Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Aktuelles


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #11  
Alt 16.08.2013, 00:05
the_last_time
 
Beiträge: n/a
Standard

Zitat:
Zitat von benekalice Beitrag anzeigen
Asya'da ve Avrupa'da ilk okunan ezanlarda Atatürk'ün de katkısı vardır.

Fransa’daki Paris Camii (la Mosquée de Paris) ve Japonya’daki Tokyo Camii (Tokyo Jamii Mosque) Atatürk’ün yardımlarıyla tamamlanmıştır. Tokyo'nun ilk camisinin inşaatı 1932'de başlatılmis ve 1938'de hizmete girmis. Cami acilisinda Türk Bayraginin yaninda Japon bayragi asiliymis.

Ve bunun yaninda Türkiye'de Kurtulus Savasinda zarar gören birsürü camiyi tamir ettirmistir.

Eskişehir Mihalıççık Camii de yeniden yaptirmistir.

http://sinanmeydan.com.tr/index.php?...lar&Itemid=228

BALIKESİR ZAĞNOSPAŞA CAMİİ'nde ATATÜRK'ÜN (HUTBESİ) KONUŞMASI
http://www.anafilya.org/go.php?go=7d84520090e76


Haber Merkezi / TİMETURK

Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık bugünkü köşesinde "Atatürk Camileri" başlıklı bir yazı kaleme aldı ve Atatürk'ün yaptırdığı camilerden bahsetti.

http://www.timeturk.com/tr/2011/08/1...ptirdi-mi.html

Atatürk hiç cami yaptırdı mı?
Milliyet yazarı Melih Aşık 'Atatürk Camileri' başlıklı bugünkü yazısında Atatürk'ün yaptırdığı camilerden bahsetti. İşte ayrıntılar:

İşte Aşık'ın yazısı:

Genç ve titiz tarih araştırmacısı Sinan Meydan, son yazısında:

“Bu ülkede birileri sürekli İsmet İnönü’nün cami kapattırdığını söylerken (ki bu kocaman bir yalandır) nedense hiç kimse Atatürk’ün cami yaptırdığını söylemez” diyor...

Mesela...

“Fransa’daki Paris Camii (la MosquÈe de Paris) Atatürk’ün yardımlarıyla tamamlanmış; Japonya’daki Tokyo Camii (Tokyo Jamii Mosque) ise bizzat Atatürk tarafından yaptırılmıştır...”

Mustafa Kemal, 1919- 1938 arasında her yıl Paris Camii’nin yapımı için “Bizim de çorbada tuzumuz bulunsun” diyerek onar bin frank para göndermiştir. Atatürk’ün ölümünden sonra bu yardım kesilmiştir.
...
Atatürk din adami degil idi, Atatürk mükemmel bir asker, Osmanli pasalarinin arasinda yenilgi görmemis tek pasa Atatürk'tür. Bu resmi belgelerle kayitlarda tutulmus bir sekilde duruyor. Ve cagdas bir devlet adami idi. Onun Türk Milletine birakmak istedigi bir dogma da yoktur. Ben size ancak akili miras birakiyorum gibi bir sözde söylemisti... Kendi halinde din ile ilgilenirdi, öyle ya da böyle..
  #12  
Alt 16.08.2013, 14:34
Benutzerbild von benekalice
benekalice benekalice ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1.595
Standard

Kaynaklardan Atatürk'ün dinine düskün insanlara karsi büyük saygi gösterdigi anlasiliyor. Yobazlar, Arap takintilari, Atatürk'ün Islami dini yok etme cabasinda olmus oldugunu hep iddia ederler.

Keske simdiki hükümet de Atatürk gibi baskalarinin düsüncesine saygi gösterebilse, ücte biri kadarda yeterdi. Hayir, bazi tiyatro ve Opera salonlarinda ikide bir yangin cikiyor. Kiminde ne hikmetse bir sene büyük bir yangin cikti. Simdi de Kadinlara dil uzatiliyor, hükümet TV'sinden.

http://haber.sol.org.tr/kultur-sanat...t-haberi-73386

Fazıl Say'dan AKP'nin sanat saldırısına yanıt

AKP'nin tüm sanat kurumlarını hedef alan yeni yasa taslağına ilişkin bir açıklama da Fazıl Say'dan geldi.

Başbakan Erdoğan'ın özelleştirme talimatı sonrası AKP'nin sanat kurumlarına yönelik hazırlıklarını sürdürdüğü yasa taslağına sanatçılardan tepki gelmeye devam ediyor.
AKP sanata saldırısını sürdürüyor: Orhan Aydın'dan 'İsyan hakkımızı kullanalım' çağrısı

TÜM SANATÇILARIN DİKKATLE OKUMASINI DİLERİM
Türkiye’deki tüm Devlet Opera ve Balesi kurumlarına , tüm Devlet Tiyatrolarına, Orkestralarımıza, Korolarımıza yeni uygulamalar getirilecekmiş. Görünen o ki, “ teşvik ve ikramiye” maaşları kaldırılıyor. Bu demektir ki, sanatçıların maaşlarına önceye oranla %35 civarı kesinti olacak. Yaşamları zorlaşacak. Ayrıca; bütün bu Devlet Kurumları özelleştirilecekmiş. Erken emekliliğe destek verilecekmiş.

Durun daha bitmedi; Devlet , “beğendiği projelere” destek verecekmiş. Ona da “en fazla proje maliyetinin %50’sine destek” olunacakmış. Hangi projelerin seçileceğine karar veren 11 kişilik bir “sanat jürisi” oluşturulacakmış.

Bu açıklamaların tümü günlerdir medyada yer almakta…

Benim yorumlarım şöyle;

1- Hiçbir Opera Bale kurumu ya da hiç bir Orkestra kendi döngüsüyle (bilet geliriyle) kendi maliyetini karşılayamaz. Avrupa’nın bütün kurumları, ya Devlete ya da Belediyeye bağlıdır. Desteksiz kalmak “bitmek” demektir. Mesela; bir Opera Bale kurumunda yaklaşık 500 sanatçı çalışmaktadır. Orkestracısı, dansçısı, korocusu, şan solisti, misafir sanatçıları vs. Her eserin ayriyeten, dekor, kostüm , proje maliyeti olmaktadır. Devlet olmadan bu masrafı kimse karşılayamaz. Bizden söylemesi; Bu plan aslında onları yok etmektir. Bu paranın ticari olarak karşılanması imkansızdır. Salonlar 2000 kişilik 3000 kişilik olsa da imkansızdır.

2- Sponzörlük ise ABD’ye özgü bir olaydır. Türkiye’de her kurumun her projesine sponzör bulmak yine imkansızı istemek olur. “Özelleştirme” , biraz da “ölüme terk etme” anlamına gelir. Sponzörleri kim bulacak? Bir Orkestranın yıllık maliyeti yaklaşık 10-15 milyon TL, bir Opera evinin yıllık maliyeti ise yaklaşık 40-50 milyon TL eder. Kim yapacak?

3- Ekonomik durumu iyiye giden bir Türkiye , neden sanat kurumlarını kapatmaya uğraşır? Zaten 5 tane Opera - balemiz, 8 yane de Orkestramız var, Devlet tiyatroları da pek çok şehirimizde var. 75 nilyon nüfuslu bir memlekette, bu yapılanma neden yok edilmek istenir? Daha iyisi nedir? Açıklama var mıdır? Kültür Bakanlığı zaten Devlet’in “en küçük” kalemlerinden biridir. Neden dünya yarışında “sanat ile var olmak” istenmemektedir? Neden bu kurumlar için “beğenilmiyorsa kapatmak” yerine “daha iyi olması için çare araştırmak” , ya da “yıkmak” yerine “yaratmak” yolları denenmiyor? Neden” yanlış sistemlerin kurbanı” olan sanat ve sanatçılar önce o “yanlış sistem”den kurtarılmıyorlar?

4- Neden pop-arabesk-magazin kültürüne dokunulmuyorken, kültür sanat kurumlarına dokunuluyor? Neden on yıllarca eğitim almış emek vermiş sanatçılar önce giyotine çekiliyor? Dünyanın gözünde “sanatçılarıyla uğraşan Hükümet” imajı ne kadar hoş karşılanacak?

5- Projeleri “seçici kurul” onayına sunmak ne sonuç verir? Bu nasıl olacak? Mesela Hayyam’ı anlatan 1. Sınıf çağdaş bir sahne eseri ile , -söz gelimi, birilerinin hoşuna gidebilecek- 15. Sınıf bir popülist eser mi karşılaştırılacak? Karşılaştırma siyasileşecek mi? Hangi eser kazanacak? Kim karar verecek? Neye göre karar verecek? “ Jüri beğenirse Devlet maliyetin bir kısmına destek olabilir” ne demektir? Ne kadarına ? Nasıl? Diğer yarısı ne olacak? Sanatçının özgürlüğüne kim nasıl karışacak?

6- Yıllarca, yanlış sistemler sonucu, halktan kopuk kalan kurumlarımız nasıl ve hangi yöntemlerle halka el uzatabilecekler, veya uzatılan elleri tutabilecekler? Hangi eserler ile? Asıl projeler nelerdir? Çağdaş sanatımız nereye varacak?

7- Genç yetenekler ne olacak? Nasıl yönlendirilecek? Türkiye’de kim piyano çalacak, kim keman, kim flüt, kim bale yapacak? Kim tiyatroda Şekspir oynayabilmek için Tiyatro eğitiminden geçecek? Kim?

8- Bugüne değin süregelen yanlış sistemde, zaten büyük para sıkıntıları vardı. Orkestra ve Operalar, dünyanın tanıdığı büyük isimli ünlü sanatçıları , şefleri, solistleri, şancıları, koreografları, opera rejisörlerini bu azıcık bütçeler ile 20-30 yıldır zaten davet edemez haldeydi. Bu durum devam edecek mi?

9- Memur sanatçı konusuna elbetteki karşıyız. Elbette. 36 yaşında bale yapmayı bırakıp 25 yıl bankamatikten maaş alan balecilerin düştüğü bu duruma da karşıyız. Ama bu duruma o balecinin kendisi de karşı! Onu ne şekilde kullanabileceği, ondan -bale dönemi geçtikten sonraki yaşamında- nasıl yararlanılabileceği eğer bir sistem içinde ele alınmamışsa, ve de ona yol gösterilmemişse, kusura bakmayın ama, bu bahsettiğimiz 60-70 “emekli balecimiz” de bu yüzden en suçlu en utanılacak insanlarımız değildir. Sonuçta yıllar önceki kültür sanat hayatına onların da katkısı olmuştur… Yeni nesillerin kadro alamaması , eski nesilin suçu değildir. Sistemin hatasıdır. Türkiyede maaşıyla çalışan baleci sayısı kaçtır ? 300? 400? Değer mi bu sayıda bir topluluk için bunca tartışmanın çıkmasına? Koskoca devlette? Bir sistem yaratmak varken? Değer mi?

Zitat:
Zitat von the_last_time Beitrag anzeigen
Atatürk din adami degil idi, Atatürk mükemmel bir asker, Osmanli pasalarinin arasinda yenilgi görmemis tek pasa Atatürk'tür. Bu resmi belgelerle kayitlarda tutulmus bir sekilde duruyor. Ve cagdas bir devlet adami idi. Onun Türk Milletine birakmak istedigi bir dogma da yoktur. Ben size ancak akili miras birakiyorum gibi bir sözde söylemisti... Kendi halinde din ile ilgilenirdi, öyle ya da böyle..

Geändert von benekalice (16.08.2013 um 14:41 Uhr).
  #13  
Alt 17.08.2013, 01:18
Benutzerbild von Imogdi
Imogdi Imogdi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 23.06.2012
Beiträge: 2.236
Standard

allein einen Thread zu lesen mit der
> Frage "Atatürk kac kitap okudu ? "
bringt mich auf die Palme ..

Thread-Ersteller > deine Frage würde ich gleichsetzen mit


"Thomas Alva Edison" hat zwar der Menschheit Licht ins Dunkel gebracht !
aber ...welchen Abschluss hatte er überhaupt ?!???
  #14  
Alt 17.08.2013, 10:26
Cakabeyy
 
Beiträge: n/a
Standard

Zitat:
Zitat von Imogdi Beitrag anzeigen
allein einen Thread zu lesen mit der
> Frage "Atatürk kac kitap okudu ? "
bringt mich auf die Palme ..

Thread-Ersteller > deine Frage würde ich gleichsetzen mit


"Thomas Alva Edison" hat zwar der Menschheit Licht ins Dunkel gebracht !
aber ...welchen Abschluss hatte er überhaupt ?!???
Gidin Sabah gazetesine aglayin imogdi efendi.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu