ikinci kusak gurbetciler, Türkiye den gelen cocuklar veya burda dogmus olan gurbetcilerin cocuklaridir (25-50 yaslar araligindalar)

ücüncü kusak gurbetciler ise ikinci kusagin cocuklari ve 0-24 yaslarindalar.

Almanyanin ikinci ve ücüncü kusaga olumlu faydalari:
- Bu iki kusagin yasadigi artilar kesinlikle ÖGRETIM yönünde, almanyada cok kaliteli ve yüksey düzeyde egitim ve meslek olanaklarina sahip olduklari bir gercek.
- Serbetlik, mahalle dedikodularindan uzak kendi fikrini söyleye bilen istedigi gibi yasama hürriyetine sahip bir birey olarak yetisiyorlar
- Bu gurbetcilerin bir kismi birikimlerinden ve mecburiyetten almanyada is kurdu. Almanyada gida sektöründe türklerin büyük bir söz hakki var, örnek vermek gerekirse dönercilik, restaurant, market, pazarcilik gibi sektörlerde türkler is veren oldu.


Almanyanin ikinci ve ücüncü kusaga olumsuz yönleri:
- Cok kaliteli bir ögretim ve meslek egitimi alinsada, türk kökenli bu gurbetci cocuklarinin ve torunlarinin sirf yabanci isim tasidigi icin is bulma konusunda cok zorlanmasi ve sefil olmasidir. (= bu kanunlara uygun bir irkcilik türüdür)
- Günümüzde bu ikinci ve ücüncü kusaktan türk olmayan milletlerde evlilik cogaldi, ilk sirayi polon gelinlerimiz ile alman damatlarimiz olusturuyor.
Almanyada 1,5 milyona askin bir türk toplugu varken neden kendi milletimizden degilde yabancilarla evleniyoruz? Bu 1,5 milyon türkden bize uygun 1 türk erkek veya türk kiz niye yok?
Yoksa asil sorun bu degilde kendimizi alman toplumuna kabul ettirmek icin kendi TÜRK kimligimizden mi utaniyoruz? Evet malesef öyle, böylelikle türk olmayanlarla evlenenler kendini alman toplumunda "modern, kozmopolit" olarak gösterme hevesindeler, bunda ne kadar basarilar bunu sizde kendi cevrenizde görüyorsunuzdur, bir cogunun birlikteligi 5 sene dolmadan bitiyor, geriye cocuklar kaliyor bu cocuklar ne türk nede müslüman, bu cocuklarin bir cogu perisan halde ve "kismen= halb türke" türk kimliklerini sakliyarak kendikerine alman toplugunda yer bulmaya calisiyor.

 Mit Zitat antworten