[1insanol]

Islam dini alemeleri yaratanin kanunlari olmasi hasebiyle, insan hayatini iligilendiren önemli konularda kanunlar öneriler tavsiyeler vaaz etmistir.

Islam`in temel kavramlari inanca dayanmaktadir.Buyüzden sirf bilimsel kuramlar felsefi görüslerle aciklanamaz .Cünkü bilim yanilgilarla gelisirken.Islam`sa nihai dogrulari gösteren, tabiri caiz se bir pusula mesabesindedir.

Islam bir cok bilimsel gelismeye isik tutmakla insanligin refahina katkida bulunmustur, ve bulunmaya devam etmektedir.
Ayrica
15 asir önce vaaz edilmis bir dinin bugünki bilimsel gelismelere isik tutmasi Islam`in beser sözlerinden ibaret olmadiginin bariz isbatlarindandir.

Islam`ögetilerinde ki bazi bilimsel gercekleri peyderpey aciklamaya calisacagiz
-----------------------
Peygamber Efendimiz, ayakta su içmeme hususunda uyarmıştır.
Ayakta Su İçmenin Bilimsel Gerçeği


Bu sözün özüne bakıldığında sağlığımız için etkileri çok büyüktür. Bir hadiste ayakta su içmenin zararına şu şekilde işaret etmiştir:"Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı" (Abdürrezzak 10/427 Hadis 19588).Yine aynı konu ile alakalı olarak; "Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın" buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116).Bilimsel olarak açıklaması ise şudur: "İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer."Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen bir oluk bulunur.
Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer. Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera da dâhil birçok insan hastalıklarından korunmuş olur.Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.

(Kaynak : Dr. H. İspirlioğlu)