Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1  
Alt 19.03.2015, 09:55
sarioglan
 
Beiträge: n/a
Standard çanakkale Ve M.akif Ersoy

ÇANAKKALE VE M.AKİF ERSOY


Çanakkale, bir milletin; yeniden doğuşunu çağrıştırır. Çanakkale, gelişmiş ülkelerce; Müslüman bir milletin boğulmak arzusuna karşı yeniden dirilişini anlatır.

Çanakkale bir destandır.

Çanakkale, ne yapıldıysa, ne edildiyse geçilmez bir boğazın adıdır.

Çanakkale, Mustafa Kemal’siz anlatılamaz. Çanakkale’yi en güzel de M. Akis Ersoy anlatmıştır. Her ikisinin de hakkı ne yenir nede ödenir.

M. Akif büyük bir şair, düşünce adamı ve Müslüman bir Türk Milliyetçisidir. İslam birliğini savunmasının yanı sıra, Milli Mücadele’ye de katılarak vatanın kurtarılmasında büyük emeği olan bir değerdir.

M. Kemal, Çanakkale’yi geçilmez yapan bir ölüm-kalım savaşının kahramanıdır.

Çanakkale’yi gezdiniz mi bilmem. Gezdiyseniz ne olduğunu, nasıl olduğunu biliyorsunuzdur.

Çanakkale, Türk insanının mermiyle, barutla, yoklukla, kıtlıkla, sabırla, medeniyetle, gelişmişlikle mücadelesinin bir aynasıdır.

Yokluktan başka sermayesi olmayan bir milletin. Ve o millete inanmış bir değer olan M. Kemal’i n Emperyalizme karşı dişe diş mücadelesinin adıdır Çanakkale.

Menzili kısa, ilkel silah ve toplarla, çağdaş ve modern silahlara karşı nasıl karşı konulacağının bir göstergesi ve ispatıdır Çanakkale.

İman dolu göğsünden başka sermayesi olmayan Mehmetçiğin, modern silahlara karşı sinesini siper edişinin bir kanıtıdır Çanakkale.

“Haydi, yavrum haydi git! Ya gazi ol ya şehit!” diyen imanlı anaların vatan sevgisi nedir diye dünyaya göstermesidir Çanakkale.

Ve Çanakkale, iman ile sevginin, namus ile özgürlük değerinin her şeyin üzerinde olduğunun bir nişanesidir.

Onun için bu vatanı bize armağan eden M. Kemal ve arkadaşlarının, yine M, Kemal tarafından kurulan DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI mensuplarınca bu kutlu günde Atatürk’ü anmamaları ve bir Fatiha okumamalarının da ibretlik bir göstergesidir Çanakkale.

Bazı sözüm ona şeyhlerin, İngilizler hesabına fetva verip casusluk yaptıkları Kurtuluş Savaşı yıllarında Akif, Anadolu’yu gezerek:

“Sahipsiz olan memleketin batması kaktır,
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır” diye haykırdığını nasıl görmezden gelebiliriz.?

Akif, “Artık Avrupa’ya gençliğin benliklerini kaybetmeleri için değil, Batı’nın ilmini, fennini, astronomisini öğrenmesi için göndermeliyiz. Zedelenmekte olan Asım neslinin yaralarını sarmalıyız.” Diyerek Türk insanına Batı’dan neyi alması gerektiğini de bizlere söylemektedir.

“Dolaş da yırtıcı aslan kesil, be hey miskin!/ Niçin yatıp kötürüm tilki olmak istersin?/Elin, kolun tutuyorken çalış, kazanmaya bak!/ Ki artığınla geçinsin senin de bir yatalak”” diyerek çalışmayı öğütlemiştir. Günümüzün din adına lüzumsuz fetva verenlerini görseydi acaba; koca Akif neler derdi?

“ Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,/ Bir hilâl uğruna, ya Rab ne güneşler batıyor./Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,/ Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.” Mısralarıyla vatanın, vatan toprağının değerini anlatmıştır bizlere.

“Anaların gözyaşı akmasın!” safsatasına sarılanların; Çanakkale ruhunu taşıyan ecdad ruhuyla bir alakası olabilir mi? Vatan toprağı Süleyman Şah türbesi terk edilir mi?

M. Kemal ve arkadaşları, M: Akif ve Rifat Börekçi’de böyle mi yapardı?

18 Mart Çanakkale ve Şehitler Haftası, bu milletin uyanışı olsun. Üzerindeki gaflet uykusundan uyansın. Başta M. Kemal, M. Akif, olmak üzere bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Mekânları cennet olsun. Amin!

Esen kalınız.

NAZIM PEKER