Hiçbir yüzü yoktur ona dokunan kalemin, en doğal akışıyla ruhun kubbelerine tırmanan bir hâli vardır. Hiçbir tasası da yoktur, birilerine nasihat kaygısı da... Öylesine içten yani; defterin her yerine sine sine isteğince oturuverir, dolduruverir beyazlığı onu kıskandıran doğallığıyla; aslında, üzerinde gezinen el orada değildir; kimbilir hangi ruhun sohbetine, suretine konuk olmuştur daldığı yerde, kaldığı yerde ruhu... Karalanacak her defter, aralanacak bir zamanı -mutlaka- bekler ve güncesidir en çok senin gibi hasta ruhların