___Rafet ve Mete , Ramazanin galerisinden sectikleri Ford Mustangin egzosundan cikan bögürtüyü-yaptiklari süratten dolayi duymuyorlardi bile. 320 beygirin ve arabanin 265-lik Pirelli lastiklerinin, A12 otobaninin gece karanligina has issiz asfalti arasiyla girdigi ambiyans ve dogaya hakimiyet duygusunun tadini, sanilanin aksine, pek te cikartamiyorlardi. Son molalarini Potsdam yakinlarinda Shell'de vermis, orada bir brotshin yiyip ve birer kahve icmisler, sigaralarini icmis ve su dökmüslerdi. Kahve gercekten de berbatti ama tuvalet girisinde oturan vatandas ta türk olduklari icin para almamisti.
___Ilk 300 Kilometre arabayi Rafet kullanmisti, yollari bilmeye ne gerek vardi, navigasyon cihaziyla Polonya sinirina kadar degil, Adapazarinin demirciler carsisindaki -kel Osmanin tenekeci dükkanina- kadar bile yol sormadan gidilebilirlerdi. Bilmek degil, sadece yapmak önemliydi artik.
Dortmundu gectikten sonra Mete dayanamayip uykuya dalmisti bile. Yari ayik yari uykulu ve atesli bir sitma nöbetini andiran bir uykuydu bu. Beyni baslarindan gecen olaylara bir anlam vermeye calismak, evden ve isyerinden fazla sacmalamadan izin alabilmek ve simdi de bu 50.ooo. avroluk arabayla Polonya sinirinda insan tacirligine karismanin anlamini cözmeye ve olanlari anlamaya calisiyordu. Bu zenci polis kimdi ve bu gizli görev neydi, bu Ramazanin yaptiklari abarti degil miydi? Sanki baska sorunlari yok muydu? Hem de nasil vardi! Keza 4 yil evvel ailesinin itirazina karsin ilkokul sevgisi olan Nalanla olan evliligine evet demesiyle, simdiki mutzuzlugun altyapisini kendi kurmamis miydi? Cocuk ta olunca isler tam arapsacina dönmüstü. Nalan bildigini yapiyor, ondan izin almadan carsiya bile cikmiyormuydu? Hem Fordta gece vardiyasinda "layarbayter" olarak calismak cok mu iyiydi? Almanyaymis! Aman aman. Peki ya bu kacak giris yapmaya calisanlar hic mi sormamislardi? Onlar da kactiklari ülkelere zar zor tasarruf ettikleri parayla yilda 3 haftaligina dönüp tatil yapacaklar miydi peki?
____A-12 Fürstenwalde-Süd
tobanin kenarinda durup cis yapip ve Meteyi uyandirdiktan sonra birer sigara icip tekrar yola koyulmuslardi. Rafet navigasyon cihazina girdigi 'Frankuft an der Oder'deki bulusma yerini tekrar dogru yazdigina kanaat
getirdikten sonra uyumustu bile. Rafet uykusunda huzurluydu, sonunda müptelasi oldugu o illet oyun makinalari, oto yikamacisindaki pis isi, ve dirdirci karisi arasinda hapsoldugu Bermuda-ücgeninden kurtulmustu. Kanundan ve hapisten korkan biri degildi. Gencliginde alman akranlari ABI' yaparken, kendisi abi-leriyle hertürlü kanunsuz islere zerzevat olmus hertürlü lanete musallat olmustu, sinira gidip bir kamyonet dolusu kacagi Amsterdam limanina kendisi götüremeyecekti de kim götürecekti? Hem Galatasaray yine iyiye dogru gitmiyor muydu.En önemlisi buydu.
Düsseldorf-Kaiserswerth havalimaninin pistindeki sabah saatlerinin serinligine, bahar kokusu ve kerosin yakiti kokusuna, yasak ta olsa, Levent ve Duranin sigara dumani karisiyordu. Beklenen bu Pakistan ucaginin inisine az bir süre kala plani gözden gecirmislerdi. Ucak C 104 kapisina yanasir yanasmaz, Levent valiz trolleyini kargo kapisina dayarken, Duran da ön tekerlegin yuvasindaki kacak mali alip kimseye caktirmadan soför mahalline yerlestirecek ve oradan usulca özel ucak hangarinda Nduguyla bulusacaklardi. Levent bu siyahi komseri hic sevmemisti. Bu is bitsin, 5 hafta Kemerde olinklusif tatil yapmayi planlamisti.
Duran korkudan altina ediyordu."Ben basit bir valizciyim" dese de, Ndugu onun bu isten ancak böyle kurtulabilecegini söylemisti. PIA havayollariyla ilgili espriye 7 yil evvel ilk Almanyaya geldiginde bir anlam verememisti;P.lease I.nform A.llah
Evet simdi de gercekten dua edip beklemekten baska yapacak birsey yoktu. Gözleri uzaklara dalip , köyünün tezek kokusunu
özledigini Levente söyleyip söylememek arasinda tereddütlüydü.Cisi de gelmisti yine.
____Komser Ndugunun, kendisiyle birlikte Bell-Ranger modeli Helikopterine binip oradan havalanacaklarini kendilerine söylememis olduguna bilhassa Levent cok sinirlenmisti. Ucmayi pek sevmezdi ama artik emir-komuta sincirinin basinda degil bilakis sonundaydi. Kacak mali alip hangardan bulusmuslardi. Enselerine dayanan silahin soguk namlusu "Helikoptere binin" emrini iki kez tekrarlatmaya gerek duydurmamisti ve zaten hersey 1-2 dakika icerisinde gelismisti. Su anda da elleri kelepcelenimis bir sekilde havadaydilar. bada..bada...bada...bada....
___Pilotun gözlügünü ve kaskini cikarip arkaya dogru döndügünde:- Ramazanin- ta kendisi oldugunu gördüklerinde,ikisi az kalsin kücük dillerini yutuyorlardi. Ramazan helikopterin sürüs kolunu birakmis, helikopter havada taklalara atmaya baslamisti.Asagidaki otobanda arabalar birer karinca gibi yollarina devam ederken...Ramazanin bagirtisina Ndugunun da
bir orman kackinini andiran deli psikodelik gülüsüne ve helikopterin gürültüsüne kendi cigliklari karismisti. Helikopter gökten düser bir meteor gibi otobana Rafet ve Metenin kullandiklari arabanin önüne cakilmis, Rafet ve Mete de helikoptere süratle carpmislardi. Hersey bir anda olmus ve artik hersey cok gecti.
--
Düsseldorf 09.02.2009
Gözlerini actiklarinda, kendilerini izleyenin beyaz giyimli bir melek oldugunu tahmin eden ilk olarak Leventti.Ama bu melek biyikliydi. Demek ölünce böyle oluyor...derken, kendini bir kus gibi hafif his eden Mete ise.."hsscht uyanin la" demesiyle, hepsi birden irkilip yattiklari yataktan Meteye bakiyorlardi. Metenin diyecekleri neydi..hem bu kösedeki televiyzon da neydi..cennette televizyon da mi vardi? N-24 te haberler sunuluyurdu..ses kisikti.
Mete : "Biz kim saunaya gitmek kim nan , 4 gün evvel 90 derece sicakta hepimiz saunada bayilmisiz komalik olmusuz: morfin, novalgin, penisilin ne varsa vermsiler ayilmamisiz, taa ki bu türk hastabakici bizim odamizda gizlice lahmacun yerken kokusuna uyanmisiz. Rica ettim, karsidan bize de lahmacun getiricek az sonra !! "
--
SON