Einzelnen Beitrag anzeigen
  #76  
Alt 27.08.2011, 13:53
nietzsche
 
Beiträge: n/a
Ausrufezeichen Der wahre Meister: Şems-i Tebrizi

Zitat:
Zitat von sokrat Beitrag anzeigen
"Bilâ noksan, eksiksiz bir hayattır sürdüğün. Ya da öyle sanırsın. Alışkanlıklara ayak uydurur, tekrarlara kapılırsın.

Şimdiye değin nasıl yaşadıysan gene öyle yaşayacaksın sanırsın. Sonra beklenmedik bir anda biri çıkar gelir. Etrafındaki kimseye benzemez. Kendini bu yeni insanın aynasında görmeye başlarsın. Var olanı değil, sende eksik olanı gösteren sihirli bir aynadır o. Ve sen bunca zaman aslında hep bir eksiklik duygusuyla yaşadığını, bilmediğin bir şeye hasret çektiğini anlarsın. Şamar gibi iner hakîkat suratına. Sana içindeki bu boşluğu gösteren bu kişi bir Pîr, Üstad, Arkadaş, Yoldaş, Eş ya da bazan bir Çocuk olabilir. Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır. Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır. Sana ayna olacak insanı bul! İşte o ayna benim için Şems'tir.

İnsan senelerce uğraşır,kendi sözlüğünü oluşturur. Önem verdiği her kavrama bir tanım bulur. "Hakîkat" , "Mutluluk" , "Güzellik" , "Onur" , "İtibar" , "Sadakat"... Hayatın her mühim dönemecinde şahsî sözlüğünü açar bakarsın. Vaktiyle yaptığın tanımları bir daha kolay kolay sorgulamazsın. Derken bir gün işte o yabancı gelir ve kıymetli sözlüğünü alıp fırlatır.

Şems'in bana ettiği budur işte. Emin olduğum her bilgiyi sildi, beni hocayken yeniden talebe haline getirdi. Birini bu kadar sevdiğin zaman istersin ki ailen, arkadaşların, en yakınların da bu sevgiyi paylaşsın, onu sevsin. Nasıl hissettiğini anlamalarını beklersin. Böyle olmayınca şaşırır, incinir, gücenirsin.

Ne yapayım da ailemin Şems'i benim gözümle görmesini sağlayayım? Tarif olmayanı nasıl tarif etmeli? Şems benim Rahmet ummanım, Lutuf güneşim. Aramızdaki dostluğun derinliği Kur'an'ın dördüncü okuması gibi; ya içindesindir, kapılır gidersin. Ya dışındasındır, neye benzediğini bilemezsin. Zahiren anlamak kabil değil, ancak yaşanınca var.

Maalesef çoğu kimse kulaktan dolma bilgilerle hareket edip başkalarını yargılıyor. Onlara göre Şems asi bir derviş. Serkeş, başıbozuk, ne yapacağı belli olmayan, güven telkin etmeyen biri. Yalan dolana ve dalavereye alışkın olanlar Şems'in sivri ve dürüst dilini takdir etmekte zorlanıyor. Başkalarının yapmacık nezaket gösterdiği yerde Şems inadına dobra dobra konuşuyor. Söyleyeceği ne varsa herkesin yüzüne söylüyor. Kimsenin ardından dedikodu yaptığını görmedim. Benim için Şems koskoca kainatı çekip çeviren tılsımın zuhur etmiş hali. Şems'in kalbi bir kervansaraydır, git git bitmez. Odalarında gariban yolcular kalır. O kimseyi dışlamaz.

Ben Şems'te ruhdaşımı buldum. Böylesi bir buluşma hayatta ancak bir kez olur. Otuzyedi yılda bir kez! Herkes Şems'i niye bu kadar sevdiğimi sorar. Nasıl cevaplayabilirim ki? Kim ki bu soruyu sorar, demek ki anlamaz; kim ki anlar, zaten bu soruyu sormaz...............!"

MEVLANA CELALEDDİN RUMİ


Elif Şafak "AŞK" romanından alıntıdır.
Der wahre Meister ist Şems-i Tebrizi...du bist wiedermal auf dem Irrweg, Dumpfbacke....Mevlana ist der Fluss, Semsi-i ist die Quelle...

Wenn du schon zitierst, dann solte dies von der Quelle sein..

•Elalem şarap içer sarhoş olur, biz aşk ehliyiz içmeden sarhoş olmuşuz.
•Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı Allah iki ağız, bir kulak verirdi. Onun için, çok dinleyip az konuşmak gerek...

Semsi-i rulezzz