Einzelnen Beitrag anzeigen
  #14  
Alt 12.08.2010, 22:30
Benutzerbild von Ribelle
Ribelle Ribelle ist offline
Benutzer
 
Registriert seit: 29.06.2010
Beiträge: 56
Standard Hayalleriniz Kadar Büyüksünüz…

Hayalleriniz kadar büyüksünüz…
Düşüncleriniz gerçekliği yaratır.
İnançlarınız kişisel kehanetlere dönüşür.
Çünkü inançlarınız, davranışlarınızı oluşturur.
Ve asla düşünme şeklinizle uyum içinde olmayan bir şekilde davranamazsınız.
Yaşamınızın boyutu düşünce boyutunuzu yansıtır.
Aslında hepimiz, her gün hayal gücümüzü, yani düşüncelerimizin yaratıcı enerjisini kullanarak kendi hayatımızı kurguluyoruz. Bu kurguyu bazen farkında olarak, genellikle de hiç farkında olmadan, canımızın istediği gibi değiştiriyoruz. İşte genellikle bilinçsizce yaptığımız bu eyleme “yaratıcı imgeleme” deniyor.
Eğer “yaratıcı imgeleme” yi bilinçli olarak kullanmayı başarabilirsek, yaşamımızı hayalini kurduğumuz ve ihtiyacımız olan her ne varsa, onlarla doldurabiliriz.
Şimdi sorun bakalım kendinize, bugüne kadar yeterince büyük hayaller kurdunuz mu? Hayatınıza dair büyük resminiz nasıl? Siz bu resmin neresindesiniz? Mutlaka fiziksel ve ya duygusal olmasına ya da bunlardan bir tanesini seçmenize de gerek yok. Mükemmel bir ilişki hayalini kurarken aynı zamanda düşlerinizi süsleyen yeni bir evi, aradığınız tatmini size yaşatacak ve parasal olarak size bolluk getirecek bir iş pozisyonunu imgeleyebilirsiniz. Hayalleriniz söz konusu olduğunda, limit sadece sizsiniz!
Oysa ki hayallerimizden bahsederken genellikle korkarız, çok istemekten korkarız, her şeyi bir anda istersek cezalandırılacağımızdan korkarız. Daha fazlasını istersek elimizdekileri de kaybetmekten korkarız.
Zaten çocukluğumuzdan beri de böyle eğitilmişizdir. İstemek ayıptır, arsızlıktır hatta günahtır denmiştir hep. Sahip olduklarına şükret, elindekiyle yetinmeyi bil, ihtiyacın olandan fazlasını isteme diye öğretilmiştir bize. O yüzden istemeyi de bilmeyiz pek, beceremeyiz, ağzımızdan bir türlü çıkmaz o ufacık sözcük. Hep bastırırız isteklerimizi ve tabi hayallerimizi.
Halbu ki adı üstünde hayal bu, limiti olamaz ki, limitlersek hayal olmaz ki. Hem biz kim oluyoruz ki canım, evrenin işine karışıyoruz, nasıl karar verebiliyoruz onun bize verebileceklerinin sınırına. Evrenin kendi mükemmelliği içinde herşeyden hepimize yetecek kadar var.Ve evren kendi dengesi içerisinde doğru dağılımı zaten yapar. Yeterki biz sadece istemeyi bilelim. İstemekten korkmayalım…
İsteklerimiz, hayallerimiz ilk önce zihinsel boyutta gerçekleşirler. Daha sonrasında belirli bir titreşime sahip duygu ve düşünceleriz, kendierine benzeyen titreşimdeki enerjileri bir mıknatıs gibi çekerler. Sonuçta beynimizde canlandırdığımız, olumlu veya olumsuz her ne varsa bir gün mutlaka başımıza gelir. Çünkü evren yalnızca bizim gönderdiğimiz titreşimlere cevap verir ve biz ne düşünüyorsak sadece o’oluruz.
Bu yüzden önce gerçekten ne istediğinize karar verin. Hayata dair gerçekleşmesini istediğiniz şey ne? Dilediğiniz şeyin ne kadar önemli olduğu veya ne kadar büyük ya da küçük olduğu konusunda endişelenmeyin. Çünkü evren asla böyle bir ayrım yapmaz. Sadece gerçekten bilin ve en derinden isteyin.
İsterken hedeflerinizde net olun. Gerçekleşmesini istediğiniz her ne ise, tüm ayrıntıları ile, olmasını istediğiniz biçimde gözünüzde canlandırın. Ve şu anda zaten gerçekleşmiş gibi kendinizi o durumun içinde görmeye çalışın. Daha sonra, gerçekleşmesini istediğiniz şeye odaklanın ve onun yaşamınızın ayrılmaz bir parçasına dönüşmesine izin verin. Zamanla odağınız, gerçeğiniz olur.
Son olarak, aklınıza geldikçe, olmasını istediklerinizi dile getirin, odağınız hakkında kendi kendinize olumlu bildirimlerde bulunun. Bu olumlamaları sadece, şimdiki zamanda “sanki şimdi zaten öyley – miş gibi” kullanın. Bunu yaparken güvensizlik, kuşku duymayın, hayallerinize önce siz inanın…
Zaman içerisinde, her şey değişebilir, siz de değişirsiniz, zevkleriniz,hayata dair keyif aldığınız şeyler, hedefleriniz değişir veya artık size eskisi kadar cazip gelmeyebilirler. O zaman da ısrarcı olmayın, değişime ayak uydurun ve odaklanacağınız yeni bir hedef seçin kendinize.
Benim size tavsiyem, odaklanacağınız şey fark yaratabileceğiniz birşey olsun.