar böyle her kelimeyi tek satır yaparak yazı şişirip köşe dolduruyorlar, çalıştıkları gazetenin muhasebe servisi de bunlara maaşlarını bir lira, beş lira, on lira şeklinde bozuk olarak versin, uğraşsınlar bakalım!...”) Bir başkasına göre, CHP oy patlaması yapacaktı. Bunu nereden mi çıkarmıştı? Ali Şen’e sormuştu! Çünkü “Ali Şen bu işleri bilirdi”... Fenerbahçe’nin efsanevi başkanı Ali Şen’in tahminleri hep doğru çıkarmış... “AKP ile CHP arasındaki puan farkı kapanacak gibi görünüyor” yazarak bu farkı kapatabileceklerini sananlar da gördük, “CHP, Deniz Baykal’ın bile beklemediği bir oy patlaması yapacak gibi görünüyor” yazıp lafı elinde patlayanlar da... Çünkü, “cumhuriyet mitinglerini CHP doğru okumuştu”... Fakat o mitinglerin yapıldığı İstanbul ve Ankara’da AKP kazanmıştı, artık o kadarcık da olurdu! “Göbeğini kaşıyan ayılar” kime oy vereceklerini gene bilememişlerdi. Karşıdevrimciler, ne olacak... Kendileri sallıyorlar, kendileri inanıyorlardı. İyi yalan söylemenin önşartı, uydurduğu yalana önce kendisi inanmaktı. Sandıkta sürpriz pişiyor, moraran, sararan, sarsılan olabilir... Ha? Kimin morardığını görmesi için aynaya bakması yeterlidir. “İçi kan ağlaya ağlaya oyunu CHP’ye veren” arkadaşlar da, kanamayı durduracak bir tamponu uygun bir yerlerine tıkmışlardır sanırım. Ama onlar büyük gazetecidir, ben küçük gazeteciyim. engin ardic-aksam |
sistinizmi düdük makarnalari
Sözüm politikacılara değil, bazı gazetecilere... Politikacıya seçmen vurmuş, bir de biz vurmayalım.
Fakat aziz ve değerli meslekdaşlarımıza iki çift sözümüz olacak artık. Aylardır burada davul çalıyoruz, davul... Perşembenin gelişi çarşambadan kabak gibi ortadaydı... Ama, birilerine şirin görünmek için beş yüz bin kişilik mitingi şişire şişire bir buçuk milyon kişiye çıkaranlar utanmadılar. Hiç öyle “demedim mi nazlı yarim ben sana” gibi çıtkırıldım başlıklara gerek yok. “Türk basını bu sınavda geçer not alamamıştır, sınıfta kalmıştır” falan gibi laf dolambaçlarına da gerek yok. Türk basınının bir kesimi, bu seçim kampanyasında son derece rezil, aşağılık, utanç verici bir tutum sergilemiştir! Ama her zaman yaptığı gibi işi pişkinliğe ve yüzsüzlüğe vuracak, örneğin çok kişinin Tarhan Erdem’den özür dilemek aklına bile gelmeyecektir. “İstifa müessesesini” kendileri için hiç akıllarına getirmeden Deniz Baykal’i istifaya davet edenler de olacaktır. (Pazartesi sabahı gazetelere baktım, olmuş vallahi.) Kimisi de lafı kıvırtacak, “aslında ben CHP-MHP koalisyonu istemedim ki, ‘farzeyleyelim’ dedim” dümenine yatacaktır. Kimileri bönlükten düştüler bu duruma, kimileri düpedüz amigoluk gayretinden. Arada, oyunu bir gün ona bir gün buna vererek herkese mavi boncuk dağıtan, üç erkeği idare eden oynak kadın gibi hem iktidarı, hem muhalefeti, hem de patronu idare edenler de görüldü. Bönler, kendini solcu sayan ama “cahil halk kime oy vereceğini bilemez” kafasında gidenlerdi. Bunlar “AKP yüzde yirmiyi geçemez” diyerek önce kendi kendileriyle çelişkiye düşüyorlardı, çünkü “kalkınmadan pay alamayan halk artık uyanmıştı!” Kıytırık kırk okuyucusuyla kamuoyu oluşturduğunu sanan, oturduğu yerden memleket yönetenler vardı... Zırvalarıyla seçmen etkilediğini sananlar vardı... Akıl almaz, inanılmaz zavallılık örnekleri sergilendi. “23 Temmuz sabahı Deniz Baykal başbakan, isterseniz bu yazımı kesip saklayın” diyen bile gördük. Bir arkadaş, “moraran, sararan, sarsılan olabilir” diyordu. Okuyucuya ayıp olmasın diye ben topladım, bu kelimelerin herbirini tek satır yapmıştı. (Fikri Akyüz’ün böyle yazanlar için çok sevimli bir önerisi var. Diyor ki, “madem bu arkadaşlar böyle her kelimeyi tek satır yaparak yazı şişirip köşe dolduruyorlar, çalıştıkları gazetenin muhasebe servisi de bunlara maaşlarını bir lira, beş lira, on lira şeklinde bozuk olarak versin, uğraşsınlar bakalım!...”) Bir başkasına göre, CHP oy patlaması yapacaktı. Bunu nereden mi çıkarmıştı? Ali Şen’e sormuştu! Çünkü “Ali Şen bu işleri bilirdi”... Fenerbahçe’nin efsanevi başkanı Ali Şen’in tahminleri hep doğru çıkarmış... “AKP ile CHP arasındaki puan farkı kapanacak gibi görünüyor” yazarak bu farkı kapatabileceklerini sananlar da gördük, “CHP, Deniz Baykal’ın bile beklemediği bir oy patlaması yapacak gibi görünüyor” yazıp lafı elinde patlayanlar da... Çünkü, “cumhuriyet mitinglerini CHP doğru okumuştu”... Fakat o mitinglerin yapıldığı İstanbul ve Ankara’da AKP kazanmıştı, artık o kadarcık da olurdu! “Göbeğini kaşıyan ayılar” kime oy vereceklerini gene bilememişlerdi. Karşıdevrimciler, ne olacak... Kendileri sallıyorlar, kendileri inanıyorlardı. İyi yalan söylemenin önşartı, uydurduğu yalana önce kendisi inanmaktı. Sandıkta sürpriz pişiyor, moraran, sararan, sarsılan olabilir... Ha? Kimin morardığını görmesi için aynaya bakması yeterlidir. “İçi kan ağlaya ağlaya oyunu CHP’ye veren” arkadaşlar da, kanamayı durduracak bir tamponu uygun bir yerlerine tıkmışlardır sanırım. Ama onlar büyük gazetecidir, ben küçük gazeteciyim. engin ardic-aksam |
saksi kafali
madem her kesim oy verdi sen neden fesatliktan böyle catliyorsun bi izah et abine bakalim..
halkin tevveccühüne saygi göster..göstermezsen bi dahaki sefere iki seksen degil, sülalece üc seksen uzatir rodosa bir iki.. |
AKP TESADÜFLERI IZLE
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=T5m6nNkfACk&mode=related&search=
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=T5m6nNkfACk&mode=related&search= </a> |
ISTE ABDULLAH GÜL GERCEK HÖDÜK
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=Yw1tBWuvuP4&mode=related&search=" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=Yw1tBWuvuP4&mode=related&search=</a>
|
SEYREDELIMGÜLELIM NAH CIKTI EY TAYYIP
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=-99YQp8F5fw&mode=related&search=" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=-99YQp8F5fw&mode=related&search=</a>
|
TAYYIPE YAHUDI ÖDÜLÜ ISTE GERCEK MASON
tayyip büyük yahudilik ödülü aldigini biliyormuydun dünyada sadece on kisiye verilmis tir tayyipde bu on kisi icerisndedir ve BU ÖDÜLÜ kivanc icerisinde alantek müslüman kisidir
|
müslümanim türküm ve laikim
baska kompleksim kaldimi. amerikaci, israilci ,ab usagi ve barzanici degilim varmi baska kompleksim . sapina kadar müslümanim asla gocunmam ama sizin anladiginiz tür den degil. her yerdede dinimi savunurum .islam fobisi olan bir cok avrupaliya karsida dinimi savun musumdur. dinimi ama asla siyaset araci yapmam . dini kul ile tanri arasinda görürüüm .kul ile parti arasinda degil . senin ak partin gibi......yeriniz cennetlik mi cehennemlik mi meshul ama neyse ona ben degil yüce tanri karar verecek
|
blabla
kardesim kendini ve dinini azicik olsun bilen bir müslüman asla yahudi düsmani olamaz,,cünki islam dini irkciliga karsidir..!! biz siyonizme ve haksizliklara karsiyiz..yani biz essege essek oldugu icin kizmiyiyoruz sadece essek esseklik yaptigi icin kiziyoruz,,sende esseklik yapipta milletin tansiyonunu arttirma artik..ne kadar kendini yirtarsan yirt Türkiye gercek demokrasiye dogru gidiyor,,bunada ne asker nede chp engel olabilir...kendine iyi bak fazla yirtinma :-)
|
Tayyip hepinizi mars etti ..muhahahah
siz hala tasch atin armutlar.
|
bu millet i aptal yerine koymamak gerek.
Türkiyede iyisi ile kötusu ile son yillarin rakamlari bitirilemeyen projeleri ile devralinan memleket sorunlari , cözulme cabalari millet tarafindan taktirle karsilanmistir.bunlar nelerdir.
1.bolu tuneli 16 hukumet eskitmis ...AKP bitirdi. 2.Karadeniz duble yolu gecen dönem kalan AKP bitirdi. 3.Baku-ceyhan petrol yolu projesi .AKP hayata gecirdi. 4.Alanya-antalya duble yolu AKP bitirdi. 5.22 bankanin hortumlanmasi 22 milyar dollar .örnegin EGEBANK suleyman demirelin yegeni hatirladinizmi .bunlarin mevduat sahiblerinin paralarini AKP ödedi.imar bankasi ayri bi vakaa:) 6.zorunlu tasarruflarin geri ödenmesi özal dan kalma ve bir turlu ördenemeyen.AKP ödedi 7. 4,5 yil önce ki enflasyonu ve dollarin 1 tl karsisindaki degeri neydi biliyoruz degilmi . 8.ben kendim sahsen kirtasiye kirtasiye dolasip kitap ariyordum cocuklar icin simdi okula teslim ediliyo kitaplar aileler duaci kuyruk birak kitaplar bulunamiyodu ... 9.hastanelerdeki ilac kuyruklari,ve insanca recetesi ile ilacini eczaneden alma dönemi ...unutmamak gerek 10.IMF olan borcun 22 milyar dolardan 8 milyara düsmesi .. 11.Dunyada alay edilen paramizin bir miktar deger kazanip kurusa geri dönulmesi ... 12.ihracat rakamlarinin artmasi bu na paralel ihtilatin artmasi .. 13.faizlerin bi gecede milyarderler olusturan bu memlekette repolar karacarsambalardan stabil faizlere gelinmesi ... 14 . daha bircok calismalar var bunlar önemli bulduklarim.. 4,5 yilda bu yapildi simdi 5000 dollar olan kisi basina olan gelir 1000 cikmasi sözunu gerceklestirilmesini bekliyoruz ..yani hersey bu memlekettte yasayan insan icin rakamlar her zaman gercekleri söyleyecektir ... issizlik konusunda basari elde edilememistir . issizlik dünyanin heryerindede problem oldugunu bilmek gerekir herseye ragmen bu konu 1 sirayi almali . sezarin hakki sezara ...... 6 |
klartext im forum
wat seid ihr denn für superspinner?
in einer demokratie ist es halt so das die mehrheit das sagen hat!!! mir passt es auch nicht in den kram was da passiert aber jeder von uns muß es akzeptieren. und keiner hat das recht zu behaupten das eine bestimmte bevölkerungsschicht blöd wäre oder nicht. und die meisten die jetzt aziz nesin zitieren wollen: ich habe fast alle bücher von dem gelesen. ich halte nichts von dem kerl. der ist genauso wie die rtl nachrichten. alles aufbauschen und übertreiben, dann finden sich schon leser!!! letzten monat wurde noch gesagt das ein drittel der türkei bescheuert wäre (akp ca. 30%) und heute wird behauptet das die hälfte der tr bescheuert ist (akp 50%). vergesst nicht egal ob chp, mhp oder akp das sind alles politiker. der eine ist nicht besser als der andere. denen geht es auch nur darum gewählt zu werden und abzukassieren. akp nutzt die religiösität der tr aus. akp nutzt es aus das wir die letzten 20 jahre nur vollidioten in der politik hatten die nix wirtschaftlich bewegen konnten. chp nutzt die starke zugehörigkeit der tr zu atatürk aus chp sind volksaufhetzer mhp nutzt die angst der tr vor einem kurdischen staat aus mhp sind auch volksaufhetzer kalmadi baska bir söylenecek sey sizde burda koyun gibi bunlarin avukatligini yapmayin. aziz nesin ne demisti??? "tr insani kibardir! esek diye hitab ettiginde kizar ama sirtina bin sesi cikmaz" AssiToni ne diyor? "almanyadaki tr insani daha nazik!!! ibne dersen seni döver ama götünü sikersen sesi cikmaz" |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 23:16 Uhr. |