![]() |
hep ayni komedi!
selam kerio kardes!
yazini okudum, begendigim köseler var begenmedigim seyler de yazmissin! "ben elhamdülillah uygulamada cooook kötüde olsam müslümanim ve ehli sünniyim..!" iyi..bende "ehli kur"an" olmaya calisiyorum! "ama sayet alevilik hz ali ve ehlibeyt yandasi ve seveni demekse, ozaman yürekten söyleyimki bende aleviyim!!" ve yine 1400"den beri süren klasik sünni sacmaligi!! muhterem kardesim: peki sen aliye (a.s.) yillarca minberlerden lanet okutan ve allahin kur"an "da acikca tertemiz kildigi ehlibeyti (a.s.) öldürenleri ve karsi cikanlari seversin!! bumudur senin ehlibeyt sevgisi anlayisin?? bizlerde böyle kislere lanet okuruz! "peygamberimiz hadisinde diyorki:"seytana lanet okursaniz o ben zaten melunum lanetlenmisim diye aldirmaz,ama serrinden allaha siginirsaniz eyvah simdi belkemigim kirildi diye feryat eder"." kaynak göster bari!! "dinimizde seytana bile lanet etmek dogru bulunmuyorken,insanlara ve kastettigim peygamberimizin arkadaslarina ve eshabindan kimseye lanet okumak kesinlikle dogru olmaz.!! bizim gibi zavallilar o zamanki canini malini ailesini bile allah ve peygamberi icin birakip hice saymis bu mübarek zatlara laf atmak düsmez..!" yaa gercekten: sen ehlibeyt taraftarin (alevilerin, siilerin) KIMLERE lanet okudugunun ISIMLERINI SAYARMISIN lutfen?? gercekten benim de simdi ilgimi cekti!! "allah kuranda peygamberimizin eshabindan razi oldugunu ve onlarin cennetlik olduklarini defalarca bildirmekte,allahin sözü 3 günlük degil hasa,onun icin bize edeplice hepsini sevmek ve saymak düser." güzel kardesim, mademki iki de bir kurandan bahs ediyorsun, bari ayet"de göster... maksadim üzücü veya kalb kirici olmak degil! mademki böyle bir konuyu actin, öte tarafdan sesler gelecegini gözler önünde tut kardes! kal saglikca! @enis abimize gelince: alevileri sevmedigin zaten ortada! bunun nedeni soracak olursam, alevilerin insan olmadiklari icin galiba...!? yazilarina yönelmiyorum, cünkü konun icine ettin ve batirdin"da onun icin! bleib sachlich beim thema!! vesselam! |
Begenmediysen yabancilara
oy verirsin.... seni Istanbula oy ver diye zorlayanmi var ?????
Buun dinle alkasi yok.... mecazi anlamda kullandim.... elbet Türk olarak desteklememiz gayet dogaldir..... aksini söyleyen Türk veya aydin bir kisi olamaz.... |
o.T.
Yuhuuuu
|
senin su düz mantigin yokmu
buda mi mecaz bir mantiksizliga cözemedim.
sende gercekten yukarida bir takim ciddi hasarlar var. hem biryandan kimseyi oy vermeye zorlamazsin hemde türk olamaz oy veremeyenler. yani hic elestiriye tahammül yok. birileri karar vermis ve herkes bunu kabul etmek zorunda. laik yasakci zihniyet baska bir tavir takinabilir mi hic? hem insanlara demokrasi hürriyet ayaklari hemde böyle bir sacmalik. |
Lass mich in RUHE
mit dir rede ich nicht.......
Herseyde bir fitne ariyorsun..... evet bir Türk Istanbulu desteklemek zorunda..... bunun dinle alaksi yok..... ama ehli insanlar icin gecerli bu dediklerim, senin icin yazmadim... O yüzden herseyi üzerine alinma.... istedigini yapmakta hürsün..... |
CIHAD VE CECENISTAN
Cihad deyince akla ilk gelen belde:cecenistan...
Peki ya cecenistan deyince: Bir yanda hunharca katledilmis müslüman cocuklarinin cansiz bedenleri, diger yanda ise Kafkasya"da destan yazan, ellerinde makinali tüfeklerle "Allahuakbar!" diye nida edip ölüme kosan sakalli sehadet mangalari gözümüzün önüne geliyor. Sebebi ise; Türkiyede cecenistan Cihadi ve hakliligi. cecen Cihadi"nin gerekliligi cok iyi anlatildi insanlara. Türk insani cecenistan"dan cennete bir yolun gittigini adi gibi biliyor. O zamanlar gerek geceler ,gerekse mitingler düzenlenerek cecen Cihadinin "Cihad" oldugu kazinmisti belleklere. Ama böyle birsey simdi gündeme gelecek olsaydi;cecen teröristler denilecekdi. (Bir zaman denmiþti de.)28 subat kokulu miting meydanlarinda ve simdiki cizgisiyle Abd dostu bizim de dostumuz(!) Rusya"ya laf söylettirilmeyecekti. Gürcistan"a konaklamis güya terörle mücadelede Gürcü askerine destek olan ve yardim eden; elini soylu Afgan cocuklarinin kanina bulayan Terörist Amerika Paktia"yi ( 17/4/2002 Nisan ayi Abd cecen mücahidlerin bulundugu Paktia"yi B2 lerle bombaladi.)bombalarken gösterdiginde kartel medyasi kinini acik acik kusacakti belki de ..Ama Türk Halki, cecenistan"i, cecen Halkini ve cecen mücahidleri biliyor. cünkü Türkiye"de cecenistan Cihadi ,yalancilardan önce ve dogru olarak tanitildi. suan yeryüzünde gelisen diger cihad hareketleri tanitimda cecen cihadi kadar nasipli olmasa da,yalancilardan sonra anlatilsa da,yetkili agizlar yetkisizlestirilse de,bilir kisilerin agzina kilit vurulsa da,Allah muminlerin kalplerini fitnecilerin fitnesinden koruyacaktir.Allah insanlara dogrulari bir sekilde göndermistir. Dileyen iman eder... Dileyen inkar eder. Onlarin inkar ve imanlarinin Allah"a katkisi yoktur.Bunlar ancak vaadedilen cennet yada cehennem icin birer anahtardir.Dileyen müslümanlarin yaninda yer alir,dileyense haclilarin yaninda... Allah elbette taraflari bilen ve taraftarlariyla beraber hasredecek olandir.Artik simdi dileyen Allah"a;dileyen de diledigine bir yol tutsun... Diledigi gibi...Diledigince... |
Intihar Eylemi degil Sehadet Eylemi
İntihar Eylemi değil,Amel-i İstişhadiyye(Şahadet Eylemi)
Bilindiği üzere cihad yaşanılan dönemin şartlarına ve gereklerine göre yapılır. Nitekim Resulullah (s.a.s.) bir hadisinde: "İyi bilin ki kuvvet atmaktır" diye buyurmuştur. (Bu hadisi Müslim, İmare 168"de; Ebu Davud, Cihad 23"te; Tirmizi, Enfal suresi tefsirinde; İbnu Mace, Cihad 19"da; Darimi, Cihad, 14"te; İbnu Hanbel, 4/157"de rivayet etmiştir.) İlim adamları bu hadisi, savaşı yaşanılan çağın gereklerine ve şartlarına göre yapmak gerektiği şeklinde yorumlamışlardır. Bu bütün cihadi ameller için geçerlidir. Bu itibarla savaşta yasaklar sınırının aşılmaması şartıyla yaşanılan çağın gereklerine göre yeni metotlar geliştirilmesi mümkündür. Dolayısıyla bir metot geliştirilirken dikkat edilmesi gereken onun yasaklar dairesine girip girmediğinin tespit edilmesidir. Eğer bir fiilin benzeri Resulullah (s.a.s.) döneminde yapılmış ve itiraz edilmemişse o fiilin yasaklar dairesine girdiği söylenemez. Ayrıca bilmek gerekir ki, burada önemli olan esasta benzerliktir. Yoksa şekilde farklılık esastaki benzerliğe dayanan kıyası geçersiz kılmaz. Batılıların literatürlerinde "şehadet" kavramı olmadığından, Müslümanların cihad esnasında şehadeti göze alarak gerçekleştirdikleri eylemleri onlar "intihar" olarak adlandırıyorlar. Bu isimlendirme bizim İslami yayın organlarına da aynen yansıyor ve halkın dilinde "intihar saldırısı" ismi dolaşmaya başlıyor. Bu kez: "İntihar etmek haram olduğuna göre bu insanlar bu fiilleri neye dayanarak yapıyorlar?" sorusu akla geliyor. Bazıları bu eylemleri zulüm karşısındaki bıkkınlığa karşı bir patlama şeklinde anlamaya çalışıyor ve: "Her ne kadar şer"an bir izahını bulamazsak da başlarındaki zulmü göze olarak bu fiillerini anlayışla karşılamak zorundayız" tarzında birtakım izahlar bulmaya çalışıyorlar. Oysa bizim için her konuda ölçü ve terazi Allah"ın şeriatıdır. Allah"ın şeriatına göre izahını bulamadığımız bir ameli belli bir sebebe dayandırsak bile geçerli ve meşru göremeyiz. Bir amelin ne derece meşru olduğunu ortaya koymak için yapacağımız izahlarda önemli olan olayın sosyolojik veya psikolojik boyutlarını izah etmemiz değil şer"i yönden geçerliliğini ortaya koyabilmemizdir. Aşağıda siretten, bir insanın cihad esnasında kesin şekilde öldürüleceğini bildiği halde, Müslüman tarafın maslahatı veya karşı tarafın zayıf düşürülmesi için bir eyleme atılmasıyla ilgili örnekler ve fıkıh alimlerimizin bu konudaki görüşlerini sıralayacağız. Bu bilgilerin derlenmesinde, Kuveyt Üniversitesi Şeriat Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Abdurrezzak Halife eş-Şayci"nin haftalık el-Muctema dergisi, sayı: 1192, sh. 44-45"te yayınlanan bir araştırmasından, yine Kuveyt Üniversitesi Şeriat Fakültesi"nin dekanı Prof. Dr. Acil Casim en-Neşemi"nin el-Kabas gazetesinin 19 Mart 1996 tarihli sayısında yayınlanan fetvasından, Ezher Alimleri Cephesi"nin konuyla ilgili fetvaları hakkında eş-Şa"b gazetesinin 13 Nisan 1996 tarihli sayısında yayınlanan geniş haberden, değişik üniversitelerin Şeriat fakültelerinde görev yapan bazı öğretim görevlilerinin "Şeriat alimlerinin Filistin toprağındaki istişhadi eylemlerin meşruiyeti hakkındaki fetvaları" başlığıyla ortaklaşa yayınladıkları fetvalarından, İbrahim el-Ali"nin, Filistin el-Muslime, Ekim, Kasım ve Aralık 1995 sayılarında (üç sayı arka arkaya) yayınlanan bir araştırmasından ve bunların dışındaki değişik İslami kaynaklardan yararlandık. (Yararlandığımız kaynaklardan bazılarını metin içinde zikrettik.) Yüce Allah, bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor: "Mü"minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah"a verdikleri söze sadık kaldılar. Onlardan kimi (Allah yolunda şehid edilmek suretiyle) adağını yerine getirdi, kimi de (şehid olmayı) beklemektedir. (Ahidlerinde) hiçbir değişiklik yapmamışlardır." (Ahzab, 33/23) Bu ayetin nüzul sebebiyle ilgili olarak, Buhari, Müslim, Tirmizi ve daha başkalarının Enes ibnu Malik (r.a.)"ten rivayet ettiklerine göre, Enes ibnu Malik (r.a.)"in amcası Enes ibnu Nadr (r.a.) Bedir savaşında bulunamayınca: "Resulullah (a.s.)"ın girdiği ilk çarpışmada bulunamadım. Eğer Allah bana Resulullah (a.s.) ile birlikte bir çarpışmaya katılmak nasip ederse, mutlaka nasıl (kahramanca) hareket edeceğimi görecektir" dedi. Bu kişi Uhud savaşında şehid edildi. Bu savaşta öldürülünceye kadar kahramanca savaştı. Bedeninde kimi gürz, kimi kılıç, kimi de ok yarası olmak üzere seksen küsur yara görüldü. Bu ayeti kerime de onun hakkında indirildi. (Bu konudaki rivayeti Buhari, Cihad, 12; Tefsir, Ahzab suresi tefsiri, 3; Tirmizi, Ahzab suresi tefsiri, 2,3"de rivayet etmiştir.) Dikkat edilirse ayetin metninde Yüce Allah, Allah yolunda şehid oluncaya kadar çarpışmayı adayanlardan ve bu adağını yerine getirenlerden övgüyle söz etmektedir ki, bu onların intihar edenler gibi olmadıklarını gösterir. Ayetin nüzul sebebiyle ilgili rivayet de, şehid olmayı göze alarak kahramanca çarpışmanın övgüye değer bir amel olduğunu ortaya koyuyor. Fakat bilmek gerekir ki, cihadın gayesi ölmek değildir. Ama düşmanın zayıf düşürülmesi veya İslam kuvvetlerinin bir zarardan korunması mücahitlerden birinin veya birkaçının öldürülmesiyle ancak mümkün olacaksa bundan dolayı bazılarının kendilerini şehadete atmaları intihar değil aksine büyük bir kahramanlıktır. Aşağıda vereceğimiz rivayetler de bunu ortaya koymaktadır. Müslim"in naklettiği bir hadise göre Enes ibnu Malik (r.a.)"in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.s.) Uhud gününde ensardan yedi ve Kureyş"ten iki kişiyle birlikte yalnız bırakıldığında, müşriklerin onun üzerine ok yağdırmaları ve kendilerine doğru yaklaşmaları üzerine: "Bunları kim bizden uzaklaştırır, onun için cennet vardır -yahut- o cennette benim arkadaşımdır" diye buyurdu. Bunun üzerine ensardan bir adam öne geçti ve öldürülünceye kadar çarpıştı. Sonra yeniden üzerine ok atmaya başladılar. Resulullah (s.a.s.) tekrar: "Bunları kim bizden uzaklaştırır, onun için cennet vardır -yahut- o cennette benim arkadaşımdır" diye buyurdu. Bunun üzerine ensardan bir adam öne geçti ve öldürülünceye kadar çarpıştı. Bu şekilde tam yedi kişi şehid oluncaya kadar devam etti. Daha sonra Resulullah (s.a.s.) yanındaki iki sahabisine: "Arkadaşlarımıza insaf etmedik" diye buyurdu." (İmam Nevevi, Müslim Şerhi"nde hadisin sonundaki: "Arkadaşlarımıza insaf etmedik" ibaresini şu şekilde açıklamıştır: "Yani Kureyşliler, ensara insaf etmedi. Kureyşliler çarpışmaya çıkmazken ensardan olanlar teker teker çarpışmaya çıkarak şehid edildiklerinden böyle denmiştir.") Bu olayda dikkat edilirse yedi sahabi Resulullah (s.a.s.)"a zarar gelmesini önlemek için müşriklerin üzerine atılmış ve geleceği kesin olan bir ölüme kendilerini atarak müşriklerin Resulullah (s.a.s.)"a yaklaşmalarını engellemişlerdir. Kurtubi, Tefsir"inde bu olaydan, cesaretli bir kimsenin yalnız başına da olsa ölümü göze alarak kalabalık bir düşman grubunun arasına dalıp onlara zarar vermesinin caiz olduğu hükmünü çıkarmıştır. Enes ibnu Malik (r.a.)"ten rivayet edildiğine göre Bedir"de müşrikler Müslümanlara yaklaşınca Resulullah (s.a.s.): "Genişliği göklerle yer kadar olan cennet için kalkın" diye buyurdu. Ensardan Umeyr ibnu"l-Humam: "Genişliği göklerle yer kadar olan bir cennet mi ey Resulullah?" dedi. Resulullah (s.a.s.): "Evet" dedi. O da: "Tamam, tamam" dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.): "Seni "tamam, tamam" demeye yönelten ne oldu?" diye sordu. O da: "Vallahi, oranın (o cennetin) ehlinden olma arzusundan başka bir şey değil, ey Resulullah!" dedi. Resulullah (s.a.s.): "Sen oranın ehlindensin!" diye buyurdu. (Umeyr) sonra heybesinden birkaç hurma çıkardı ve onları yemeye başladı. Sonra: "Ben eğer bu hurmaları yiyinceye kadar yaşarsam bu uzun bir hayat olur" dedi ve yanındaki hurmaları attı. Sonra öldürülünceye kadar onlarla çarpıştı." (Bunu Müslim, İmare, 145"te rivayet etmiştir.) İmam Nevevi, Müslim Şerhi"nde bu hadisle ilgili açıklamasında şöyle der: "Buradan bir kişinin kafirlerin birliklerinin arasına dalmasının ve kendisini şehadete atmasının caiz olduğu anlaşılmaktadır. Bu hareket ilim adamlarının büyük çoğunluğuna göre caizdir ve hiçbir keraheti yoktur." Taberi Tefsiri"nde rivayet edildiğine göre Ebu İshak, Bera ibnu Azib (r.a.)"e: "Bir adam yalnız başına düşmandan bin kişilik bir grubun içine dalarsa, Yüce Allah"ın: "Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın" derken kastettiği kimselerden olur mu?" diye sordu. Bera (r.a.) da şöyle cevap verdi: "Olmaz. Öldürülünceye kadar çarpışsın. Allah, peygamberine: "Allah yolunda savaş. Sen sadece kendinden sorumlusun." (Nisa, 4/84) diye buyurdu." Burada Bera (r.a.), söz konusu ayeti fetvasına delil gösterirken şunu demek istemiştir: "Allah, peygamberine: "Sen sadece kendinden sorumlusun" diyerek yalnız başına bile kalsa Allah yolunda çarpışması gerektiğini ona bildirmiştir." Ayrıca rivayetten şunu anlıyoruz: "Bir kişi yalnız başına kalabalık bir düşman grubunun içine daldığında onlarda bir şaşkınlık ve dağınıklık meydana getireceğini, bu arada içlerinden birkaç kişiyi öldürebileceğini ve böylece düşman tarafına zarar verebileceğini ama buna rağmen öldürüleceğini biliyorsa bu eylemi yapabilir." İşte bu bir istişhadi eylem yani şehadeti göze alarak gerçekleştirilen eylemdir. Geçmişte bu tür eylemler bir mücahidin kılıcını alarak düşman kuvvetlerinin arasına dalması suretiyle gerçekleştiriliyordu. Bugün de vücuduna bomba bağlayarak veya arabasına bomba yerleştirerek düşman kuvvetlerinin arasında patlatması suretiyle yapılıyor. Esasta benzerlik, şekilde ise farklılık söz konusu. Şekilde farklılığın kıyasın geçerliliğini ortadan kaldırmayacağını çünkü çağın şartlarına ve gereklerine göre şekilde farklılık olabileceğini daha önce söylemiştik. Eğer cihad uygulamalarında sadece esasta değil şekilde de aynılık ararsak bugün toplarla, otomatik tüfeklerle ve benzeri savaş aletleriyle cihad etmeyi caiz görmememiz gerekir. Ebu Davud, Nesai, Tirmizi, İbnu Hibban ve Hakim"in rivayet ettiğine göre Eslem ibnu Yezid şöyle demiştir: "İstanbul"daydık. Birden karşımıza Bizans kuvvetlerinden büyük bir asker birliği çıktı. Bu arada bir mücahit Bizans güçlerinin arasına daldı. Ta ortalarına kadar girdi. Sonra aralarından sıyrılıp çıktı. İnsanlar bunu görünce: "Subhanallah! Bu adam kendini tehlikeye atıyor" dediler. Bunun üzerine Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.) şöyle dedi: "Ey insanlar! Siz bu ayeti (yani "kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın" (Bakara, 2/195) ayetini) böyle mi yorumluyorsunuz. Bu ayeti kerime biz ensar topluluğu hakkında inmiştir. Allah İslam"ı kuvvetlendirince ve destekçileri de çoğalınca biz kendi aramızda gizlice: "Mallarımız zayi oldu. Yüce Allah da zaten İslam"a güç kazandırdı. Artık mallarımızın başında durup da onlardan zayi olanları düzeltsek" dedik. Bunun üzerine Yüce Allah bize cevap olarak bu ayeti kerimeyi indirdi. Burada tehlike ile kastedilen savaştan geri kalarak malların başında durup onları düzeltmeye çalışmaktır." İlim adamları bu rivayetten yola çıkarak bir kişinin öldürüleceğini bilse bile düşman birliklerine zarar vermek için onların saflarına dalmasının caiz olduğunu söylemişlerdir. İlim adamları bu hadisin şerhinde şöyle demişlerdir: "Şayet bir kişinin hücumu son derece cesaretinden doğuyorsa ve bununla düşmanı korkutacağını yahut Müslümanları düşmanlara karşı teşvik edeceğini veya buna benzer sahih bir maksat umuyorsa bütün alimlerce bunun iyi bir şey olduğu tasrih edilmiştir." (Bkz. Nimeti İslam"ın İslam mecmuası tarafından yapılan baskısına konulan "Cihad bölümü" ilavesi, sh. 948) Bir rivayette bildirildiğine göre, Müslümanlar İran tarafına doğru sefere çıktıklarında Müslümanların atları İranlıların fillerinden ürktü. Bunun üzerine Müslümanlardan bir mücahit, çamurdan bir fil yaptı. Sonra kendi atını o file alıştırdı. Daha sonra atıyla İranlıların fillerine doğru saldırıda bulundu. Etrafındakiler: "Onlar seni öldürürler" dediler. O da: "Müslümanlar fetih gerçekleştirecek olduktan sonra benim öldürülmem önemli değil" dedi. Bu olayda da dikkat edilirse bir mücahit, İslam ordularının önündeki önemli bir engeli ortadan kaldırmak için kendini şehadete atıyor. İşte bu da bir istişhadi eylemdir. Yemame olayında, Hanife oğulları kaleye sığınınca Bera ibnu Malik (r.a.) arkadaşlarından kendisini bir tulum içine koyarak kalenin duvarından içeri bırakmalarını istedi. Onlar da öyle yaptılar ve tek başına kalenin içine girip düşman kuvvetleriyle çarpışarak içerden kale kapısını açmayı başardı ve böylece Müslümanlar kaleye girdiler. Bu olayda da Bera ibnu Malik (r.a.)"in Müslümanların kaleye girmelerini sağlamak için şehadeti göze alarak bir eylem yaptığı görülüyor. Sireti ve genelde İslam tarihini incelediğimizde bu olayların benzeri birçok şehadet eylemi gerçekleştirildiğini görürüz. Ulubatlı Hasan"ın yaptığı da bir istişhadi eylem değil midir? Ulubatlı Hasan sırf Osmanlı bayrağını düşman surlarına asabilmek için kendini şehadete atmıştır. Onu bu eyleminden dolayı sürekli övgüyle anıyor, yaptığı eylemi büyük bir kahramanlık olarak zikrediyoruz da, Filistinli yahut Çeçen veya bir başka mücahidin daha büyük gayeler için gerçekleştirdiği benzer bir eylem karşısında neden: "Öyle şey mi olur, bu bir intihardır" diyoruz. Lütfen sürekli başkalarını çifte standartçılıkla suçlarken kendi değerlendirmelerimizde aynı hataya düşmeyelim. Aslında İslam tarihinden, istişhadi eylemlere daha pek çok örnek gösterebiliriz. Ama sözü bu rivayetlerle uzatmak istemiyoruz. Meselenin anlaşılması ve yapılanın delilsiz olmadığının bilinmesi için bu kadarının yeterli olacağını sanıyoruz. Şimdi ilim adamlarının konuyla ilgili görüşlerine ve fetvalarına bakalım: İbnu Arabi (Muhyiddin İbnu Arabi değil fıkıh alimi İbnu Arabi) bir kişinin kalabalık bir düşman grubuna saldırıda bulunması hakkında şöyle demiştir: "Bana göre doğru olan bunun caiz olduğudur. Çünkü bunda dört husus vardır: Birincisi: Şehadeti istemek. İkincisi: Düşmana zarar vermek. Üçüncüsü: Müslümanları onlara karşı cesaretlendirmek. Dördüncüsü: Düşmanları moral yönünden zayıflatmak. Çünkü onlar: "Bu bir kişi böyle yaparsa hepsi birden neler yaparlar!" diye düşüneceklerdir." Bir kişinin kalabalık bir düşman topluluğuna saldırıda bulunması demek İbnu Arabi"nin yukarıda zikrettiği gayeleri ve İslam kuvvetlerinin yararına düşman kuvvetlerinin zararına olacak daha başka gayeleri gerçekleştirmek için kendini şehadete atması demektir. Çünkü bir kişinin kalabalık bir gruba saldırıda bulunmasının sonucunun o bir kişinin öldürülmesi olacağı kesindir. Yukarıda da zikrettiğimiz gibi geçmişte bu tür şehadet eylemlerinin kılıçla gerçekleştirilmesi bugün bombayla veya benzeri şeylerle gerçekleştirilemeyeceğini göstermez. Maliki mezhebi alimlerinden Kasım ibnu Muhaymere, Kasım ibnu Muhammed ve daha başka fakihler, Allah için halis niyetle olması ve kişinin kendinde bir güç olduğunu hissetmesi halinde bir kişinin kalabalık bir düşman birliğine saldırmasının sakıncalı olmadığını söylemişlerdir. Şevkani de Neylu"l-Evtar"da düşmana esir olmak istemeyen bir Müslümanın öldürülünceye kadar çarpışmasının caiz olduğunu söylemiştir. Bazı ilim adamları da düşmana esir olduğu takdirde kendisine işkence edileceğinden dolayısıyla bu işkence altında Müslümanların sırlarını verebileceğinden endişe duyan bir kişinin kendini ölüme atmasının intihar sayılamayacağını ifade etmişlerdir. Bu yöndeki fetvalar kişinin kendini ölüme atmasının her zaman intihar hükmünde olmadığını, bu konuda niyet ve gayeye bakılması gerektiğini göstermektedir. Ünlü tefsir alimi Cassas"ın Ahkamu"l-Kur"an, C.1, sh. 309"da naklettiğine göre hanefi alimlerinden Muhammed ibnu Hasan eş-Şeybani şöyle demiştir: "Eğer sonuçta kurtulabileceğini veya öldürülse de düşmana zarar verebileceğini tahmin ediyorsa bir kişinin bin kişiye karşı saldırı gerçekleştirmesinde sakınca yoktur... Sonuçta kurtulamayacağını hatta düşmana da bir zarar veremeyeceğini ama Müslümanlara cesaret kazandıracağını, böylece onların kendisini örnek alarak düşman karşısında aynı cesaretle çarpışacaklarını hesap ediyorsa yine de saldırıda bulunmasında bir sakınca yoktur. Allah"ın izniyle bu hareketinden dolayı sevap alacağını umarım." Ebu Hamid el-Gazali, İhya"da, bir Müslümanın öldürüleceğini bile bile bir düşman birliğine saldırmasının caiz olduğunda ihtilaf olmadığını bildirmiştir. İmam Nevevi de cihad esnasında belli bir gaye için kişinin kendini tehlikeye atmasının caiz olduğunu söylemiştir. Nevevi"nin şehadet eylemleriyle ilgili açıklamasını yukarıda vermiştik. Beyhaki de Sünen"inde, Avf ibnu Afra ile Umeyr ibnu Humam"ın Bedir"de, Enes ibnu Nadr"ın Uhud"da ve Bera ibnu Malik"in Yemame"de yaptığı hareketleri delil göstererek bir kimsenin kendini şehadete atmasının veya şehadeti göze alarak bir eylem düzenlemesinin caiz olduğunu bildirmiştir. Kurtubi, Tefsir"inde, Yüce Allah"ın: "İnsanlardan öyleleri de vardır ki, canlarını Allah"ın rızasını kazanma yolunda feda ederler" (Bakara, 2/207) ayetini bir kimsenin düşmana zarar vermek veya Müslümanlara güç kazandırmak amacıyla şehadete atmasının caiz olduğuna delil göstermiştir. (Bkz. Kurtubi Tefsiri, C. 3, sh. 21) Maliki alimlerinden Ebu Abdillah Muhammed ibnu Ahmed bir kimsenin kalabalık bir düşman topluluğuna veya saldırgan grubuna yahut isyancılara karşı eylem düzenlemesi hakkında şöyle demiştir: "Saldırıda bulunacağı kimseleri öldürüp de kurtulacağına kanaat ederse bu hareketi yapması iyidir. Öldürüleceğine ancak yine de karşı tarafa zarar vereceğine yahut Müslümanların yararına olacak bir etki yapacağına kanaat ederse o zaman yine caizdir." Ebu Abdillah bu görüşüne Bera ibnu Malik"in Yemame"deki hareketini delil göstermiştir. Yine Maliki alimlerinden İbnu Huveyz Mikdad şöyle demiştir: "Bir kişinin bir gruba yahut kalabalık bir asker topluluğuna saldırması konusuna gelince: Bu kişi eğer kendisinin öldürüleceği ama bununla birlikte düşmana zarar verebileceği veya başarılı çarpışma yapabileceği ya da Müslümanların yararına olacak bir etki yapabileceği kanaatini taşıyorsa bu hareketi caiz olur." İbnu Huveyz, bu görüşüne, bizim yukarıda verdiğimiz ve İranlıların fillerine karşı bir Müslüman mücahidin atını alıştırması ve tek başına bir orduya saldırması olayını delil göstermiştir. Bu aktardıklarımız Allah yolunda, düşmana zarar vermek veya Müslümanların yararına olacak bir etki bırakmak için kendini şehadete atmanın caiz olduğu konusunda söylenenlerin sadece bir kısmı. Sonuç itibariyle, İslam fıkhına göre intihar genellikle, bir insanın dünya sıkıntılarından bıkarak ölümü tercih etmesi ve herhangi bir yolla kendi kendini öldürmesidir. Bir tek ilim adamı bile cihad esnasında düşmana zarar vermek yahut Müslümanlara cesaret kazandırmak amacıyla kendini ölüme atmanın intihar sayılacağını söylememiştir. Sadece ölümü göze alarak gerçekleştirilecek eylemlerde gözetilmesi gereken birtakım kurallar belirlemişlerdir. Çağımızın ileri gelen alimleri de aynı şeyi vurgulamaktadırlar. İşte Prof. Dr. Yusuf el-Kardavi"nin konuyla ilgili hutbesinden birkaç cümle: "Ne yazık ki HAMAS"taki kardeşlerimiz yoğun bir baskıya maruz kalınca bütün herkes bıçaklarını onlara doğru çevirdi. Böylece herkes onlara sövmeye, ağır tenkitler ve lanetler yağdırmaya başladı... Böylece suçlular ve terör hamlesi başlatan teröristler topluluğu haline geldiler. Oysa daha düne kadar intifadanın fedaileri, kendilerini şehadete atan büyük kahramanlardı. Bu hareketin geçmişte kahramanca eylemler olarak nitelenen eylemleri nasıl oldu da birden bire "intihar saldırıları" haline geldi? Bunun tek sebebi Arap toplumlarının kafalarının yahudileştirilmesidir. İsrail zihinleri yahudileştirdi. Medya, Rabbimizin merhamet ettiklerinin dışında kalanların kafalarını yahudileştirdi. Rabbimizin koruduklarının -ki onların sayıları da azdır- dışında kalan politikacıları yahudileştirdi. Böylece kahramanları teröristler, onların eylemlerini de cinayet eylemleri olarak adlandırmaya başladık..." Kuveyt Üniversitesi Şeriat Fakültesi dekanı Prof. Acil Casim en-Neşemi de, Kuveyt"te çıkan el-Kabes gazetesinin 19 Mart 1996 tarihli sayısında yayınlanan konuyla ilgili fetvasında özetle şu bilgileri veriyor: "Üzerine bomba bağlayarak veya arabasına bomba koyarak düşmanların arasına dalan bir genç bu hareketiyle düşman tarafında ölüme yol açmayı ve düşmana herhangi bir şekilde zarar vermeyi amaçlıyorsa bu hareketinden dolayı intihar etmiş sayılamaz. Fakat bunun belli şartları var: Birinci olarak: Bu hareketiyle Allah"ın kelimesini yüceltmeyi (i"layi kelimetillah), Allah yolunda ölümü ve Allah"ın dininin yücelmesini amaçlamış olmalı. İkinci olarak: Düşmana zarar vermek için başka bir seçeneğin bulunmadığı yahut bu seçeneğin diğer seçeneklerden daha çok düşman üzerinde etki yapacağı bilinmeli. Üçüncü olarak: Bu tür bir eylemin fert üzerindeki etkisine değil cemaat üzerindeki etkisine itibar edilmeli, böyle bir eylemin nasıl bir sonuç getireceği cemaat açısından değerlendirilmelidir. Böyle bir eylemin ne gibi sonuçlar getireceği üzerinde araştırma yapılmadan ferdi olarak bu tür bir eyleme girişilmesi ise caiz olmaz." Prof. en-Neşemi bunlara dikkat çektikten sonra ilim adamlarının istişhadi eylemlerin cevazıyla ilgili görüşlerini ve bu konuda dayandıkları delilleri sıralıyor. Biz bunların çoğunu yukarıda verdiğimizden burada tekrar etmeye gerek görmüyoruz. Ancak şunu belirtelim ki, en-Neşemi, ilim adamlarının bir kişinin kalabalık bir düşman topluluğuna, düşmana zarar vermek yahut Müslümanlara cesaret kazandırmak amacıyla saldırıda bulunmasının cevazına delil olarak gösterdikleri rivayetlerin Filistin cihadı esnasında gerçekleştirilen istişhadi eylemler için de delil sayılacağını ifade etmektedir. Ezher Alimleri Cephesi de, Filistinli mücahitlerin eylemlerine yöneltilen tenkitler üzerine yayınladığı fetvada bu eylemlerde şehid olanların şehitlerin üstünleri arasında yer almalarının umulduğunu dile getirdi. Ezher Alimleri Cephesi"nin fetvasında da bizim yukarıda sıraladığımız rivayetler ve görüşler delil olarak gösterilmekte, ardından da şöyle denmektedir: "Bu itibarla, Filistin"de ve daha başka yerlerde, Allah"ın kendi üzerindeki hakkını ve Müslümanların haklarını düşünerek kendilerini ölüme atanlar, Allah"ın izniyle, şehadet sevabından mahrum olmayacaklardır... Filistin toprağı canların ve malların uğrunda feda edilmesine en layık topraklardandır. Dolayısıyla, orası için şehid olanlar inşallah şehitlerin en üstünlerinden olacaklardır. Ahmed ibnu Hanbel, Müsned"inde Ebu Umame"nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Ümmetimden bir grup sürekli hak üzere hareket edecek, düşmanlarına üstün geleceklerdir. Allah"ın emri gelinceye kadar (onların bu cihadları devam eder), kendilerine muhalefet edenlerin muhalefetleri onlara bir zarar vermez." "Onlar nerededirler ey Resulullah?" diye soruldu. O da şöyle buyurdu: "Beyti Makdis"de (Kudüs"te) ve Beyti Makdis"in (Kudüs"ün) çevresindeki bölgelerde."... Burada şunu ifade etmeliyiz ki, gasp edici gaspını sürdürdüğü sürece onun gözetilmesi gereken hiçbir mahremiyeti yoktur. Kanının ve canının da dokunulmazlık hakkı (ismeti) kalmaz." Prof. Dr. Hemmam Said, Prof. Dr. Yasin Deradine, Prof. Dr. Muhammed Amr, Prof. Salah Abdulfettah el-Halidi, Prof. Dr. Muhammed Uveyde, Prof. Dr. Mahmud Salih Cabir, Prof. Dr. Rasih el-Kurdi gibi tanınmış ilim adamları başta olmak üzere şeriat ilimlerinde otorite sayılan onlarca ilim adamının imzasını taşıyan, "Şeriat alimlerinin Filistin toprağındaki istişhadi eylemlerin meşruiyeti hakkındaki fetvaları" başlıklı bir fetvada da şöyle denmektedir: "İlim adamlarının ileri gelenleri tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarında bir kişinin şehid olmayı göze alarak kalabalık bir düşman kitlesine saldırmasının caiz olduğuna ve bu eylemiyle Allah"ın rızasını, düşmana zarar vermeyi gaye edinmesi, niyetini de halis tutması halinde eylem esnasında şehid olmasının saygın bir şehadet olduğuna hükmetmişlerdir." Fetvada daha sonra konuyla ilgili rivayetler ve görüşler naklediliyor. Sonuçta da şu ifadelere yer veriliyor: "Sonuç itibariyle bilinmelidir ki intihar şer"an reddedilen bir harekettir. İntihar, intihar eden kişinin Allah"ın rahmetinden ümit kestiğine, O"nun kaderine rıza göstermediğine, kaza ve imtihanına sabretmediğine delalet eder... Allah"a olan bağlılığı, O"nun dininin yücelmesi, Peygamberinin isra ve mirac topraklarının işgalden kurtarılması için cihad ettiği, düşmana karşı verdiği cihadda ve düşmana zarar verme konusunda bağlı kalmak zorunda olduğu şeriatın kendini ne ile yükümlü kıldığının bilincinde olduğu bilinen, kendisi Allah"a gönülden boyun eğmiş ve yalnız Allah"ın rızasını gözeterek Müslümanların zaferi için kendini şehadete atan bir genç için aynı şeylerin söylenmesi mümkün müdür? Bu durumdaki kişi Yüce Allah"ın şu ayetinde kastettikleri arasına girer: "İnsanlardan öyleleri de vardır ki, canlarını Allah"ın rızasını kazanma yolunda feda ederler" (Bakara, 2/207) İlim ehli böyle konuşurken ilimden nasipleri olmayanlar ne yazık ki, Filistin"deki fedakar kardeşlerimizin, kutsal Filistin topraklarını siyonizm kirinden temizlemek için cesaretle gerçekleştirdikleri eylemler hakkında ulu orta konuşuyorlar. Düşünmüyorlar ki, İslam adabı insanın bilmeden konuşmamasını, bilmediği bir konuda en azından susmayı tercih etmesini gerektirir. Düşünmüyorlar ki, intihar Allah"ın haram kıldığı bir şeydir ve bu insanlar Allah yolunda canlarını feda ediyorlar. İşin şer"i delillerini bulmadan böyle bir hareketi yapacak, dolayısıyla hem dünya hem de ahiret hayatlarını mahvedecek kadar aptal değiller. Ne yazık ki son zamanlarda, Batı"dan geçme o "bana göre, bence..." ibaresiyle başlayan ve hiç sevmediğim "ben" merkezli anlayış iyice moda oldu. Artık İslami anlayış sahiplerinin bile çoğunun, bir konuda Allah"ın hükümlerini, ilim ehlinin açıklamalarını araştırma zahmetine katlanmadan: "Bana göre, bence..." ibaresiyle başlayan uzun yorumlar yaptıklarını görüyor ve ciddi şekilde rahatsız oluyorum. Zaten bu kadar farklı gruplara ayrılmamız da hep böyle "ben" merkezli düşünmemizden ileri gelmiyor mu? Oysa Yüce Allah: "Eğer bilmiyorsanız zikir ehline (yani ilim sahiplerine) sorun." (Nahl, 16/43) demiyor mu? Ve yine Yüce Allah: "Bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, Allah"a ve ahiret gününe iman ediyorsanız onu Allah"a ve Peygamber"e götürün. Bu daha hayırlı ve sonuç bakımından da daha güzeldir." (Nisa, 4/59) diye buyurmuyor mu? Lütfen Allah"ın kitabını ve Resulullah (s.a.s.)"ın sünnetini her zaman ölçü ve terazi olarak kabul edelim ve kardeşlerimiz hakkında insaflı olalım. Bilmeden başkalarının oyunlarına alet olmayalım. Kaynak:Ahmet Varol"un yazısından derlenmişdir. Esselamu Aleykum Verahmatullah |
arkadas o yayin Islami
bir yöndende kötülüyordu sadece adam Ispatyada ki bazi vahabi destekli dernek leri gösterdi intaar komandolarinin coguda onlardan.
Sünnileride var ama adamlar neyin ne oldugunun farkinda deyiller Arab,vahabileri cok gizli planlar pesinde tahminimce. okadar ufak görmemek lazim onlari gücleri var sonu nolacak hayirlisi. |
Ilk önce.
Bu yaziyi hangi forumdan aldin aktara bilirsen sevinirim.
Ikincisi Islam dini asla ve asla Sivil hedeflere saldirmaz bilemiycen ispanyadaki eylemi vahabilerin mi yaptigini. Alman Fransizda yapa bilir cünkü o eylem alman lari ve fransizlari hakli cikardi abd yandaslarina bir göz dagi oldu. Isin diyer tarafina gelelim is Islamin üzerine atildi gercegi varmi yokmu bilemiycem. Ama su gercek varki Islam savunmasiz kisilere saldirmaz. Istan buldaki bombali eylemlerde öyle düsmandan cok kendi milletimiz zarar gördü. Bence bazi savaslar vardirki beyinlen yapilmasi lazim. Tayip Erdogani bir örnek alalim 40 sene dir kibris elden gidiyor söyle böyle dediler o ise bire cözüm getirdi. kürt sorunu dediler onlara özgürlük verdi noldu kac kisinin agzinda kürtcülük dolasiyor suan alan memnun satan memnun. Gel gelelim Müsliman larin ezilmisligine Bosnada Mücahitler gitti göyüs göyüse savastilar. Ama hic biri gidib ribin kizini karisini kesmedi Osmanli Seriat düzenine baktiginda aynisini göre bilirsin. Bence bizim elimizde cok büyük gücler var ilk yapa bilecegimiz sey bir abd arabasi alib sokak ortasinda yakmaktir. Bunu bütün Müsliman ülkeleri yapsin bakalim abd ne hale düser. Onlarin malini almamaliyiz birde onlarin vatandaslarini görünce surat asip onlarin kötü olduklarini onlara yansitmaliyiz ozaman diyalog pesinde olurlar. Iraka gelince Cevre ne kadar kirlensede bence sanayilere sabotaj yapilmasi lazim abd kaoskun icinde kendini bulur. Her gün roketlerlen tanklarini vurmak lazim bak bakalim dünya TV leri nasil gösteriyor o yanan tanklari. Bu savasi Cihadi kafa isiylen yapmamiz lazim bir kac kisi kendini havaya ucuruyor diye sevinmemek lazim. Diyer yandan Islam lekeleniyor bunuda unutma. |
Bunun dinlen ne alakasi var.......
Istanbulda hergün olimpiyat yapiliyor hem TR de yapilsa nolcak birseymi getirecek türkiyeye bir iki ay tv lerde yayinlanacak sonra unutulacak.
Bir kac hortumcoda o tesislere konacak cevre allak bullak edilecek nefessiz sehire yeni beton yiginlari yapilacak. Istanbulda yapacaklarina Kars ta yapsalar nasil olur bari oralarda bir kac tesis görür. |
ersel kein scheis hierr junge
...
|
D i e W a h h a b i t e n
(entstanden durch Muhammad Abdulwehhab im 19.Jh in Arabien)
Die Wahhabiten behaupten, sie seien auf dem Weg der Wiederherstellung des Einheitsbekenntnisses und sie würden alle Muslime von der Häresie erretten. Sie behaupten, ferner alle Muslime hätten seit sechs Jahrhunderte in Götzendienst gelebt. Sie verhalten sich, als ob sie die Muslime von der Ungläubigkeit zu retten versucht hätten. Als Beweis führen sie den fünften Vers, der Sure Ahkâf (Das Tal des Sandes), und den 106. Vers, der Sure Yûnus, vor. In Wirklichkeit wurde jedoch in allen Erläuterungen des ehrwürdigen Korans übereinstimmend mitgeteilt, dass diese zwei und noch viele andere ähnliche ehrwürdigen Verse für Götzendiener bestimmt sind. Der erste ehrwürdigen Verse lautet sinngemäß, ?Wer ist in größerem Irrtum als der, der außer ALLAH jemand anruft, der ihn nicht erhört am Tag der Auferstehung.? Der zweite Vers lautet, ?Und rufe nicht außer ALLAH an, was dir weder nützen noch schaden kann; denn, tust du es, siehe als dann gehörst du zu den Ungerechten.? Die Wahhâbîten erklären den Bau eines Mausoleums auf einem Grab, für Unglauben und Götzendienst. Die, die dort beten und dienen, die Öllampen anzünden und Almosen für die Seelen der Gestorbenen zu geben geloben, seien Ungläubige. Sie behaupten ferner, dass die Bewohner von Haramejn, (Mekka und Medina) die Kuppeln und Wände anbeten würden. Wenn man ein Mausoleum zum Zwecke der Verzierung oder Zurschaustellung auf einem Grab errichtet, ist dies verboten. Es ist unerwünscht, wenn ein Mausoleum zum Schutze vor der Zerstörung des Grabes gebaut wird. Es ist erlaubt, es zu bauen, um das Grab vor Diebe und vor Vieh zu schützen. Aber es soll nicht als ein Ort für die Besucher in bestimmten Tagen betrachtet werden. Es ist nicht unerwünscht, Tote in einem vorher gebauten Gebäude zu beerdigen. Die ehrwürdigen Gefährten beerdigten den ehrwürdigen Propheten, Friede sei mit Ihm, und seine zwei Kalifen in einem Gebäude. Die Hadîth teilt uns mit, dass die Übereinstimmung der Gefährten des ehrwürdigen Propheten keine Verirrung sein kann. Der große islamische Gelehrte Ibn ?Abidîn schreibt in der Erläuterung für das Buch Dürr-ül-muchtar: ?Einige Gelehrte hielten es für unerwünscht, auf die Gräber der frommen Muslime und der Heiligen (Awliya) eine Stoffdecke, Kopfbedeckungen oder, Turbane zu legen. Das Buch Fetâwa-i Hudschdsche erklärt es ebenfalls für unerwünscht, auf die Gräber Stoffdecken zu legen. Aber nach unserer Meinung ist es nicht unerwünscht, sondern erlaubt, um die Größe der Gestorbenen bekannt zu machen, um Beleidigungen zu verhindern und um den Besucher zu rücksichtsvollem Verhalten zu veranlassen. Die nach vier islamischen Quellen nicht verbotenen Tätigkeiten, werden nach der Absicht des Ausführenden gemäß bewertet. <a href="redirect.jsp?url=http://www.ansary.de/Islam/Wahabit.html" target="_blank">http://www.ansary.de/Islam/Wahabit.html</a> |
dinle alkasi elbette yok...
mecazi anlamda demek istedim....
Milliyetcilikle alakasi var..... hem bir seferde bizlere gelsin böyle bir büyük organizasyon...... O yüzden, hem Türkiyenin hemde islam devletlerinin tanitimi adina, desteklememiz sart |
eniste görülen sey laik yasakci
zihniyetten cok "milliyetci" zihniyet..
enis kardesimiz ümmet ve millet ayarini yaparken Milliyetcilik tarafiina omasi gerekenden cok agirlik verip milliyetciligi abartiyor... milliyetciligin sonu yok enis kardes!!!!!!! |
cabrio kullanmak günah mi?
ben bu yaz bir israfta bulunmayi düsündüm. her sade vatandas normal bir araba kullanip, kendine düsen havadan payini alirken, ben fazla havayi kendime ayirmam büyük bir israf.
lakin gerileyen ekonominin getirdigi avantajlardan biriside fiyatlarin düsmesi. bu sene bir günah isleyip bir cabrio alayim dedim hemide en kalitelisinden. lakin aldiktan bir kac gün sonra, ilahi tokat beni yakaladi ve gökten bardaktan bosanircasina yagmur yagmakta. benim günahimin cezasini tüm almanya cekmekte. her gün bol bol yagmur yagmakta. arabayi tabii ki sattim. |
hhh
Maschaallah sind alle Tarikaties oder Nakschibandies so höflich und gut erzogen wie du?
:) |
bence at arabasina bin ....
Cabrio ya harcadigin paraya yazik .. ve iyi bir Müslüman müsrüf olmaz !
ama sevap islemek istiyorsan gittigin yerde yardima muhtac olan bir aileye Cabrio nu bagis et ! !!! |
Evet nede olsa sen RAHATSIN
annenine tecavüz edilmedigi icin sen ve senin gibiler sevgi dolu olabiliyorsunuz.
Ya da kiz kardeslerin üst aramasi yapan israil askerlerince cadde ortasinda soyulmadigi icin.agabeyiinin kollari küffar askerlerince taslarla kirilmadigi icin.Nede erkek kardesi yol ortasinda önce öldürülüp sonra girtlagina postallariyla basan [Amerikali] askerlerin hatira fotografina konuk olmadi. SEN hic bir zaman muslumanlarin acilarini cekmedin.o yüzden kin duyulasiya sevgi ,sevgi duyulasiya da kinama yagdirabiliyorsun. O rahatin cocuklari hos görüsüne yandimin memleketinde adi "hissizlik" olan bir oyunun kurbani.Aslinda his yoksunu hepsi ve sevgi olsa icinde acir kardesine...Derdini dert edinir bir an icin...Ama senin gibiler yok mu..ne tecavüze ugrayani kardesiymis sayiyor,yaradanin kardes kilmasina inat,nede ölüyü kendinden sayiyorsunuz duydugunuz sadece haber bülteninde bir rakam!!!!!! Musalla tasinda gözün var senin.Hic bir zaman kefensiz yatmayi tassavur bile edemeyen birilerinin oyuncagisin. Sevgi ve kardeslik diyorsundur. Kardesini kapan kurtlara sevgi beslemeyi ögütlüyorsun.Oysa sana onu ögütleyen kurdun kendisi.Yinede icini kemirmiyor bir gram..ve sancisini cekmiyor aptallama sendromunun.Ya bunu korkudan yapiyor ya kukla olan zalimlerin kuklası öyle emrediyor sana,ya da korkuyu yaratandan nasibin yok senin. Dedim ya,mekteplerine kapanmis bir takim zümre,cihadi ar sayan kalemlerinden kardeslerinin kani damlarken görmezden gelen bir zümre...Ve hesab vericinin azameti karsisinda o yüzleri merak etmiyor degilim.Katledilen kardes yakasina yapisinca ileri geri konusacak ve hümanizmi din diye doladigi dille ne cevab verecek acaba? Hünanizma insancillik ve sevgi,ayni sevgiyi rablerinden görebilecekler mi? Ayni hos görünün ortakligini mı yapiyor seytanla yoksa?...islam adina firlama duyguyla küffara hissettigi sicakligi,cehennemin kavurucu sicakligi...Ve birden bire dagilmis tesbih gibi kacisan dost sandiklari akil hocalari...Homurdanmaya baslayinca cehennem...Belki sizin homurdanmaniz isde o zaman son bulur... Ama evvelinde hayatta iken... tevbe kapilari kapanmamisken yüzünüze..."Ümmetim yarab" diye nida eden peygamber s.a.v ile yüzlesmezden evvel.Yüz kizarikligindan evvel.."Kardesim" deyin karesinize kardesim!... "Allah"a ve ahiret gününe inanan bir toplumun Allah ve Rasulune muhalefet edenlere karsi sevgi beslediklerini göremezsin.Velev ki onlar;babalari, ogullari, kardesleri, akrabalari dahi olsa. iste onlarin kalbine Allah, iman yazmis ve katindan bir ruh (ayetle) ile onlari desteklemistir. Onlari iclerinden irmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardir. Allah onlardan razi olmus, onlar da Allah"tan hosnut olmuslardir. iste onlar, Allah"in tarafinda olanlardir. iyi bilin ki, kurtulusa erecekler de sadece Allah"in tarafinda olanlardir. " Mucadele-22 "ben" merkezli anlayis iyice moda oldu delilsiz konusmayalim . Yaziyi tekrar dikkatlice okumani tavsiye ederim. Sebebsiz yere islam dünyasi vurmamistir ve vurmuyor. |
wie grosszügig :)) o.T.
ohne Text
|
Grabesanbeter
bismillahirrahmanirrahim
feuerlöscher gib mir für all die Thesen die du brachtest Beweise aus dem Quran und sunnah das sie so vollzogen wurden. Ich gebe dir Beweise dass es verboten wurde. Es wird vom Propheten überliefert dass er sagte: ich hatte euch verboten Gräber zu besuchen, aber jetzt besucht sie, denn wahrlich, sie erinnern an das nächste leben. Jedoch setzte der Prophet friede und segen seien auf ihm. trotz dieser Erlaubnis gewisse Einschräkungen für den Besuch von Friedhöfen, um ein Ausarten zur Grabesanbetungen in späteren Generationen zu verhindern. a. Um den weg zur grabesanbetungen zu verhindern wurde das rituelle Gebet unabhängig von der Absicht auf Friedhöfen rundheraus VERBOTEN! aBU SAID AL kHUDRI berichtete das der Prophet sagte:"Die gesamte erde ist ein Madschid (ort des Gottesdienstes), außer Friedhöfe und Toilleten." b. Das Verbot des Propheten in richtung von gräbern zu beten, weil dies von Unwissenden später als ein Gebet an die toten verstanden werden könnte. Abu Marthad al Ghanawi überlieferte, dass der Propheten-s.a.v-sagte "Betet nicht in Richtung der Gräber und sitzt nicht auf ihnen." c. Die Rezitation des Quran auf Friedhöfen ist auch nicht erlaubt, DA WEDER DER PROPHET NOCH SEINE GEFÄHRTEN SO ETWAS GEMACHT HABEN !!! Auch hatte Aischa die frau des Propheten ihn gefragt, was sie beim Besuch des Friedhofes sagen solle. Er trug ihr auf den Salam Friedensgruß zu geben und ein Bittgebet zu sprechen, jedoch nicht die al Fatiha oder irgendein anderes kapitel des quran zu rezitieren. Abu huraira überlieferte, dass der Prophet sagte:"Macht eure HÄUSER nicht zu FRIEDHÖFEN, denn wahrlich, der Satan flieht aus einem Haus, in dem die Sura al Baqara gelesen wird." Diese Überlieferung und ähnliche weisen darauf hin, dass der Quran nicht AUF FRIEDHÖFEN gelesen werden darf!!!! Seine rezitation wird im Haus ermutigt und es ist verboten dieses in einen Friedhof zu verwandeln, in dem keine REzitation vorgenommen werden soll!! d.Der prophet s.a.v,verbot DIE VERSCHÖNERUNG VON GRÄBERN; DIE ERRICHTUNG VON GEBÄUDEN ÜBER IHNEN!!!!!!!!! UND IHRE BESCHRIFTUNG ODER IHRE ERHÖHUNG ÜBER DIE BODENLINIE. Er lehrte auch, dass solche Gebäude abgerissen werden und die Gräber dem Boden gleich gemacht werden solle. Ali ibn abi Talib überlieferte, dass der Prophet ihm befahl, alle GÖTZEN, denen er begegnete, zu vernichten und alle GRÄBER dem boden gleich zu machen (erhöhte Gräber wieder niedrig machen), die mehr als eine Handspanne höher waren. e. Das bauen von Madschieds über Gräbern wurde vom Propheten s.a.v ausdrücklich verboten. Aischa die frau des propheten überlieferte dass der prophet als er im Sterben lag, einen umhang mit streifen über sein gesicht zog und sagte:"MÖGE der Fluch allahs auf den juden und Christen sein, weil sie Gräber ihrer Propheten als Orte der ANBETUNG VERWENDET HABEN" f. Um grabesverehrungen zu vermeiden, hat der Prophet auch jährliche oder Jahreszeitliche Versammlungen an sein Grab verboten. Abu huraira berichtete, dass der Prophet sagte:"Macht weder aus einem Grab ein Lid (ort des Festes) noch verwandelt eure Häuser in Friedhöfe, und erbittet (allahs) segen für mich wo auch immer ihr seid, denn es wird mich erreichen." Es wurde ebenfalls vom Propheten verboten auf reise zu gehen um GRÄBER ZU BESUCHEN!!! DIESE HANDLUNG BILDET DIE BASIS FÜR POLYTHEISTISCHE PILGERFAHRTEN IN ANDEREN RELIGIONEN!!!.Abu huraira und abu Said al khudri überlieferten, dass Allahs gesandter sagte;"Reist nicht ausser zu drei Madschieds: zur madschied al haram (die kaba in mekka) zur madschied des Propheten und zur madschid al aqsa." Als abu Basra al ghifari von einer reise zurückkehrte, traf er abu huraira und dieser fragte ihn woher er kam. abu basra antwortete, von at-tur gekommen zu sein, wo er gebete verichtet habe. Abu huraira sagte: "wenn ich dich nur erreicht hätte, bevor du gegangen bist, denn ich hörte den gesandten allah s sagen. reist nicht ausser zu den drei Madschieeds......." So feuerlöscher ich bitte dich mir nut mit Dalil zu antworten ansonsten lese ich mir dein beitrag die mit den Sätzen "NACH MEINER MEINUNG..." ODER "ICH GLAUBE...." ODER "BENCE BÖYLE..." ; "BEN...."; anfangen garnicht durch. Zu letzt erzähle ich dir noch über das Grab des Propheten....Der Prophet befahl nicht ihn in seinem madschied zu begraben, woran sich seine Gefährten auch hielten. Sie vermieden es auch bewusst, ihn im Friedhof von medina zu bestatten, aus Furcht, dass spätere Generationen sich seinem Grab ÜBERMÄßig verbunden fühlen könnten. Umar der freigelassene Sklave von Ghafra, berichtete, dass als die Sahaba (gefährten des Propheten) sich versammelt hatten, um über das Begräbnis des propheten zu entscheiden, einer von ihnen sagte;"Lasst uns ihn an jenem Ort begraben, wo er betete." Abu bakr antwortete:Möge Allah uns davor beschützen, ihn zu einem Götzen der Anbetung zu machen." Andere sagten:"Last uns ihn in al-Baqi (ein friedhof in medina) begraben, wo seine Brüder von den Muhadschirun (auswanderer von mekka) beigesetzt wurden." Abu Bakr antwortete:"Wahrlich, den Propheten in al-baqi beizusetzen ist verabscheuungswürdig, weil manche Leute versuchen würden, bei Ihm Zuflucht zu suchen, was aber allein ein RECHT VON ALLAH ist. Wenn wir ihn daher nach draußen (zum Friedhof) bringen, werden wir Allahs Recht brechen, selbst wenn wir das Grab des Gesandten sorgfältig bewachen würden." Sie fragten dann;"Was ist deine Meinung, o Abu bakr?" ER antwortete:"Ich hörte den Gesandten Allahs sagen:Allah nahm nicht das Leben einer seiner Propheten, außer dass sie beerdigt wurden, wo sie starben." Manche von Ihnen sagten: Bei allah was du gesagt hast ist zufrieden stellend und überzeugend." Dann machten sie eine Linie um das Bett des Propheten herum (in Aischas haus) und gruben das Grab an der stelle seines Bettes. Die götzenanbeter vor dem islam in s.arabien pflegten heiligen anzubeten, wie heute es die meisten Sufi anhänger tun, um deren Gefallen und ihre Fürsprache zu erlangen. "Und diejenigen, die sich andere zu Beschützern nehmen statt ihn (sagen):Wir dienen ihnen nur damit sie uns Allah nahe bringen." Surah az-zumar 39:3 Sie verehren statt allah das, was ihnen weder schaden noch nützen kann, und sie sagen: Das sind unsere Fürsprecher bei Allah." Surah yunus 10:18 |
Yemek yemek günahmi ????
senin anlattigin dinle degilde.... cüzdaninla ilgili.....
Parasi olan alabilir..... önemli olan asirilik yapmamak... Allahin kizdigida budur... cünkü o asirilik yapanlari sevmez.... Senin bütcen müsaitse..... bir Mecedes bile alabilirsin..... yani illa bir Trabimi sürmek lagzim...... hekesin kendine bir has hayat standardi vardir..... Misal bir Bill Gates ve bir Erdoganin hayat standardi bizlerinkiyle kiyaslanamazki...... Sadece bir sosyolojik bir olay...... zengin ailede yasiyorsan, yüksek hayat standardin olur.... fakir yerde dogduysan..... dann ist men eher bescheiden...... Hayatta her sey icin Kuranda tam anlamiyla cevap arama... Kuran cerceveyi verir...... was du aus dem Rest machst ist einzig und allein deine Sache..... |
o.T.
sen ne anlatiyorsun ya, herhalde herkesi unuttu saniyorsun. gözyasi dökecegim, hemde bütün dünya üzerimize cullanirken sirf bir tekme daha atabilmek icin cöl, dag, tas asan bedevilere?.. yapma yahu, onlarin ki namus da bizimkisi iskembe corbasi miydi? kolaysa sütcü imam gibi sersinler bakalim ingilizin lesini yere. nerdee o cesaret? ancak bebelerin sirtina bomba paketlerini baglayip (deeh yallah ibni) cekerler... etme bulma dünyasi, onlar bize, allah (c.c.) da onlara. kah amerikalinin, kah rusun (ya habibi) diye sirtini oksayacagina derdi verenden derman beklesinler. allahin acimadigina, bana acimayana ben mi aciyacagim? ne haddime? yeterki önüme düsmesin, (vur allah vur) valla birkac tekme de ben atarim.
sonra, madem ki okadar cok düsünüyorsun, kuru edebiyat, laf salatasi ve duygu sömürüsü yapacagina abdestini al, namazini kil ve bu -hangi akla hizmet ettiklerine sastigim- ahmaklara dua et. olurya, üzerlerine belki lanet yerine gökten biraz olsun rahmet yagar. |
mantiken söylediklerin dogru
ama peygamberin hayatina bakildiginda ve ebu zer hz. osman ile olan tartismadan bunun aksini gösteriyor veya öyle cikarilabiliyor.
|
Bos ver birinin öbürünün hayatini
Resulun hayatini tam anlamiyla bilen hic bir kimse yok..... zamaninda hayati üzerine bir kitap veya tutanak olsaydi... baglayici olabilirdi.....
Vermutunglar üzerine hayat kurulmaz... hele hele birde elinde vahyi varken..... Bskalarinin hayati seni baglamaz.... sen kendi hayatina bak... üstelik Kuran tam anlamiyal mantik dinidir... oda süphe yoktur.... evrenseldir.... Birde su gercek var.... Kurani su an tam anlamiyla anliyamiyoruz.... Kuran yazildiktan yaklasik 100 yil sonra Lugatlar yazilmaya baslandi..... sami diller arastirmasi bitince, belki daha iyi anlama imkani olur....... Mesela Besmelenin asil anlami.... Cok seven ve müsfik olan (sevgisini insanlarin üzerine yayan) Allahin adiyla Bizler anlamadigimiz icin ne yapmisiz..... seven Allaha yerine merhamatli Allah koymusuz..... Simdi merhamatmi daha iyi bir duygudur yoksa sevgimi.... merhamet iyi bir duygu degildir.... merhamet edecegine yol göstermek lagzim.... Allahda aynisini yapmistir zaten.... Kafani baskalriyla fazla bozma.... tavsiyem budur sana |
eehh? yani bunun mantigi ne olabilir?
peygamberin hayatini tabii ki bilen var, sahabi tabii ki peygamberin yasantisini gördü ve bize aktardi.
kuran dersen yine kuran ölcüleri acik ve net. aciklamalarin yetersiz geliyor bana. |
olabilir
aciklamalari yetersiz bulabilirsin.... bu senin sorunun benim degil.....
Seni ikna etmek zorunda degilim.... istersen kabul edersin istersen etmezsin... dinde zorlama yoktur.... demokratik anlayista herkese yer var.... |
üstünlük takvadadir
bu bilinen bir ayettir. insanin inanmasi hakki ve hakikati görüp birtek Allah"in bu alemleri yaratip insanlara bu dünyada varligini sürdürebilmeleri icin ilahi bir recete sunup, bu kilavuz sayesinde basarili dünyevi bir hayat ve huzurlu bir ahiret yasamini gerceklestirebilmesini kavramasi ve bunun sonucu olarak iman etmesi, bunlar fikri erdemligin bir sonucudur.
ve kavrayan insan, tasavvufi bakildiginda vuslat arzusu ile yasayip da hayatinda kendi eksikligini görüp bunlari gidermek icin gayret sarfeder. bilincli imanin getirdigi bir sonuc ki bu insan yüce Mevlasina kul olabilme cabasi ile calisir azm ile gayrette bulunur. ve inanan insan, mübarek insan üstün cabalarla ilahi yolun yolcusu olur ve kurtulusunu yeniden gerceklestirir. ve o minimalist düsünmez, tam aksine mükemmelci düsünce ile, imani kamil bir insan olma gayretindedir. üstün takva sahibi örnekleri kabilesine katilmak icin calisir caba gösterir. burada kuru matematiksel hesaplamalarla kilacagi vakit namaz iki mi dört rekatmi hesabini yapmaz. o yaptiklarinin mükemmelini arar. sayi degil önemli olan kalite. önemli olan fena fillah, yok olmak. menzili maksuda yaklasmak. bir Hz. Ali"yi düsününki namazi öyle bir husu icinde kiliyorki dis alem ile olan tüm irtibatini kesiyor. o baska bir alemde seyrediyor ve yüceliyor. insani kamil oluyor. takva sahibi. Allah"ina kavusabilecek erdemli insan. hikmet sahibi insan. takva sahibi mübarek insan. Üstünlük takvadadir. |
sütcü imam da tarihte kaldi
bugün bence siz onlarin yaptiklarinin binde birini dahi yapamazsiniz. bunun sebebide heyhat dine o kadar uzak kaldiniz ki, türk benliginizi koruyacaksiniz diye. cok yazik.
tarihte yine o türklerdi peygamberin insanlara sundugu ilahi mesajin askerlerine karsi savasanlar. sonra her ne hikmetse müslüman oldular ya buda sasilacak birsey. dagdaki barbarlari adam etti bu din ama simdi yine ufacik magaralarda ahkam kesmek olurmu? olmaz. |
Hmmmm demek Ali namaz
kilarken ucuyormus......
Zaten o dikkatsizligi yüzünden, camide öldürüldü...... yalanmi..... Yani dikkatli olmasaydi ölmeyecekti, belki kacma imkani olacakti... Üstelik sen unun veya benim veya baskasinin namazinin degerini bicecek bir sekilde vahyimi geldi........ Kuranda varmi böyle bir hükümkim insanlar kalkipta Allahin isini yapsinlar.... Sen nerden biliyorsun Alinin veya Velinin namazlari kabul olmustur diye. Sen kendi namazinin kabul olup olmadigini bilmezken nasil baskalirin namazina kalite bicebiliyorsun...... Birde diyorsunki... rekatlar önemli falan filan degil...... o senin görüsün... Kuran namazin rekarlarini iki diye veriyor. O yüzden farzlarin ikisinde zemüssüre okunur ikisinde okunmaz....... yani bunu tüm dünya bilirken sen gelip önemli degil diyorsun.... resmen Vahyiyi inkar etmektir..... Sen bos ver takvayi takunyayida Kuranin ruhunu anlamaya calis...... eger günün birinde bu serefe varirsan... Kuranin emirlerini uygulamak bir zevk ve seref hadisesi olur insan icin...... Ne Allhatan ne ölümden nede hayattan korku kalir..... ve ölümü bir Rahmet diye algilarsin ve huzura eresin..... BILKI HURAFET ERKEN KALKAR |
SIZCE RESULLER HANGI
insanlara gelirler veya gelmislerdir....
Neden bir Türk Resulü yok veya Kuranda bahsedilmiyor..... neden Kuranda behsedilen Resullerin tümü Arap yarim adasinda yasamislar neden agirlikli olarak Arbi Cehil ve Yahudi Yazidi milletine gelmislerde bir dünyanin baska yerinde bulunup yasamis olan Resüllerden bahsedilmiyor..... Acaba dünyanin gerisindemi manyaklik geri zekalik var yoksa Araplar ve Yahudilerdemi..... Nasil olurda bu iki grup, genetik manyakliktan dolayi, dünyayi her zaman ates icinde birakirlar...... neden biz Türkler Araplara benzemiyoruz.... neden kendi topraklarimizi kendi ekonomomizi kendimiz yürütebiliyoruz....???? Bazilari diyorki.... Amerika ve Yahudi oyunlari..... olabilirde, hangi milletler oyuna gelir.... galiba akilli bir insani kaziklamak kolay olmasa gerek, ama cehalat küpü olan birisini kolaylikla kaziklar, basina bir bela acarsin..... Ben bir Arap veya bir Yahudi düsmani falan degilim...... asla düsmanlik tasiman, hic bir kimseye..... ama acimasiz bir sekilde herseyi herkesin yüzüne vururum.... VBe ben diyorumki.... Araplar ve Yahudiler su anki dünya konstellasyonunda, en manyak toplumlaridir....... Sizlerin görüsleri... Allhain Resul gönderme ihtiyaci duydugu, kendini bizlerden üstün gören bu iki toplum hakkinda ne düsünüyorsunuz???? |
Sen Okumussun Ama Manyaksin?
NEDEN NEDEN NEDEN???
Senin Türkün Orta Asyayi kana bulamadimi iyi birseymi yapmis Cinliler sizin icin Set bile cekmisler. Orta Asyadan kalkip Arab tobraklarini isgal edenler gine kimlerdir. Sapikligi Arabta ariyacagina birde öz gecmisine bak. Hem sen kim oluyorsunda Allahü Talanin isine karisiyorsun. Sen Türklügün kac para ediyor teknoloji desen yok kültür desen Avrupaya satmissiniz kendinizi birde Peygambermi istiyorsun eyyy gafil. Islamda Örtünmenin olmadigini savunan sen Islami Türklügün yasantisina göre yorumluyan sen. Kim oluyorsunda gelmis burda Türklere bir Peygamber gelmesi lazimdi diyorsun. Daha öz gecmislerin bir Katerina icin ülkelerini satmis hertürlü sapikliklar mevcut Eseklen köpeklen iliskiye giriyor birde Peygambermi size gelmesini istiyorsun eyy gafil. Olum sictigin deligin icine bakanlardansin sen. Hadi kolay gelsin. |
halts maul du blöder schwachkopf
olum öyle fazla edebiyat yapma bana.
senin seviyen bunlari anlamaya yetmez. kapasiten bunlari almaz. her konuya maydanoz olma. arada sirada elmali hamdiden birseyler buraya paste yap. bu da seni asar ama. salak. |
okuma filan degil, bu gerzek
sadece ... doldurulmus. baska hicbir filim yok. hepsi palavra palavra sarkisi geldi birden aklima.
|
:=))))
Aklima Süpermen geldi Türkiyede cogu kendini süpermen saniyor.
Allahü Tala bütün insanlari ayni sifatta yaratmistir bütün pislikler Arabtan geldi diye oraya Peygamber inmis kafalarini deyistirmek lazim. Ozamanlar diyelim Arablar heykellere tapiyordu Türklerde Günese yada arablarda Ibne vardi Türklerde yokmudu. Bugün bati tarihini okudukmu hep barbarliklan yazilmis simdi onlarda sapik olmuyormu yada diyer insanlara baktigimizda Amazon ormanlarinda yasiyan insanlarda aynen Arablarin yaptiklarini yapiyordu. Cimcek Allahü Talaya isyan mi ediyorlar eski molar yada bati lilar yada amazon ormanlarindaki gulu gulu dostlarimiz. |
Enisin Reha Muhtara Benziyen Zekasi
Reha Muhtar, canli yayinda Serafettin Bey"le konusuyor:
-Sayin Serafettin Bey kardesim, siz orada var miydiniz, yok muydunuz, efenim? -Yoktum. -Yoktum Diyorsunuz. -Yoktum diyorum. -Bak Serafettin sana bir daha soruyorum. Var miydin, yok muydun? -Valla billa yoktum. -Yemin etmenize gerek yok efendim, size inaniyoruz. Var miydin, yok muydun? -Vardim efendim. -Peki Serafettin, siz demin yoktum diyordun, simdi vardim diyorsunuz. Bu nasil is kardesim? -Yoktum dedim inanmadiniz, ne yapayim? -Ne yapacaginizi ben bilemem efendim. Orasini sen düsün. Var miydin, yok muydun? -Hatirlamiyorum. -Hatirlayiniz efendim. Bak bir filmimiz var sizinle ilgili. Onu birlikte izleyelim, sonra sana soracagim. Araya söz konusu film giriyor. Bir muhabir kapiyi kirip Serafettin"in evine giriyor ve kibarca, gizli kamera ile çekim yapmak için izin istiyor. Serafettin Bey izin vermiyor tabii. Bunun üzerine kameraman dinlemiyor, çekimlerini yapip gidiyor. Yine Reha Muhtar geliyor görüntüye: -Filmimizi izlediniz, Serafettin Bey. Simdi ne diyorsunuz? -Galiba varmisim. -Galiba ile olmaz efendim, emin misiniz? -Eminim. -Öyleyse eminsiniz yani. -Evet efendim, eminim. -Serafettin Bey eminim diyorsunuz ama pek emin görünmüyorsunuz -Sayin Hamdi Bey iyi aksamlar efendim. Sizin adiniz Hamdi midir efendim? -Evet Hamdi"dir, Reha Bey.. -Hamdi diyorsun. -Hamdi diyorum çünkü nüfus kagidimda öyle yaziyor. -Ben nüfus kagidinizi sormuyorum efendim. Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir? -Hamdi. -Nasil yaziliyor? -He, a, me, de, i seklinde. -Yani sahte olmayan isminiz Hamdi diyorsunuz. Peki sahte olan isminiz hangisi? -Benim sahte olan bir ismim yok. -Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz. Demek ki, bir de sahte isminiz var. Size Yesil diyorlar efendim. Siz Yesil misiniz? -Hayir Yesil degilim. -Öyleyse size niye yesil diyorlar? -Bana yesil demiyorlar. Hamdi diyorlar. -Yani inkar ediyorsunuz. Sukut ikrardan gelir Hamdi. -Ben sukut etmiyorum, konusuyorum ve Yesil degilim diyorum. -Yesil degilim dediniz ama mosmor oldunuz. Bak simdi de kiziyorsun. Niye sarardin Hamdi? -Sarardim çünkü ben Tanri"nin ogluyum. Her renge girerim. -Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf konusuyorsunuz. -Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen. -Geçmis olsun, Hamdi Bey. Size acil sifalar diliyorum. Iyi aksamlar efendim |
Wer Ist Jetz TERORIST
EIRNA-Studie
11. September: Die Lüge aus Staatsräson und ihre verhängnisvollen Konsequenzen Einleitung und Überblick - Planung, Chronologie, Autopsie Zbigniew Brzezinski und der 11. September - von Lyndon H. LaRouche Personenprofile Organisationen und Stiftungen Historischer Hintergrund Wenn auch Sie sich darüber gewundert haben, daß Osama Bin Laden und sein Al-Qaida-Netzwerk aus den Höhlen Afghanistans heraus den technisch und organisatorisch hochkomplexen und zugleich verheerendsten Terroranschlag aller Zeiten geplant und durchgeführt haben sollen Wenn Sie sich gefragt haben, wieso die riesigen Nachrichtendienste der Vereinigten Staaten von den langwierigen Vorbereitungen des Anschlages rein gar nichts bemerkt haben, aber nur Stunden nach dem Anschlag genau wußten, daß "islamische Terroristen" dafür verantwortlich sind Wenn Ihnen bislang nicht klar geworden ist, warum Präsident Bush am 11. September in das Tausende Kilometer von Washington entfernte Kommandozentrum der amerikanischen Nulearstreitkräfte in Offutt (Nebraska) fliegen mußte Wenn Sie nach Antworten auf diese und viele andere Fragen über den 11. September suchen, dann werden Sie nach der Lektüre der neuesten EIRNA-Studie die tatsächlichen Zusammenhänge wesentlich klarer erkennen. Dann werden Sie verstehen, warum über den Angriff auf das World Trade Center ausführlichst in allen Medien berichtet wurde (und wird), über den Angriff auf das Pentagon und den nur knapp vereitelten Angriff auf das Weiße Haus in Washington aber nur ganz spärliche Berichte vorliegen. Am 11. September fand ein Putschversuch einer Clique im Apparat des amerikanischen Militärs und der Geheimdienste statt, der darauf abzielte, die Vereinigten Staaten in einen "Krieg der Zivilisationen" hineinzuzwingen. Der Putschversuch war unmittelbar nicht erfolgreich. Doch die amerikanische Regierung wollte der Öffentlichkeit die Wahrheit nicht "zumuten" und griff zur Lüge aus Staatsräson: "Es war Bin Laden". Die verhängnisvolle Folge davon ist, daß der "Krieg gegen den Terror" immer mehr zu genau dem "Krieg der Zivilisationen" ausartet, der die Zielsetzung der wirklichen Urheber der ungeheuerlichen Ereignisse des 11. September und ihrer ideologischen Sprachrohre wie Samuel P. Huntington oder Zbigniew Brzezinski gewesen ist. <a href="redirect.jsp?url=http://www.eirna.com/html/reports/11sep.htm" target="_blank">http://www.eirna.com/html/reports/11sep.htm</a> |
Biz bunlari inkar etmiyoruzki
Hem senin Arapalarin kendilerini kime satmislar..... bizlerin hic ol,mazsa bir varligi var dünya üzerinde yapay bir devlet veya millet degiliz.....
1.) Devleti olmayanin hürriyeti olmaz 2.) Hürriyeti olmayanin dini olmaz Din isi cok sarih bir seydir.... evrenseldir... zaman kavrami yoktur..... Belki seni derinden vuracak ama, Kuranin hitabiyla, her topluma bir Resul geldigini söylüyor..... Kuranda gecen Resuller misal yani örnek olarak verilmistirki onlarin hikayelerinden yararlanalim... Senin anliyacagin..... Allah zamaninda her topluma Resuller göndermisti, ama Kuranda sadece bazilarinin ismi gecer..... Ben bunu yazilarimda tam anlamiyla aciklamadimki, bir bakayim burada bunu bilen varmi diye..... ama görüyorumki..... Ideolojiden baska bir sey yok burada...... Tja istedigin kadar küfür bas bosuna.... senin küfürlerin veya assagilayici laglarin, ne beni cehalat eder nede seni olgunlastirir..... Ama tavsiyem sana Tefsir okuman...... belki o zaman Kurandaki dini anlama imkani bulursun.... Düdünmen icin sana bir sey daha..... Kuran Allaha ve ahiret gününe inanan Hiristiyanlara ve Musevilerede cenneti müjdeliyor....... simdi ne dersin..... ??? Sen simdi bunlari cennete sokdurmayacakmisin....????? |
Lächel Lächel
Yahu bu ne bicim müslümanlik.... neden hakarat ediyorsun... yoksa Kuranda hakaret etmeyi izin eden Ayetlermi var.......
Cehalatimi affetde aydinlat o zaman beni ve hepimizi....... senin o genis ilminden faydalanalim.... bizlerinkini begenmiyorsun nedense..... Ne demek istedigini adam gibi yaz o halde.... Cattik ya..... bu ne bicim medeniyet anlayisi..... anlamadim gitti |
Arkadas.
Burda kendi irkini savunuyor ondan baskasinin bir güc olmadigi havasi estiriyorsun.
Bilmem TC hikayelerini bana anlatmaya calisiyorsun. Diyorsunki. 1.) Devleti olmayanin hürriyeti olmaz 2.) Hürriyeti olmayanin dini olmaz Bugün Türkler hürmü Dini hürmü neden Islama baski uyguluyorlar? TC düzeni iyi bir düzenmi bu ülke icin savasmis diyer irklari neden hice saydi senelerce. Sen Devleti olmuyanin hür olamiyacagini söylüyorsun ozaman Kürtler hür deyilmi simdi yada Zaza lar. Yada Türklerin Arab tobraklarini isgal edib sonrada arablarin Türklere karsi savaslarini neden Arab ihaneti olarak gösteriyorsun. Hem Osmanliyi sevmezsiniz ona hasta adam dersiniz birde Arabin sizi arkadan vurdugunu söylersiniz. Bu ne tas bu ne hamam. Tamam diyelim Cogu irklara Peygamber gelmistir türklere neden gelsinki sebebi neyy. Yahudiler ve Hiristiyanlar Peygamberler Onlara indigi an o peygamberlerin yolunda ya 50 yada 100 yüz sene gitmisler sonrasi sapitmislar. Bugün hiristiyanlar bir parca oduna tapiyor yahudilerse paraya onlarin inancli oldugunu nerden cikartiyorsun. |
Sen galiba rotayi sasirdin
benim agzima laf yapistirmaya calisiyorsun...... galiba icin bayadi dolu... o halde aydinlatalim seni...
Zamaninda Osmanlinin yaptigi, baskalarinin topragini gasp etmekti..... Araplar bizkeri arkadan vurmadilar, mesru müdafa haklarini kullanip, Osmanliyi topraklarindan cikardilar...... Ha ondan sonra usak haline düstüler, bak bu dogru, ama bu onlarin kendi arzulariyal olan bir sey, yani ne derler kendi düsen aglamaz... Islama baski var diyorsun.... nerdeymis bu baski ?????? Simdi hiristiyanlar Kuranlarimi topladilar.... yeryüzünde Kuran kalmadimi ???? Ha yoksa Kurandaki dinmi kalmadi ????? Bunu iyi ayird etmek lagzim.... Su an dünyada Kurani Kerim var, kalkmamis... ama Kurandaki uygulamalar kalkmis.... yani yok dünyada böyle bir uygulama... ayni zamanda Kurani anliyacak beyinler bile yok denecek kadar.... Kuran var, ama Kurani anliyacak ve yasatacak beyinler kalmamis...... Simdi anlayabildinmi neden Araplar ve onalara benzeyen islam toplumlarinin basarisizligini..... ????? Bizlerin tarihten beri, bir devlet yönetim birikimimiz var.... Araplari ise yok... Yahudilerin bile yok..... o yüzden savasip duruyorlar...... Sonuc nedir: Sonuc sudur..... devleti yönetecek alt yapi bilgisi olamayan toplumlar...... dinin yerebilecegi ortamlari zaten saglayamazlar...... |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 23:59 Uhr. |