Einzelnen Beitrag anzeigen
  #8  
Alt 30.05.2014, 01:50
Benutzerbild von turkogluturkiye
turkogluturkiye turkogluturkiye ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 246
Standard

Allah’ın Müslümanlara önerdiği barış, huzur, esenlik, her insanın özgürce, inancını yaşabileceği ortamın sağlanmasıdır. İşte bu nedenle, Medine’de 4000 Yahudi, 4500 putperest Arap ve 1500 Müslüman bir araya gelerek, barış, huzur, esenlik üzerine birleştiler. Bu birleşimi, bütün dünyaya götürmeye karar verdiler. Hiçbir insanın, gücün barışlarını, huzurlarını, esenliklerini bozmalarına izin vermeyeceklerine söz verdiler. Böylece dini Allah’a halis kıldılar. Zira dini Allah’a halis kılmak, sadece Müslümanlara gönderilen yasaların uygulanması değildi. Dini Allah’a halis kılmak geniş anlamıyla insanları, zulümden, baskıdan kurtarıp özgürce yaşamalarını sağlamaktı. Yeryüzünün tamamında Allah’ın dinini halis kılmak, yeryüzündeki zalimlerin (tağutların) egemenliğine son vermek, dini ne olursa olsun bütün halkları, kendi yaşamlarını yaşamada özgür kılmaktır. Ne yazık ki, Allah’ın bu hükmü Müslümanlarca yeterince anlaşılamamıştır. Müslümanların çoğu, Allah’ın dinini yeryüzünde hâkim kılmayı, Allah’ın Müslümanlar için emrettiği hükümlerin bütün insanların üzerine uygulanması olarak algılıyor. Hâlbuki Allah önce insanı özgürleştirmeyi hedef alıyor. Özgürleşen insan rahatça, akıl edecek, mantık kuracak, iradesiyle özgürce dinini seçecekti. Hâlbuki baskı, zulüm altındaki insanlar özgürce akıl edemiyor, mantık kuramıyor, iradeleriyle karar veremiyorlardı. Allah Müslümanlara ayetlerinde görev vererek, öncelikle insanları özgürleştirmelerini istedi. Özgürleşen insanlar zaten kulların kulluğundan kurtulmuş olacaklardı. Yani, kelime-i tevhit esası içindeki la, yani hayır demeyi gerçekleştirmiş olacaklardı. Arkasından gelen Allah’ı ilahları olarak tanımalarıydı. Allah’ı ilah olarak tanımak ise, sadece Allah’ın benlikleri üzerinde hâkimiyeti olduğunun bilincinde olmaları, benlikleri üzerinde başka hâkimiyet kurucuları ret etmeleriydi. İnsanlar ancak, Allah’ın gönderdiği yasalara uyarak ve insanların yazboz yasalarından kurtularak özgürleşebilirlerdi. Bunun için zeminin hazırlanması, yani insanları özgürleştirilmesi, Allah’ın dinini toplumlara halis kılmak olarak Müslümanlara emredildi. Böylece Müslümanlar, hem kendi toplumlarında, hem Müslüman olmayan toplumlarda insanları özgürleştirerek, Allah’ın dinini halis kılacaklardı.

MEHMET ÇOBAN

Zaman ayirip okuyanlarin gözüne gönlüne saglik