Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #1  
Alt 23.12.2014, 20:32
CakaBeyy
 
Beiträge: n/a
Standard Sessiz Yaşamak

Yazar: Fatih Duman

Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince

Günler şu heyulâyı da er geç silecektir

Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma

Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir

Mehmet Akif Ersoy

Sessiz yaşayanlar var kâri. Sessiz, ıssız belki gölgesiz… Lakin illa ki kimsesiz yaşayanlar. Neden bilmem lakin hakikat ehlinin kimi de kimsesi de yalnız Allah olur hep. Hoş, yeter zaten bu da. Onlar ki sesini şiirlere gömenler, sırrını toprağa verenler, sözü hakikat kumaşına örenler, susanlar lakin çok şeyler söyleyenlerdir. Zannımca susabilenler aslında söyleyebilenlerdir.

İnsan bazen öyle çok şey anlatmak, öyle çok konuşmak ve söylemek ister ki! Ama biliyorum çoğu zaman susar. Sana da böyle olmuyor mu kâri? Konuşmak istediğin vakitlerde, söyleyecek sözün olduğu anlarda susmuyor musun? Yahut susmak istemiyor musun bazen sen de? Yalnızlığınla yalnız kalmayı dilemiyor musun? Susmak için dualar etmiyor musun? Zira biliyorum ki yazmak kadar, söylemek kadar, susmak da mucize. Ve mucizeler çoğu vakit aciz bırakıyor insanı. Ve zannımca insan acziyetini anladığı vakit susuyor. Hem söylemek, dinleyen, anlayan biri olduğu vakit anlamlı… İnsan anlaşılmadığı vakit anlatmamış olsa daha iyi.

Eskiler ölülere hâmuş derlermiş, hâmuş oldu, hâmuşâna karıştı. Yani sustu, suskunların arasına girdi. Susmak ve ölmek aynı manalara geliyorsa eğer dervişler boşuna “kâl ilmi değil bu hâl ilmidir” demiyorlar zannımca. Yahut “insan lisanında saklıdır” diye sözleri yabana söylemiyorlar. Sana, bana söylüyorlar kâri.

Hem susmak dediğim, sükut dediğim yalnızca şu et parçasının yani ki dilin susması olmasa gerek. İçimizde bir ses var. Öyle bir ses ki hiç susmuyor. İstersen bir dene bak. Sussan da konuşuyor. Belki de sükûtun sırrı burada gizli. İnsan dilini değil içindeki o sesi –ki kimi ona içses diyor, kimi nefs- susturduğu vakit susabiliyor ve işte o zaman belki de yarımlar tam, noksanlar tamam oluyor. Bilmiyorum ama ben az konuşanlara hayranım. Onların bir sırrı olduğuna inanıyorum ve sırrı olan ve onunla kalan insan bence insanlık tılsımını çözebilen insan.

Kâri… Susmayı bilenler, susabilenler güzel insanlar. Hem de çok güzel insanlar. Ve ben bazen öyle çok isterdim o sükûtu edep edebilenlerden olmayı. Lakin istemekle olmuyor işte. Ve biliyorum söyleyecek sözü olanlardır susanlar, gönlünde közü olanlardır susanlar, konuşmaya yüzü olan, ağlamaya gözü olanlardır susanlar.

Hikâye bu ya bir gün bilgenin birine sorarlar;

-“İnsanın akıllı olup olmadığını nasıl anlarsın?” diye.

Hiç düşünmeden ve beklemeden cevap verir;

-“Konuşmasından anlarım”

Soruyu soran biraz daha zorlayayım diye ya da belki bir akıllılık ettiğini düşünerek sorar tekrar;

-“Ya hiç konuşmazsa?” der.

Bilge yine hiç tereddütsüz verir cevabını;

-“Daha o kadar akıllısını görmedim…”

Kâri bil ki konuşan değil de susandır kazanan… Sessiz yaşayan ve sessiz ölenler…
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu