Einzelnen Beitrag anzeigen
  #251  
Alt 28.03.2005, 18:27
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard AIRDEM beni cocukluk yillarima tasidin..

yaaa. Cok sagol.. :-) Bak ilginc bir hikaye daha buldum !!


“Müsait bir yerde ineyim” diyerek biten dolmuş yolculukları, koltuğa yerleştikten sonra, ön koltukta oturan yolcuya, “Şuradan bir kişi uzatır mısınız?” diyerek başlardı. Minibüs şöförü bir yandan paranın üstünü sayarken, bir yandan direksiyonu çevirir, ayni zamanda da vites değiştirirken yoldan geçen bayana “Beyazıt mı abla, Beyazıt mı?” diye seslenirdi. Dolmuştan inmek için ise her yer müsait.

Dolmuşun kapısından sarkarak müşteri toplayan cambaz muavinler tarihe karıştı artık. Dikiz aynasına asılan incikli boncuklu aksesuarlar, üzerinde bozuk para toplanılan rengi belirsiz havlular da yasaklanmış. Teyplerinden Orhan Gencebay’ların, Ferdi Tayfur’ların sanat şahaseri şarkılarını da dinleyemeyeceğiz. Hele o özlü deyişler yok mu? Belki de en çok onları özleyeceğim: “Sollama beni rüzgârım olursun” ya da “Sarısının hastasıyım, bu yolların ustasıyım” gibi...

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bir de dolmuş şöförlerinin tıraşlı olup, kravat takmaları gerekiyormuş. Dün akşam bu haberi izlerken, kulakları çınlasın, bizim mahalleden dolmuş söförlüğü yapan Necati abi aklıma geldi. Ha’di tıraşlı olmak neyse de, benim bildiğim Necati abi hayatta kravat takmaz. Onun, “Ulan bu yavşak avrupalılar bizi iyice ibne yapıcaklar, mına koyim” deyişini duyar gibiyim.

İşin ucunda ekmek parası olunca belki Necati abi de tıraş olup, kravat takacaktır. Ama otuzüçlük tesbihinden ve “mına koyim”inden asla vazgeçeceğini sanmıyorum.

İşte böyle Necati abi. Eskiden, “Delikli demir çıktı, mertlik öldü” derdik. Bundan böyle ise sadece “mına koyiim bu AB’nin” diyeceğiz. Tabii içimizden...


*******************************************


Airdem ben 12 yasina kadar TR de büyüdüm ve bizim semte Belediye Otobüsleri islemezdi.. Mecburen DOLMUS´a binerdik :-) dile kolay 12 yil :-)