Einzelnen Beitrag anzeigen
  #2  
Alt 12.01.2009, 05:10
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

POSTA

Hayal edebiliyorum tam bu halini. Saçların karışık, ağzında bir sigara. Kapıya dayandığı zaman postacı ve bastığın da zile, eminim okkalı bir küfür savurmuşsundur kalkmadan yerinden – zaten hep en son söylemen gerekenleri en başta söyledin sen... Umarsız bir yüz ifadenle almışsındır postacının elinden mektubu. İçinden söve söve bakmışsındır adamın yüzüne. Bahşiş vermek şöyle dursun, üstüne para bile istemeyi geçirmişsindir aklının bir köşesinden..Senin rahatını bozdu diye!

Zarfın üstüne adımı yazmadım. Çünkü biliyorum ki, senin bildiğin gibi benden gelen bir mektup hayra alamet değildir – hiç olmadı.
Klasik bir giriş kullanmadım mektupta, “ nasılsın” diye sormadım çünkü sen hep iyi olmanın bir yolunu bulurdun. Yine bulmuşsundur, mutlusundur eminim.

“Ben mutsuzum” demedim satırlarımda, umursamadığından değil artık önemsiz olduğundan. Sana ben de bıraktıklarını anlattım…Bilmem farkında mıydın? Ben de çok iz bıraktın.
Yine de, her şeyden çok öğretici yanını anımsayacağım senden sonra… Çok şey öğrettin bana, çok örnekleme yaptın – yaşattın.Bir hamur gibi yoğurdun demek geçti içimden, bunu mektubumda yazmadım. Çünkü sen beni sevdin de… ( hakkını verdim, inanarak sevgine )

Güvensiz yanlarımdan bahsettim sana ( okurken sakın gülme ) O yanlarımı çok iyi bildiğini biliyorum. Bildiğin için hep o kapıyı kullandın!

Buruşturup atmış olmalısın mektubumu şimdiye kadar, ama yine de okuyacaksın biliyorum. (dayanamazsın)

Umursadığını görmem korkma! Rahat ol.

Girişi olmayan bir yazının sonucunu bilmek isteyeceksin. Sen iyi tahmin yapardın, “yine haklı mıyım?” diye yarışacaksın kendinle. Kazanmaya doymuyorsun elinde değil..

Buruşturduğun yerler zor okunuyordur ama biraz çabala. En önemli kısım burası.
Senden öğrendiğim en başlıca ders “bencillik dersi” idi – ki bu dersi bu mektupla veriyorum – En zayıf olduğum konuydu ama sen beni çok iyi yetiştirdin!
Üçte birini verdim sana yüreğimin. Sen bunun bile fazla olduğunu gösterdin verdiğin eğitimle. Sen iyi bir eğitmendin…

Mektubun sonunda “Seni sevmiştim” yazdım. Sanırım şu an yüzüne alaycı bir ifade yerleşmiştir, inanmadığının göstergesi olarak. Sevseydim postacının kapında işi ne değil mi?
Ama ben seni sevmiştim!

Hüzünlendin. Beni de hep hüzünlendirir bu Mişli Geçmiş Zamanlar .


Ama sen iyi öğretirdin, “Bana, hep bana ” demeyi ve “ önce ben ” demeyi. Ben de artık öğrendim. Benim de hakkımı yemeyelim…Çabuk kavradım ( tahmin ettiğimden daha çabuk dediğini duyar gibiyim )

Bu mektup benim almam gereken ama senin benden daha çok hak ettiğin diploma…


Yüzünde ki üzgün tonu değiştir…Kırılma. Sen iyi bir eğitmendin. Beni sen mezun ettin!

Şu an yumruklarının arasında buruşturduğun o kağıt parçası benim son ödevim.
Not vermeni beklemeyeceğim. Çünkü artık biliyorum ben sınıfımı geçtim.

Ben seni sevmiştim bebeğim. Ama senden çok kendimi sevdim ben. Tıpkı öğrettiğin gibi!

Şimdi mektubu çöpe atabilirsin. Hoşça kal bebeğim….





Andora