37/154-157; iyi bakalim 37:139-182
139- Şüphesiz Yunus da gönderilen peygambe rlerdendir.
140- Hani o bir zaman dolu bir gemiye kaçmıştı.
141- (Oradakilerle) kur"a çekmiş de kaydırılanlardan (yenilenlerden) olmuştu.
142- Derken (denize atılmış ve) kendisini balık yutmuştu. (Kendi nefsini) kınıyordu.
143, 144- Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
145- Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık.
146- Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
147- Biz onu (Yunus"u) yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik.
148- O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık.
149- Şimdi sor o seninkilere: Kızlar, Rabbinin de, oğlanlar onların mı?
150- Yoksa biz melekleri dişi yaratmışız da onlar şahit mi bulunuyorlarmış?
151, 152- Ha!.. Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı: "Allah doğurdu" derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar.
153- (Allah) kızları oğullara tercih mi etmiş?
154- Size ne oldu? Nasıl hükmediyorsunuz?
155- Hiç düşün müyor musunuz?
156- Yoksa sizin için açık bir delil mi var?
157- O halde, eğer doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı.
158- Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb (hısımlık bağı) uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.
159- Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.
160- Fakat Allah"ın ihlas ile seçilen kulları başka (onlar, Allah"ı böyle şirk ile vasıflamazlar).
161, 162, 163- Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah"a karşı kandırıp, saptıramazsınız.
164, 165, 166- (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
167, 168, 169- (Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah"ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk."
170- Fakat şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir.
171, 172, 173 - Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: "Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir."
174- Onun için sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
175- Onlara (inecek azabı) gözetle .Yakında onlar da göreceklerdir.
176- Ya şimdi onlar, bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?
177- Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür!
178- Yine sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
179- (İnecek azabı) gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir.
180- Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.
181- Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun.
182- Hamd, âlemlerin Rabbi Allah"a mahsustur.
|