Ramazan-ı şerif ayında sadaka ve bütün nâfile
ibâdetlere verilen sevâb, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda
yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibi sevabdır. Bunun
için bu ayda hayır hasenatı, sadakayı çoğaltmak lâzımdır. Unutmamalı ki,
verilen sadaka, yapılan her iyilik çeşitli belâları önler. Sadakanın fazîleti
çoktur.
FITRE (Fıtır Sadakası)
Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka nisap miktarı malı veya onun
değerinde parası olan müslümanın fıtır sadakası vermesi vaciptir. Buna
kısaca "Fitre" denir. Fıtır sadakasının vacip olması için, zekâtta olduğu
gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi ve artıcı nitelikte olması şart değildir.
Fitre, Ramazan ayında fakirlere verilen bir sadakadır. Bayramdan önce verilmesi
iyidir. Bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Dinî ölçülere göre
zengin olan kimsenin, hem kendisinin hem de erginlik çağına gelmemiş olan
çocuklarının fitrelerini vermesi vaciptir. Fakir olan çocuğun babası ölmüş
veya fakir ise babasının babası, torununun fitresini verir. Bir kimse karısının
ve büyük çocuklarının fitresini vermekle mükellef değildir. Bunlar zengin
iseler fitrelerini kendilerinin vermesi lâzımdır. Karısının ve aile içindeki
büyük çocuklarının fitrelerini onların izni olmadan verebilir. Aile içinde
olmayan büyük çocukların fitrelerini ise onların izni ile verebilir. Bir
kimse babasının ve anasının fitrelerini vermekle yükümlü değildir.
Fitre Şu Dört Cins Yiyecek Maddesinden Aşağıdaki Miktarlarda Verilir:
Cinsi: Miktarı:
1. Buğday 1460 Gram (520 dirhem)
2. Arpa 2920 Gram (1040 dirhem)
3. Kuru Üzüm 2920 Gram (1040 dirhem)
4. Hurma 2920 Gram (1040 dirhem)
Bu gıda maddelerinin kendileri verilebileceği gibi, para olarak değerleri
de verilir. Hangisi fakirin yararına ise onu vermek daha uygundur. Bir
fitre yalnız bir fakire verilir, ikiye bölünmez. Bir fakire birden fazla
fitre verilebilir. Fitre niyet edilerek verilir. Ancak bunun fitre olduğunu
fakire söylemek gerekmez. İçinden niyet etmesi yeterlidir.
Zekât hangi fakirlere verilirse fitre de onlara verilir. Bir özürden
dolayı Ramazanda oruç tutmayanlar da, nisap miktarı mal veya paraya sahip
iseler fitrelerini vermekle yükümlüdürler.
Varlıklı müslümanlar fitre vermek suretiyle fakirlere bayram sevincini
tattırırlar. Böylece, hem borcunu ödemiş hem de sevap kazanmış olurlar.
Fitre vermek, orucun kabul edilmesine, ölümün şiddetinden ve kabir
azabından kurtulmaya vesile olur.
ZEKAT- HER ZENGİNİN KAZANCINDA FAKİRİN DE HAKKI VAR
Zekat, dinen zengin sayılan erginlik cağına gelmiş akıl sahibi müslümanların,
mallarının belli bir miktarını ki genellikle % 2,5 diğer bir ifade ile
kırktabirini seneden seneye fakir müslümanlara vermesidir. Zekat, sözlükte
temizlik ve artma anlamlarına gelir. Çünkü günahlardan temizlenmeye ve
malın bereketlenmesine vesiledir. İslâm, yoksula yardımı kişinin isteğine
bırakmayarak zengin olan herkesin zekat vermesini zorunlu kılmıştır. Çünkü
zekat, Allah’ın zenginlere ihsan ettiği malda, fakirlerin hakkıdır.
Zekat, Allah’ın rızasını kazandıran, kişinin anlayışında, malın, araç
olmaktan çıkarak amaç haline gelmesini önleyen, insanda başkalarını düşünme,
merhamet ve iyilik gibi güzel duyguları geliştiren ve toplumsal barışı
sağlayan bir ibadettir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Ramazan ayında camilerde okutulacak Cuma
Hutbelerinde yardımlaşmanın sosyal hayattaki önemini vurgulayacak.İslam'ın
beş temel esasından birinin Zekat olduğunu belirten Başkanlık, zekatın
bir çok hikmetinin bulunduğuna işaret etti. Zekatın, toplumun sosyal güvenlik
şemsiyesi olduğunu, cimrilik hastalığını tedavi ettiği, cömertlik duygularını
geliştirdiğini kaydeden Başkanlık 15 Kasım'da okutulacak Cuma hutbesinde,
"Zekat, hayır-hasenat kapılarını açar. Mülkiyeti emniyet altına alır. Gelir
dağılımdaki dengesizliğin giderilmesine katkıda bulunur. Servet düşmanlığını
azaltarak zengin fakir arasında köprü oluşturur ve toplumda huzur ve birliği
sağlar" mesajını iletecek.
Her zengin Müslüman'ın kazancında fakirlerin de hakkının bulunduğunu,
zekat vermemenin fakirin hakkını gaspetmek olduğu kaydedilen hutbede, bunun
Allah'ın huzurunda büyük bir vebali gerektirdiği belirtilecek. Zekat, sadaka
ve diğer yardımların fakirleri incitmeyecek şekilde verilmesinin önemi
vurgulanan hutbede, "Riya ve gösteri maksadıyla fakirin onurunu zedeleyecek
tarzda yapılan yardımlardan sevap elde edilemeyecektir" deniliyor.
Cuma hutbesinde Müslümanlara şu mesajlar iletilecek:
"Mal ve mülkün hakiki sahibi Allah'tır. Bizler O'nun emanet olarak
lütfettiği malın ve mülkün geçici bekçileriyiz. Şeytanın, zekat verdiğimiz
taktirde fakir düşeceğimiz vesvesesine kapılmadan zekatlarımızı verelim.
Yüce Rabbimizin rızasını gözeterek ve yoksul kimselerin onurunu incitmeden
yapacağımız yardımların sevaplarımızı çoğaltmanın yanında malımıza bereket,
yuvalarımıza, huzur getireceğini unutmayalım."