Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Wissenschaften & Weltansichten (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=399)
-   -   Welches Buch habt ihr zuletzt gelesen? (http://localhost/forum/showthread.php?t=6221)

Caka_Bey 25.02.2017 00:19



Geleceğimi Kaybettim Hükümsüzdür , kaderin ve kederin kaynağı nedir ? sorusuna Feride'nin hikayesi üzerinden cevap arıyor. Hayat tecrübesi nedir ?Başımıza gelenler mi başımıza gelenlere verdiğimiz tepkiler mi ? Aramızda ferideler var, lakin okuyucu olarak bizler ne kadar Feride olabiliriz ?
Feride'nin hikayesi , etrafında kazılmış kuyulara rağmen sonuna kadar insan kalan modern bireyin nefs terbiyesi.
-Fatma Barbarosoğlu-

Sema Karabıyık'ın Muamma ile başlayan bütün romanlarını okurken ; bilimkurgı romanlarını aratmayan bir kurgu zekası ile karşı karşıya olduğumu hissettim hep. Ama beni müzmin okuyucu kılan özellik bu değil ; kurgunun içindeki karakterlerin sahici olması , kitap bittikten sonra da yaşamaya devam etmesi . Çünkü ben heyecanlı okuma sürecinden ziyade , kitap bittikten sonra bende kalanlarla ilgiliyim. Gerçek edebiyat beni insana yaklaştırmalı diye düşünürüm.
Geleceğimi kaybettim hükümsüzdür bizi , günümüzde geçen ama görmediğimiz bir gerçekliğin hikayesine , muhkem bir dil ve akıcı bir anlatımla dahil ediyor. 'hayat bir duygu okulu 'diyen feride'nin hikayesine. Okuma tecrübesinin , duygulardan mezun olma kapasitemize katkı sağlayacağını iddia etsem ? Bunun kanıtı bir metin var karşınızda.

-Nazife Şişman-


(Tanıtım Bülteninden)

Caka_Bey 25.02.2017 00:25



"Oraya nasıl geldiğini hatırlamaya çalıştı. Dağlarda yolunu kaybettiği zaman yalnız olduğunu, yaralı bacağı ile daha fazla yürüyemediği için orada kaldığını, gücünün kesildiğini yavaş yavaş hatırladı. Konuşmak başından geçenleri anlatmak istiyordu..."

Bu kitapta, Afganistan'ın karlı dağlarında yaşam mücadelesi veren Kerem'in başından geçenleri okuyacak, Hasan Nail Canat'ın usta kalemiyle o zorlu mücadeleye şahit olacaksınız!

Caka_Bey 04.03.2017 00:21



Robinson Crusoe, 1719 yılında yayınlandığında, kısa sürede sonsuz bir üne kavuştu, dünya edebiyatının ölümsüz roman kahramanları arasına katıldı.

Romanda olay, fırtınalı bir deniz yolculuğunda Robinson'un gemisinin ıssız bir adanın yakınında batmasıylo genişler. Robinson bu ıssız adaya çıkar ve orada tam 28 yıl yapayalnız yaşar. Hayatının bir bölümüne bir de yerli eklenir: Cuma. Robinson'un başarısındaki ana faktör, romanın gerçeklik temeline dayanması, maceradaki olaylar zincirinin okuyucuya inandırıcılık sağlayacak seviyede sunulmasıdır.

Caka_Bey 04.03.2017 00:25



Bir dönüşümün, bir değişimin, bir Ömer'in Hz. Ömer olmasının romanıdır Derviş...Cahili bir hayatın imanın lezzetiyle nasıl bir inkilaba dönüştüğünü anlatır Derviş...Ve Ziya, bir zamane dervişi...Süleymanla beraber Allah'a uzanan şahadet gülleri...

Caka_Bey 10.03.2017 23:01



Sherlock-holmes-baskerville'in köpegi

Sir Charles`ın öldüğü gece, cesedi bulan uşak Barrymore, seyis Perkins`i atla bana gönderdi, henüz yatmamış olduğum için bir saat içinde Baskerville`e varabildim. Soruşturmada ortaya konan bütün delilleri kontrol edip onayladım. Porsuk ağaçlı yoldan ayak izlerini takip ettim. Bir süre durup beklediğini gösteren ayak izlerinin değiştiğini gördüm; yumuşak çakıllı yolda Barrymore`dan başkasının ayak izlerine rastlamadım, sonunda cesedi dikkatle inceledim. Ben gelinceye kadar kimse dokunmamıştı. Sir Charles yüzüstü yatıyordu. Kolları iki yana uzanmış, parmakları toprağa geçmişti, yüzü tanınmayacak derecede bozulmuştu. Fakat herhangi bir fizikî yara yoktu. Yalnız soruşturma anında Barrymore yanlış bir beyanda bulundu. Cesedin çevresinde ve toprakta hiç iz olmadığını söyledi. Görmemişti! Fakat ben gördüm, biraz ileride çok net izler gördüm." Dr. Mortimer bir süre acayip acayip baktı bize, sonra adeta fısıldarcasına; "Mr. Holmes, bunlar dev bir köpeğin ayak izleri," dedi.Sayfaları çevirdikçe heyecan dozu artan bir Sherlock Holmes macerası.

18.04.2017 19:30

Arabesk ile hic aram yok. Türküdür Türkü aglatan deyip her zaman Türkülerle aglamasimdir, Türkülerle gülmüsümdür. Ama Ferdi Tayfur dinlemedim desem tanimiyorum desem yalan olur.
Bu kitapi tavsiye ederim. Bir reportajda Atatürk vurgusu yapiyor, cok etkilendim..

Orda "Atatürk'süz Türkiye olamaz" demisti..

Helal sana Ferdi Tayfur...



21.04.2017 23:37

Öteki Islam Recep Ihsan Eliacik
 




Öteki İslam Tarihi ile kastettiğimiz, Muhammed Peygamber'in vefatından sonra İmam Ali'de muhalefete, Ebuzer'de çığlığa, Hüseyin'de kıyama, Ehl-i Beyt İmamları'nda direnişe dönüşen, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı vb. saraylarının dışında gelişen; Özgür İrade Ekolü'nden Ebu Muslim Horasani'ye, Ebu Hanife'den Mutezile düşünürlerine, Zenc Hareketi'nden Karmatilere, İsmaililerden Hurremilere, Babailerden Celalilere, Şehy Bedreddin'den Patrona Halil'e, İmaduddin Nesimi'den Pir Sultan Abdal'a, Şahkulu'ndan Mahmud Talegani'ye, Cemaleddin Afgani'den Mahmud Muhammed Taha'ya, Muhammed İkbal'den Ali Şariati'ye, Mısır'da Hasan Hanefi'nin İslami Sol'undan Türkiye'de Antikapitalist Müslümanlar Manifestosu'na kadar, onlarca, yüzlerce kişi, fikir, akım ve metinler yoluyla akıp gelen çığlıklar, itirazlar ve isyanların tarihidir. Elinizdeki kitapta bunlardan Şeyh Bedreddin'den (1370-1416) günümüze kadar gelenler yer alıyor. Çalışmamız İmam Ali ve Ebuzer'den Hallac-ı Mansur'a (Karmatiler) birinci cilt, Karmatiler'den Şeyh Bedreddin'e ikinci cilt, Şeyh Bedreddin'den günümüzü üçüncü cilt olarak planlanmıştır. Elinizdeki kitap üçüncü cilt olmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)

rhizome 25.04.2017 22:09

Mo Asumang: Mo und die Arier.

26.04.2017 17:46

Und, bist Du mit dem Lesen durch? Was ist Dein Fazit?


Zitat:

Zitat von rhizome (Beitrag 2121026)
Mo Asumang: Mo und die Arier.


Caka_Bey 30.04.2017 13:04



Rus yazar Dostoyevski'nin (1821-1881) Rus ve dünya edebiyatında önemli bir yeri olan romanı Suç ve Ceza, yazarın ilginç hayat hikayesinin izlerini taşır. Aslında polisiye bir roman olarak tasarlanan, ancak psikolojik yönü ağır basan eserde Raskolnikov'un zengin-yoksul, sevgi-nefret, doğruluk-yalan ve ihanet, pişmanlık, zayıf kişilik, gurur, bencillik, ahlaksızlık, alçakgönüllülük.. anaforunda doğru yolu arayışı konu edilir. Realist Rusya'sının sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yapısının izlerini örmek mümkündür.

Caka_Bey 30.04.2017 13:08



Gerçekçi Rus edebiyatının kurucusu sayılan Aleksandr Puşkin; Gogol, Turgenyev, Dostoyevski, Tolstoy gibi büyük yazarları etkilemiş, dünya edebiyatına önemli eserler kazandırmıştır. Bu eserlerden biri olan Yüzbaşının Kızı’nda Puşkin, Rus tarihinde büyük öneme sahip bir isyanı ele almaktadır.

Romanın kahramanı Pyotr Andreyeviç, asker olmak için çıktığı yolculukta karşılaştığı insanlara, yardımcısının itirazlarına rağmen, yardım eder. Göreve başlar başlamaz karşılaştığı isyanda Pyotr Anderyeviç’in iyi kalpliliği bakalım ona bir fayda sağlayacak mı?

Yüzbaşının Kızı’nda aşk, tutku, sadakat, hırs ve dürüstlük kavramları üzerine düşünmeye hazır mısınız?

01.07.2017 20:48



Ben seni iki mavinin arasında sevdim.
Denizin hemen üstünde gökyüzünün biraz altında…

Ne balığın yeri akvaryum ne kuşun yeri kafes…
Herkesin bir vatanı var benimki sensin…

Küçük bir mucize istiyorum. Senin yanımda olduğun ve benim sadece sana ait olduğum bir mucize. İkimiz için yazılmış ama ikimizin de okumadığı bir kitap, bize birbirimizi anlatan ama dinlemeye korktuğumuz bir şarkı ve hiç bakmadığımız ama içinde sadece ikimizin olduğu bir fotoğraf olsun istiyorum.

Senin hikayende kendime bir yer arıyorum. Belki de ikimiz için yeni bir hikaye yazmak istiyorum. Mutlu olsam da olmasam da bu benim hikayem demek istiyorum. Bu dünyada tek bir hayat yaşayacaksak eğer ve sonunda biten bizim hikayemiz olacaksa yaşadığımız hikaye de bize ait olmalı…

Bir sokak arasında tuttun ellerimi, ki ben buna bile hazır değildim. Gözlerin gözlerimdeydi. “Ömrümü vereceğim kadın sen misin?” der gibi baktım. “Sen benim için yaratıldın” dedin gözlerinle. O sessizliğin içinde gözlerimizle konuştuğumuz ne varsa gökyüzüne not olup uçtu ve biz bir mucizeye inanıp sonsuz bir hikaye olmak istedik.

02.07.2017 17:18

Sevgili Aziz Nesin,

bu kitabini bir cok defa okudum ve her okudugumda kendimi gülmekten ama bir o kadar da derinlere dalmaktan alikoyamiyorum.

Bizim memlekete cok esek var Aziz amca. Dört ayaklisindan tut, ki onlar eseklerin en masumlari, iki ayaklisina kadar her türlü eseklerimiz var. Bu bahsi gecen iki ayakli esekler kimi zaman da kendini koyun sanip davar gibi kendini güddürüyor. Sende bilirsin Aziz amca bir esege ne kadar et verirsen ver o tabiati geregi otu tercih eder.
Seni hasretle ve sevgiyle özlüyor ve aniyorum. Senin Vakfi'na destekte bulunuyorum. Sen ateist olabilirsin ama cocuklar senin vakfinda ENSAR VAKFI'DAN daha emmiyette, daha güzel yetisiyorlar ve yarinin büyükleri olacak olan o cocuklar sirf bizim halkimiza degil, bütün dünya halklarina ve insanliga daha faydali hizmetler de bulunuyorlar. Inancli hanif bir müslümanim ama sana saldiranlarin dinlerinin kafiriyim Aziz dayi..

Yoruldum demistim artik dinlenmeye gidiyorum ve yerimi sonra geleceklere birakiyorum demistim.
Umarim gittigin yerde dinleniyorsun ve üzerinde oynayan cocuklar da fazla gürültü yapip seni hakk ettign uykudan uyandirmiyorlardir.



04.07.2017 19:58

Sana esek desem simdi deli zebralar gibi ziplanir dururdun demi lan yalak? Ama karincayi mikecesin belini incitmeyeceksin o diplomasiz bashirsiz gibi degil mi?


İnsanoğlu naziktir, ağır sözü kaldırmaz.
Eşek dersin kızar da, bin sırtına aldırmaz!


Zitat:

Zitat von YigitAdam (Beitrag 2122099)
Vay essekoglu essek SeyranGay seni


07.07.2017 18:37

Düşler kurdum düştüm
Annemin burnundan
Hayırsız çıktım yıldız saymaktan
Adam olamadım düşler kurmaktan
Aşktan sevdadan şiirler yazmaktan
Haydi düşler kurmaya
Aşka sevdaya şiirler yazmaya

Ferhat Sirin için dağları delmiş
Mecnun Leyla'sını çöllerde aramış
Bedrettin, Pir Sultan kelleyi vermiş
Mevlana hazret dönüversin diye
Haydi düşler kurmaya
Aşka sevdaya şiirler yazmaya
Haydi haydi....




Bak yalak-malak, sana okudugum kitaplardan da bir örnek veriyim. Anlasilan benden cok seyler ögreniyorsun. Gizlesen de, davranislarindan görüyorum :D
Bak sunu oku o zaman:


15.07.2017 15:18

YigitAdam denen erkegin orospusuna:

Wenn man dein ekelhaftes Gesicht vor das Kellerfenster platzieren würde, würden die Ratten einen Umweg machen.
Bin nickli baskasinin mikiyle gerdege girmeye calisan tipsiz yalak-malak.

Oku lan acinacak hayat hikayeni acilarin cocugu sicik Emrah..



27.08.2017 20:28


28.08.2017 23:43

Der "geteilte" Gaul

Meine Pferde, so kann ich aus der Erinnerung sagen, waren immer treue Freunde, die auch in Krisenzeiten fest zu mir standen. Mit einem meiner Pferde musste ich sogar einmal in den Krieg ziehen. Das war keine angenehme Sache. Nach gewonnener Schlacht hatte sich mein Pferd dann aber auch eine richtige Verschnaufpause verdient. Wir ritten zu einem Brunnen in der benachbarten Stadt, an dem ich den Litauer, so nannte ich dieses Pferd, trinken ließ. Er trank und trank und hörte gar nicht wieder auf. Ich konnte mir das beim besten Willen nicht erklären.

Nach einer ganzen Weile kam mein Reitknecht auf mich zu und brachte die Erklärung für den unbändigen Durst meines Pferdes gleich mit. Ich solle einmal nach hinten schauen, sagte er zu mir. Prompt wendete ich meinen Blick - und musste voller Entsetzen feststellen, dass mein Pferd sein Hinterteil verloren hatte. Das Wasser lief geradewegs am anderen Ende wieder aus ihm heraus.

Ich schaute den Reitknecht verwundert an. Bei meinem Ritt in die Stadt habe sich das Stadttor plötzlich geschlossen und das Hinterteil vom Rest des Pferdekörpers abgetrennt, sagte er. Weil ich aber einfach unbeirrt weitergeritten sei, habe sich das hintere Ende selbständig gemacht, es grase nun auf einer Weide, fuhr er fort.

Nicht weit vor dem Stadttor fand ich das verlorene Teil wieder, ritt sofort zu einem Hufschmied, der aus beiden Pferdehälfte wieder eine machte, und zwar mit der Hilfe von Lorbeertrieben.

Im kommenden Frühjahr wuchsen diese sich zu einer prächtigen Hecke und dann sogar zu einer richtigen Laube aus, die mir stets bei meinen Ausritten genügend Schutz bei allen Witterungslagen bot.

Caka_Bey 31.10.2017 23:13



Cennetin rengi nedir? Sonsuz Mavi… Saflığın temsili Beyaz… Huzurun diğer adı Yeşil…
Peki sizin renginiz nedir?

Sophie Duncan herkesin hayalini kurduğu bir hayatı yaşıyordur. Başarılı olduğu bir işi, mutlu bir yuvası ve bu yuvayı neşesiyle taçlandıran bir de iki yaşında kızı vardır. Ancak bir gün aldığı bir haberle tüm dünyası altüst olur. O zamana kadar yaşadığı hayatın bir yalandan ibaret olduğunu anlayan Sophie, artık kaderini karşılama vaktinin geldiğinin farkındadır. Yok saydığı annesiyle yüzleşerek geçmişindeki sırların kilidini açacaktır. Ve öyle bir an gelecektir ki gerçekten yaşamakla sevmenin ne demek olduğunu doğaüstü bir olayla keşfedecektir.

Cennetin Rengi her zaman umut vardır dedirten muhteşem bir hikâye. Aşkın gücünü, kendini yeniden keşfetmeyi, kalp kırıklığını ve iyileşmeyi anlatan bu romanı okurken, sayfaların akıp gittiğini anlayamayacaksınız.





Luke trende yaşlı bir kadınla tanışır. Yaşadığı köyde cinayetler işlendiğinden şüphelendiği için Scotland Yard a gideceğini söyleyen bu yaşlı kadının ölüm haberini gazetede okur. O köyden bir kişinin daha şüpheli ölümünü haber alan Luke köye gidip bu ölümleri araştırmaya karar verir.




Kasım Hanlığı, onlar için yasak bir şehirdi artık. Yüzyıllardır yaşadıkları, vatan bildikleri, üzerinde doğup büyüdükleri topraklarda özgür yaşamak mümkün değildi. Her bir köşesinde hatıraları olan bu şehirden koparak, bilinmeyen bir sona doğru yola çıkmak zorundaydılar.

Neden gidiyorlardı?

Niçin onlara bu zulüm yapılıyordu?

Yanan, yıkılan evler, köyler, şehirler…

Binlerce insanın düşe kalka ilerlemeye çalıştığı karlı dağ yolları…

Yeni topraklara, yeni bir vatana doğru zorlu yolculuk...

06.01.2018 04:47

Arablar bile uyaniyor ama bizim milletin üzerine ölü topragi serilmis
 


"Ich lehne es ab, mich von der Angst besiegen zu lassen." Boualem Sansal Schreiben ist seine Art zu kämpfen, dabei steht der Friedenspreisträger Boualem Sansal eigentlich für Dialog und Verständigung. Trotzdem warnt er eindringlich vor den Gefahren des Islamismus. In seinem Essay beschreibt der algerische Schriftsteller voller Leidenschaft, immer sachlich und ohne Vorurteile zu schüren, die prägenden Epochen des Islam und erläutert seine unterschiedlichen Strömungen. Er erklärt, warum der radikale Islam heute so an Boden gewinnt und nimmt dabei auch den Westen in die Verantwortung. Ein aufrüttelnder Appell zu Versöhnung und Vernunft.

Caka_Bey 23.01.2018 12:21

2 adet sattim, birini de kendim okuyorum, Ilber Ortayli yazmissa okunur! :)




“Tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mâni olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir. Atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur.”


-İLBER ORTAYLI-



Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı, evvela imparatorluğu dirilten nesil olan 1880'liler kuşağı, Balkan coğrafyası ve Mustafa Kemal'in aile kökeni ile başlıyor.

Akabinde Atatürk’ün askeri eğitimi, Manastır yılları, Milliyetçilikler Dönemi, İttihat ve Terakki, II. Abdülhamid, Enver Paşa, Ziya Gökalp, Trablusgarb, Balkan Savaşları ve Sofya yıllarıyla devam ediyor.

Ordumuzun İtilaf devletleriyle sekiz cephede mücadele ettiği Birinci Dünya Savaşı, kutlu zaferlerimiz Çanakkale ve Kutü’l Amâre, Mondros, son padişah Vahideddin, bir milletin ve ülkenin ölüm fermanı olan Sevr…

Tüm detaylarıyla Milli Mücadele dönemi, 23 Nisan 1920 ve sonrasında muhalefete rağmen verilen Kurtuluş Savaşı, İnönü Muharebeleri, Lozan Konferansı, Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’e giden yol...

Saltanat ve hilafet tartışmaları, Lozan, On İki Ada, mübadele, Osmanlı'dan kalan borçlar, Musul ve yakın tarihin en önemli meselesi olan inkılablar...

Son olarak kişisel özellikleriyle, dünyada, anılarda, hafızalarda kalan izleriyle modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk...

İlber Ortaylı bu ilk biyografisinde yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatıyor. Türk tarihçiliğine hiç unutulmayacak ve sürekli başvurulacak bir rehber kitap daha kazandırıyor...

25.01.2018 23:38

Zitat:

Zitat von Caka_Bey (Beitrag 2124695)
2 adet sattim, birini de kendim okuyorum, Ilber Ortayli yazmissa okunur! :)




“Tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mâni olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir. Atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur.”


-İLBER ORTAYLI-



Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı, evvela imparatorluğu dirilten nesil olan 1880'liler kuşağı, Balkan coğrafyası ve Mustafa Kemal'in aile kökeni ile başlıyor.

Akabinde Atatürk’ün askeri eğitimi, Manastır yılları, Milliyetçilikler Dönemi, İttihat ve Terakki, II. Abdülhamid, Enver Paşa, Ziya Gökalp, Trablusgarb, Balkan Savaşları ve Sofya yıllarıyla devam ediyor.

Ordumuzun İtilaf devletleriyle sekiz cephede mücadele ettiği Birinci Dünya Savaşı, kutlu zaferlerimiz Çanakkale ve Kutü’l Amâre, Mondros, son padişah Vahideddin, bir milletin ve ülkenin ölüm fermanı olan Sevr…

Tüm detaylarıyla Milli Mücadele dönemi, 23 Nisan 1920 ve sonrasında muhalefete rağmen verilen Kurtuluş Savaşı, İnönü Muharebeleri, Lozan Konferansı, Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’e giden yol...

Saltanat ve hilafet tartışmaları, Lozan, On İki Ada, mübadele, Osmanlı'dan kalan borçlar, Musul ve yakın tarihin en önemli meselesi olan inkılablar...

Son olarak kişisel özellikleriyle, dünyada, anılarda, hafızalarda kalan izleriyle modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk...

İlber Ortaylı bu ilk biyografisinde yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatıyor. Türk tarihçiliğine hiç unutulmayacak ve sürekli başvurulacak bir rehber kitap daha kazandırıyor...

Atatürk hakkinda bir cok kitabi bende okudum ama bu kitabini okumadim. Özetini burda bana ve diger ilgi duyanlara eklersen sevinirim.

Demek kitap satiyorsun iyi yapiyyorsun, kimisi beyaz mal satar, kimisi kari kiz satar, kimisi tomates, biber, patlican satar...

Sen kitap satiyorsun. Bende hobby olarak bir kitap ve cafee acmak lazim. Bonn'a isim düsmüstü orda bir eski kitaplara uzmanlasmis bir kiptaci gördüm cok hosuma gitmisti. Öyle bir kitapci acmak gerek. Cafeterya bölümü de olan ve isleyeceginden eminim. Kar amacli degil, hobby olarak. Ayni kafadarlarlarin bulusup girip ciktigi bir mekan yani. Biz Angara'liyiz kardes. Bizim cöpcülerimiz bile cöpte ki kitaplarla kütüphane actilar. Bize daha fazla görev düser o zaman.

26.01.2018 10:43

o.c. seyrangay
 
Zitat:

Zitat von seyrangah_06 (Beitrag 2122185)
YigitAdam denen erkegin orospusuna:

Wenn man dein ekelhaftes Gesicht vor das Kellerfenster platzieren würde, würden die Ratten einen Umweg machen.
Bin nickli baskasinin mikiyle gerdege girmeye calisan tipsiz yalak-malak.

Oku lan acinacak hayat hikayeni acilarin cocugu sicik Emrah..

Wenn man dein ekelhaftes Gesicht vor das Kellerfenster platzieren würde, würden die Ratten einen Umweg machen.
Bin nickli baskasinin mikiyle gerdege girmeye calisan tipsiz yalak-malak.

Caka_Bey 29.01.2018 14:28

Zitat:

Zitat von seyrangah (Beitrag 2124741)
Atatürk hakkinda bir cok kitabi bende okudum ama bu kitabini okumadim. Özetini burda bana ve diger ilgi duyanlara eklersen sevinirim.

Demek kitap satiyorsun iyi yapiyyorsun, kimisi beyaz mal satar, kimisi kari kiz satar, kimisi tomates, biber, patlican satar...

Sen kitap satiyorsun. Bende hobby olarak bir kitap ve cafee acmak lazim. Bonn'a isim düsmüstü orda bir eski kitaplara uzmanlasmis bir kiptaci gördüm cok hosuma gitmisti. Öyle bir kitapci acmak gerek. Cafeterya bölümü de olan ve isleyeceginden eminim. Kar amacli degil, hobby olarak. Ayni kafadarlarlarin bulusup girip ciktigi bir mekan yani. Biz Angara'liyiz kardes. Bizim cöpcülerimiz bile cöpte ki kitaplarla kütüphane actilar. Bize daha fazla görev düser o zaman.

Tesekkürler. denemek icin basladim, baslangic olarak iyi gidiyor, bana iyi gelirse devam ederim böyle nereye kadar giderse.

haklisin, ben kitap satarken bizzat gördüm, ilgi cogalmis kitap okumaya, demek ki cafe acsan ayni ilgiyi görür. Eyvallah, Ankaralilar kitaba gercekten önem veriyor, Ankaraliyim diye demiyorum, Ege bölgesi'de kitaba önem verir pekala, Istanbul nüfusa göre ilgi fazla degil, normal...görev'e talip olmak iyidir, insan elinin nereye kadar uzandigini ölcebilir. denemek zararsizdir her zaman..

30.01.2018 00:22

Ein Buchtipp von mir:"Wie angele ich als Dul-kari einen reichen Keriz"
 
Wie angele ich als dul kari einen erfolgreichen und wohlhabenden Keriz, der sich um mich und meinen Bastard sorgt?:D
Und wahrscheinlich bist du jetzt mit einem Fake-Nick im Chatraum und suchst nach einem reichen Keriz und nebenbei liest das Forum durch.

01.02.2018 18:43

Zitat:

Zitat von Kinotheater (Beitrag 2124866)
öküz kadinlara kari denmez. senin baban annene kari mi diyor? nereden ögrendin bu kadar seviyesizligi?

anlasilan bu muhabbetini ettigin kadin senin canini cok acitmis.

Lan o olmayan aklini siktigimin dul karisi. Bunlar göt korkusuna düstügünde pezevenk misali ilk satacaklari sen olacaksin. O enkazin altinda kalacaksin. Sen cocuk oynunu saniyorsun galiba bu yaptiklarini, götüne girdiginde görüsün oyunu koyunu aklini siktigimin salak karisi

01.02.2018 23:13

Zitat:

Zitat von Kinotheater (Beitrag 2124940)
anlamadim, nereme girdiginde?

Sende haklisin, sende bitten girilecek yerde yoktur :D

04.02.2018 22:43

Zitat:

Zitat von Kinotheater (Beitrag 2124972)
igrencsin, cirkinsin, siskosun, tembelsin ama en kötüsü cahil bir küfürbaz olman.

Buna ragmen amini, götünü siktimek icin, yarragimi yalamak icin, yüzüne akitmam icin yalvarip duruyorsun. Ancak rüyanda görürsün sikimi, benim sikimin de gururu var, senin kokusmus aminin layigi mi Aysan? Ulan kaltak kari, sana beni kac kere arama dedigim halde gene beni aylarca aradigini unuttun mu? Orospu beni arayip kel Yusuf'un ve kancik Kenan'nin numarasini bana sen vermedin mi?

04.02.2018 23:04

Zitat:

Zitat von Kinotheater (Beitrag 2125079)
yalan söyleyip durma. du hast von mir keine nummern bekommen. alcak yalanci kahpesin sen. du fettes arschloch.


Senin gibi koca götlü bir kaltagin dogruyu söylemesini zaten beklemiyom. Orospu, bana kendin anlatmistin, sabahin yedisinde aradin, Yusuf sana hotel de bulusma teklif etmisti, kavga etmistiniz, ona kizip bana numarayi verdin, cok namuslusun ya :D Bizim bakkal ciragi Yusuf'u mühendis sanip, onunla sonradan bulustun ve burda ki forum üyelerini Spass olsun diye aramadin mi lan yirtik yüzüne akititigim kaltagi?

Caka_Bey 19.04.2018 23:40



Kitaptan Alıntılar
Uykum yok bu gece, bu gece hiçbir şeyim yok. Kaçacak bir tek duygum bile kalmadı çünkü.
...
Hem öyle önünüze çıkan her yerde huzuru aramaktan vazgeçin. Huzur, olması gereken yerde olduğunda buluyor yalnızca insanı..
...
Ve sen, hep şu inancın gölgesinde soluklan: “Ne olursa olsun, vardır Allah’ın bir bildiği...”

Her şey gider dedim ya, gün gelir dostun bile kalmaz yanında arkadaşlarına anlatmak da hiç içinden gelmez. Bir sen kalırsın geriye bir de yeryüzündeki cennetin. İşte o insan öyle biri olmalı ki, evinizi cennete, içinizi bahara benzetebilsin. “Neyin var?” dediğinde, “Senim var daha neyim olsun” diyebilecek kadar sevebilsin mesela.
...
Hayat biraz da yüzme öğrenmeye benziyor, kendini suya bırakırsan su seni kaldırır, eğer boğulacağını düşünerek çırpınırsan batarsın. Boğuluyorsan sudan çıkman için tek bir şey yeter, bir nefes al ve Allah’a sarıl hiç sarılmadığın kadar.

guenzel 12.08.2020 14:05

Zitat:

Zitat von naschkatze (Beitrag 1985502)
Bin gerade dabei von Suzan Elizabeth Phillips "Aus versehen verliebt" zu lesen.
Davor habe ich von Nora Roberts "Mitten in der Nacht" gelesen.

Warum interessiert dich das?


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 22:55 Uhr.