Orada bir bakirköy var uzakta
gitsem mi
gimtmesem mi
diye
düsünmeye basladim minakoim.

Aklimdaki konuyu unuttum. Bugün cayirda yayilmis bir vaziyette, sisko türk karilarinin kalcalarini izlerken aklima bir fikir geldi, bir konu hakkinda ama konuyu unuttum. Dolayisi ile su an fikirsizim.

Tamam ya simdi aklima geldi, adi Bahar`di.
Tam köseyi dönücem böyle. (Köseyi döncem demisken, dün lotto oynamistim. Henüz bakmadim numaralara) Bahar`i gördüm karsimda. Sabah atladik arkadasimla beraber bisikletlerimize, Altona`a iskembe corbasi icmeye gittik. Sabahin dokuz`unda telefonum caliyor. Önce ciddiye almadim. Daha dogrusu benim telefonun melodi sarkisini söyleyen sebos`a (sebnem ferah) saygisizlik yapmak istemedim, acmadim telefonu, sarkiyi dinledim; Günaydin sevgilim, ne güzel bir gün degil mi? Kahvaltidan önce biraz daha seviselim mi? Cok güzel bi sarki, cok icten ve samimi. Tam yeniden dalmistim uykuya ki, yeniden basladi sebo ; günaydin sevgilim demeye. Telefona cikar cikmaz ben de karsimdaki konusmaya baslamadan önce o`na sarki söyleme; günaydin sevgilim, ne güzel bir gün degil mi? demeye niyetlendim ama ve lakin benim sevgilim yokki?
Hem zaten arayan arkadasmis, daha bi kac saat önce beraberdik olum ne cabuk özledin? Yaa. yatamiyorum ya uyyamiyorum, canim iskembe istiyor. Diyor telefonda. Manyak.

Kalktim banyoya gittim biraz kendime gelmek icin. Aynaya baktim; hassiiktir, ayni boka benziyorum. Simdi kim dus alacak saclarini yapayacak, jöle sürecek filan... Tatktim basima Kep`i, yallah. Ver elini aysegül... Aysegül de kim ya? Ver elini Altona diycektim ben. Dedim hatta.

Mükemmel bir güzellik ya, olamaz yani bu kadar, harika bir lezzet. BUranin iskembesi cok güzel ya. Tamam paramizla bok yiyoruz ama kaliteli bok yemek var, kalitesiz bok yemek var. Aslinda hic yememek var ama at`in ölümü arpa`dan olsun. Benim kafam yine dagildi minakoijm...
Konu neydi? Bakirköy!
Degil olum, konumuz Bakirköy degil.
Ya ne minakoim, sabahtan beri skiyon kafam?
Bahar.
Évet ya tamam konu Bahar`di.
Iste, biz iskembeciden ciktik eve dogru geliyoruz...
Bizim sokagin köseye geliyoruz birazdan. Benzinlikten sonra ilk saga dönülen yer bizim sokaga dogru giden yoldur. Iste ben bugün tam bizim sokagin basina gelmistim ki, o`nu gördüm. Filmlerdeki gib coki güzeldi.

Daha on dakika önce arkadasim benim utangac oldugumu, kadinlara yaklasamadigimi ve bekarligin tadini cikarmamin gerektiginden demlenmisti.
O bile sasirdi yani, kadinin pesinden gitmeme. Napiyosun bizim mahalle burasi, ayip olur, yapma ya filan dedi ama burasi bizim mahalle ama bu kiz bu mahalleden degil. Bisey olmaz. Hem olsa bile n`olurki? Gönül oynadi iste yerinden bi bakisa. Ne yapabilirim ki? Gidip konusmak zorundayim. O kadar.

-Evli misin?
-önce ismimi sorsaydin?
yok ben sadece evli olup olmadigini merak ettim öncelikle.
-Bekarim
-Ben de bekarim, memnun oldum.
Elimi uzattigimda sasirmis bi sekilde bakmaya basladi.
-Merhaba ben hh1975e dedim? (demedim tabi)
-O`da ismini söyledi, tekrar memnun olduk.

Bahar.
Ne güzel bir isim ya.
Hem de bu havalarda.
Karsima cikan bir ikinci bahar gibi gülümsüyordu.

Neyse iste bu tanisma süresince yasadigim heyecani ve aldigim elektrigi daha fazlaya disa vurmayayim. BU arada elektrik alma`nin da ne demek oldugunu, bugün carpildiktan sonra daha iyi anladim. (ulan esek herif, bu kacinci carpilman, hic adam olmuycan mi sen)

Bu arada yeni aldigim kahve makinesini üreten firma makinemi geri istiyor. Buhar gazinin oldugu sise patlayabilirmis. Patlasin minakoim benim makinem degil mi? Patlar da catlar da size ne? Vermiycem, kullancam makinemi.
Bu büyük firmalar cok adilik yapiyorlar, müsterilerine. Makine patlar diye geri istiyorlar. Sismebebek patladi, gelip de sordunuz mu "yenisini verelim mi" diye? Serefsizler. Neyse sinirlerim canlanmasinlar, sakin olayim biraz.

Valla uzun lafin kisasi, Bahar hanim aslinda evliymis ama gözlerime öylesine hapsolmus, öyle bi tesiri altina girmis ki, hanfendi, gözlerini benden götürme diye bekarim demek zorunda kaldim. Diyor.
Ben de yedim.
Hem öyle olsa bile, ne olur ki?

Iste böylece bir pazar ask`i daha bitmis oldu.

Usta, ver surdan bizim köy`e bi bilet.

[FettyReloaded]

Vielleicht liegt es ja doch an Deiner Senseo?

bu mudur...?

gelecek pazar yine bir tur daha yapiver! Biletin benden.

Ceplerimde ölümler,
yakamda islak yagmurlar var.
Icimdeki günes solgun,
ayaklarimda korkular var, gitmeye dair.
Cesaretim kirgin üstelik kenarindan,
yüregimde ise kanayan cicekler var.
söyleyemedigim bir sarki dilimde,
tanimadigim bir yüz aynamda
ve yine, yarim kalan bir siir var sayfamda

sessizligin sesini dinlemekten biktim
sessizligini de getir yaninda
hayalini öpmekten biktim
dudaklarini da getir yaninda
melodisi kulagimda bir sarkidan kalma
o tatli dilini getir yaninda
kösedeki benzinlikten de bi paket sigara getir yaninda,
hic disari cikasim yok minakoym

.

Bugün cok mutlu bir gün gecirdim. Mükemmele yakin diyebilirim.
Sabah kaktigimda, bu pazarin da diger pazarlardan farkli bir pazar olacagini düsündürecek bir olay oup olmadigini düsünürken buldum kendimi.
Ne yapmamistim uzun zamandir ? Sex! Neden? Cünkü memlekette iskmeye deger kari kalmadi. O yüzdendir ki, gönlümün sultanini buluncaya kadar 31 cekmeye devam.

Bugün cok özel üc insanla karsilastim. Uzun zamandir görmemistim kendilerini.
Bi sevindim pir sevindim... Costum nerdeyse. Biri 10 yaslarinda, ayaginda yirtik ayakkabilari ile karda kayan bir cocuk. Digeri ise yine 10 yaslarinda jahmarkt`da
eline yüzüne cikolata bulasmis, simarik bir cocuk.

Yataktan ziplayip ativerdim kendimi klozetin üzerine. Pazar sabahi bir baska oluyor sicmanin keyfi. Banyo islerimi bitirip kendime güzel bir kahvalti (sucuklu yumurta) hazirlamak icin mutfaga girdigim de tezgâh`in üzerinde duran ici gofret dolu kovayi gördüm. Dün alisveriste gördügüm de, icimdeki cocuga engel olamayip almistim. Eve geldigim de, neden aldigimi düsünmüstüm bir süre. Uzatma dedim, aldin iste, dursun. Isyerine götürürsün, koyarsin mutfaga isteyen alir yer. Ne uzatiyonki...

Hemen actim kovayi ve üzeri cikolata kapli gofretlerden birini yemeye basladim.
Bir derken iki, iki derken üc.. Tam dört tanesini götürmüsüm. Kahvalti isini bu sekilde hallettim yani tembelligimden. Parmaklarim cikolata sosuna bulanmis gibiydi, aynaya baktigimda yüzümü tekrar yikamak zorunda oldugumu farkettim.

Sonra solariumagitmek icin disari ciktim. Bizim binadan cikip sola dönünce kösede bir erik agaci var. Tam o agacin yanindan gecerken, calilarin arasina atilmis bir cocuk bisikleti gördüm. Sanki birisi calmis ve isi bitince oraciga atmis gibi bir hali vardi bisikletin. Birden o yirtik ayakkabili cocugu gördüm bisikletin yaninda. Bisiklet bulmustu. Hayalini bile kuramayacgi bir bisiklete simdi sadece bir adim uzaktaydi ama buna sevinemiyordu. Olsa n`olur? Olmasa n`olur? Diye düsündü. Sonra bisiklete bir tekme attti ve ardina bakmadan cekti gitti.

empiücü`mü acip müzik dinlemeye basladim solariumda güneslenirken. Karibikler gibi burasi. Istedigin kladar konus benimle, istedigin kadar yalan söyle, beni ben yapan icimdeki sözleri susturamazsin. Icine girdigin kücük kaygan deligi, yeni ve büyük bir dünya mi sandin? diyor sevgili sebo, Ben Sarkimi Söylerken isimli sarkisinda. Söylüyor ama bu cümle benim bi tuhafima giti. Ne demek istiyor bu kadin; Icine girdigin kücük kaygan deligi, yeni ve büyük bir dünya mi sandin? derken...?

Ücüncü kisiye hic gitmedigim bir mekanda rastladim. Kahvede. Arkadasin israrlarina dayanamayip bi parti okey oynamak icin girdigim kahvede.

bi saniye, sms geldi.

Evet düsündügüm gibi yaziya bi son vermem gerekiyor ya da vermemem ama gercek olan su ki, kariyla sms sex yapcaz simdi. Telefonda filan sarmiyor artik.
Yakinda nefessiz bir sekilde sevismeyi düsünüyorum. Havasiz bir yerde, ölmek üzereyken. Abartsaydin minakoym. Tamam neyse ben kactim.

eline saglik...yüzüm güldü valla

Bu bahsettigin sarki - "I've got a little something for you" gibi bir sarki familyasindan olsa gerek. mühe ehühe