2525 sayılı Soyadı Kanununun 1’inci maddesine göre; “Her Türk öz adından başka soyadını da taşımaya mecburdur.” Bir kişinin birden fazla öz adının bulunmasına engel yoktur.
Öz ad
Evlilik içi doğan bir çocuğun öz adını anne ve babası birlikte koyarlar (TMK md. 339/5). Çocuğun adı nüfus kütüğüne de kaydedilir. Çocuk, anne ve babası tarafından konulmuş olan bu öz adı kullanmak zorundadır. Ancak haklı nedenle ad değiştirme hakkını kullanabilir (TMK md. 27).
Evlilik dışı doğan bir çocuğun öz adını koyma hakkı annesine aittir (TMK’nın 321’inci maddesi).
Çocuğun öz adının konulmasında anne-babaya veya anneye büyük bir serbestlik tanınıyor. Fakat yapılan ad seçiminin çocuğun kişiliğini zedeleyecek nitelikte olmaması gerekir. Ahlâk kurallarına uygun olmayan veya kamuoyunu inciten adlar konulamaz. Dinî azınlıklar dışında Türkçe olmayan, anlamı bulunmayan, tuhaf kaçan, söylenmesi ve yazılması zorluk çıkaran adlar konulamaz. Aşiret adları, yabancı ülke adları ile yabancı devlet adamlarının adları, öz ad ve soyadı olarak verilemez.
Soyadı
Her kişinin bir soyadının bulunması zorunludur (Soyadı Kanunu md. 1). Soyadı resmîdir ve değişmez. Ancak, önemli nedenler olursa, mahkeme kararıyla soyadının değişmesi mümkündür.
Evli olan eşlerden doğan çocukların soyadı, ailenin soyadıdır (TMK md. 321). Anne ve baba boşanmış veya baba ölmüş olsa dahi bu kural geçerlidir.
Evlilik dışı ilişkilerden doğan çocuklar annelerin soyadını taşırlar.
Evlenen kadın, kocasının soyadını taşır. Kadın, evlendirme memuruna veya nüfus idaresine yapacağı yazılı başvurusuyla kocasının soyadının önünde kızlık soyadını da kullanabilir (TMK md. 187).
Evliliğin boşanmayla sona ermesiyle kadın, kızlık soyadını yeniden alır. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmak istediğinde ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa mahkeme kocasının soyadını taşımasına izin verir.
Evlilik ölüm nedeniyle ortadan kalkarsa, dul kalan kadın kocasının soyadını taşımaya devam eder.
|