![]() |
Welcher Liebessong gefällt euch? :) o.T.
ohne Text
|
--------->
Grup Sentez - Düsürdün Askin Narina
|
Unuttu dediler ----- Tarkan :) o.T.
ohne Text
|
KIS GÜNESI-Tarkan, ach ich könnte
hunderte aufzählen ..... :)
|
"Vazgectim" von sezen... :-) o.T.
ohne Text
|
en güzel ask zor olanmis o.T.
ohne Text
|
oohh jaaa :) o.T.
ohne Text
|
welcher ist denn Deiner ?? ;)) o.T.
ohne Text
|
Üc Ürel-->Askin sarabindan ictikce ...
ohne Text
|
Dam üstünde un eler tombultombul memeler
ohne Text
|
O sevince ...
söz: Mehmet Teoman
müzik: Bigazzi besonders schön singt es Nilüfer :) |
jeppppppp das gefällt mir auch sehr o.T.
ohne Text
|
Keskin bícak *seufz* o.T.
ohne Text
|
Meine momentanen Favoriten:
Anastasia mit "heavy on my heart" und
die Söhne Mannheims mit "wenn ein Lied"..... das ist nochmal Gänsehautfeeling.....;o) |
wenn ein Lied über meine Lippen geht
dann nur, damit Du Liebe empfängst ... *sing*
:))) immer wenn das Lied läuft, singen fast alle - vor allem die Jungs :), wenn ich dann in den Rückspiegel sehe, das ist voll süüüüüüüüüüüüüüüüß :)) |
wenn ein lied meine lippen verlässt.....
ein ganz starker song.....mit ebenso starkem text......er gefällt mir sehr......
|
auch ein superschöner song....... o.T.
ohne Text
|
nerde bende o yürek, yardan cayacak ....
den part finde ich sehr schon .......
|
Kubat - Yas (ötme bülbül)
Dualarim var, duvarlarim var
Yazarim söylerim yana yana ismini Yarida kaldi sarkilar aman Bu yaraya deva degil zaman Ates düstügü yeri yakar Bu düzeni bozuk dünya yalan ötme bülbül......... |
- Üflemeyeceksin salak, emeceksin...!
Eğer Üsürse...
Bir kadın "ben üşüyorum" dediğinde, bunun cevabının "üstüne bir şey al," "istersen bir taksiye binelim," "eve geldik zaten" türünden bir söz olmadığını, "üşüyorum" dediğinde kadının "bana sarılsana" demek istediğini ve ona sarılmak gerektiğini öğrenmek epey zamanımı aldı. Sanırım binlerce yıl boyunca isteklerini açıkça söylemelerine izin verilmediği için "gizli bir dil" geliştirmek zorunda kalan kadınlar, bu kadar basit bir şeyin erkekler tarafından niye anlaşılamadığını, niye "emeceklerine üflediklerini" hiç anlayamazlar. Erkeklerin, bakkal dükkanının arka tarafındaki salak küçük oğlana benzediğini düşünürler: "Anlayışsız ve beceriksiz salaklar." Ben ne zaman bu konuyu düşünsem aklıma hep Amarcord filmindeki o sahne gelir. Koca memeli bakkal kadın, köyün ufak oğlanlarından birini bakkal dükkanının arka tarafına çeker. Hayatında hiç çıplak kadın görmemiş oğlanın meraktan ve heyecandan faltaşı gibi açılmış gözleri önünde o inanılmaz büyüklükteki memelerini çıkartır. Kendisine bakan küçük oğlanın ağzına verir memelerinden birini. Ve öfkeyle azarlar sonra oğlanı. - Üflemeyeceksin salak, emeceksin. Kadınlarla erkeklerin konuşmalarının bir yerinde hep, "üflemeyeceksin salak, emeceksin" tuhaflığının yaşandığını düşünürüm. Kadınların bir şey söylediklerinde aslında başka bir şey söylemek istemiş olabileceklerini kendim mi farkettim yoksa bunu bana bazen usulca bazen sabırsızca sözleriyle kadınlar mı öğretti şimdi tam çıkartamıyorum. Ama bir kadın "ben üşüyorum" dediğinde, bunun cevabının, "üstüne bir şey al," "istersen bir taksiye binelim," "eve geldik zaten" türünden bir söz olmadığını, "üşüyorum" dediğinde kadının "bana sarılsana" demek istediğini ve ona sarılmak gerektiğini öğrenmek epey zamanımı aldı. Sanırım binlerce yıl boyunca isteklerini açıkça söylemelerine izin verilmediği için "gizli bir dil" geliştirmek zorunda kalan kadınlar, bu kadar basit bir şeyin erkekler tarafından niye anlaşılamadığını, niye "emeceklerine üflediklerini" hiç anlayamazlar. Erkeklerin, bakkal dükkanının arka tarafındaki salak küçük oğlana benzediğini düşünürler: "Anlayışsız ve beceriksiz salaklar." Sevgi ve şefkat eksikliğine hiç tahammül edemeyen, bunların "açıkça" söylenerek elde edilmesinin ise elde edilenin değerini düşüreceğine inanan kadınların niye isteklerini düpedüz söylemedikleri ise erkekler için hep bir sırdır. Duygularını göstermenin kadınlara özgü bir davranış olduğunu sanan erkekler, açıkça sevgilerini ve şefkatlerini göstermekten hep utanırlar. Farkında olmadan, onlar, bu duyguların gösterileceği tek yerin yatak odası olduğuna inandıklarından, kalabalıkların içinde sevgi ve şefkat gösterdiklerinde, herkesin seyrettiği bir yerde sevişiyorlarmış hissine kapılıp tedirgin olurlar. Erkekler için duygular, kapalı yerlerde yaşanması gereken "mahrem" şeylerdir, kadınlar ise bunu hayatın her anında yaşanması gereken bir şey olduğunu düşünürler. Hemen hemen hepsi gizli bir "derebeyi" olan erkekler, kadınların her isteğinde, her talebinde bir isyan, bir başkaldırı hatta bir hakaret görürler. Erkeklerin bekledikleri, kadınların "üşümeleri" ya da "acıkmaları" değil, erkeğin yanında soğuğu ve açlığı hissetmeyecek kadar kendinden geçmiş bir aşka kapılmaları ve bu aşkı taleplerini dile getirmeyerek göstermeleridir. Galiba o yüzden, erkeğin biraz kadınsılaştığı ve duygularını alabildiğine özgür bıraktığı aşkın ilk günleri geçtikten ve erkek yeniden erkekliğine döndüğünde, kadınlar "üşümeye" başlarlar. "Benim uykum geldi" dediğinde erkeğin onla beraber yatmamasını, perhize başladığı sırada aniden bir hoşluk yapma isteği duyan erkeğin ona sevdiği yemekleri almasını "düşmanca" bulmaya koyulurlar. Artık erkeğin her davranışı ince eleklerden geçirilip, onun sözlerinde ve davranışlarında "sevgisizlik" işaretleri tek tek saptanır. Ve o gizli dil daha sık ortaya çıkar. Kendilerinden yakınırlar önce, "çok şişmanladım," "çok yaşlandım," "çok çirkinleştim," bunları söyledikten sonra erkeklerin ne söyleyeceklerine, ne yapacaklarına bakarlar. Kendilerine büyük bir ilgi eksikliği olarak gözüken o anlayışsızlıkların, artık eskisi kadar beğenilmemelerinden ya da sevilmemelerinden mi kaynaklandığını anlamaya uğraşırlar. Baştan savma verilecek her cevap, bakkal kadının öfkeli tepkisini hakeder. - Üflemeyeceksin salak, emeceksin. Ama erkekler bu durumlarda genellikle üflerler. - Yoo, hiç de şişmanlamadın, iyisin, biraz kilo aldın belki ama önemli değil. Bu yakınmalar onlara manasız ve çocukça gelir çünkü. Kadınlar ise sinirlenmeye başlarlar. - Sen beni eskisi kadar sevmiyorsun. Bunun cevabı elbette, "nerden çıkardın bunu, tabii ki seviyorum" değil, sıkı bir sarılış ve iyi bir öpüşmedir. Bir şeylerin yanlış gitmeye başladığını gören erkek ise, güzel bir hediye almanın ya da daha kestirmesi "biraz para vermenin" zamanı geldiğini düşünür. Onun için sorunun tedavisi öpüşmede değil paradadır. Kabul etmeli ki, kendi değerini, gizliden gizliye kendine verilen parayla ölçmeye yatkın kadın için yapılacak "fedakârlığın" miktarı bir zaman işe yarar, kadın, "salağın" duygularını böyle ifade etmeye çalıştığını anlar. Erkek ise, o düz vahşeti ve insafsızlığı ile "ağlıyorsa biraz para ver," çözümlemesini benimser. Ama hediyelere ve paralara çabuk alışılır, sarılışların ve öpüşmelerin özlemi yeniden başlar. Kadın "üşür." Son bir iki deneme daha yapar, bazen güzelliği ve cinselliğiyle, bazen sinirli çıkışmalarıyla, erkeğe "üşüdüğünde ona sarılınması gerektiğini" bir daha öğretmeye uğraşır. Ama erkek hâlâ, emeceğine üflüyorsa, o tehlikeli sapak yaklaştı demektir. Ya kadın kadere rıza gösterip teselliyi hediyelerde, parada, çocuklarında, kendisine sağlanan güvende aramaya razı olur ve arada sırada tutan "ben çok yalnızım" yakınmaları ve ağlama nöbetleriyle hayatını sürdürür ya da "üşümeye" fazla dayanamayıp, "sarılmasını bilen" biri var mı diye etrafa bakınmaya koyulur. "Sarılmasını bilenler" bu sapaktaki kadınları keskinleşmiş radarlarıyla hemen bulurlar. Bir vakit işler iyi gider. Ama sarılmasını bilenler de bir süre sonra kaçınılmaz erkekliklerine geri dönüp, üşüyen kadına, üstüne bir hırka almasını söylerler. Ve, bu, hem acıklı hem eğlenceli süreci başlatan ilk uyarı da, her kadının kendi özel lisanında hemen söylenir. - Üflemeyeceksin salak, emeceksin. Ahmet Altan |
HOŞGELDİN KADINIM
HOŞGELDİN KADINIM
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin yorulmuşsundur; nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını ne gül suyum ne gümüş leğenim var, susamışsındır; buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim acıkmışsındır; beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam memleket gibi yoksuldur odam. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin ayağını basdın odama kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde ağladın, avuçlarıma döküldü inciler gönlüm gibi zengin hürriyet gibi aydınlık oldu odam... Hoş geldin kadınım benim hoş geldin. PS: Kimin söyledigini unuttum ama siir olarak Nazim Hikmet yazmisti !!! |
YANIMA GEL, SEVISME SAATIMIZ GELDI
Perdeleri kapat, sevgime tanik istemem
Isigi sondur, gel otur yanima konus Ergec anlasacagiz baska caremiz yok Sonra sevisecegiz, bu duzen boyle kurulmus Istersen yine hep hayir de, olmaz de, ne cikar Her sey olacagina variyor caresiz Yasamak zorundayiz, sen de biliyorsun Oyleyse gel otur yanima sevismeliyiz Durmadan sevismeliyiz aslinda gece gunduz Daima istekli ac, doymak bilmez, vahsi cilgin Sabaha karsi kosu atlari gibi yorgun argin Yine de usanmis degil, pisman degil, bikkin degil Belki biraz sarhos, biraz durgun, biraz uykulu Ama her zaman atesli, sabirsiz, her zaman dolu UMIT YASAR |
:) geliyorum... o.T.
ohne Text
|
BU KADAR YÜREKTEN CAGIRMA BENI :-)
Bir gece ansizin gelebilirim
Beni bekliyorsan, uyumamissan Sevincten kapinda ölebilirim Belki de hayata yeni baslarim Icimde küllenen kor alevlenir Bakarsin hic gitmem kölen olurum Belki de seversin beni kimbilir Kal dersen, daglarca severim seni Bir deniz olurum ayaklarinda Ask bu özleyis bu, hic belli olmaz Kalbim duruverir dudaklarinda. Ya da unuturum kim oldugumu Hatirlamam belki adimi bile Belki de cildirir, deli olurum Sana kavusmanin heycaniyle Ask bu, bilinir mi nereye varir Ne durdurur özlemini, seveni Bakarsin ansizin gelebilirim Bu kadar yürekten cagirma beni |
Noch n kleiner Geheimtip:
Das neue Album von Gülay: Adi yok
Mucke anschmeissen und sich gehen lassen! *schwell* Lieblingslieder auf dem Album: 1. Gurbet 2. Geri dönülmez yoldayim 3. Askin Kederi 4. Aynalar *Mucke lauter dreht* :-) |
Versucht mal das Gefühl Eurem
"Nicht-türkischen" Partner zu erklären wenn Ihr die unten aufgezählten Lieder hört und Euch diesen Worten hingibt...
Natürlich ist es jedem selbst überlassen aber ich könnte es nicht. Die Worte übersetzen ist vielleicht sogar noch recht einfach aber was dahinter steckt... warum das Lied einen so berührt... meiner Meinung nach unmöglich :-( In diesem Sinne: Es ist endlich Frühling... Love is in the air ;-) Limon |
TARKAN = SEVIS benimle, SAVAS benimle
hehe saka maka bi yana der ist IDEAL :-))
|
Limoncuk...
fast jeder hört RNB obwohl die wenigstens verstehen was der Inhalt ist ;-)
Sich dem Rhytmus hingeben kann man auch ohne Sprachkentnisse ;-) |
:-)
Wie gesagt... ich habe ja auch nur für mich gesprochen... weil das Thema "Mischehe" momentan ganz groß geschrieben wird ist mir bei den ganzen Liedern mein letzter Beitrag eingefallen.
Es kommt natürlich auch darauf an ob es für einen selbst wichtig ist bzw. wieviel Bedeutung dahinter steckt. RnB kann man aber meiner Meinung nach nicht mit türkischen Liebesliedern vergleichen :-) Jeder soll den Menschen an der Seite haben den er will... egal welche Nationalität. Ich denke einfach nur, dass es in den seltensten Fällen aufgrund der verschiedenen Herkunft nicht zu Problemen kommt... Aber wie schön, dass es auch ganz anders zugehen kann und ein Paar ohne Ende glücklich ist... :-) |
Hast recht... sehr aussergewöhnliches
Lied... mal was ganz anderes und sehr romantisch. Nilüfer rundet es mit ihrer stimme ab :-)
|
benmi cagirdim seni :-) o.T.
ohne Text
|
nasil istersen ;-) bu arada benim ismim
TARKAN :-)
|
der letzte Satz bringt es auf den Punkt
mucuxx ;-)
alles andere ist Ansichtsache manches muss man erleben manches versuchen zu vermeiden ;-) |
Versuche mal einem Türken, der kein D
Deutsch spricht zu erklären, was sich hinter dem Song "wenn ein Lied" von den Söhnen Mannheims, verbirgt ..... Den würde dieser Song auch nicht berühren, aber ich weiss, was Du meinst .... Du hast nicht Unrecht ....
|
ihr könnt auch kostenlos telefonieren...
via internet! www.skype.com
|
BANA BIR MASAL ANLAT BABA o.T.
ohne Text
|
klar...
kann der spies auch umgedreht werden... wie bei vielen dingen gibt es eben auch hierbei zwei seiten.
was nützen tolle liebeslieder (egal ob türk. oder deutsch) wenn es der gegenüber bzw. partner nicht schätzt oder eben ein arsch/ärschin ist ;-) önemli olan yinede sevgi ve saygi... und dies gibt es nicht nur in türk. ehen :-) |
En muhtesem sarkilar burda gülli
yaşandı bitti saygısızca
aldatmanın tadına varınca doğru söylesen kimin umurunda gözüme inanırım haydi zıpla ** hey corç versene borç olmaz maykıl bende de yok ** türkiye"m türkiye"m cennetim benim eşsiz milletim ** biz burdayız gitmeyiz ülkemizi bekleriz karşı çıkan olursa ... ortada kuyu var yandan gec fazla takilma meydanda içineataatanehaledüştüntutatutaçatlayacaksınbeadam çekinmehadihadisöyledekurtulbundankurakurakurudunb eadam yabadaydaday küçücüğüm yabadaydaday sıcacığım yabadaydaday yabadadaydadaydaday hep seni seveceğim bu akşam hüzünleri evde bıraktım kör kütük sarhoş oldum elimde değil seni kucakladığım yerde bıraktım ağzınla kuş tutsan umrumda değil kıvrak, oynak eller beller kıvrak kıskıvrak, oynak gönlüm çok şen şakrak gönlümde sen varsın mumumu yakarsın içimde sen varsın gül kokulu yar ben de bu dağların nesine geldim meleşir kuzular sesine geldim bir garip ölmüş de yasına geldim geldim emmoğlu karabiberim vur kadehlere hadi içelim içelim her gece zevk-i sefa doldu gönlüme hadi içelim acıların yerine manda yuva yapmis sögüt dalina.. yavrusunu sinek kapmis gördün mü.. amanini yandim... raki icttiimmm sarap ictiiimmm sallandiiiimmm i"m a big big girl in a big big world it"s not a big big thing if you live me. türkçesi: ben büyük büyük bir dünyada büyük büyük bir kızım, sen beni terk edince bu büyük büyük bişi değildir. hiç hendini yorma beni kandıramaaazsın her önünee gelenii böyle aldataaamaaazsıın coz you"re a newyork city boy aauuu auuuu newyork city boooy takmış takıştırmış sürmüş sürüştürmüş bir dağınıklık, bir rüküşlük "kıl" oldum abi her akşam hasretinle yarılıyorum yastığa yorgana sarılıyorumm ben ilk kez seni sevmiştim haaiiin söylemiştim sana hatırlıyorumm benim kadar aptalını bulamazsın yarrrrr barda durur barmen miniiiiiiiiik $i$e elindeeeeeeeee saatlerce uzanıp hep yanında kalmak bir efsane senne beraber olmak-çocukluğumun kabus şarkısı yine hortladı yanına gelsem kaş göz etsem geceme girsen şuna bak gece gözlüm yengeniz olur kafaya koydum bandıra bandıra ye beni hiç doyamazsın tadıma bütün numaralar bende sen de var benim farkıma kalmasak mı başka yerde ne işin var başka yerde? bandıra bandıra ye beni hiç doyamazsın tadıma iy kızlar cennete kötü kızlar her yere çıtır kızlar nereye nereye de giderler* kanımca köprüaltına giderler... seni bu dunyada en cok kim sever ben tabi ki hanki ponki torino şololo bumba çikitantoooo! ("70"lerden bir iğrençlik) sen bana bir gul versen inadi birakip sevsen olur musun be sevgili azicik ucundan versen |
Finde die deutsche sprache auch etwas...
... gefühlsarm. auch das übersetzen vieler gedichte klingt eher kitschig als romantisch.
aber,über solche dinge mach dir mal keine sorgen ... wenn du eine ausgeglichene person bist, und diese fremdsprachige person liebst, dann kann es diese person schon an deinen gesichtsausdrücken verstehen. Und manchmal ist ein schweigendes gucken, in aller gelassenheit, mehr als es wort je in einer sprache ausdrücken könnten. |
ich hätte vergnügen dabei ...
... einer ausländerin "Sevis benimle" von tarkan zu übersetzen. ... *mir Warm wird beim gedanken*
|
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 20:42 Uhr. |